Mahkemece çekişmeli taşınmazların tamamının tarafların murisi ... ve ...’den geldiği, mirasçılarının ..., ... ile ... olduğu, davacı tarafın ...’in mirasçıları, davalı tarafın is ...’nın mirasçıları ile ... olduğu, murislerin terekesinin taksim edildiği, davacı tarafın taksim sonucu dava konusu taşınmazların kendi murislerine kaldığını ispatlayamadığı, yine davacı tarafın tutunduğu satış senetlerinin çekişmeli taşınmazlara uyduğu ancak tapusuz taşınmazın taşınır hükmünde olacağı ve satım akdinin geçerli olabilmesi için aynı zamanda zilyetliğin de devredilmesi gerektiği açıklanıp davacı tarafın satış senedi ile zilyetliğin geçtiğini de ispatlayamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
O halde taşınmazlar başında yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklardan, öncesi tarafların kök murisine ait olan davaya konu taşınmazların mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise ne zaman, nerede, kimlerin katılımı ile yapıldığı, tüm mirasçılarının katılıp katılmadığı katılmayan mirasçı varsa temsil edilip edilmediği ya da sonradan icazet verip vermediği, hangi taşınmazın kime isabet ettiği, davacı tarafın murisine yer verilip verilmediği, taksimde pay almamış ise nasıl ikna edildiği, muristen kalan taşınmazların hangi tarihten beri hangi sıfatla kim tarafından kullanıldığı, paylaşım sonucu davalı tarafa kalıp kalmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ayrıca ispat yükünün taksimde kendisine kaldığını iddia eden davacı tarafta olduğu hususu da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
1. Hukuk Dairesi 2022/3799 E. , 2022/5073 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı verilen 04.07.2018 tarihli ve 2016/237 E – 2018/379 K sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 28.09.2021 tarihli ve 2021/2773 Esas – 2021/4778 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ...,... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 150 ada 13, 14, 15, 16 parsel ile 151 ada 3 parsel ve 149 ada 42, 43 parsel sayılı taşınmazların senetsizden ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle davalılar adına tespit ve tescil edildiğini ancak bu tespitin hatalı olduğunu ileri sürerek harici satış senetlerine, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılardan ... ile ... keşifteki beyanlarında özetle, dava konusu 149 ada, 42 ve 43 parsel sayılı taşınmazların dedesi ...’den babaları ...ya, ...dan da yapılan taksim sonucu 42 parselin ...’e, 43 parselin ...’ya kaldığını, 151 ada 3 parsel sayılı taşınmazın dedesinden taksim sonucu amcaları ...’e kaldığını ancak, kadastroda yanlışlıkla anneleri ... adına tespit edildiğini, dava konusu 150 ada 15 ve 16 parselin öncesinde babaları ...'ya ait iken taksim sonucu kardeşleri ... ile ...’ya kaldığını, 150 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların ise yapılan taksim sonucu davacıların babası ...’e kaldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, dosya kapsamından yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından dava konusu edilen taşınmazların tümünün tarafların ortak murisleri ... ... ve ...'e ait olduğu, bu kişilerin vefatı üzerine taşınmazların çocukları ..., ... ve ... ...'e kaldığı ve bu kişilerin taşınmazları kendi aralarında taksim ederek paylaştıkları, 149 ada 42 ve 43 parsel sayılı taşınmazların taksime aykırı olarak tescil edildiğinin davacı tarafça ispat edilemediği, davacı tarafın dayandığı 1960 ile 1973 tarihli satış senetlerinin çekişmeli 151 ada 3 parsel ve 150 ada 13,14,15,16 parsel sayılı taşınmazlara uyduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetliğin davacıların babası ...’e devredilip devredilmediği ve senetlere değer verilip verilmeyeceği yönlerinde toplandığı,senet tarihinde tapusuz olan taşınmazların menkul mal hükmünde olduğundan satışın geçerli olabilmesi için taşınmazın alıcıya teslim ile zilyetliğinin de devredilmesi gerektiği, zilyedin zilyetliğinin aralıksız, çekişmesiz ve malik sıfatıyla olmak üzere 20 yıla ulaşması ve ayrıca maddi olaylardan sayılan zilyetliğin ve sürdürülüş biçiminin yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle kanıtlanması gerektiği açıklanarak, bilgilerine başvurulan yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarından, davacıların babası ...'ün bu taşınmazların zilyetliğini devraldığı ve taşınmazlar üzerinde zilyetliğini sürdürdüğü olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkeme kararına karşı davacılar vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, açtıkları davayı dinlenen tanık beyanları, bilirkişi raporları ve davalı tarafın ikrar şeklindeki beyanları ile ispat ettikleri halde Mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak eksik inceleme ve araştırma ile davanın reddine karar verildiğini, çekişmeli taşınmazların taksime konu olduğunu, taksimde ...'e kalan taşınmazların mirasçı ... tarafından satın alındıktan sonra ...’dan da davacıların babası ...’in yarı hisseyi satın aldığını, çekişmeli 151 ada 3 parsel sayılı taşınmazın taksim sonucu davacıların babası ile mirasçı ...'e kaldığı, davacıların murisinin mirasçı ...’in payını satın aldığını,çekişmeli 149 ada 43 parsel sayıl taşınmazın taksimde davacıların babasına kaldığını, 149 ada 42 parsel sayılı taşınmazda davacının babasının 1/3 payı olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
V. YARGITAY İLAMI
Dairenin 28.09.2021 tarihli ve 2021/2773 Esas - 2021/4778 Karar sayılı ilamıyla, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
1. Karar Düzeltme Yoluna Başvuranlar
Yargıtay ilamına karşı süresi içerisinde davacılar vekili tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuştur.
2. Karar Düzeltme Nedenleri
Davacılar vekili karar düzeltme dilekçesinde; yerel mahkeme ret kararı ve Yargıtay Onama kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek temyiz dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile Yargıtay onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kadastro sonucu,... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 150 ada 13 parsel sayılı 989,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 150 ada 14 parsel sayılı 827,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 150 ada 15 parsel sayılı 999,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 151 ada 3 parsel sayılı 16.547,41 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 150 ada 16 parsel sayılı 1.093,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 149 ada 42 parsel sayılı 3.008,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına, 149 ada 43 parsel sayılı 1.942,84 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükmünü içermektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, ‘’Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ‘’hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Mahkemece çekişmeli taşınmazların tamamının tarafların murisi ... ve ...’den geldiği, mirasçılarının ..., ... ile ... olduğu, davacı tarafın ...’in mirasçıları, davalı tarafın is ...’nın mirasçıları ile ... olduğu, murislerin terekesinin taksim edildiği, davacı tarafın taksim sonucu dava konusu taşınmazların kendi murislerine kaldığını ispatlayamadığı, yine davacı tarafın tutunduğu satış senetlerinin çekişmeli taşınmazlara uyduğu ancak tapusuz taşınmazın taşınır hükmünde olacağı ve satım akdinin geçerli olabilmesi için aynı zamanda zilyetliğin de devredilmesi gerektiği açıklanıp davacı tarafın satış senedi ile zilyetliğin geçtiğini de ispatlayamadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre; çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ... ve ...'ten kaldığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık kök murisin terekesinin yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise çekişmeli taşınmazların taksime dahil edilip edilmediği, edilmiş ise kime isabet ettiği hususlarındadır. Taksime dayanan taraf bu iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Geçerli bir taksimin varlığından söz edilebilmesi için taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılmaları, katılmayan mirasçıların taksime muvafakat vermeleri, her mirasçıya hangi mevkiden taşınmaz mal verildiğinin, taşınmaz mal verilmeyen mirasçının ne şekilde razı edildiğinin somut olarak ortaya konması gerekir. Mahkemece yöntemine uygun bir taksim bulunup bulunmadığı hususunda yapılan araştırma yetersizdir. Mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının yetersiz beyanlarına dayalı olarak eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
O halde taşınmazlar başında yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklardan, öncesi tarafların kök murisine ait olan davaya konu taşınmazların mirasçıları arasında taksim edilip edilmediği, taksim yapılmış ise ne zaman, nerede, kimlerin katılımı ile yapıldığı, tüm mirasçılarının katılıp katılmadığı katılmayan mirasçı varsa temsil edilip edilmediği ya da sonradan icazet verip vermediği, hangi taşınmazın kime isabet ettiği, davacı tarafın murisine yer verilip verilmediği, taksimde pay almamış ise nasıl ikna edildiği, muristen kalan taşınmazların hangi tarihten beri hangi sıfatla kim tarafından kullanıldığı, paylaşım sonucu davalı tarafa kalıp kalmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, ayrıca ispat yükünün taksimde kendisine kaldığını iddia eden davacı tarafta olduğu hususu da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle ... şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerektiği halde, sehven onandığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
VII. SONUÇ
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/2773 Esas-2021/4778 Karar sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, Kaş Asliye Hukuk Mahkemesinin incelenen 04.07.2018 tarihli ve 2016/237 - 2018/ 379 sayılı kararının yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın talep halinde karar düzeltme isteminde bulunana iadesine, 22/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.