3.3.2. Somut olaya gelince; dava 12.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle harcı yatırılarak açılmış, yargılamada keşfen taşınmazın değeri tespit edilmeden bu değer üzerinden sonuca gidilmiştir.
3.3.3. Hal böyle olunca, taşınmazın keşfen saptanan değeri üzerinden eksik harcın tamamlanması için davacıya süre verilmesi, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi yerine, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
1. Hukuk Dairesi 2022/3346 E. , 2022/4127 K.
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına dair verilen karara, Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ... ...'un maliki olduğu 1011 parsel sayılı taşınmazda isminin “... kızı ... ...” olarak yazıldığını ileri sürerek, anılan kaydın nüfus kayıtlarına uygun şekilde “... kızı ... ...” olarak düzeltilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, sûbut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 07.05.2018 tarihli ve 2017/1129 Esas - 2018/9900 Karar sayılı kararıyla; “...Hâl böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tapulama tutanağında belirtilen 784 tahrir sıra nolu vergi kaydının ilgili merciinden istenmesi, yörede “... kızı ... ... “ adında kişiler bulunup bulunmadığının zabıtaca, ayrıca kayıt maliki gözüken “... kızı ... ...” adında kayıtlı kişilerin olup olmadığının nüfus müdürlüğünden de araştırılması, gerektiğinde yerinde keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın kim ya da kimler tarafından kullanıldığının saptanması, mahalli bilirkişiler belirlenerek keşif yerinde dinlenilmesi, böylelikle taşınmazın maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.02.2019 tarihli ve 2018/914 Esas - 2019/171 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5.Bozma Kararı
Dairenin 24.09.2020 tarihli ve 2020/1994 Esas - 2020/4408 Karar sayılı kararıyla; “...Somut olayda, dava konusu 209 ada 61 parsel sayılı 4.747,82m2 miktarlı tarla nitelikli taşınmazın 08.11.2013 tarihli 3402 sayılı Yasa 2/A yenileme işlemi ile ... kızı ... ... adına kayıtlı olduğu, geldisi 1011 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağında senetsizden Süleyman kızı ...’nın satın almak suretiyle tahminen 50 seneyi mütecaviz bir zamandan beri nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyedinde iken 1945 yılında kızı ... ...’a kayıtsız ve şartsız bağışladığı ve vergi kaydının da bu yere ait olduğu ve ... ...’un da halen nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyedinde ve tasarrufunda olduğu belirtilmekle 19.06.1964 tarihli tespitte ... kızı 1323 doğumlu ... ... adına tescil edildiği malik bilgilerinde Köy Nüfus ne/ H. 185 ikametgah Pirlibey olduğu, itiraz edilmeksizin 15.12.1965 tarihinde kesinleşti, davacının annesi ... ...’un nüfus kayıtlarına göre ... ve ...’dan olma 01.07.1914 doğumlu Nazilli/Pirlibey nüfusuna kayıtlı olup 17.12.1991 tarihinde öldüğü, mirasbırakanın annesi ...’nın baba adının ... ... olduğu, 15.04.1938 tarihinde öldüğü, dinlenen tanıkların davacının annesinin adının ... olduğunu ve köyde ... ... adında kimsenin olmadığını beyan ettikleri, bu durumda nüfus kayıtları ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu açıktır. Hal böyle olunca, mahalinde yeniden keşif yapılmak suretiyle yöreyi bilen, yaşı uygun ve resen belirlenecek üç tanık ile ihtiyar heyetinden muhtar veya azalardan dinlenilmek suretiyle taşınmazın evveliyatından beri kim tarafından kullanıldığının tereddüte yer vermeyecek şekilde tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuştur.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Mahkemenin 24.09.2021 tarihli ve 2021/354 Esas - 2021/1162 Karar sayılı kararıyla; taşınmazın uzun zamandır davacı ve ailesi tarafından kullanıldığı, annesinin köyde ... olarak bilindiği, nüfus kaydında ... kızı ... ... adında kimseye rastlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozma ilamı gereklerinin yerine getirilmediğini, keşifte muhtar veya ihtiyar heyetinden kimsenin dinlenmediğini, dinlenen tanıkların yaşının uygun olmadığını, davacının baba adının net bilgi ve belgelere dayanmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydında düzeltim istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
TMK’nın 1027. maddesinde; “ İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memuru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir.
Düzeltme, eski tescilin terkini ve yeni bir tescilin yapılması biçiminde de olabilir.
Tapu memuru, basit yazı yanlışlıklarını, Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelik uyarınca re'sen düzeltir.”
Tapu Sicili Tüzüğünün 72/1. maddesinde; “Tapu sicilinde değişiklik, hak sahibinin istemine ya da yetkili makam veya mahkeme kararına istinaden yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
9.3. Değerlendirme
(IV/2.) ve (IV/5.) no.lu paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, (IV./6.) no.lu paragrafta belirtilen kararın verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına 25/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.