Ancak tüm yazışma ve taleplere rağmen Belediye tarafından yükleniciye fazla ödenen KDV tutarının tahsil edilemediği anlaşılmıştır.
Bu durumda Belediye açısından kamu kaynağında eksiliş yaşandığı, telafisi için sorumlularca çaba sarfedildiği ancak başarılı olunamadığı anlaşılmaktadır.
Kamu kaynağında meydana gelen azalma nedeniyle kamu zararı oluştuğu ve Sayıştay 6. Dairesince verilen tazmin hükmünün mevzuata uygun olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, 194 Sayılı İlamın 6. maddesiyle verilen tazmin hükmünün yukarıda yapılan açıklamalar ve ilamda belirtilen sorumluluklar çerçevesinde TASDİKİNE,
Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2017
Dairesi 6
Dosya No 45974
Tutanak No 47845
Tutanak Tarihi 1.7.2020
Kararın Konusu İhale Mevzuatı ile İlgili Kararlar
Konu: Yapılan fazla hakediş ödemesinin tahsil edilmesine rağmen ödemeye ilişkin KDV’nin tahsil edilmemesi.
194 Sayılı İlamın 6. maddesiyle; ... ... Belediyesi tarafından, yüklenici ... Şti’ye “... Belediyesi Asfalt, Bordür ve Beton Baskı, Kaldırım” işiyle ilgili olarak yapılan fazla hakediş ödemesinin tahsil edilmesine rağmen ödemeye ilişkin KDV’nin tahsil edilmemesi nedeniyle ... TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.
TEMYİZ DİLEKÇESİ
Sorumlular tarafından verilen ortak mahiyetteki temyiz dilekçesinde özetle
Harcama Yetkilileri ..., ... ve Gerçekleştirme Görevlisi ... tarafından verilen ortak mahiyetteki temyiz dilekçesinde özetle;
Sayıştay 6. Dairesinin 05.03.2019 tarih ve 643 Karar sayılı kararı, kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, şöyle ki;
Öncelikle Yürütmenin Durdurulması talep ettiklerini, İYUK m. 27 gereği idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebildiğini, davaya konu Sayıştay Kararının da uygulanması durumunda telafisi güç ve imkânsız zarara uğrayacak olmaları sebebiyle öncelikle yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini,
... Şti ile “ ... Belediyesi Asfalt, Bordür ve Beton Baskı, Kaldırım” işi konusunda ... ihale kayıt numarası ile sözleşme yapıldığını, bu sözleşme gereği gerekli işlerin ... tarafından gerçekleştirildiğini, bunun karşılığında ödemelerin ... Belediyesi onayı ile İller Bankası tarafından yapıldığını,
Belediye tarafından yükleniciye kesin hakedişi hesaplandığında yapılan yersiz ödeme tutarının kendilerince fark edilerek, takip eden hakedişlerden fazla ve yersiz ödenen tutarın mahsup edilerek belediyenin kamu kaynağındaki eksilişin ortadan kaldırıldığını,
Fakat yükleniciye yersiz ödenen KDV’nin ise, yüklenici tarafından Devlet Hazinesi’ne ödeneceği düşüncesiyle işlem yapılmadığını, ancak Fen işleri Müdürlüğü tarafından ... İnşaat Şirketine … tarihinde Sayı: ... Sayılı yazı ile Sayıştay Başkanlığının … tarih ve … sayılı yazılarda kamu zararı tutarının + KDV’ li olarak hesaplandığının görüldüğü, sehven KDV tutarının kesilmediği gözüktüğünden ... TL KDV tutarının Belediye Mali Hizmetler Müdürlüğü’ne ödenmesi konusunda yazı gönderildiğini,
Buna karşılık ... tarafından gönderilen … tarihli Sayı: … olan cevap yazısında ise ... TL KDV tutarının iadesinin yapılmayacağının bildirildiğini,
Bunun üzerine İşletme ve İştirakler Müdürlüğü Gelir Şefliği tarafından ... Şirketine gönderilen … tarih ve Sayı: … Sayılı yazıda, ... TL tutarındaki KDV’nin kayıtlı olunan Vergi Dairesi’ne ödendiğine dair belgelerin ve dekontların gönderilmesi ve ödeme yapılmadı ise söz konusu KDV tutarının işleyecek ve hesaplanan yasal faizi ile birlikte ödeme yapılmasını, aksi halde ödeme emrinde belirtilen yasal işlemlerin başlatılacağının bildirildiğini,
... tarafından gönderilen … tarihli ve Sayı:… Sayılı yazı cevabında ise, ilgili olayda toplam 4 adet hakedişe fatura kesildiğini, KDV’si hesaplanarak beyan edilerek ödendiğini, tekrar bir KDV ödenmesinin söz konusu olmayacağını, bunların ödendiğine dair belgelerin ve dekontların ayrı çıkartılmasının mümkün olmadığı belirtilerek 4 adet Tahakkuk Fişi ve Katma Değer Vergisi Beyannamesinin kendilerine gönderilmiş olup Daireye sunulduğunu,
Yüklenici şirketin sunmuş olduğu Vergi Tahakkuk Fişlerinden de anlaşılacağı üzere Vergi Dairesi’ne tüm ödemelerinin yapılmış olduğunu,
... İnş. tarafından bu durumda yapılması gereken işlemin Devlet Hazinesi’ne yapmış olduğu fazla KDV ödemesinin tarafına iadesi için Vergi Dairesi’ne müracaat etmek olduğunu, fakat şirket tarafından böyle bir işlem yapılmamış olduğundan kendilerince şirketin mükellefi olduğu ... İli Defterdarlığına ... tarih ve ... Sayı No. ile iade işlemi konusunda yazı gönderildiğini,
Sayıştay ilamında karşı oy kullanan Üye ... ve Üye Dr. ...’un karşı oy gerekçelerinde belirtmiş oldukları hususlar dikkate alınarak, “ ... Netice olarak kamu zararının unsurlarından kusur unsurunun ortadan kalktığı bu durumda yersiz ödenen KDV tutarının belediye bütçesine iadesi için ilgili vergi dairesi ile gerekli idari yazışmaların yapılması ve takip edilmesi bu aşamada yeterli olmaktadır. Bu bağlamda, denetçi sorgusunda ifade edilen KDV tutarından kaynaklı kamu zararı iddiası ile ilgili olarak ilişecek husus bulunmadığına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.” fazla ödenen KDV’nin Belediye Bütçesine geri iadesi için hem ... ile yazışmalar yapıldığını hem de ilgili ... ili Defterdarlığı ile yazışmalar yapıldığını, bu nedenle oluştuğu söylenen kamu kaynağındaki eksilişi gidermeye yönelik gerekli hassasiyeti gösterdiklerini, gerek yersiz ödemenin kendilerince zamanında fark edilerek vergisiz kısmını mahsup etmeleri gerekse sonrasında KDV iadesi için ilgili yazışmaları yapmalarının kusurlarının bulunmadığını ve telafi etmek için gerekli işlemleri yaptıklarını gösterdiğini, bu nedenle kamu zararının esaslı unsuru olan kusurun varlığından söz edilmesinin mümkün olmadığını,
belirterek verilen tazmin hükmünün bozulmasını talep etmişlerdir.
BAŞSAVCILIK MÜTALAASI
Başsavcılık mütalaasında;
“Temyiz dilekçesinde özetle; İYUK 27 nci maddesi gereği idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumu söz konusu olduğunu ileri sürerek yürütmenin durdurulması talebinde bulunulmuştur, ayrıca yersiz ödemenin kendileri tarafından zamanında fark edilerek vergisiz kısmının mahsup edildiği, KDV nin ilgili vergi dairesine yatırıldığı ve iadesi için ilgili yazışmaların yapıldığı, geri almak için gerekli işlemleri yaptıklarını bu nedenle kamu zararının esaslı unsuru olan kusurun varlığından söz edilmesinin mümkün olmadığı bu nedenle önce yürütmenin durdurulması kararının verilmesi daha sonra ise tazmin kararının kaldırılmasını talep etmektedir.
Dosya münderecatının incelenmesi neticesinde; öncelikle 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunun 27 nci maddesinin ikinci bendinde "Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, " şeklinde yürütmeyi durdurma kararı için temel şartları ortaya koymaktadır. Buna göre ilk şart bu kararı vermeye yetkili olan Danıştay ve idare mahkemelerdir, ikinci husus ise gerekçesi veya kaynağı ne olursa olsun idarenin eylem ve işlemine karşı mezkûr maddenin hükümlerinin işletilmesi gerekir, idari bir işlemin bu aşamada varlığı da söz konusu olmadığından yürütmeyi durdurma kararına ilişkin herhangi bir karar tesis edilmesi mümkün değildir.
... Belediyesi Asfalt, Bordür ve Beton Baskı Kaldırım işinin 4 no.lu kesin hak edişin 7 sıra no.lu "Hazır Beton ile Baskı Beton Döşeme Yapılması (10 cm çesansız)" pozundan ödenmesi gereken 9.719 m2'lik imalatın, 6 sıra no.lu "Hazır Beton ile Baskı Beton Döşeme Yapılması (15 cm çesanlı)" pozundan ödenmesi nedeniyle fazla ödeme yapıldığını sorumlular tarafından tespit edilerek bir sonraki hakedişten fazla ödenen tutar mahsup edilmiştir, ancak miktarın poz tutarı ile çarpımı sonucunda hesaplanan fazla ödemenin ayrıca KDV ve Damga vergisi ilave edildiği düşünülmeden sadece fazla ödenen miktara ilişkin mahsup işlemi gerçekleştirildiği, İlam aşamasında KDV nin tahsilatı konusunda gerek firma ile gerekse ilgili vergi dairesi ile yazışmalar ve tahsilata ilişkin girişimlerde bulunulduğu görülmüştür.
