YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Davacının mülkiyetindeki taşınmazın geçmişte vakıf arazisi olduğu gerekçesi ile, mülkiyetinin vakfa geçirilmesi hk.

Karar Özeti

 

 

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/12/2021 tarihli ve 2021/1322 E., 2021/1541 K. sayılı kararıyla; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesine göre dava konusu taşınmazın vakıf adına tescil edildiği, dosyada mevcut "Şahsiyet Kaydı ve Şer'i İlam" da adı ve hayratının yerin dava konusu taşınmazla aynı mevkii olduğu ve belgelerde adı geçen mahallin dava konusu çekişmeli taşınmaza uyduğu, buna göre; vakıf yolu ile meydana gelmiş Vakıf Kültür Varlığı olan ve 2863 sayılı Yasa'ya dayalı olarak "Korunması Gerekli Kültür Varlığı" olduğu sabit bulunan dava konusu taşınmazın vakfı adına tescil edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

Karar

 

1. Hukuk Dairesi         2022/6296 E.  ,  2022/6786 K.

 

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

 

İLK DERECE MAHKEMESİ : AKÇAKOCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacı ...; dava konusu 481 parsel sayılı taşınmazın 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davacı ... adına tespit ve tescil edildiğini, o tarihten beri taşınmazın davacının kullanımında olduğunu, ancak aradan geçen 46 yıl sonra idari kararla çekişmeli taşınmazın tapusunun iptaline karar verilerek 5737 sayılı Vakıflar Kanunu kapsamınd..... Camii ve Türbesi Vakfı adına tescil edildiğini, herhangi bir mahkeme kararı alınmadan, sadece idari bir karar ile tapu kaydının iptal edilmiş olmasının mülkiyet hakkına aykırı olduğunu, ayrıca taşınmazın tamamının 6.400 m2 olup, taşınmaz üzerindeki camii ve müştemilatın ise yaklaşık 1.000 m2’lik kısmı kapsadığını, 1.000 m2 dışındaki kısmın korunması gerekli eski eserle bir alakası bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, olmadığı takdirde taşınmaz üzerinde kültür varlığı olarak kabul edilen camii ve müştemilatı dışındaki kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalı ..., vakıf yoluyla meydana gelen ve vakıf kültür varlığı olan dava konusu taşınmazın mazbut .... ..... ve Türbesi Vakfı adına tescil edildiğini, idari işlemlerin Vakıflar Kanunu’nun 30. maddesi ve Vakıflar Yönetmeliği’nin 178. maddesi gereğince yapıldığını, şahsiyet kaydı, vakıf belgesi ve ... Kültür ve Tescil Dairesi Başkanlığının 19.09.2019 tarihli yazısı ile taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelen ve vakıf kültür varlığı niteliğindeki taşınmazlardan olduğunun anlaşıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

İlk Derece Mahkemesince, dosyaya sunulan "Şahsiyet Kaydı” ve “Şer'i İlam" da vakfın adı ve hayratının dava konusu taşınmazla aynı mevkiide olduğu, belgelerde adı geçen mahallin dava konusu taşınmaza uyduğu, vakıf yolu ile meydana gelmiş ve vakıf kültür varlığı niteliğinde olan dava konusu taşınmazın, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi ile Vakıflar Yönetmeliği'nin 178. maddesine uygun olarak vakfı adına tescil edilmesinin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

2.İstinaf Nedenleri

 

Davacı vekili, 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazın davacı ... adına tescil edildiğini, aradan 46 yıl geçtikten sonra taşınmazın tapusu idari bir kararla iptal edilerek 5737 sayılı Kanun Kapsamında ... Camii ve Türbesi Vakfı adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın kadimden beri köy tüzel kişiliğine bağlı olduğunu ve hiçbir vakıfla ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelip gelmediğinin tespiti gerektiğini, bilirkişi raporunda ise bu tespitin denetimden uzak vasıtalarla yapıldığını, dosyaya delil olarak sunulan "Şahsiyet Kaydı ve Şer'i İlam"da adı ve hayratının yeri "Akçaşehir-i Bolu kazasına tabi, Eski Cuma Mahallesinde kain" ve Akçaşehir-i Bolu kazasına tabi Cuma Mahallesinde vaki" denilerek "... Camii ve Türbesi Vakfına" ait olduğu belirtilen yerin.." denilmek suretiyle, bu belgelerin vakfın adını içermesi nedeniyle Vakıflar Yönetmeliği'nin 178/2. maddesinde sayılan belgelerden sayılması gerektiği kanaatinin bildirildiğini, bilirkişi raporunda davalı vekilinin sunduğu delillerden şahsiyet kaydı ve şer'i ilamda adı ve hayratının yerinden bahsedildiği iddiasıyla dava konusu bu taşınmazın "vakıf yoluyla meydana gelmiş Vakıf Kültür Varlığı" olduğuna yönelik tespitin ve varılan kanaatin objektiflikten uzak olduğunu, davalı vekili tarafından Vakıflar Bölge Müdürlüğünün 2002 ve devamı tarihli yazıları ve restorasyona ilişkin belgeler sunulmuş olup, bu belgelerde dahi "..." ifadesinin geçmediğini, taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelip gelmediği noktasında çelişkiler bulunduğunu, tapu kaydı iptal edilen taşınmazın 6.400,00 m2 büyüklüğünde, üzerinde öncesinde mera şimdilerde mesire alanı ve lokanta olarak kullanılan bölümü de kapsamakta olduğunu, ayrıca taşınmazda fındık ağaçlarının bulunduğu bir kısmın da bulunduğunu, taşınmazın kadastro tespiti sırasında bir bütün olarak tapuya kayıt edildiğini, taşınmazdaki eski cami bulunan kısmın ise küçük bir alanı kapsamakta olup, taşınmazın diğer kısmının ise korunması gerekli eski eserle bir alakası bulunamadığı halde bilirkişi raporunda bu hususun gözetilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

 

3. Gerekçe ve Sonuç

 

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/12/2021 tarihli ve 2021/1322 E., 2021/1541 K. sayılı kararıyla; 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesine göre dava konusu taşınmazın vakıf adına tescil edildiği, dosyada mevcut "Şahsiyet Kaydı ve Şer'i İlam" da adı ve hayratının yerin dava konusu taşınmazla aynı mevkii olduğu ve belgelerde adı geçen mahallin dava konusu çekişmeli taşınmaza uyduğu, buna göre; vakıf yolu ile meydana gelmiş Vakıf Kültür Varlığı olan ve 2863 sayılı Yasa'ya dayalı olarak "Korunması Gerekli Kültür Varlığı" olduğu sabit bulunan dava konusu taşınmazın vakfı adına tescil edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

 

 

V. TEMYİZ

 

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

2. Temyiz Nedenleri

 

Davacı vekili, taşınmazın uzun yıllardır davacının kullanımında olduğunu, 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazın davacı ... adına tescil edildiğini, aradan 46 yıl geçtikten sonra taşınmazın tapusu idari bir kararla iptal edilerek 5737 sayılı Kanun Kapsamında ... Camii ve Türbesi Vakfı adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın kadimden beri köy tüzel kişiliğine bağlı olduğunu ve hiçbir vakıfla ilgisinin bulunmadığını, taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelip gelmediğinin tespiti gerektiğini, bilirkişi raporunda ise bu tespitin denetimden uzak vasıtalarla yapıldığını, dosyaya delil olarak sunulan "Şahsiyet Kaydı ve Şer'i İlam"da adı ve hayratının yeri "Akçaşehir-i Bolu kazasına tabi, Eski Cuma Mahallesinde kain" ve Akçaşehir-i Bolu kazasına tabi Cuma Mahallesinde vaki" denilerek "... Camii ve Türbesi Vakfına" ait olduğu belirtilen yerin.." denilmek suretiyle, bu belgelerin vakfın adını içermesi nedeniyle Vakıflar Yönetmeliği'nin 178/2. maddesinde sayılan belgelerden sayılması gerektiği kanaatinin bildirildiğini, bilirkişi raporunda davalı vekilinin sunduğu delillerden şahsiyet kaydı ve şer'i ilamda adı ve hayratının yerinden bahsedildiği iddiasıyla dava konusu bu taşınmazın "vakıf yoluyla meydana gelmiş Vakıf Kültür Varlığı" olduğuna yönelik tespitin ve varılan kanaatin objektiflikten uzak olduğunu, davalı vekili tarafından Vakıflar Bölge Müdürlüğünün 2002 ve devamı tarihli yazıları ve restorasyona ilişkin belgeler sunulmuş olup, bu belgelerde dahi "..." ifadesinin geçmediğini, taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelip gelmediği noktasında çelişkiler bulunduğunu, tapu kaydı iptal edilen taşınmazın 6.400,00 m2 büyüklüğünde, üzerinde öncesinde mera şimdilerde mesire alanı ve lokanta olarak kullanılan bölümü de kapsamakta olduğunu, ayrıca taşınmazda fındık ağaçlarının bulunduğu bir kısmın da bulunduğunu, taşınmazın kadastro tespiti sırasında bir bütün olarak tapuya kayıt edildiğini, taşınmazdaki eski cami bulunan kısmın ise küçük bir alanı kapsamakta olup, taşınmazın diğer kısmının ise korunması gerekli eski eserle bir alakası bulunamadığı halde bilirkişi raporunda bu hususun gözetilmediğini belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

 

3. Gerekçe

 

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

 

3.2. İlgili Hukuk

 

3.2.1. 5737 sayılı Yasa'nın 30. maddesi ile “Vakıf yoluyla meydana gelip de, her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş, vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devrolunur.” hükmüne, Yönetmeliğin 178. maddesinde ise “(1) Vakıf yoluyla meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları tapu sicil müdürlüğünce mazbut vakıfları adına tescil edilir. (2) Vakıf yolu ile meydana gelen kültür varlıklarının tespiti; vakfiyeler, vakıf veya tapu kütüklerindeki kayıtlar, kadastro tespit evrakı, fermanlar, beratlar, atik senetler, yoklama kayıtları, kitabeler, tarihi kayıtlar, müze kayıtları, tescil kayıtları ile mülkname, temessük, tefviz, hazine-i hassa, mütevelli, mültezim, sipahi senetleri gibi belgelerden biri veya birkaçı ile yapılır. (3) Eserin vakıf yoluyla meydana gelmiş vakıf kültür varlığı olduğunun ikinci fıkrada belirtilen belgelerle tespiti halinde bölge müdürlüğünün talebi üzerine mazbut vakıfları adına tescili yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

 

3.3. Değerlendirme

 

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre; yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

VI. SONUÇ

 

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 18/10//2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 158 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor