YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Haciz, icra işlemleri, tebligat, kısmi tahsilat gibi işlemlerin, para cezasının zamanaşımını keseceği hk.

Karar Özeti

Anılan hükümler uyarınca; belediyelerin; vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli ve gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediğinde zamanaşımına uğrar.

 

Bununla beraber, zamanaşımı süresi içerisinde mükellef tarafından yapılan ödeme ile belediye tarafından mükellefe haciz uygulanması, usulüne uygun şekilde tebliğ yapılması, ödeme emri tebliğ edilmesi veya cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her türlü tahsilat zamanaşımı süresini keserek yeniden başlatır.

 

364 sayılı ilamın 1’inci maddesinde yer alan para cezalarına ilişkin olarak; rapor dosyası ve ekli belgelerin incelenmesi neticesinde, 2004-2008 yıllarında tahakkuk etmiş olup, ... Belediyesi’nin kullandığı bilişim sisteminden kayıtların alındığı 31.12.2013 tarihine kadar zamanaşımına uğramış para cezası gelirlerinin kamu zararı konusu edildiği, belediye gelir kalemleri içinde tahakkuk etmiş olarak yer alan para cezaları ile ilgili gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması sonucunda alacağın zamanaşımına uğratılması nedeniyle kamu zararına neden olunduğu görülmüştür.

Karar

 

 

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2014    

 

Dairesi  7           

 

Dosya No           45105  

 

Tutanak No        47135  

 

Tutanak Tarihi   15.1.2020         

 

Kararın Konusu Vergi Resmi Harç ve Diğer Gelirlerle İlgili Kararlar          

 

 

Konu: Para cezalarının tahsilatına ilişkin gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması suretiyle alacağın zamanaşımına uğratılması.

 

1- 232 sayılı İlamın 3. maddesiyle; ... Büyükşehir Belediyesi’nde gelir kalemleri içinde tahakkuk etmiş olarak yer alan para cezalarının tahsilatına ilişkin gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması suretiyle alacağın zamanaşımına uğratılması gerekçesi ile ... TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

 

Sorumlularca yapılan temyiz başvuruları üzerine düzenlenen 27.09.2017 tarih ve 43319 tutanak numaralı Temyiz Kurulu kararının 1. Maddesiyle;

 

Tazmin hükmüne konu alacaklardan zamanaşımına uğrayanların mükellefleri itibariyle tespit edilmesinin sağlanması ve olay bazında zamanaşımını kesen veya durduran nedenlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya konulması, kamu zararı miktarı bakımından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların incelenmesi, sorumluluğun genişletilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisini teminen 232 sayılı ilamın 3. maddesi ile verilen tazmin hükmünün bozularak dosyanın hükmü veren Daireye gönderilmesine, karar verilmiştir.

 

Bu karar üzerine, 7. Daire tarafından düzenlenen 364 numaralı ilamın 1’inci maddesiyle, tahakkuk etmiş olmakla birlikte tahsil işlemlerinin zamanında yapılmaması sonucunda, gelirlerin zamanaşımına uğratılması nedeniyle oluşan ... TL için tazmin hükmü verilmiş ve kamu zararından; 2009-2013 yılları arasında görev başında olan Belediye Başkanı ile muhasebe yetkilileri sorumlu tutulmuştur.

 

TEMYİZ DİLEKÇESİ

 

İlamda Muhasebe Yetkilisi sıfatıyla sorumlu tutulan ..., ... ve ... tarafından verilen ortak mahiyetteki temyiz dilekçesinde özetle;

 

ZABITA PARA CEZALARI:

 

SIRA NO-1- (3. Md) :

 

31.12.2013 tarihi itibariyle tamamen ve sadece mevcut bilgisayar sistemi üzerinde bulunan bilgilere dayalı yapılan inceleme sonucu rapor ve listelerin oluşturulduğunu, hâlbuki haciz varakaları düzenlenmiş ve ilgililere tebliğ edilmiş olduğunu, ödemelerin yapılmış olduğunu, ancak o dönemde ... Şirketinde kurularak belediyede kullanılan bilgisayar programının Büyükşehir Belediyesine geçiş sürecinde ... Belediyesi, ... ve Büyükşehir Belediyesinin hesap ve işlemlerinin ayrılması sırasında sistemin çökmüş ve yeniden kurulum sırasında bazı karışıklıklara sebep olunmuş olduğunu, bu süreçte kayıtların manuel girişler şeklinde yapılmış olmasına karşın tahsilatların eksik girilmiş olması nedeniyle hiçbir işlem yapılmayan ve zamanaşımına uğratılmış bir kamu alacağı bulunmadığını,

 

...’nın 23.07.2012 tarihinde Mali Hizmetler Müdürlüğü görevinden ayrılarak Uzman Kadrosuna atanması nedeniyle bu tarihten itibaren Mali Hizmetler Müdürlüğüne ...'ün atandığını, dolayısıyla ...’ya 2013 yılı için ... TL tazmin kararının kaldırılması gerektiğini,

 

Temyiz Kurulu Kararında;

 

Tazmin hükmüne konu belediye gelirlerine ilişkin tespitlerin icmali rakamlar üzerinden yapılan incelemelere dayandırıldığı, söz konusu alacaklara ilişkin mükellef bazında ayrıntıların ortaya konmadığı, bu tutarlarla ilgili olarak sorumlularca bildirilen ve zaman aşımını kesen (Tahsilat vb.) durumlarla ilgili iddiaların somut ve açık olarak karşılamadığı ve varsa kısmi tahsil işlemlerinin zaman aşımına etkilerinin tespit edilmediği anlaşılmaktadır. Bu itibarla tazmin hükmüne konu alacaklardan zaman aşımına uğrayanların mükellefleri itibariyle tespit edilmesinin sağlanması ve olay bazında zaman aşımını kesen veya durduran nedenlerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin ortaya konulması, kamu zararı miktarı bakımından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların incelenmesi ve yukarıda belirtilen gerçeklerle sorumluluğun genişletilmesi suretiyle yeniden hüküm tesisini teminen 232 sayılı ilamın 3.maddesi ile verilen tazmin hükmünün bozularak dosyanın hükmü veren Daireye gönderilmesine oy çokluğuyla" denilmesine rağmen, sadece;

 

“Tahsilata İlişkin belge sunulmadıkça bu savunmanın kabul edilebilir olması mümkün değildir, tazmin hükmünün devamına karar verilmiştir” denildiğini,

 

Ekte örnekleri sunulan ve 23.13.2016 tarihli temyiz dilekçe ekinde yer alan;

 

... Belediye Başkanlığının kayıtlarını mükellef bazında ayrıntılı olarak gösteren listelerde mükellef borç bakiyelerinin sıfır (0) olarak açık bir şekilde görüldüğünü, bu listelerin dosyada mevcut olmasına rağmen değerlendirmeye alınmadığını,

 

Ayrıca yine ... Belediyesi Bilgi İşlem yetkilisi sistem yazılım firması olan ... tarafından sistem üzerinde yapılan inceleme neticesinde, listede belirtildiği üzere sadece 3 mükellef bulunduğu ve bakiye alacak tutarının ... TL olduğunu,

 

belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

İMAR PARA CEZALARI;

 

SIRA NO-2- (4. Md.)

 

Daha önceki savunmada belirtildiği üzere ...’nın 23.07.2012 tarihinde Mali Hizmetler Müdürü görevinden ayrılarak Uzman Kadrosuna atanması nedeniyle bu tarihten itibaren Mali Hizmetler Müdürlüğüne ...'ün atandığını, dolayısıyla ...’ya 2013 yılı için verilen ... TL tazmin kararının kaldırılması gerektiğini,

 

... Belediyesinin otomasyon alt yapısını kuran ... firmasının bilgisayar sistemindeki hatalar nedeniyle bu tutarların denetim anında sistemde mevcut olarak görülmüş ise de gerçekte söz konusu tutarların ödeme, terkin veya mahkeme kararına dayanılarak ortadan kalktığını,

 

Söz konusu tutarların belediye denetimi sırasında sadece hatalı bilgisayar kayıtları üzerinden ve dosya bazında hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın tespit edildiğini,

 

Halbuki denetim elemanının istediği tahakkuk kayıtlarına ait dosyalara bizzat bakılmış olsa idi bu tutarların ödendiği, terkin edildiği veya mahkeme kararı ile kaldırıldığının görülebileceğini,

 

Öte yandan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesinde kamu zararının; “Kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır” şeklinde tanımlandığını, buna göre doktrinde kamu zararında sorumluluğun, kamu görevlilerinin kamu zararının doğmasında kişisel kasıt, kusur ve ihmallerinin bulunup bulunmadığına göre belirlenmesi gerektiğini, ancak Sayıştay sorgusunda ve ilamında kendilerinin kastı, kişisel kusuru ve ihmali olduğuna yönelik hiçbir değerlendirme yapılmadığını,

 

Ekte örnekleri sunulan ve 23.12.2016 tarihli temyiz dilekçesi ekinde yer alan,

 

... Belediye Başkanlığının kayıtlarını mükellef bazında ayrıntılı olarak gösteren listelerde mükellef borç bakiyeleri sıfır (0) olarak açık bir şekilde görülmekte olduğunu,

 

Bu listeler dosyada mevcut olmasına rağmen değerlendirmeye alınmadığını,

 

Ayrıca, yine ... Belediyesi bilgi işlem yetkili sistem yazılım firması olan ... tarafından sistem üzerinde yapılan inceleme neticesinde, listede belirtildiği üzere sadece üç mükellef bulunduğunu ve bakiye alacak tutarının ... TL olduğunu,

 

Yukarıda açıklanan bilgiler ve sunulan belgelere göre tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

İlamda Üst Yönetici sıfatıyla sorumlu tutulan ... tarafından verilen temyiz dilekçesinde özetle;

 

A- GENEL BİLGİ

 

Sorgu raporunda sorumlu tutulduğunu, Daire yargılaması sonrası 03.10.2016 tarih ve 232 sayılı ilamda sorumlu tutulmadığını, söz konusu ilamda sorumlu tutulanların Daire İlamını temyize götürdüğünü ve Temyiz Kurulunun da 13.11.2017 tarih ve 27487 sayılı Kararında Daire İlamını sorumlular yönünden bozarak hükmü veren Daire'ye geri gönderdiğini,

 

Sonrasında Sayıştay 7. Dairesi tarafından çıkarılan 15.03.2019 tarih ve 364 sayılı ek ilamda «Sorgu edilen husus ile ilgili olarak şayet alacaklar konusunda gerekli işlemlerin yapılması konusunda belediye başkanı tarafından verilmiş bir talimat var ise bu takdirde üzerine düşeni yerine getirmesi dolayısıyla belediye başkanının sorumluluğundan bahsedilemeyecektir. Başkan ... tarafından anılan hususa yönelik olarak yazılan yazının 2014 yılında yazılması dolayısıyla 2014 öncesi sorumluluğunun ortadan kalkmadığı değerlendirilmektedir» gerekçesi ile şahsına da sorumluluk yüklendiğini,

 

Yani 2014 yılında yazılan yazının 2014 öncesi sorumluluğu ortadan kaldırmadığı gerekçesi ile Daire tarafından yapılan ek yargılamada şahsına ek ilamla sorumluluk yüklendiğini,

 

Ancak ilk yargılama esnasında sunduğu belgelerin, sürecin sahiplenildiği anlamında örnek olarak sunulan belgeler olduğunu,

 

Başkanlığı döneminde belediye mevzuatının kendisine yüklediği sorumlulukları, dönemler halinde yazdığı genelge, tebliğ ve genel yazı ve talimatlar ile yerine getirmekte olduğunu,

 

Bunlara ilişkin 2014 yılı öncesinde yazdığı ve daha sonraki yıllarda yazdığı yazılardan birkaçının aşağıda mevcut olup söz konusu yazıların şöyle olduğunu;

 

a- 08.04.2009 tarihli 2009/1 sayılı Genelge

 

b- 29.04.2013 tarih ve 432 sayılı Genel yazı

 

c- ../05.2013 tarihli 2013/2 sayılı Genelge

 

d- 29.0Q.2014 tarih ve 200 sayılı Genel Yazı

 

e- 12.09.2014 tarih ve 2112 sayılı Genel Yazı

 

f- 08.05.2015 tarih 595 sayılı Genel Yazı

 

g- 08.06.2015 tarih ve 9086 sayılı Genel Yazı (EK-2)

 

h- …

 

ilk belediye başkanı olduğu 2009 yılının Mart ayından hemen 1 hafta sonrasında sorumluluğu gereği ilgili birimlere uyarıların bizzat yapıldığını, ondan sonra da dönemler halinde gerekli uyarıların yapılmaya devam edildiğini,

 

Özetle; 2009 yılına ve 2013 yıllarına ait kendisince yazılmış ekte sunduğu genel yazıların da bulunması sebebiyle, ek ilamda yer alan '2014 yılında çıkan bir genel yazının öncesini değil sonrasını kapsayacağı' gerekçesi ile Daire tarafından sorumlu tutulmasının iddiasının hükümsüz kaldığını,

 

B- AÇIKLAMALAR

 

Belediyelerde üst yönetici olan belediye başkanının, belediye başkanı olarak görev ve yetkileri; 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile 5393 sayılı Belediye Kanununda:

 

Üst yönetici olarak sorumlulukları ise 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda ayrıntılı olarak hüküm altına alındığını,

 

Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gerek Büyükşehir Belediyesi, gerek bağlı idare ... gerekse 6 adet şirketin faaliyetlerinin yürütülmesindeki sorumluluklarının bu kanun hükümlerinden aldığı yetkiye bağlı olarak gerçekleştiğini,

 

Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yukarıda belirtilen hizmetlerin yürütülmesindeki yetki ve sorumluluklarını; 

 

1- 5216 sayılı Kanununun 21 inci maddesi gereği başta genel sekreter, genel sekreter yardımcıları ve bütçe ile ödenek tahsis edilen daire başkanları vasıtası ile;

 

2- 5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin son paragrafı gereği harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirdiğini,

 

Ancak sorumluluk onlarda olmasına rağmen: Kanunların kendisine yüklediği sorumlulukları gereği de, bu süreçlerde olası risklere karşı da yayınladığı genelgeler, genel yazılar ve duyurular ile bürokratlarına gerekli uyarıları yaptığını,

 

Aynı zamanda teftiş kurulu aracılığıyla da gerek şikâyet gerekse bizzat kendisince verilen direk talimatlar ile denetimler gerçekleştirdiğini,

 

İç denetim biriminin de gerçekleştirdiği denetimleri kendisine raporladığını, raporda görülen olası mevzuata uymayan aksaklıkların tespitinde de teftiş kuruluna soruşturma talimatı verdiğini,

 

Büyükşehir Belediye Başkanı olarak vergiye tabi işlemlerin takibini yapmak, zamanaşımına uğramaması yönünde tedbirleri almak gibi mali süreçleri genelgeler ve birim yetkililerine verdiği bizzat talimatlarla yürüttüğünü,

 

Yıl içinde de daire bürokratları ile dönem dönem toplantı yaparak stratejik plan ve buna bağlı performans programında ne durumda olduklarını sorguladığını, gelir gider durumuma ilişkin bilgiler aldığını ve önceliklerini ilgili bürokratlara hatırlattığını,

 

Bundan sonraki süreçlerin tamamen bürokratların yetki ve sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, bunların nasıl gerçekleştirileceğinin yol ve yöntemlerinin mevzuatta tanımlandığını, o mevzuatları araştırıp eksiksiz uygulamanın bürokratların görevi olduğunu,

 

Kamu hukuk sisteminde sorumluluk hallerinin temelde 4 ana başlıkta toplandığını;

 

1- Siyasi Sorumluluk

 

2- Hukuki Sorumluluk

 

3- İdari Sorumluluk

 

4- Mali Sorumluluk

 

Bilindiği üzere kamu mali yönetim sistemini ve bu sistemde görev alanların hesap verme yükümlülüklerini düzenleyen 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ve 832 sayılı Sayıştay Kanununun kaldırılarak yerine yeni kamu mali yönetim sisteminin anayasası kabul edilen 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ve buna bağlı, kamu idareleri hesaplarının yargılamasının yasal dayanağı olan 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun getirildiğini,

 

Uygulamada bu iki değişikliğin kamu yönetimi ve kamu hukuk uzmanlarınca kamu yönetim sisteminde bir dönemin (eski kamu mali yönetim sistemi) bitişi yeni bir dönemin (yeni kamu mali yönetim sistemi) başlangıcı olarak kabul edildiğini,

 

Eski kamu mali yönetim sistemi düzenlemeleri ile yeni kamu mali yönetim sistemi düzenlemelerinin sorumluluklar yönünden temel farklılıklar içerdiğini, buradaki en belirgin farkın, eski kamu mali yönetim sisteminde ita amiri sıfatında olan ve başta alım satım ihaleleri olmak üzere tümünde sorumluluğun yüklendiği belediye başkanının, yeni kamu mali yönetim sisteminde üst yönetici olarak tanımlanarak (5018 sayılı Kanun Madde 11) mali süreçlerinin dışına çıkarılması, daha farklı bir konumda rol ve sorumluluklar tanımlanması olduğunu,

 

Üst yöneticilerin ita amirlerinde var olan mali süreçlerdeki sorumluluklarından kurtarılarak, onlara "İdarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanması ..." gibi daha üst stratejik düzeyde temel sorumluluklar yüklendiğini,

 

Mülga 1050 sayılı Kanun ve mülga 832 sayılı Sayıştay Kanununun ita amir olarak tanımladığı Belediye Başkanlarına mali sorumluluk yüklerken, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu ile Belediye Başkanlarının üst yönetici olarak tanımlandığını ve onlarda var olan mali sorumluluğu alıp harcama yetkililerine verdiğini ve Belediye Başkanlarına bir iki istisna hariç (5393 sayılı Belediye Kanununun 49 maddesinin 8 inci paragrafında açıkça tanımlanan durum, temsil tanıtma ödeneğinin ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 18 inci maddesinin m bendine göre bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanma, durumları gibi) mali sorumluluk yüklemediğini,

 

Hesap yargılaması yapan ve kamu zararı iddiası ile denetçiler tarafından hazırlanan raporların karara bağlandığı hesap mahkemesi olan Sayıştay'ın 6085 sayılı Kanununda da Belediye Başkanına mali sorumluluk yükleyen herhangi bir hüküm bulunmadığını,

 

Mali sürecin dışına çıkarılan üst yöneticilerin, bu süreçte var olan gözetim ve izleme yükümlüğünü de yukarıda bahsedilen genelgeler, genel yazılar, duyurular, bürokratlarla yaptığı genel toplantılar, teftiş ve denetim birimi faaliyetleri ile zaten yerine getirdiğini,

 

Burada da amaçlananın, aslında yürütülen incelemede de ortaya çıktığı üzere: alacakların takibi sürecinde var olduğu iddia edilen eksikliklerden üst yöneticileri sorumlu tutmamak, bu tür süreçlerle vakit ve enerji kayıplarını engellemek olduğunu,

 

Üst yönetici olarak yüzlerce mali sürece bizzat müdahil olarak o süreçlerin takibi ve mevzuatı ile uğraşacak olurlarsa o zaman belediye başkanı olarak kentin geleceğini planlamakta geçirecekleri zamanı bu tür süreçlere müdahil olarak geçirmekle kullanacaklarını,

 

Yukarda da ifade edildiği gibi zaten 1927 yılından beri uygulanan sistemin özellikle üst yöneticilerin (o sistemde ita amiri) her süreçten sorumlu tutulmalarının onları sürekli yargıya hesap verir duruma getirdiğini, bunun da kamuda hantallığa neden olduğunu,

 

Bu amaçla zaten yeni kamu mali yönetim sisteminde de üst yöneticilerin farklı bir konumda tanımlandığını,

 

Üst yöneticilerin, operasyonel düzeyde var olan harcama süreçlerindeki mali sorumluluktan kurtarılarak stratejik düzeyde sorumluluklar yüklendiğini,

 

Yine üst yöneticilerin bu sorumluluklarının gereğini faaliyet raporları aracılığıyla “meclislerine hesap verecektir” hükmü ile de siyasi sorumluk yüklendiğini,

 

Belediye Başkanı olan üst yöneticinin: gerek 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, gerek 5393 sayılı Belediye Kanununda ve gerekse 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda hüküm altına alınan görevlerindeki sorumluluklarının gereklerini: yine 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun 11 inci maddesinin son paragrafında da hüküm altına alındığı üzere: harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirdiğini,

 

Ayrıca yine 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 21 inci maddesinde: "Büyükşehir belediyesinde hizmetlerin yürütülmesi belediye başkanı adına onun direktifi ve sorumluluğu altında mevzuat hükümlerine, belediyenin amaç ve politikalarına, stratejik plânına ve yıllık programlarına uygun olarak genel sekreter ve yardımcıları tarafından sağlanır" hükmünün mevcut olduğunu,

 

Sayıştay'ca yapılan incelemeler sonucunda bir kamu zararı tespit edildiğinde ve kaynağının verimli, etkin ve ekonomik kullanılmadığı saptandığında, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde sorumlu tutulacak görevli ve yetkililerin belirlenmesi hususundaki tereddüdün giderilmesine yönelik olarak alınan 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararının "III-Sorumlular" başlığı altında, üst yöneticinin Belediye Meclisine karşı sorumlu olduğu ancak özel kanunlardan doğan Sayıştay’a karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda da sorumlu tutulabileceğinden bahsedilmiş olup bu meselenin Sayıştay yargısı sırasında hükme bağlanacağının vurgulandığını, (EK-3)

 

Bunun yanında Belediye Başkanının gelir konusundaki sorumluluğu konulu Sayıştay Temyiz Kurulunun 27.10.2015 tarih ve 40977 tutanak nolu kararının da şahsının savunmasını destekler nitelikte olduğunu,

 

Bu kararda özetle;

 

5216 sayılı Kanunun 18 inci ve 5393 sayılı kanunun 38 inci maddesinin (f) işaretli bendi ile belediye başkanlarına verilen görevlerden birinin de: belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek olduğunu, belediye başkanlarının belediye idaresinin başı ve üst yöneticisi olarak belediyenin hem gelirlerinin hem de giderlerinin mevzuat hükümlerine göre tarh tahakkuk, tahsil edilmesinden ve hak sahiplerine zamanında ödenmesinden mali yönden değil idari yönden sorumlu tutulduğunu,

 

Sayıştay Genel Kurulunun 41221 ve 41231 sayılı kararlarında da ita amiri (üst yönetici) nin sadece gözetim yükümlülüğü bulunduğunu dolayısıyla mali sorumluluğunun olmadığını,

 

Harcama süreçlerinde yer alan personelin gerçekleştirme görevlileri ve harcama yetkilileri olduğunu dolayısıyla harcama ve tahakkuk sürecinin hiçbir aşamasında yer almayan Üst Yöneticinin mali sorumluluğundan bahsedilemeyeceğinin hüküm altına alındığını,(EK-4)

 

Ayrıca en son yine hesapları kesin hükme bağlamakla sorumlu Anayasa Mahkemesi Kararına göre yüksek mahkeme olan Sayıştay’ın 5 inci Dairesinin ekte sunulan kararında,

 

06.10.2016 tarih ve 2016 188 nolu kararında da Büyükşehir Belediye Başkanının tahakkuk ve tahsil işlemlerinde mali sorumluluğunun olmadığına dair karar verildiğini,(EK-5)

 

Sayıştay Genel Kurulunun yukarıda değinilen kararında üst yöneticilerin sadece özel kanunlardan ve münferit olaylardan dolayı sorumlu tutulabileceklerine hükmedildiği halde raporda herhangi bir özel kanun hükmüne atıf yapılmaksızın Belediye Başkanına sorumluluk tevcih edilerek mali sorumluluğu içermeyen genel sorumluluk maddelerine dayalı hükümler kurulduğunu,

 

Özetle;

 

01.01.2006 tarihinden sonraki dönemde yeni kamu mali yönetim sisteminde üst yöneticilerin ( Belediye Başkanları), eski sistemden farklı olarak kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde doğrudan yer almadığını ve tamamıyla harcama sürecinin dışında tutulduğunu,

 

Üst yöneticilerin (Belediye Başkanlarının) hazırladıkları stratejik plan, performans programı, bütçe ve faaliyet raporları ile siyasi ve idari sorumluklarının ön plana çıktığını, Üst yöneticilerin mali sorumluluk anlamında doğrudan veya dolaylı olarak sorumluluğunun söz konusu olmadığını,

 

Dolayısıyla; harcama sürecinin dışında olan ve herhangi bir mali işlemde doğrudan rol almayan üst yöneticilerin yani şahsının, iddia edilen sorgu konusu olaylarda mali, hukuki ve idari anlamda sorumluluğunun söz konusu olmadığını,

 

Bu nedenle kendisine yüklenen kamu zararı iddiasını kapsayan mali ve hukuki sorumlulukların tamamının kanun hükümlerine ve 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul kararına aykırı olduğunu,

 

Açıklanan tüm bu nedenlerle ve gerekçede belirtilen 2014 yılı öncesi herhangi bir genel yazının olmamasına yönelik gerekçenin aksine yeni sunduğu 2009 ve 2013 yıllarında yayımladığı genel yazılar da dikkate alınarak hakkında tesis edilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

II. Hukuki Nedenler: T.C. Anayasası, 5393 sayılı yasa, 5216 sayılı yasa, 6360 sayılı yasa, 5018 sayılı yasa, 6085 sayılı yasa, sair mevzuat.

 

III. Deliller:

 

1. Sayıştay Genel Kurulunun 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Kararı (EK-3)

 

2. Sayıştay Temyiz Kurulunun 27.10.2015 tarih ve 40977 tutanak nolu Kararı (EK-4)

 

3. Sayıştay Başkanlığı 06.10.2016 tarih ve 2016/188 sayılı Kararı. (EK-5)

 

4. Genelge, genel yazı ve talimatlara ilişkin ilişkin belgeler (EK-2)

 

5. Her türlü yasal delil.

 

BAŞSAVCILIK MÜTALAASI

 

Başsavcılık mütalaasında;

 

İlamda Muhasebe Yetkilisi sıfatıyla sorumlu tutulan ..., ... ve ... tarafından verilen ortak mahiyetteki temyiz dilekçesine ilişkin Başsavcılık mütalaasında;

 

“Dilekçede:

 

Ek İlamın 1/3. Maddesiyle ilgili olarak:

 

Belediyelerine ait 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında tarh etmiş alacakların,

 

... Belediye Başkanlığının kayıtlarını mükellef bazında ayrıntılı olarak gösteren listelerde mükellef borç bakiyeleri sıfır (0) olarak açık bir şekilde belirtildiği halde, bu listeler dosyada mevcut olmasına rağmen değerlendirmeye alınmadığını,

 

Ayrıca yine ... Belediyesi bilgi işlem yetkilisi sistem yazılım firması olan ... tarafından sistem üzerinde yapılan inceleme neticesinde, listede belirtildiği üzere sadece 3 mükellef bulunduğu ve bakiye alacak tutarının ... TL olduğunu, dilekçe ekinde sunulan belge ve bilgilerin iddialarını desteklediğini ileri sürerek tazmin kararının kaldırılmasını istemektedir.

 

Sorumlu tarafından ileri sürülen itirazlar ve dilekçe ekinde sunulan bilgi ve belgelerin ek ilamda değerlendirilerek karşılandığı görülmüştür.

 

Bu nedenlerle, ek ilamın 1/3. maddesi ile hüküm verilen kamu zararı için ilam hükmünün bozulmasını ya da hükmün kaldırılmasını gerektirecek mahiyette yeni bir bilgi ve belge sunulmadığından, temyiz talebinin reddedilerek, yasal düzenlemeye uygun olan ilam hükmünün tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

 

Ek ilamın 2/4. maddesi ile ilgili olarak:

 

Temyiz dilekçesi ekinde sunulan bilgi ve belgelere göre, belediyelerinde gelir kalemleri içinde tahakkuk etmiş para cezaları ile ilgili olarak ... Belediyesinin otomasyon alt yapısını kuran ... firmasının bilgisayar sistemindeki hatalar nedeniyle bu tutarlar denetim anında sistemde mevcut olarak görülmüş ise de gerçekte söz konusu tutarların ödeme, terkin veya mahkeme kararına dayanılarak ortadan kalktığını, söz konusu tutarların sadece hatalı bilgisayar kayıtları üzerinden ve dosya bazında hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan tespit edildiğini,

 

Öte yandan, ilamda tespit edilen kamu zararı ile ilgili kastı, kişisel kusuru ve ihmali bulunmadığını dolayısıyla 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun 71. maddesinde kamu zararının bulunmadığını,

 

İleri sürerek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemektedir.

 

Sorumlu tarafından ileri sürülen itirazlar ve dilekçe ekinde sunulan bilgi ve belgelerin ek ilamda değerlendirilerek karşılandığı görülmüştür.

 

Bu nedenlerle, ek İlamın 1/3. maddesi ile hüküm verilen kamu zararı için ilam hükmünün bozulmasını ya da hükmün kaldırılmasını gerektirecek mahiyette yeni bir bilgi ve belge sunulmadığından, temyiz talebinin reddedilerek, yasal düzenlemeye uygun olan İlam hükmünün tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir” denilmiştir.

 

Üst Yönetici ...’nun temyiz dilekçesine ilişkin Başsavcılık mütalaasında;

 

“Dilekçede:

 

Ek İlamın 1/3.-2/4. Maddeleri ile ilgili olarak:

 

5018 sayılı Kanunun 11, 60 ve 81/f maddeleri, 5393 sayılı K 38. maddesi ile temyiz dilekçesi ekinde bulunun 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurul Kararı, Sayıştay Temyiz Kurulunun 40977 sayılı kararı, Sayıştay Başkanlığının 06.10.2016 tarih ve 2016/188 sayılı kararı, genelge, genel yazı ve talimatlarla ilişkin belge ve diğer delillerin birlikte değerlendirilerek ek ilamın ilgili maddeleri ile üst yönetici olarak şahsının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, dolayasıyla tazmin kararının kaldırılmasını istemektedir.

 

Sorumlu tarafından ileri sürülen itirazlar ve dilekçe ekinde sunulan bilgi ve belgelerin ek ilamda değerlendirilerek karşılandığı görülmüştür.

 

Bu nedenlerle, ek İlamın 1/3. maddesi ile hüküm verilen kamu zararı için ilam hükmünün bozulmasını ya da hükmün kaldırılmasını gerektirecek mahiyette yeni bir bilgi ve belge sunulmadığından, temyiz talebinin reddedilerek, yasal düzenlemeye uygun olan İlam hükmünün tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir” denilmiştir.

 

Duruşma talebinde bulunan Av. ..., duruşmaya katılması uygun görülen Genel Sekreter Yardımcısı ..., Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

Esasa ilişkin olarak;

 

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un; “Kanunun şümulü” başlıklı 1’inci maddesinde; “Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur.

 

…”

 

“Ödeme zamanı ve önce ödeme” başlıklı 37’nci maddesinde; “Amme alacakların hususi kanunlarda belli edilen zamanlarda ödenir.

 

Hususi kanunlarda ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekâletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir.

 

…”

 

“Tahsil zamanaşımı” başlıklı 102’nci maddesinde;

 

“Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur.

 

Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.”

 

“Zamanaşımını kesilmesi” başlıklı 103’üncü maddesinde;

 

“Aşağıdaki hallerde zamanaşımı kesilir;

 

1. Ödeme,

 

2. Haciz tatbiki,

 

3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her türlü tahsilat,

 

4. Ödeme emri tebliği,

 

…” denilmektedir.

 

Anılan hükümler uyarınca; belediyelerin; vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli ve gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediğinde zamanaşımına uğrar.

 

Bununla beraber, zamanaşımı süresi içerisinde mükellef tarafından yapılan ödeme ile belediye tarafından mükellefe haciz uygulanması, usulüne uygun şekilde tebliğ yapılması, ödeme emri tebliğ edilmesi veya cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her türlü tahsilat zamanaşımı süresini keserek yeniden başlatır.

 

364 sayılı ilamın 1’inci maddesinde yer alan para cezalarına ilişkin olarak; rapor dosyası ve ekli belgelerin incelenmesi neticesinde, 2004-2008 yıllarında tahakkuk etmiş olup, ... Belediyesi’nin kullandığı bilişim sisteminden kayıtların alındığı 31.12.2013 tarihine kadar zamanaşımına uğramış para cezası gelirlerinin kamu zararı konusu edildiği, belediye gelir kalemleri içinde tahakkuk etmiş olarak yer alan para cezaları ile ilgili gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması sonucunda alacağın zamanaşımına uğratılması nedeniyle kamu zararına neden olunduğu görülmüştür.

 

Sorumlular temyiz dilekçesinde;

 

31.12.2013 tarihi itibariyle tamamen ve sadece mevcut bilgisayar sistemi üzerinde bulunan bilgilere dayalı yapılan inceleme sonucu rapor ve listelerin oluşturulduğunu, hâlbuki haciz varakaları düzenlenmiş ve ilgililere tebliğ edilmiş olduğunu, ödemelerin yapılmış olduğunu, ancak o dönemde ... Şirketinde kurularak belediyede kullanılan bilgisayar programının Büyükşehir Belediyesine geçiş sürecinde ... Belediyesi, ... ve Büyükşehir Belediyesinin hesap ve işlemlerinin ayrılması sırasında sistemin çökmüş ve yeniden kurulum sırasında bazı karışıklıklara sebep olunmuş olduğunu, bu süreçte kayıtların manuel girişler şeklinde yapılmış olmasına karşın tahsilatların eksik girilmiş olması nedeniyle hiçbir işlem yapılmayan ve zaman aşımına uğratılmış bir kamu alacağı bulunmadığını, ifade etmişlerdir.

 

Ancak 364 sayılı ilamın ekinde yer alan tablolarda mükellef bazında inceleme yapıldığı ve alacakların zamanaşımına uğrama durumlarının detaylı olarak ortaya konduğu görülmektedir. Buna karşılık dilekçe eklerinde haciz tatbiki, tebligat veya ödemeye ilişkin kanıtlayıcı belge yer almadığı görülmektedir.

 

Sorumlular tarafından, ... Belediye Başkanlığının kayıtlarının mükellef bazında ayrıntılı olarak gösteren listelerde mükellef borç bakiyelerinin sıfır (0) olarak görüldüğünü ifade edilmiştir.

 

364 sayılı ilamda da belirtildiği üzere, 6360 sayılı Kanun ile para cezaları 30.03.2014 tarihinden sonra ... Belediyesine devredilmiş olsa da devir tarihinden önce alacaklar, zamanaşımına uğratıldığından, 2013 ve öncesindeki sorumluluğun ... Belediyesine ait olduğu, zamanaşımına uğramış para cezaları ile ilgili olarak ... Belediyesinin yapacağı hiçbir işlem bulunmadığı değerlendirilmektedir ve mükellef borç bakiyelerinin nasıl sıfıra indiğine dair kanıtlayıcı belge sunulmadığı görülmektedir.

 

Ayrıca yine ... Belediyesi Bilgi İşlem yetkilisi sistem yazılım firması olan ... tarafından sistem üzerinde yapılan inceleme neticesinde, listede belirtildiği üzere sadece 3 mükellef bulunduğu ve bakiye alacak tutarının ... TL olduğu ifade edilmiştir.

 

Ancak dilekçe ekinde yer alan listelerde alacakların tahakkuk ve bakiye bilgileri yer almakla birlikte tahsilata ilişkin herhangi bir bilgi yer almamaktadır.

 

364 sayılı ilamda tabloların ayrıntılı olarak yer aldığı ve neden zamanaşımına uğradığının belirtildiği, söz konusu verilerin ... Büyükşehir Belediyesinden alınarak rapora konu edildiği, raporda kişi ve tutarların ayrıntılı ve somut olarak yer aldığı belirtilmektedir.

 

Dolayısıyla sorumluların, 2004 yılı ile 2008 yıllan arasında tahakkuk etmiş olan para cezalarından kaynaklanan kamu alacağının tahsili ile ilgili gerekli işlemleri yapmakla yükümlü oldukları halde herhangi bir işlem yapmadıkları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca zamanaşımının kesilmesi için gerekli olan işlemlerden hiçbirini yapmayarak alacağı zamanaşımına uğrattıkları anlaşılmıştır.

 

Sorumluluğa ilişkin olarak;

 

5018 sayılı Kanunun “Bakanların ve Üst Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu” başlıklı dördüncü bölümün 11’inci maddesinde üst yöneticilerin genel sorumluluğu düzenlenmiş olmakla birlikte, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 18 inci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye başkanının görev ve yetkileri”ni düzenleyen 38’inci maddesinin (f) bendinde, özellikle belediye gelirleri ve alacakları ile ilgili olarak özel bir hüküm ihdas edilmiş bulunduğu, belediye gelir ve alacaklarının belediye başkanı tarafından takibinin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir. Söz konusu takip sorumluluğunun mali sorumluluk olmadığına yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır.

 

Dolayısıyla, belediye gelirlerinin takip ve tahsili açısından gerek 5216 sayılı Kanun, gerekse 5393 sayılı Kanun hükmü gereğince zamanaşımına uğramış belediye alacaklarından belediye başkanının sorumlu olması gerektiği değerlendirilmektedir.

 

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 102. maddesinin 2. fıkrasında; “Vergi Usul Kanununda mahallin en büyük mal memuruna verilmiş görev ve yetkiler, Belediye Gelirleri Kanunu uygulaması yönünden Belediye Başkanı tarafından kullanılır.” denilmektedir.

 

5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 33’üncü maddesinde ise; “Diğer mevzuatta ……. mahallin en büyük memuruna, ilin en büyük mal memuruna, defterdara ve defterdarlığa yapılmış atıflar ilgisine göre vergi dairesi başkanı ve başkanlığına, ……yapılmış sayılır.” hükmü bulunmaktadır.

 

Aynı Kanunun 24’üncü maddesinde ise, vergi dairesi başkanlığına “yetki alanı içindeki mükellefi tespit etmek, vergi ve benzeri mali yükümlülüklere ilişkin tarh, tahakkuk, tahsil, terkin, tecil, iade, ödeme, muhasebe ve benzeri işlemleri yapmak, …” görev ve yetkisi verilmiştir.

 

Bu hükümler uyarınca belediye gelirleri açısından Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen vergi inceleme yetkisi hariç mahallin en büyük mal memuruna verilmiş görev ve yetkiler Belediye Başkanı tarafından kullanılacaktır.

 

Ayrıca,

 

Belediyelerin vergi, resim ve harç gelirlerinin takip ve tahsilini düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun;

 

-13 üncü maddesine göre ihtiyati haciz işlemini başlatma,

 

-64 üncü maddesine göre haciz varakasını onaylama,

 

-90 ıncı maddesine göre hacizli malların satışına karar verme,

 

-115 inci maddesine göre 110 ila 114 üncü maddelerde yazılı suçları işleyenlerin Cumhuriyet Savcılığına bildirilmesi,

 

İdarenin en büyük memuru olarak belediye başkanının görev, yetki ve sorumluluğunda bulunmaktadır. Mahalli idareler bu yönüyle merkezi idareden farklılık arz ettiği için kanun koyucu, gelirlerin takip ve tahsili konusunda belediye başkanına sorumluluk yüklemiştir.

 

Belediye başkanının belediye gelirlerine ilişkin mali sorumluluğu açısından, Sayıştay Temyiz Kurulunca daha önce verilmiş lehte ve aleyhte kararlar bulunmakta olup söz konusu kararlar istikrar kazanmış bulunmamaktadır.