Ancak, idarenin varlığında sebepsiz ve hukuka uygun olmayan bir şekilde azalma olduğu ortadadır, fazla ödemenin tespiti ve geri alınmasına ilişkin sorumluların gayret ve çabaları ile hüsnüniyetleri görülmekle birlikte mevcut mevzuat açısından 6. Dairenin tazmin hükmünün yerinde olduğu ve uygulanması gerektiği düşünülmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz talebinin reddedilerek Daire Kararının korunmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.” denilmektedir.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Temyiz dilekçesinde öncelikle İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27 nci maddesi gereği Sayıştay Daire ilamının uygulanmasına yönelik olarak yürütmenin durdurulması talebinde bulunulduğu görülmektedir. Ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 27 nci maddesinin ikinci bendinde "Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar verebilirler " denilmektedir.
Buna göre yürütmeyi durdurma yetkisi Danıştay veya idari mahkemelere verilmiş olup Sayıştay’ın görev ve yetki alanı dışında bulunmaktadır.
Yapılan incelemede, Belediye tarafından yükleniciye yapılan fazla hakediş ödemesinin tahsil edildiği ancak ... TL tutarındaki KDV’nin ise tahsil edilemediği anlaşılmaktadır.
Savunmalarda yüklenici firmadan söz konusu KDV tutarının iadesinin talep edildiği ancak KDV’nin vergi dairesine ödenmesi gerekçesiyle talebin reddedildiği, ayrıca KDV beyannamelerinin aylık işlemlerin toplamını gösterdiğinden tekil bir faturaya ilişkin KDV beyan ve ödeme durumunun yüklenici tarafından net olarak belgelendirilemediği bunun üzerine Belediye tarafından ... İli Defterdarlığına iade işlemi konusunda yazı gönderildiği ifade edilmektedir.
Ancak tüm yazışma ve taleplere rağmen Belediye tarafından yükleniciye fazla ödenen KDV tutarının tahsil edilemediği anlaşılmıştır.
Bu durumda Belediye açısından kamu kaynağında eksiliş yaşandığı, telafisi için sorumlularca çaba sarfedildiği ancak başarılı olunamadığı anlaşılmaktadır.
Kamu kaynağında meydana gelen azalma nedeniyle kamu zararı oluştuğu ve Sayıştay 6. Dairesince verilen tazmin hükmünün mevzuata uygun olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, 194 Sayılı İlamın 6. maddesiyle verilen tazmin hükmünün yukarıda yapılan açıklamalar ve ilamda belirtilen sorumluluklar çerçevesinde TASDİKİNE, (…. Daire Başkanı ... ve Üye ...’in aşağıda yazılı ayrışık görüşlerine karşı) oyçokluğuyla,
6085 sayılı Kanunun 57 nci maddesi gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 01.07.2020 tarih ve 47845 sayılı tutanakta yazılı olmakla iş bu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi
…. Daire Başkanı ... ve Üye ...’in karşı oy gerekçesi:
Sorumlularca, yüklenici firmadan söz konusu KDV tutarının iadesinin talep edildiği ancak KDV’nin vergi dairesine ödenmesi nedeniyle talebin reddedildiği, ayrıca KDV beyannamelerinin aylık işlemlerin toplamını gösterdiğinden tekil bir faturaya ilişkin KDV beyan ve ödeme durumunun yüklenici tarafından net olarak belgelendirilemediği bunun üzerine Belediye tarafından ... İli Defterdarlığına iade işlemi konusunda yazı gönderildiği, tutarının tahsil edilmesi amacıyla gerekli yazışmaların yapıldığı görülmektedir.
Ayrıca söz konusu KDV’nin yüklenici tarafından vergi dairesine yatırılması nedeniyle ilgili tutarın genel bütçeye gelir olarak girdiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda 5018 sayılı Kanun’un 71. Maddesinde belirtilen kamu zararı tanımı dikkate alındığında kamu kaynağında bir azalma olmasından söz etmenin mümkün olmadığı, tahsilat sürecini başlatan ve gerekli tüm girişimlerde bulunan kişilerin sorumlu tutulamayacağı değerlendirilmektedir.
Bu itibarla 194 Sayılı İlamın 6. maddesiyle verilen tazmin hükmünün kaldırılması gerekir.