YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Zilyetliğe dayalı tapu iptal tescil davalarında, doğal hasım olan belediyeler aleyhine vekalet ücretine hükmedilebilir mi?

Karar Özeti

 

3.3.2. Ancak, dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, davanın niteliği gereği yasal hasım olan belediye başkanlıklarına yargılama giderleri yükletilemeceğinden davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Karar

 

 

1. Hukuk Dairesi         2022/5262 E.  ,  2022/6748 K.

 

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen dosyada davacının davasının reddine ilişkin kararın süresi içinde davalı ..., davalı ... vekili ile birleştirilen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA   

 

1. Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde, Şanlıurfa ili Merkez ...... köyünde kain 1/1000 ölçekli onaylı imar planında "2 katlı konut alanına" tekabül eden  Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tescil harici yerlerden olan kuzeyi 2282 parsel, doğusu 3841 ada 1,2 ve 3 parseller, güneyi  2099 parsel ve batısı 1962 sayılı parsel ile çevrili 2.247,60 m2. yüzölçümlü  taşınmazın ekonomik yarar sağlayabilecek yerlerden olduğunu belirterek  3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesi gereğince Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. 

 

2. Birleştirilen dosyada davacı ... vekili dava dilekçesinde;   Şanlıurfa ili ..... köyünde bulunan doğusu 3841 ada 1, 2, 3 no.lu parseller, güneyi 2099 parsel, batısı 1962 parsel ve kuzeyi 2282 parsel ile çevrili yaklaşık 3.000.m2.lik taşınmazın kadastro çalışmaları  sırasında taşlık vasfı ile tapulama  harici bırakıldığını, taşınmazın müvekkili tarafından imar ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini, yaklaşık 50 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduğunu,  babası tarafından da müvekkiline bırakıldığını,  eklemeli zilyetlik  söz konusu olduğunu, dava konusu  yerde 35-40 yaşlarında fıstık ağaçları bulunduğunu,  öncesinde ise dava konusu yerde  üzüm bağı  yetiştirildiğini,  müvekkili tarafından Şanlıurfa 2. Asiye Hukuk Mahkemesine 2004/420 Esas sayılı dosya ile açılan davanın maddi ve ailevi nedenlerle takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini,  sonrasında Hazine tarafından Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 2009/161 Esas sayılı tescil talebiyle açılan davanın reddedildiğini belirterek, taşınmazın  müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalılar davanın reddini savunmuştur.

 

III.  MAHKEME KARARI

 

Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/06/2013 tarihli ve 2012/245 E. 2013/284 K. sayılı kararıyla; keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporuna göre taşınmazın halen taşlık özelliğini sürdürdüğünün anlaşılması, ayrıca öncesinde  aynı yere ilişkin davacı Hazine tarafından açılan davanın reddine karar verildiği ve kesinleştiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. 

 

IV. TEMYİZ

 

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı  Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Bozma Kararı

 

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 03/04/2014 tarihli 2014/4055 E. 2014/3835 K. sayılı kararıyla, “Mahkemece dava konusu yere yönelik Hazine tarafından daha önce aynı taleple açılan dava reddedildiğinden, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş  ise de; Mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesinde “Tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur” hükmü yer almaktadır. Çekişme konusu taşınmaz üzerinde imar-ihya faaliyetlerinin tamamlanmamış olması bu yerin ekonomik yarar sağlanması mümkün  yerlerden olmasına engel teşkil etmediği gibi kesin hüküm, tarafları karar tarihinden önceki durum yönünden bağlayıcıdır. Kesin hüküm tarihinden sonra  taşınmazın ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yer haline gelmesi durumunda kesin hükümden söz edilemeyeceğinden, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsizdir.  Diğer taraftan Mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporlarında çekişme konusu taşınmazın 600-700 metrekarelik bölümüne tarla toprağı serilerek eğiminin düzeltildiği, ayrıca  ... yazısından taşınmazın  imar planına alındığı ve konut alanı olarak planlandığı anlaşılmakta olup, çekişme konusu taşınmazın  arsa veya başka bir nitelikle  ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olup olmadığı tartışılarak  sonucuna göre bir karar verilmesi" gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı ... Başkanlığının karar düzeltme talebi aynı Dairenin 10/02/2015 tarihli 2015/141 E. 2015/838 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.

 

3. Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

 

Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2015/229 E. 2019/545 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmaz hakkında Hazine tarafından tescil istemi ile dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmazın taşlık alanda kalması nedeniyle kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakıldığı, keşif sırasında düzenlenen bilirkişi raporlarında halen taşlık özelliğini  sürdüğü ve 3402 sayılı Yasa'nın 18/1  maddesindeki koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilip kesinleştiği, dava konusu taşınmazın imar ihya çalışmalarına henüz başlandığı, tarımsal arazi olarak zilyetliği kapsayan  bir imar ihya çalışmasının yapılmadığı, taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağı, imar planında olup arsa olarak değerlendirilebileceği ve ekonomik yarar sağlanması mümkün olabileceğine göre, asıl dava yönünden davacı Hazinenin tescil isteminin kabulüne, 03/04/2017 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.665,88 metrekare taşınmazın davacı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, birleştirilen dosya yönünden davacı lehine tescil şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

 

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

 Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen dosyada davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili  temyiz isteminde bulunmuştur.

 

5. Temyiz Nedenleri

 

5.1. Birleştirilen dosyada davacı vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmaz hakkında Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/420  Esas sayılı dosyası ile tescil davası açtıklarını, ancak o dönemde maddi ve ailevi sebeplerle davayı takip edemediklerini ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, alınan bilirkişi ek raporlarında dava konusu taşınmazın 1985-92 ve 99 yılları hava fotoğraflarında tarım arazisi olarak kullanıldığının  belirtildiğini, kendileri lehine zilyetlik koşulları oluştuğu halde Mahkemenin ret kararı vermesinin yerinde olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

5.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; 3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesinde belirtilen şartların oluşmadığını, davacı Hazine tarafından daha önce  açılan tescil davasının reddinden sonra  taşınmazda herhangi bir değişiklik bulunmadığını, gerek asıl dava gerek birleştirilen dosyada davası yönünden tescil koşullarının bulunmadığını belirterek, Hazine yönünden kabul kararının bozulmasını talep etmiş,  ek temyiz  dilekçesinde ise Mahkemenin vermiş olduğu tashih kararının  yerinde olmadığını, kendilerinin  yasal hasım olmaları nedeniyle vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirtilerek bu bölüm yönünden de hükmün bozulmasını talep etmiştir.

 

5.3. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin yeterli araştırma  yapmadığını eksik inceleme neticesinde karar verdiğini belirtilerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

 

6. Gerekçe

 

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Dava ve birleştirilen dava kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.

 

6.2. İlgili Hukuk

 

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “

 

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

 

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “ Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’

 

3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 18. maddesi “– Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

 

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez.”hükümlerini içermektedir.

 

3.3. Değerlendirme

 

3.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleştirilen dosyada davacı vekilinin tüm davalı ... Başkalığı vekili ve ... vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.

 

3.3.2. Ancak, dava tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olup, davanın niteliği gereği yasal hasım olan belediye başkanlıklarına yargılama giderleri yükletilemeceğinden davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

VI. SONUÇ:

 

Davalı vekillerinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında hükmün 1/D bendinin hüküm yerinden çıkarılmasına, yerine “Davanın niteliği gereği davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428/7. maddesi gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİYLE ONANMASINA, birleştirilen dosyada davacı vekilinin tüm davalı vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, birleştirilen dosyada davacının ve davalı ... ile Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığının yatırmış olduğu temyiz harcının istek halinde kendilerine iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 369 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor