YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Aynı yer için iki farklı tapu bulunması halinde, hangi hususlar incelenerek gerçek malikin tespit edileceği hk.

Karar Özeti

 

Bilindiği üzere, taşınmazın her iki tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde sahih esasa dayalı tapu kaydına üstünlük tanınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazda tarafların dayandığı her iki tapu kaydında ilk malikin Hazine olduğu, her ne kadar davalılara ait tapu kaydının geldisi daha eski olsa da, malik Hazine çekişmeli taşınmazı fiilen Toprak Tevzi Komisyonu aracılığıyla 4753 sayılı Yasa uyarınca davacı tarafa 1954 yılında devrettiğinden taşınmazda davacı tarafın zilyet olduğu, Hazinenin fiili kullanımını ve tapusunu devrettiği taşınmazı bu sefer 1997 yılında ihale ile davalı tarafa sattığı, bu durumda davacı tarafın malikliğinin daha önce ve geçerli bir hukuki nedene dayalı olması nedeniyle, mükerrer olduğu tespit edilen 583 nolu parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

Karar

 

1. Hukuk Dairesi         2022/6116 E.  ,  2022/6395 K.

 

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen davanın kabulüne ilişkin kararın süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

 

I. DAVA

 

Davacı-birleştirilen davada davalı vekili dilekçesinde özetle, Bala İlçesi .... Köyünde bulunan 311 parsel sayılı taşınmazın tapulama sırasında Köy Tüzel Kişiliği adına mera olarak tespit edildiğini, bu tespite davacının babası İzzet Mert ve köy muhtarı Etem Ünal'ın itirazı sonucu Kadastro Mahkemesinin 1952/77 Esas ve 1952/25 Karar sayılı dosyası ile itirazların reddiyle parselin (A) ve (B) işaretleri ile ikiye ayrılıp, tamamının Hazine adına tarla olarak tesciline karar verildiğini, daha sonra 311 nolu parselin bir bölümünün 4753 Sayılı Yasa gereğince davacıya satıldığını, satış tarihinin 07/04/1956 olduğunu ve 311 parselden ifrazen 616 parsel numarası verilerek 64.600 m² yüzölçümü ile tapuya tescil edildiğini, davacının, taşınmazın maliki olmadan önce de zilyedi olduğunu, davacının tapulu malı olmasına rağmen taşınmazın tamamının halen Hazine üzerinde göründüğünü, bu nedenle aynı parselin bir bölümü için tapuda iki kayıt bulunduğunu, buna göre ortada bir mükerrerlik olup bunun Hazinenin hatasından kaynaklandığını, 311 nolu parselin davacı adına tescil edilen ve Hazine adına olan tapunun 64.600,00 m²'lik kısmının iptal edilmesi gerektiğini, ancak bunun zamanında yapılmadığını, Hazinenin davacının tapulu yerinin 44.000 m²'lik kısmını ...'a sattığını, ...'ın da bu taşınmazı diğer davalılara sattığını, taşınmazın 44.000 m²'lik kısmının 583 parsel adıyla davalılar adına tescil edildiğini, böylelikle taraflar arasında nizaya konu olan 40.618 m²'lik yer ile davacı adına olan 64.600 m²'lik yerin iç içe geçerek çifte tapunun oluştuğunu, bu sebeplerle 583 parsel sayılı taşınmaz ile 616 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarının mükerrer olduğu iddiası ile 583 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili özetle, Çankaya Tapu ve Kadastro Müdürlüğüne tersimat hatası ile ilgili verdikleri 27/03/2009 tarihli dilekçeleri üzerine yapılan inceleme sonucunda "İlk tesis kadastrosunda 311 parsel sayılı taşınmazın tescilinin yapıldığını ve daha sonra bu parselde yapılan itiraz nedeniyle Kadastro Mahkemesinin bu parselden ifraz ile 583 nolu parsele tescil kararı verdiğini ve uyguladığını, bundan sonra 611 nolu parselin Toprak Tevzi Komisyonu sonucu dağıtımdan sonra oluşmuş olduğunu ve bu parselin 583 nolu parsel ile mükerrerlik oluştuğundan dolayı 611 nolu parselin bütün sonuçları ile iptal edilmesi gerektiğinin" bildirildiğini, Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin evvelce tespit, tescil ve sınırlandırma sureti ile kadastrosu veya tapulama yapılmış olan yerlerin kadastrosunun yapılamayacağını, bu gibi yerler ikinci defa kadastroya tabi tutulmuşsa ikinci kadastro bütün sonuçları ile hükümsüz kalacağının düzenlendiğini, 311 parsel ile ilgili düzenlenen tapulama tutanağında mezkur yerin mera olarak tespitinin yapıldığı bu tespitte davacının babası .....ve..... isimli şahısların itiraz ettikleri ve itiraz sonucunda Kadastro Mahkemesinin 1952/77 Esas ve 1952/25 sayılı kararı ile taşınmazın 44.800 m² yüzölçümünde A ve B parçalarının Hazine adına tarla olarak tesciline, geri kalan kısmın ise mera olarak tesciline karar verildiğini, Bala Tapu Müdürlüğünün A ve B parçalarına 583 parsel numarası vererek Hazine adına 19/08/1952 tarih ve 353 yevmiye ile 44.800 m² olarak tescil edildiğini, ilk tespit tutanağının kadastro mahkemesinin ilgili kararı ile iptal edildiği halde 583 parselin ifrazının işlenmediğini, kadastro mahkemesi kararının tapuya işlenmediğinden dolayı köy tüzel kişiliğine ait 85.800 m² yüzölçümünde mera parselinden 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu uyarınca 64.600 m ²'lik kısmın ifraz edilerek 616 nolu parselin 07/04/1954 tarih ..... yevmiye ile Hazine adına tescil edildiğini, 616 nolu parselin......oğlu ...'e tevzii sureti ile devredildiğini, şu anda kalan meranın yüzölçümünün 21.200 m² olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada 611 parselin iptaline karar verilmesini istemiştir.

 

III. MAHKEME KARARI

 

Bala Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/01/2014 tarihli 2009/228 Esas, 2014/15 Karar sayılı kararıyla keşif sırasında dinlenen tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere dava konusu 583 parsel sayılı taşınmazın davacının zilyetliğinde olduğu, mükerrerlik durumunun davacının hatasından değil idarenin hatasından kaynaklandığı ve bu hatanın sonucu ile taşınmazın davalılar adına tescil edildiği, davacının iddialarının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne çekişmeli 583 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

 

IV. TEMYİZ

 

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

 

2.Temyiz Nedenleri

 

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, kadastro çalışmalarında 311 nolu parselin mera olarak tespit gördüğü davacının babası tarafından kadastro mahkemesine itiraz üzerine tapuya Hazine adına tarla olarak tescil edilen 583 parsel sayılı 44.800 m2 taşınmaz ile geriye kalan 85.800 m2'lik mera parselinin daha sonra 64.600 m2'lik kısmının 4753 sayılı Yasaya göre Hazine adına 616 parsel olarak devredildiğini, geriye 21.200 m2'nin mera olarak kalmasına rağmen 616 nolu parsel için ayrı bir çap düzenleneceği yerde kadastro mahkemesindeki paftaya işlendiğini, fen raporunda 582 parsele davacının haksız el attığının tespit edildiğini belirterek ve re'sen görülecek sebeplerden dolayı mahkemenin ret kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

 

3. Gerekçe

 

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Dava ve birleştirilen dava, çifte tapu oluşturulduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkindir.

 

Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve yapılan uygulama sonucu 583 sayılı parselin 616 sayılı parsel ile çakıştığı anlaşılmaktadır.

 

3.2. İlgili Hukuk

 

6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

 

4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”

 

6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükümleri düzenlenmiştir.

 

4. Değerlendirme

 

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kadastro sonucu Bala İlçesi Gülbağı Köyü çalışma alanında bulunan 311 parsel sayılı 130.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadimden buyana mera olarak kullanılması nedeniyle kamu orta malı mera vasfıyla köy tüzel kişiliği adına tespit edildikten sonra, davacının babası İzzet Mert ile köy Muhtarı ...’ın itirazı üzerine Bala Kadastro Mahkemesinin 1952/ 77- 25 E. ve K. sayılı kararı ile ekli fen bilirkişi krokisinde A ve B harfleri ile gösterilen 44.800,00 metrekarelik kısmın 583 parsel numarası adı altında tarla vasfı ile Hazine adına, kalan kısmın tespit gibi mera olarak tesciline karar verildiği, 1997 yılında davalılardan ...'ın, 583 parsel sayılı taşınmazı Hazineden satın alıp, aynı yıl satış suretiyle 1/3 hissesini davalı ...'a, 1/3 hissesini diğer davalı ...'a devrettiği, 1954 yılında 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu uyarınca Toprak Tevzi Komisyonu tarafından 311 nolu mera parselinden 64.600,00 metrekarelik kısım ifraz edilerek Hazine adına 616 parsel adı altında tescil edildikten sonra taşınmazın 1957 yılında Hazine tarafından ...’e satıldığı anlaşılmaktadır.

 

Bilindiği üzere, taşınmazın her iki tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde sahih esasa dayalı tapu kaydına üstünlük tanınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazda tarafların dayandığı her iki tapu kaydında ilk malikin Hazine olduğu, her ne kadar davalılara ait tapu kaydının geldisi daha eski olsa da, malik Hazine çekişmeli taşınmazı fiilen Toprak Tevzi Komisyonu aracılığıyla 4753 sayılı Yasa uyarınca davacı tarafa 1954 yılında devrettiğinden taşınmazda davacı tarafın zilyet olduğu, Hazinenin fiili kullanımını ve tapusunu devrettiği taşınmazı bu sefer 1997 yılında ihale ile davalı tarafa sattığı, bu durumda davacı tarafın malikliğinin daha önce ve geçerli bir hukuki nedene dayalı olması nedeniyle, mükerrer olduğu tespit edilen 583 nolu parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

 

Ancak, davanın kabulü halinde sadece mükerrer tapu kaydının iptali ile yetinilmesi gerekirken, davacı adına aynı yere ilişkin ikinci bir tapu kaydının oluşmasını sağlayan ve infazı mümkün olmayacak şekilde tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi, mükerrer olmadığı tespit edilen fen bilirkişi raporundaki B harfi ile gösterilen 4.181,00 metrekarelik kısım hakkında da iptal kararı verilmesi isabetsizdir.

 

Öte yandan, yargılama sırasında davalılar tarafından davacı aleyhine açılan mükerrer tapu kaydının iptali istemli 2009/242 Esas sayılı dava, bu dava ile birleştirildiği halde mahkemece birleştirilen bu dava hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemiş olması, ayrıca karar başlığında birleştirilen davanın ve taraflarının ayrı ayrı gösterilmemesi de hatalıdır.

 

V. SONUÇ

 

Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile kararın 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, dava değerine göre kesin olmak üzere, 04/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.a


Bu sayfa 164 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor