Söz konusu atıf, … Genel Kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ve bu ödemenin hangi usulle yapılacağına bir dayanak oluşturmaktadır. Ancak, bu atıftan hareketle uygulanan 5393 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde meclis toplantısı, ihtisas komisyonu ve denetim komisyonu toplantıları sayılmakta; madde metninde genel kurul toplantılarına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu itibarla, … Büyükşehir Belediyesinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip …’nin Genel Kurul üyeliğinin farklı, Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğinin farklı değerlendirilmesi gerekmekte olup, -5393 sayılı Kanun/32 nci mad. metninde yer almayan Genel Kurul toplantılarının maddede sayılan toplantıların yanına eklenmesi ve bu suretle Genel Kurul ve Meclis toplantı günlerinin kıyaslanması ile- aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olan … Genel Kurulu üyelerine aynı gün için birden fazla yapılan huzur hakkı ödemesi yapılamayacağı gerekçesi üzerine kurulan tazmin hükmü hukuken isabetli görülmemektedir. (*Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün İçişleri Bakanlığına hitaben yazdığı 08.08.2012 tarihli ve 8674 sayılı Görüşten de bu sonuç çıkmaktadır.)
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, yapılan ödeme kamu zararı oluşturmadığından; 81 sayılı İlamın 9. maddesiyle verilen … TL’nin tazminine ilişkin hükmün 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen yeni hüküm tesisi için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE (Üye …’ın ilave görüşüyle), (Temyiz Kurulu ve ... Daire Başkanı .. ile Üye .., Üye …, Üye … ve Üye …’ün aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,
Karar verildiği 01.07.2020 tarih ve 47860 sayılı tutanakta yazılı olmakla iş bu ilam tanzim kılındı.
Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2017
Dairesi 7
Dosya No 45004
Tutanak No 47860
Tutanak Tarihi 1.7.2020
Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar
Genel kurul üyelerine mevzuat hükümlerine aykırı olarak aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenmesi:
2- 81 sayılı İlamın 9. maddesiyle; … Genel Kurul üyelerine mevzuat hükümlerine aykırı olarak aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödendiği gerekçesiyle … TL’nin tazminine ilişkin hüküm tesis edilmiştir.
Yukarıda adı geçen sorumlu, temyiz dilekçesinde özetle;
SORGUDA (VE SONRASINDA İLAMDA) YER VERİLMİŞ OLAN TESPİTİN, KONU İLE İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİNİN HATALI YORUMLANMASI NETİCESİNDE ELDE EDİLDİĞİNİ:
… Su ve Kanalizasyon İdaresi (…) Genel Müdürlüğü 2560 sayılı Kanunla kurulan Büyükşehir Belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğine haiz bir kamu kuruluşu olup; Büyükşehir Belediye bütçesi ile ilgi ve alakasının bulunmadığını, kaldı ki, Büyükşehir Belediye Meclisinin çalışmasının ayrı bir konu; … Genel Kurulunun çalışmasının müstakil bütçeli olması nedeniyle ayrı bir konu olduğunu, dolayısıyla Meclis Üyelerinin aldığı huzur haklarının da mevzuata uygun olarak değerlendirildiğini, 5393 sayılı Belediye Kanununun “Huzur ve İzin Hakkı” başlıklı 32 nci maddesinde meclis başkan ve üyelerine meclis ve komisyon toplantılarına katıldıkları her gün için, 39 uncu madde uyarınca belediye başkanına ödenmekte olan aylık brüt ödeneğin günlük tutarının üçte birini geçmemek üzere meclis tarafından belirlenecek miktarda huzur hakkı ödeneceğinin, huzur hakkı ödenecek gün sayısının, 20 nci 24 üncü ve 25 inci maddelerde belirtilen toplantı günü sayısından fazla olamayacağının ve meclis üyelerine aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenemeyeceğinin belirtildiğini, Meclis Başkan Ve Üyelerinin Genel Kurula Genel Kurul Başkanı ve Genel Kurul Üyesi sıfatıyla katılmakta olduklarını, yani Büyükşehir Belediyesi Meclisi toplantılarından tamamen farklı olarak fazladan sorumluluk alarak ve fazladan mesai saati harcayarak … Genel Kurulu olarak görev yapmakta olduklarını, 5393 sayılı Belediye Kanununun “Huzur ve İzin Hakkı” başlıklı 32 nci maddesinde “... Meclis başkan ve üyelerine, meclis ve komisyon toplantılarına katıldıkları her gün için ...” denildiğini, “… meclis, genel kurul ve komisyon toplantılarına katıldıkları her gün için …” denilmediğini, dolayısıyla Genel Kurulun Meclis toplantısından farklı bir organ ve farklı bir çalışma olduğunu ifade etmek suretiyle bu temyiz nedenlerinin kabulü ile tazmin hükmünün kaldırılması hususunu bilgilerimize arz etmiştir.
Başsavcılık mütalaasında özetle; sorumlu tarafından ileri sürülen itiraz gerekçelerinin İlamda değerlendirilerek karşılandığı görüldüğünden verilen tazmin hükmü için ilam hükmünün bozulmasını ya da hükmün kaldırılmasını gerektirecek mahiyette yeni bir bilgi ve belge sunulmadığından, temyiz talebinin reddedilerek, yasa ve yönteme uygun düzenlenmiş bulunan söz konusu hükmün tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun “Genel kurul” başlıklı 4 üncü maddesinde; “İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisi, İSKİ Genel Kurulu olarak görevli ve yetkilidir.” denilmekte, aynı Kanunun “Genel kurulun toplanma ve çalışma esasları” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; “İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisi, İSKİ Genel Kurulu olarak bu Kanunda yazılı yetki ve görevleri görüşüp karara bağlamak üzere her yıl Mayıs ve Kasım aylarında özel gündemle toplanır.” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca anılan Kanunun Ek 5 inci maddesinde yer alan; “Bu Kanun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanır.” şeklindeki hüküm bulunmakta, böylelikle 2560 sayılı Kanun büyükşehir belediyelerinin tamamı (temyize konu olayda … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü-…) hakkında uygulanmaktadır.
Öte yandan, 2560 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Genel Kurulun toplanma ve çalışma esaslarına ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmemiş hususlarda; 1580 sayılı Belediye Kanununun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. Bununla birlikte 1580 sayılı Kanun 5272 sayılı Belediye Kanununun 87 nci maddesinin (a) bendi ile yürürlükten kalkmış, 5272 sayılı Kanun ise 5393 sayılı Belediye Kanununun 85 inci maddesinin (f) bendi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre 1580 sayılı Kanun’a yapılan atıflardan işlem tarihinde geçerli olan 5393 sayılı Kanun’un anlaşılması gerektiğinden hareketle; diğer bir ifadeyle, 2560 sayılı Kanun, Genel Kurul üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme içermediğinden bu konuda 5393 sayılı Belediye Kanunu hükümlerine bakmak gerektiği düşüncesiyle bu Kanunun 32 inci maddesine dayanılarak temyize konu tazmin hükmü verilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanununun “Huzur ve izin hakkı” başlıklı 32 nci maddesinde ise; “Meclis başkan ve üyelerine, meclis ve komisyon toplantılarına katıldıkları her gün için, 39 uncu madde uyarınca belediye başkanına ödenmekte olan aylık brüt ödeneğin günlük tutarının üçte birini geçmemek üzere meclis tarafından belirlenecek miktarda huzur hakkı ödenir. Huzur hakkı ödenecek gün sayısı, 20, 24 ve 25 inci maddelerde belirtilen toplantı günü sayısından fazla olamaz ve meclis üyelerine aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenemez.” denilmektedir.
Görüleceği üzere, madde metninde belirtilen 20 nci madde meclis toplantılarını, 24 üncü madde ihtisas komisyonlarını, 25 inci madde ise denetim komisyonlarını düzenlemektedir. Konu madde bütünlüğü içinde değerlendirildiğinde; bahsi geçen toplantılara katılan meclis üyelerine aynı günde katıldığı bu toplantılar nedeniyle aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenemeyeceği hükme bağlanmış olup, meclis üyesinin bir başka tüzel kişilik bünyesindeki faaliyetler kapsamında katıldığı toplantılar bu kategoride değerlendirilemeyecektir.
Buna karşın, 2560 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası ile yapılan atıf gereği … Genel Kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesinde 5393 sayılı Kanun hükmünün uygulanacak olması husususun, konu bağlamında yanlış değerlendirilmesi nedeniyle tazmin hükmü verildiği anlaşılmaktadır.
Söz konusu atıf, … Genel Kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine ve bu ödemenin hangi usulle yapılacağına bir dayanak oluşturmaktadır. Ancak, bu atıftan hareketle uygulanan 5393 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde meclis toplantısı, ihtisas komisyonu ve denetim komisyonu toplantıları sayılmakta; madde metninde genel kurul toplantılarına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu itibarla, … Büyükşehir Belediyesinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip …’nin Genel Kurul üyeliğinin farklı, Büyükşehir Belediye Meclis üyeliğinin farklı değerlendirilmesi gerekmekte olup, -5393 sayılı Kanun/32 nci mad. metninde yer almayan Genel Kurul toplantılarının maddede sayılan toplantıların yanına eklenmesi ve bu suretle Genel Kurul ve Meclis toplantı günlerinin kıyaslanması ile- aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olan … Genel Kurulu üyelerine aynı gün için birden fazla yapılan huzur hakkı ödemesi yapılamayacağı gerekçesi üzerine kurulan tazmin hükmü hukuken isabetli görülmemektedir. (*Maliye Bakanlığı Bütçe ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün İçişleri Bakanlığına hitaben yazdığı 08.08.2012 tarihli ve 8674 sayılı Görüşten de bu sonuç çıkmaktadır.)
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, yapılan ödeme kamu zararı oluşturmadığından; 81 sayılı İlamın 9. maddesiyle verilen … TL’nin tazminine ilişkin hükmün 6085 sayılı Sayıştay Kanununun 55 inci maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususların tekrar değerlendirilmesini teminen yeni hüküm tesisi için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE (Üye …’ın ilave görüşüyle), (Temyiz Kurulu ve ... Daire Başkanı .. ile Üye .., Üye …, Üye … ve Üye …’ün aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,
Karar verildiği 01.07.2020 tarih ve 47860 sayılı tutanakta yazılı olmakla iş bu ilam tanzim kılındı.
İlave gerekçe/görüş
Üye …:
Tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğine yönelik yukarıda verilen karardaki gerekçelere katılmakla beraber, ayrıca hesap yargılama usulü bağlamında temyiz mercii olan Temyiz Kurulu çalışma usulüne ilişkin olarak;
Sayıştay Yargılamasında ilk derece mahkemesi olarak dairelerce verilen kararlara karşı sorumlular olağan kanun yolu olarak temyiz ve karar düzeltme, olağanüstü kanun yolu olarak ise yargılamanın iadesi yoluna müracaat edebilirler. 6085 Sayılı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 55 inci maddesindeki düzenlemeye göre Temyiz Kurulu; temyiz olunan hükmü olduğu gibi veya düzelterek tasdik etmeye, bozma kararı vererek daireye göndermeye ya da Kurul üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile daire kararını tümüyle ortadan kaldırmaya karar verebilir. Kaldırma kararı (doğası gereği Sayıştay dairelerince kamu zararının sorumlularına ödettirilmesi ile yönündeki kararlar hakkında verilebilecek bir karar olup) kamu zararının oluşmadığı dolayısıyla da dairece haklarında hüküm tesis edilen sorumlular hakkında hüküm tesis edilmesi gerekmediği sonucuna ulaşan ve sorumluların beraatı anlamına gelen bir hükümdür.
Bu düzenlemede yer verilen “kurul üye sayısının üçte iki çoğunluğu ile kaldırılması” şeklindeki kısmın klasik anlamdaki temyiz uygulamalarının dışına taşan bir düzenleme olduğu ortadadır. Hukuk sisteminde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın kaldırılması ve bunun yerine yeni bir karar verilmesi uygulaması istinaf mahkemeleri aşamasında görülebilen bir uygulamadır. İstinaf mahkemelerince verilen kararlar (İlk derece mahkemesinin kararını kaldıran kararlar dâhil) hakkında da belli şartlar altında temyiz yoluna gidilebilmektedir. Oysa Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen kaldırma kararına karşı karar düzeltme dışında müracaat edilebilecek bir kanun yolu ve mercii bulunmamaktadır. Türk Hukuk Sisteminde temyiz incelemesi sürecinde verilebilecek kararlardan farklı ve temyizi kabil olmayan bir yöntem olarak belirlenmiş olması nedeniyle de 6085 Sayılı Kanunda normal karar çoğunluğundan farklı olarak kaldırma kararı için Kurulun üçte ikisinin çoğunluğu aranmıştır.
İlk derecede kamu zararını tazminle yükümlü tutulmuş olan sorumluların haklarında verilmiş olan bu kararın, sorumlular lehine sonuçlanması için en kısa ve kesin olan yol dairece verilmiş olan tazmin kararının kaldırılması olup sorumluların temyiz başvuruları da çoğunlukla “kararın kaldırılması veya bozulması” şeklinde bir taleple sonlandırılmaktadır. Bu sebeple temyiz başvurusunda taraflarca kaldırma talep edilmişse öncelikle bu talebin görüşülmesi ve sonuçlandırılması gereklidir.
Ancak kaldırma kararının alınabilmesi için bozma veya tasdik kararlarından farklı bir çoğunluk (Kurulun üçte ikisinin oyu) aranmakta olduğundan bunun altında kalan oylama sonuçlarında kaldırma seçeneği ortadan kalkmaktadır. Bu durumda, diğer temyiz mercilerinde olduğu gibi ilk derece mahkemesince verilmiş olan kararın olduğu gibi veya düzelterek tasdiki veya bozulması seçenekleri arasında sonuca ulaşmak üzere müzakere ve oylamaya devam edilmesi gerekmektedir.
Kaldırma talebine yönelik müzakereler sonrasında yapılan oylamada Kurulun üçte iki çoğunluğu ile kaldırma kararı çıkmadığı halde kaldırma yönünde kullanılan oyların karar çoğunluğuna (5 azınlık oyuna karşı 12 çoğunluk oyu ile) ulaştığı gerekçe gösterilerek müzakerelere devam edilmemiş ve kaldırma gerekçelerine dayalı olarak bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kaldırma kararının oylandığı ancak bu kararın gerektirdiği üçte iki çoğunluğa ulaşılmadığı halde kurulun çoğunluğunun kaldırma yönünde oy kullandığı gerekçesiyle kaldırma gerekçeli bozma kararı verildiği sonucuna ulaşılması mümkün olmayıp müzakerelere devam edilerek yapılacak oylama sonucuna göre tasdik veya bozma kararlarından hangisinin verildiğinin belirlenmesi gerekir.
Karşı oy gerekçesi/Azınlık görüşü
Temyiz Kurulu ve …. Daire Başkanı …:
İlamın 8 inci maddesine ilişkin yukarıda verilen “tasdik” kararı ile birlikte bir değerlendirme yapılacak olursa; 2560 sayılı Kanun, Genel Kurul üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme içermemekte, sadece Genel Kurulun toplanma ve çalışma esaslarına ilişkin 5393 sayılı Belediye Kanunu hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir. Anayasanın 128 inci maddesinde memurların ve diğer kamu görevlilerinin aylık, ödenek ve diğer özlük işlemlerinin Kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir. Dolayısıyla … bütçesinden huzur hakkı ödemesi yapılabilmesi için 2560 sayılı Kanunda açıkça belirtilmesi gerekmekte olup, Kanunda açıkça yer almadığı için … Genel Kurul toplantıları için huzur hakkı ödenmesi mümkün değildir. 5393 sayılı Kanunun huzur hakkı ödenmesine ilişkin 32 inci maddesi, belediye meclis başkanı ve üyesi sıfatı ile meclis ve komisyon toplantılarına katılıma ilişkin olup, genel kurul üyesi sıfatı ile toplantıya katılanlara aynı ödemenin yapılmasına cevaz vermez, Genel Kurulun toplanma ve çalışma esaslarına ilişkin atıf yapan hüküm huzur hakkı ödemesine mesnet olamaz. Bu haliyle tazmin hükmünün tasdiki gerekir. Ancak İlamda sadece Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısı ile çakışan günler için kamu zararı hesabı yapılmıştır. Bu itibarla Genel Kurul üyelerine ödenen huzur haklarının tamamı (varsa çakışmayan günler dâhil) açısından kamu zararı hesabı yapılması ve kanuni gerekçesinin buna göre yeniden ele alınmasını teminen tazmin hükmünün bozularak Dairesine gönderilmesi gerekir.
Üye …, Üye …, Üye … ve Üye …:
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesinden; … Su ve Kanalizasyon İdaresinin (…) Genel Kurulu olan … Büyükşehir Belediye Meclisinin 2015 yılı Mayıs ve Kasım aylarının ikinci haftalarında özel gündemle toplandığı, (Genel Kurul olarak) Mayıs ayı toplantısının ayın ikinci haftası olan 8, 9 ve 12 Mayıs tarihlerinde 3 (üç) gün süreli, Kasım ayı toplantısının 8, 13,14, 15, 16, 20, 21, 23, 24, 27, 28, 29, 30 Kasım ve 1 Aralık tarihlerinde 14 (ondört) gün süreli olarak yapıldığı görülmekte olup bu günler için Genel Kurul üyelerine 2560 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmüne istinaden … (bütçesi) tarafından 23.05.2017 tarihli ve 7408 numaralı ödeme emri belgesi ve 31.12.2017 tarihli ve 18469 numaralı ödeme emri belgesi ile huzur hakkı ödenmiştir.
Oysaki aynı üyelere … Büyükşehir Belediyesi (bütçesi) tarafından, … Genel Kurulu ile aynı günlere rastlayan, Mayıs ve Kasım ayı meclis toplantılarına katılımlarından dolayı katıldıkları gün sayıları dikkate alınarak 21.06.2017 tarihli ve 19148 numaralı ve 18.12.2017 tarihli ve 35418 numaralı ödeme emri belgeleri ile huzur hakkı zaten ödenmiş durumdadır.
5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun “Meclis toplantısı” başlıklı 13 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Büyükşehir belediye meclisi, her ayın ikinci haftası önceden meclis tarafından belirlenen günde mutat toplantı yerinde toplanır. Bütçe görüşmesine rastlayan toplantı süresi en çok yirmi, diğer toplantıların süresi en çok beş gündür. Meclis kendi belirleyeceği bir ay tatil yapabilir.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun “Genel kurul” başlıklı 4 üncü maddesinde; “İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, İSKİ Genel Kurulu olarak görevli ve yetkilidir.” denilmekte, aynı Kanunun “Genel kurulun toplanma ve çalışma esasları” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; “İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, İSKİ Genel Kurulu olarak bu Kanunda yazılı yetki ve görevleri görüşüp karara bağlamak üzere her yıl Mayıs ve Kasım aylarında özel gündemle toplanır.” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca anılan Kanunun Ek 5 inci maddesinde yer alan; “Bu Kanun diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanır.” şeklindeki hüküm bulunmakta, böylelikle 2560 sayılı Kanun büyükşehir belediyelerinin tamamı (temyize konu olayda …) hakkında uygulanmaktadır.
2560 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Genel Kurulun toplanma ve çalışma esaslarına ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmemiş hususlarda; 1580 sayılı Belediye Kanununun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. Bununla birlikte 1580 sayılı Kanun 5272 sayılı Belediye Kanununun 87 nci maddesinin (a) bendi ile yürürlükten kalkmış, 5272 sayılı Kanun ise 5393 sayılı Belediye Kanununun 85 inci maddesinin (f) bendi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre 1580 sayılı Kanun’a yapılan atıflardan işlem tarihinde geçerli olan 5393 sayılı Kanun’un anlaşılması gerekmektedir.
2560 sayılı Kanun, Genel Kurul üyelerine huzur hakkı ödenmesine ilişkin herhangi bir düzenleme içermediğinden bu konuda 5393 sayılı Belediye Kanunu hükümlerine bakmak gerekir.
5393 sayılı Belediye Kanununun “Huzur ve izin hakkı” başlıklı 32 nci maddesinde ise; “Meclis başkan ve üyelerine, meclis ve komisyon toplantılarına katıldıkları her gün için, 39 uncu madde uyarınca belediye başkanına ödenmekte olan aylık brüt ödeneğin günlük tutarının üçte birini geçmemek üzere meclis tarafından belirlenecek miktarda huzur hakkı ödenir. Huzur hakkı ödenecek gün sayısı, 20, 24 ve 25 inci maddelerde belirtilen toplantı günü sayısından fazla olamaz ve meclis üyelerine aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenemez.” denilmektedir.
5393 sayılı Kanunun yukarıda ifade olunan 32 nci maddesinde, huzur hakkı ödenmesi için; birleşim, oturum, komisyon, kurul, vb. farklı görev kavramları değil, gün kavramı esas alınmış olup, aynı gün içinde birden fazla huzur hakkı ödenemeyeceği kuralının genel kural olarak düzenlemiş olduğu, bu nedenle aynı gün içinde aynı mahalli idareye ait meclis veya komisyon çalışması gibi sebeplerle veya aynı gün içinde bağlı kuruluşların meclis, komisyon veya genel kurul toplantısına katılma halinde sadece bir defa huzur hakkı ödenmesi esasının benimsendiği görülmektedir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nda meclis üyelerinin birden fazla ihtisas komisyonuna üye olabileceği belirtilmiştir. Üyelerin aynı gün birden fazla ihtisas komisyonu toplantısına katılabileceği ancak, 5393 sayılı Belediye Kanununun 32 nci maddesinin “… meclis üyelerine aynı gün için birden fazla huzur hakkı ödenemez. ...” şeklindeki emredici hükmü gereğince yalnızca bir günlük huzur hakkı alabileceklerdir.
2560 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrası ile Genel Kurulun toplanma ve çalışma esaslarına ilişkin olarak Belediye Kanunu hükümlerinin uygulanacağı ifade olunduğundan, aynı gün için ikinci bir huzur hakkı ödenememesi esası aynı kurum içerisinde olduğu gibi bağlı kuruluşlar için de geçerlidir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde, temyiz dilekçesindeki iddiaların reddedilerek tazmin hükmünün tasdiki gerekir.