 

Belediye başkanı tarafından söz konusu dilekçe ekinde verilen genelge ve yazıların tarihlerine bakıldığında bu yazıların 1 tanesinin 2009 yılına, 2 tanesinin 2013 yılına diğerlerinin ise 2014 ve 2015 yıllarına ait olduğu görülmektedir.

 

Belediye başkanı tarafından 08.04.2009 tarihinde yayımlanan 2009-1 sayılı genelgenin 8’inci maddesinde tüm alacakların takibinin yapılarak mevzuat kapsamında yapılması gereken işlemlerin eksiksiz ve zamanında yapılması gerektiği belirtilmiş ancak alacakların zamanaşımına uğratılmaması ve 6183 sayılı Kanun uyarınca gerekli adımların atılması konusunda detaylı bir talimat verilmemiştir.

 

Dolayısıyla, belediye başkanının belediye gelirlerinin zamanaşımına uğratılmasından sorumlu tutulması gerektiği değerlendirilmektedir.

 

Ayrıca, Muhasebe Yetkilisi ... tarafından verilen dilekçede, 23.07.2012 tarihinde Mali Hizmetler Müdürlüğü görevinden ayrılarak Uzman Kadrosuna atanması nedeniyle bu tarihten itibaren Mali Hizmetler Müdürlüğüne ...'ün atandığı, dolayısıyla kendisine, 2013 yılı için verilen tazmin kararının kaldırılması gerektiği ifade edilmiştir. Ancak, bu konu 364 sayılı ilamda dikkate alınmamış ve dilekçe ekinde atamaya ilişkin herhangi bir belge yer almamıştır.

 

Bu itibarla, 364 numaralı ilamın 1’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün yukarıda yapılan açıklamalar ve ilamda belirtilen sorumluluklar çerçevesinde TASDİKİNE, (Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ... ve ...’ın aşağıda yazılı ayrışık görüşlerine karşı) oyçokluğuyla

 

Karar verildiği 15.01.2020 tarih ve 47135 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

 

 

Karşı oy gerekçesi

 

Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ... ve ...’ın karşı oy gerekçesi:

 

Belediye gelir kalemleri içinde tahakkuk etmiş olarak yer alan para cezaları ile ilgili gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması sonucunda alacağın zamanaşımına uğratılması nedeniyle kamu zararına neden olunmuştur.

 

Dolayısıyla sorumluların, 2004 yılı ile 2008 yıllan arasında tahakkuk etmiş olan para cezalarından kaynaklanan kamu alacağının tahsili ile ilgili gerekli işlemleri yapmakla yükümlü oldukları halde herhangi bir işlem yapmadıkları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca zamanaşımının kesilmesi için gerekli olan işlemlerden hiçbirini yapmayarak alacağı zamanaşımına uğrattıkları anlaşılmıştır.

 

Ancak gerek 5018 sayılı Kanunun “Bakanların ve Üst Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu” başlıklı dördüncü bölümün 11’inci maddesinde gerekse 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 18 inci maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye başkanının görev ve yetkileri”ni düzenleyen 38’inci maddesinin (f) bendinde, belediye başkanının belediye gelirleriyle ilgili kamu zararından mali sorumluluğuna ilişkin açık bir ifade bulunmadığı, belediye başkanının üst yönetici sıfatıyla genel gözetim sorumluluğunun bulunduğu, bu sorumluluğun gereklerinin de söz konusu belediye başkanı tarafından yayımlanan genelgelerle yerine getirildiği değerlendirilmektedir.

 

Dolayısıyla söz konusu kamu zararından belediye başkanının sorumlu tutulması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bu itibarla 364 numaralı ilamın 1’inci ve 2’inci maddesiyle verilen tazmin hükmünün belediye başkanının sorumluluğunun kaldırılmasına karar verilmesini teminen bozulması gerekmektedir.

 

Üye ...’ın karşı oy gerekçesi:

 

Belediye gelir kalemleri içinde tahakkuk etmiş olarak yer alan para cezaları ile ilgili gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması sonucunda alacağın zamanaşımına uğratılması nedeniyle kamu zararına neden olunmuştur. Sorumlular, 2004 yılı ile 2008 yılları arasında tahakkuk etmiş olan para cezalarından kaynaklanan kamu alacağının tahsili ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca zamanaşımının kesilmesi için gerekli olan işlemlerden hiçbirini yapmayarak alacağı zamanaşımına uğratmış ve kamu zararına yol açmışlardır.

 

Ancak mutat belediye gelirlerinin zamanaşımına uğratılması konusunda belediye başkanına sorumluluk yüklenebilmesi için belediye başkanının o gelirin zamanaşımına uğratılması konusunda kusurunu açıkça ortaya koymak gereklidir. Gelirleri tahsil edecek birimleri oluşturmuş ve savunma ekindeki belgelerden görüldüğü üzere ilgili birimlere gelirlerin tahsili ve zamanaşımına uğratılmaması konusunda yazılı talimatlar vermiş olduğu açıkça görülen belediye başkanı, zamanaşımına uğratılmış gelirler nedeniyle sorumlu tutulamaz. Belediye başkanına, tahsil edilmeyen veya zamanaşımına uğratılan gelirle ilgili sorumluluk yüklenebilmesi için; ilgili gelir kaleminin tahsil edilmesini engelleyecek bir talimatının bulunması ya da gündemi belediye başkanı tarafından hazırlanan belediye meclisi veya belediye encümenin bu gelirin tahsilini engelleyecek bir karar alması gibi durumlarda söz konusu olabileceğinden tazminine hükmedilen kamu zararı ile ilgili olarak belediye başkanının sorumluğu bulunduğu konusundaki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 306 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor