YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Mevzuata aykırı yapılan ihaleden ihale komisyonu üyelerinin sorumluluğu hakkında açıklayıcı Kr.

Karar Özeti

Mevzuata aykırı yapılan ihaleden ihale komisyonu üyelerinin sorumluluğu hakkında açıklayıcı Kr.

Karar

Kamu İdaresi Türü          Özel İdareler    

 

Yılı         2013    

 

Dairesi  1           

 

Dosya No           46189  

 

Tutanak No        48201  

 

Tutanak Tarihi   9.9.2020            

 

Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar        

 

290 sayılı ek ilamın 1 inci maddesiyle ... TL’nin tazminine dair hüküm ile ilgili olarak Temyiz Kurulunun 05.04.2017 tarih ve 42920 tutanak numaralı bozma kararı ile; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yiyecek yardımı” başlıklı 212’nci maddesi uyarınca çıkarılan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği hükümlerinden, yemek yardımından yararlananlardan yemek maliyetinin yarısının kesilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, bu nedenle kamu zararı tutarının, yemek maliyetinin yarısı ile personelden kesilen Bütçe Uygulama Talimatındaki rakamlar kadar olması gerektiği, bu çerçevede usulüne uygun olarak yürütülen ve tamamlanan ihale sürecinde ihale komisyonu başkan ve üyelerinin sorumluluklarının bulunmadığı, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve Kanun çerçevesinde yapmaları gereken işlemlerden yalnızca harcama yetkililerinin sorumlu oldukları, gerçekleştirme görevlilerinin sorumlulukları ise 5018 sayılı Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemler ile sınırlı olduğundan ve söz konusu görevlilerin giderlerin kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olması hususunda sorumlu oldukları yönünde bir düzenlemeye yer verilmediğinden dolayı ihale yetkilisinin (harcama yetkilisinin) tek başına sorumlu olması gerektiği belirtilmiş;

 

Dairesince bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucu ilk verdiği kararında direnerek 357 sayılı Ek İlam ile;

 

“…para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması ile ilgili idare işlemi, Yiyecek Yardımı Yönetmeliği ve Kamu İhale Kanununa aykırı olduğundan, bu işlem neticesi yapılan ödeme, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme mahiyetindedir. Bu nedenle ... A.Ş.’ye yapılan ödemelerden, yemek yiyen personelden Bütçe Uygulama Talimatı hükümleri uyarınca kesilen miktar düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı kamu zararı niteliğindedir.

 

Ayrıca yiyecek yardımının, 4734 sayılı Kanunun cevaz verdiği yemek hazırlama ve dağıtım hizmeti yerine personele para temsili araçlar sağlanarak yapılmasına olanak veren ihale sürecinde yer alanların da sorumluluğu bulunduğu belirtilerek yapılan ödemeden ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin yanı sıra ihale komisyonu üyelerinin de sorumlu tutulmaları gerektiği belirtilerek ... TL kamu zararının; yapılan ödemeden ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin yanı sıra ihale komisyonu üyelerinden müştereken ve müteselsilen tazminine” hükmedilmesi üzerine;

 

Temyiz Kurulunun 03.10.2018 tarihli ve 45101 tutanak numaralı bozma kararı ile; konunun esası ile ilgili olarak ihale bedelinin tamamına tazmin hükmü verilmesinin mevzuata uygun olduğu, sorumluluk yönünden incelenmesi neticesinde; usulüne uygun olarak yürütülen ve tamamlanan ihale sürecinde ihale komisyonu başkan ve üyelerinin sorumluluklarının bulunmadığı, kamu zararından sorumlu olmamaları gerektiği; ödeme emrini imzalayan gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisinin sorumlu olması gerektiği belirtilmiş,

 

Dairesince Temyiz Kurulunun bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Daire, Temyiz Kurulu Kararı doğrultusunda verdiği kararında 402 sayılı Ek İlam ile;

 

“…para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması ile ilgili idare işlemi, Yiyecek Yardımı Yönetmeliği ve Kamu İhale Kanununa aykırı olduğundan, bu işlem neticesi yapılan ödeme, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme mahiyetindedir. Bu nedenle ... A.Ş.’ye yapılan ödemelerden, yemek yiyen personelden Bütçe Uygulama Talimatı hükümleri uyarınca kesilen miktar düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı kamu zararı niteliğindedir.

 

Diğer taraftan, yapılan ödemelerden 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesi ile “Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi sorumludur. Usulüne uygun olarak yürütülen ve tamamlanan ihale sürecinde ihale komisyonu başkan ve üyelerinin ise sorumlulukları bulunmadığı belirtilerek ... TL kamu zararının; yapılan ödemeden ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinden müştereken ve müteselsilen tazminine hükmedilmiştir.

 

İlamda Harcama Yetkilisi olarak sorumlu tutulan ...temyiz dilekçesinde özetle;

 

... İl Özel İdaresinde memur olarak görev yapan personele öğle yemeği hizmeti verilmesi amacıyla 2013 yılı için ihale yapılmak suretiyle hizmet alımı yapıldığını, yapılan bu ihaleyle ... il merkezinde farklı yerlerde bulunan iki ayrı hizmet binasında görev yapan memurlar ile, 2013 yılı itibariyle 15 ilçede görev yapan tüm personele öğle yemeği hizmeti sağlandığı gibi, İl Özel İdaresinin yatırımcı bir idare olması ve mevzuatı gereği sınırları içerisindeki tüm köy, kasaba ve ilçeye hizmet götürme yükümlülüğü bulunması ve görev yapan teknik eleman (mühendis, mimar, tekniker vb.) görevlerini yerine getirmek üzere her gün değişik ilçe ve köylere gitmeleri sebebiyle, görev için gidilen ilçelerde de öğle yemeği hizmeti verilmesinin sağlandığını,

 

Bu amaçla yapılan ihaleyle ilgili olarak hazırlanan “ Hizmet Alımına İlişkin Sözleşme ”nin 36/5 maddesinde;

 

“... merkez ve ilçelerinde personelin öğle yemeği yiyebileceği, yemek servisi yapabilecek lokanta ve restoranlarla yapılacak sözleşmeleri veya istenen sayıdaki işyeriyle sözleşme yapılacağına dair taahhütnamenin işe başlamadan önce idareye teslim edilmesi” hususunun hüküm altına alındığını ve ihale üzerinde kalan firmanın bu sözleşmeleri yapacağına dair taahhütnameyi 07/12/2012 tarihli yazısıyla idareye bildirdiğini,

 

... İl Özel idaresinin kapandığı tarih olan 30/03/2014 tarihine kadar, 5302 sayılı Yasaya göre ilin tamamına hizmet vermekle yükümlü olan İdarede, 159 Memur personelin %14 ünün ilçelerde, %33 ünün ise teknik eleman olması sebebiyle sürekli olarak farklı ilçelerde ve o ilçelere bağlı köylerde görev yaptığını, tüm personelin öğle yemeği için bir merkezde toplanması fiilen imkansız olduğundan sözleşme yapılan firma tarafından il merkezi ile bütün ilçelerde anlaşma yapılan çeşitli lokantalar aracılığıyla bütün personele yemek yeme imkanı sağlandığını, hal böyle iken, Devlet Memurları Yiyecek Yönetmeliğine aykırı olarak ( memurlara nakden bir ödeme yapılmadığı halde) yapılan harcamanın tamamının kamu zararı olarak değerlendirilmesi halinde ise 657 sayılı kanunun 212. Maddesine göre memurlara tanınan yemek yardımından ... İl Özel İdaresi personelinin 2013 yılında hiçbir şekilde faydalanamayacağını,

 

Anayasanın “kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. Maddesinde belirtildiği üzere: “...devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar...”, Denildiğinden uygulamada bu durumun göz ardı edilemeyeceğini,

 

Ayrıca Anayasanın 55.Maddesinde ise; “...devlet çalışanların diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır...” denildiğini,

 

Sorguya konu hizmet alımı uygulamasının 2013 ve sonraki yıllarda birçok mahalli idarede (mülga) ... İl Özel idaresinde uygulandığı şekliyle 2017 yılına kadar devam ettirilmesine rağmen 2014 yılı itibariyle 6360 sayılı Yasa ile kapatılarak personeli çok sayıda kurum ile mahalli idarelere dağıtılan ... İl Özel İdaresi personeli hakkında tazmin hükmü verilmesi hakkaniyete ve hukuk kurallarına uygun olmadığını,

 

Sayıştay denetimleri, geleceğe yönelik ve yapıcı öneri getiren, kamu yönetimin iyileştirilmesini amaçlayan çağdaş bir denetim olduğu için idare olarak yapacakları işlemler ve uygulamalarda yol gösterici olarak Sayıştay Temyiz Kurulu kararlarını örnek alındığını, yapılan uygulamaların mevzuata ve hukuka uygun olduğunun teyidi, aynı konu ile ilgili olarak yayınlanan 25.01.2011/32822 tarih ve sayılı tutanak, 28.02.2012/34467 tarih sayılı tutanak, 10.04.2012/34773 Tarih ve sayılı tutanak ile 25.12.2012/35990 tarih sayılı tutanak ve buna benzer birçok Sayıştay Temyiz Kurulu kararlarında yer aldığını,

 

... İl Özel İdaresinde Memur olarak çalışan personelin “Memur Öğle Yemeğine Yardım” ödeneğinin kullanım izninin 2012 yılında ... İl Genel Meclisinin 28.11.2012/394 tarih sayılı ( EK - 1) kararıyla verildiğini, ayrıca söz konusu ihalenin “Hizmet Alımı” şeklinde yapılabilmesi için 2012 yılında İnsan Kaynakları Eğitim Müdürü (İhale ve Harcama Yetkilisi) …’ın Vali’nin Yetki Devri ile görevlendirdiğini, (EK -2 ) Genel Sekreter …’dan “ İdaremizde görev yapmakta olan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi 159 adet (128 Memur + 31 Tam Zamanlı Sözleşmeli) personele 2013 yılı için Öğle Yemeği Hizmet Alımı işinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19.Maddesi gereğince ihale edilerek yaptırılmasını ve bedelinin İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün 2013 yılı bütçesinin 44.45.00.05¬01.3.1.00-5-05.3.1.05 ‘Memurların Öğle Yemeğine Yardım’ harcama kaleminden ödenmesi “için 12/11/2012 tarih ve 14317 sayılı “OLUR” un alındığını( EK - 3) ve bu Olur’a istinaden İhale Yetkilisi ve Harcama Yetkilisi ...tarafından 12.11.2012 İhale Onay Belgesi (EK - 4) düzenlenerek onay verildiğini, 12/11/2012 tarihli İhale Onay Belgesi ve ekinde hazırlanan Teknik Şartnamenin Kamu İhale Kurumuna ait siteye (EKAP) yüklendiğini, ilanın 13/11/2012 tarihinde EKAP tarafından kabul edilip, 2012/167816 İKN numarası verilmesi (onaylanması) üzerine de ihale işlemini İhale Komisyonunca gerçekleştirildiğini,

 

İhalenin bitiminden hemen sonra ihaleyi kazanan firma ile İhale Yetkilisi (Harcama Yetkilisi) ...tarafından idare adına taahhüt altına girilerek yaptırılacak işin sözleşmesinin imzalandığını, dolayısıyla 2012 yılında yapılan bu sözleşme ile ... İl Özel İdaresi 2013 yılı Memur Öğle Yemeği Yardımı ödeneğinin harcama işleminin gerçekleştirildiğini,

 

6085 Sayılı Sayıştay Kanununun Birinci Kısım Üçüncü Bölümünün “Sorumlular ve Sorumluluk" başlığı altında yer alan 7.Maddesinin 2. Fıkrasında: “ Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar; kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur. “ yine aynı Kanunun 4.fıkrasında; ” Usulüne uygun bir biçimde görevlendirilmediği halde kendiliğinden veya verilen emir üzerine gelirleri tahakkuk ettiren, toplayan, harcayan ve bu işleri onaylayanlar, malları muhafaza eden ve idare edenlerle, her türlü mali iş ve işlemleri yürütenlerin işlemleri bir hesaba dahil edilmediği takdirde, sorumluluk bu kişiler hakkında da uygulanır. Bu durum yöneticilerin yazılı emirleri üzerine meydana gelmiş ise sorumluluğa yöneticiler de ortak olur.” Denildiğini,

 

Ayrıca; 5018 sayılı Kanunun '‘Harcama Yetkisi ve Yetkilisi’ başlıklı 31. Maddesi üçüncü fıkrasında; “ Kanunların verdiği yetkiye istinaden yönetim kurulu, icra komitesi, komisyon vb. kurul veya komite kararıyla yapılan harcamalarda Harcama Yetkisinden doğan sorumluluk kurul, komite veya komisyona ait olur.” Denildiğini,

 

Aynı Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32. Maddesinde ise; “Bütçelerden harcama yapılabilmesinin Harcama Yetkilisinin, Harcama Talimatı vermesi ile mümkün olabileceği, Harcama Yetkililerinin Harcama Talimatlarının Bütçe İlke ve Esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından sorumlu oldukları” belirtildiğini,

 

Sözü edilen konu ile ilgili 14/06/2007 tarih ve 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurulu kararının 3. Maddesinin 'Kurul, Komite Veya Komisyon Üyelerinin Harcama Yetkisinden Doğan Sorumluluğu’ bölümünün ikinci fıkrasında;

 

“ Kurul halinde görev yapan karar organlarının genellikle icra yetkileri bulunmamaktadır. Ancak savunma sanayii müsteşarlığında olduğu gibi bazı kuruluşların karar organlarının icra yetkisi bulunmaktadır. Bu nedenle kanunun 31. Maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan Yönetim Kurulu, İcra Komitesi, Komisyon vb. kurul veya Komite kararıyla yapılan harcamalarda, Harcama Yetkisinden doğan sorumluluk belirlenirken; kararın Harcama Talimatının unsurlarını taşıyıp taşımadığını ve kurul, komisyon veya komitenin harcama sürecinde rol alıp almadığının belirlenmesi gerekmektedir.

 

Bu durumda;

 

Kanunların verdiği yetkiye istinaden Yönetim Kurulu, İcra Komitesi, Encümen gibi adlarla teşkil edilen yönetim organlarının kararı, Harcama Talimatının taşıması gereken unsurları taşıyor ve Kurul, Komisyon, Komite harcama sürecinde yer alıyorsa Harcama Yetkisinden doğan sorumluluğun yönetim kurulu, icra komitesi, komisyon vb. kurul, komite veya komisyona ait olacağı,

 

Yönetim Kurulu, İcra Komitesi, Encümen gibi adlarla teşkil edilen yönetim organlarının kararı, Harcama Talimatının taşıması gereken unsurları taşıyor ancak kurul, komisyon, komite harcama sürecinde ver almıyorsa, yönetim kurulu icra komitesi, komisyon vb. kurul veya komitenin sadece harcama talimatının kanun, tüzük ve yönetmeliklere uygun olmasından sorumludur.

 

Yönetim Kurulu, İcra Komitesi, Encümen gibi adlarla teşkil edilen yönetim organlarının kararı bir giderin yapılması için Harcama Yetkilisine izin verme şeklinde düzenlenmiş ise bu halde kurul, komisyon veya komitenin harcamaya izin veren kararın kanun, tüzük ve yönetmeliğe uygun olmasıyla sınırlı olarak sorumlu olacağına, çoğunlukla...” denildiğini,

 

Söz konusu mevzuat ve düzenlemeler çerçevesinde yukarıda bahsedilen iş ve işlemler değerlendirildiğinde; 2012 yılında hem ödeneğin verilmesi, hem de ihaleye onay verilmesi ve de en nihayetinde yine aynı yıl içerisinde ihalenin yapılarak sözleşmenin imzalanması sonucunda ödeneğin harcanması gerçekleştirildiğinden, yapılan iş ve işlemlerin, 5018 sayılı Kanun hükümleri ve Sayıştay Genel Kurulunun 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı kararı doğrultusunda bir ‘HARCAMA TALİMATI’ olduğunu,

 

Bu nedenle, eğer bir kamu zararının varlığından söz edilecekse; yukarıda da belirtildiği üzere harcama sürecinde yer alan; ... İl Genel Meclisi, ... İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ve İhale Yetkilisinin de söz konusu harcamalardan sorumlu tutulması gerektiğini; çünkü ... İl Özel İdaresine ait 2013 yılı Memur Öğle Yemeği Yardımı ödeneğinin, İl Genel Meclisi tarafından 2012 yılında onaylanarak tahsis edildiğini, yine 2012 yılında Üst Amir konumunda bulunan Genel Sekreter (…) tarafından hem ihalenin hizmet alımı şeklinde yapılmasına, hem de harcamanın yapılmasına ‘OLUR’ verildiğini, aynı yıl içerisinde İhale Yetkilisi ...tarafından İhale Onay Belgesi düzenlendiğini ve İhale Komisyonunca yapılan ihale sonucunda da İhale Yetkilisi ...tarafından harcamaya ilişkin sözleşmenin akdi imzalandığını, dolayısıyla işlemin yani harcamanın 2012 yılında sübut bulduğunu,

 

Günümüze kadar süreç içerisinde yer alan öğle yemeği yardımıyla ilgili yapılan tüm sorgularda Sayıştay görevlilerinin (Sayıştay Denetçisi, Sayıştay Savcısı, Sayıştay Daire Başkanı ve Üyeleri, Sayıştay Temyiz Kurulu Başkan ve üyeleri) arasında çok farklı görüşlerin beyan edilmesi, konunun muğlaklığını ortaya koyduğunu, konu hakkında ilk Sorguyu başlatan Denetçi …’nun 17.10.2017 tarihli raporunda bu konuya dikkat çektiğini“... mahalli idareler personelin öğle yemeği verilmesinin gerek idareler gerekse başkanlığımız tarafından tam olarak netliğe kavuşmamış bir konu olduğu düşünülmektedir. Zira mahalli idareler arasında kesinlikle bir uygulama birliği bulunmamaktadır, idarelerin bir kısmı yemek maliyet bedelinin yarısını memurlardan tahsil ederken bir kısmı Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan Bütçe Uygulama Tebliğinde yer alan kesintileri tahsil etmekte, bir kısmı ise öğle yemeği hizmeti sunduğu memurlardan hiçbir kesinti yapmamaktadır. Dolayısıyla bu konu ile ilgili olarak iki farklı açıdan iki farklı adaletsizlik ortaya çıkmaktadır ....Mahalli idareler arasındaki yukarıda bahsedilen değişik uygulamalardan dolayı aynı işi yapan ve fakat farklı mahalli idarelerde çalışan personel açısından da adaletsizlik meydana gelmektedir. Kurumlar arasında bu konuyla ilgili olarak uygulamada yeknesaklığın olmaması ve her kurumun mevzuat hükümlerini farklı yorumlamak suretiyle personele yapacağı yemek yardımını değişik yöntemlerle uygulama sorunlarının kanaatimizce kanun koyucunun bu konu ile ilgili olarak; açık, net ve yoruma yer vermeyecek bir kanuni düzenleme yapması suretiyle çözüme kavuşturulacağı düşünülmektedir. “

 

Kısa bir süre sonra da ihtiyaca binaen, 20.11.2017 tarih ve 2017/11180 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğinde değişikliğe gidildiğini, böylece konunun muğlaklığının ortadan kaldırıldığını,

 

Söz konusu ek ilamdaki tazmin hükmüne konu ödemelerin anılan yönetmelikteki değişiklikten önceki döneme ait olması nedeniyle, ödemelerin yapıldığı dönemde yürürlükte olan mevzuat hükümlerindeki müphemlikten dolayı Sayıştay Denetçisi, Sayıştay Savcısı, Sayıştay Daire Başkan ve üyeleri ile Temyiz Kurulunca da birbirinden çok farklı kararlar verilmesine sebep olacak derecede yoruma açık birçok farklı kararların verilmiş olduğu, ayrıca mevzuat hakkında Sayıştay Genel Kurulunca kamu idarelerini ve sorumluları bağlayıcı herhangi bir içtihadı birleştirme kararının da verilmediği göz önünde bulundurulduğunda, Sayıştay Temyiz Kurulunun ödenebilirliği yönündeki daha önce almış olduğu birçok kararını tercih ederek ödeme yapan sorumlular hakkında; Anayasanın 15.maddesinde; “...suç ve cezalar geçmişe yürütülemez...” denildiğinden, Anayasada, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde de belirtildiği üzere; “...hiç kimse işlediği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre bir suç oluşturmayan herhangi bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu sayılamaz...” denildiğinden, Ayrıca, Anayasanın 11.Maddesinde; “ Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. ” denildiğinden, tazmin hükmü verilmesinin hakkaniyet ve hukuk kuralları ile bağdaşmayacağını,

 

Ayrıca Danıştay 13. Dairesinin temyiz konusuyla ilgili 19.10.2013 tarih ve E.2013/3709 no’lu dosyası hakkında verdiği kararda ise;

 

“...davaya konu kamu ihale kurulu kararında yemek yardımından yararlanmaları için memurlara verilen ve sadece bu amaca yönelik olarak kullanılabilen yemek fişleri para emsali/temsili araç olarak nitelendirilmiştir. Oysa ki 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunun 557 sayılı maddesinde para emsali belgelerin kıymetli evrak özelliğini taşıdığı ve bunların kanunda yer aldığı şekliyle, kanunun 583. Maddesinde düzenlenen poliçe, 668. Maddesinde düzenlenen bono (emre muharrer senet) ve 692. Maddesinde düzenlenen çek oldukları hükme bağlanmış olup, bunların düzenlenme ve kullanışları ile özellikleri açıklanmıştır. Hukukumuzda ismen sayılanlar dışında para emsali olup, para gibi değer yaratan ve değişime söz konusu olabilecek başkaca hukuki bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyleyken kurul kararında yemek işlerinin kıymetli evrak statüsünde değerlendirilerek, para emsali belge olarak nitelendirilmesi ve bu nedenle ihalenin iptal edilmesi düşündürücüdür. Davalı kurumun mer’iyyet de olan bir yönetmelik hükmüne yorum yoluyla ve zorlayarak hukuken kullanılamaz ve işletilemez duruma getirilmesi, yönetmeliğin amaçladığı ve istediği hedefinden saptırılmasına yönelik bir davranış olarak değerlendirilmesi gerekir.” Şeklinde hüküm verilmiş olup, bu karar ile memurlara verilen “TICKET” ın para emsali olarak değerlendirilemeyeceğinin hüküm altına alındığını,

 

Kaldı ki, 26.06.2012 tarih ve 35309 sayılı Temyiz Kurulu Kararında da; “...yiyecek yardımı yönetmeliğine göre yemek yardımı yapılabilmesi için, yönetmelikte belli şartlar öngörülmüştür. Kurum bütçelerine memurlara yiyecek yardımı yapılması amacıyla konulan ödenekten ancak memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşlara ödeme yapılabileceği düzenlemesi bulunmakla birlikte bütçeye bu maksatla konulan ödeneğin aşılmaması, bütçe uygulama talimatına göre memurlardan ek göstergelerine göre yemek karşılığı alınması gereken miktarın personelden tahsil edilmesi şartıyla, ihale yapılmak suretiyle de memurlara yiyecek yardımı yapılması mümkündür.” Denildiğini,

 

Yine Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen 26.01.2016 tarih ve 41378 sayılı kararda;

 

“ Devlet memurları yiyecek yardımı yönetmeliğinin “yardımın şartları ” başlıklı 5. Maddesinde yer alan;' “kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı konulan ödenek memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödenir. ” Hükmü karşısında özel fit malardan yemek teminine cevaz verilmediği anlaşılmakta ise de, bunun kanunda ön görülmüş sosyal bir hak oluşu bu hakkın bir şekilde yerine getirilmesi gerekliliği; aksi halde yemek yardımından yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş vasıtasıyla faydalanan memurlara nazaran kanunda öngörülmüş bir haktan mahrum bırakılma gibi eşitlik ilksin aykırı bir durumun söz konusu olacağı huşuları göz önüne alındığında bu tür bir uygulamanın memur lehine değerlendirilerek kabul edilmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu sebeple idare tarafından yapılan uygulamanın mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle tazmin hükmünün kaldırılması” yönünde karar verildiğini,

 

Aynı Temyiz Kurulu kararında; “yemek hizmetinin personel maliyeti, kira, amortisman, malzeme vs. gibi masraflar yapılarak kurumca sağlanması yerine, kurum personelinin yüklenici firmanın gösterdiği anlaşmalı yerlerde yemek yeme suretiyle, yemek yardımı ihtiyacının karşılanması alternatifinin daha az maliyetli olduğu, bir çalışanın ortalama aylık yemek maliyetinin yaklaşık 5.000-5.500 TL olduğu idarede, kurulacak yemekhane giderlerin de yemek hizmet aliminin çok çok üzerinde olacağı yemekhane kurulması halinde idarenin personel, elektrik, su, gaz gibi giderlere katlanacağı, bu durumda yapılan harcamanın tümüne kamu zararı demenin mümkün olmadığı, aynı zamanda hizmet alımı yöntemiyle gerçekleşen yemek yardımı kurum personeli açısından da kolaylık sağladığı”nın belirtildiğini,

 

... İl Özel İdaresinin 2013 yılı memurlar öğle yemeği hizmet alımıyla ilgili Sayıştay Temyiz Kurulunca verilen 05.04.2017 tarih ve 42920 sayılı ilk kararında ise;

 

“...her ne kadar TICKET uygulamasının başladığı ilk yıllarda söz konusu TICKET ların yemek alımı dışında başka amaçlarla alındığı görülse de, söz konusu amaca aykırı kullanılması önlenmesi amacıyla TICKET ların para temsili araçlara dönüşebilmesin imkan veren geniş kullanım olanağı sonraki süreçte mer’i mevzuatta yapılan düzenlemeler ile kısıtlanmıştır. Bu doğrultuda sorumlular tarafından ifade edildiği üzere yüklenici … kurumsal hizmetler a.ş tarafından personele dağıtılan kartların içerisine %8 KDV li cüzdan, 30.05.2008 tarihli Resmi Gazete yayınlanan 382 sıra no’lu vergi usûl kanunu genel tebliğinde yer alan amir hüküm gereği harcama fonksiyonlarını net olarak sınırlamış ve bu şekilde farklı KDV oranlarına sahip alanlarda kullanılması engellenmeye çalışılmıştır. Diğer bir deyişle TICKET olarak ifade edilen yemek yardımı amacı yemek kuponuna dönüştürülmüştür.

 

Ayrıca ... il özel idaresinde 159 memurun öğle yemeği yardımından faydalandığı görülmüş olsa da, sorumluların temyiz dilekçelerinde ifade ettikleri üzere 23 memurun ilçe teşkilatlarında, 53 memurun ise teknik personel olmaları sebebiyle sürekli şekilde farklı ilçe ve köylerde görev yaptıkları, anılan idarenin farklı yerlerde bulunan iki ayrı binada hizmet verdiği bu nedenle iki farklı hizmet binasında yemek servisinin kurulamadığı, kurulsa bile toplam 76 memurun söz konusu yemek servisinden yararlanamayacağı yönündeki iddianın da değerlendirilmeye alınması gerekliliği açıktır.

 

5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanunu “İl Özel İdaresinin Görev Ve Sorumlulukları” başlıklı 6. Maddesindeki 6. Fıkrasında il özel idaresi hizmetlerinin vatandaşlara en yakın yerlerde ve en uygun yöntemlerle sunulacağı ifade edilmiştir. Bu çerçevede bazı mahalli hizmet birimlerinin il sınırları içerisinde kalmak şartıyla farklı yerlerde konumlandırılması kanuni bir zorunluluktur. Mahalli idarelerin görev ve sorumluluklarına ilişkin anılan kanundan kaynaklanan bu mekansal dağınıklığın ise yemek servisi kurulması hususunda engel teşkil ettiği açıktır. Ancak söz konusu kısıtlılık yönetmeliğin 5. Maddesi hükmünde yer alan “...yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa” şeklindeki geniş ifadeyle aşılmış olup, kanun koyucu yemek servisi kurulmasını şarta bağlayarak ve mekânsal kısıtlılık hallerini göz önüne alarak bir düzenleme yoluna gitmiştir.

 

Bu çerçevede devlet memurlarına verilecek öğle yemeğinin fiziksel olarak kurum bünyesinde veya kurum dışında hazırlanarak sunulması esas olmakla birlikte anılan yönetmeliğin 5. Maddesinde yer alan şartları sağlayamayan kurumların, bedeli kurum bütçesinden ödenmek üzere memurlara lokanta vb. yemek hizmeti veren mekanların bünyesinde yemek verilmesi şeklinde uygulamalara başvurulduğu görülmektedir. Ayrıca anılan yönetmelikte temyiz konusu yemek temini yöntemini hukuka aykırı olduğu yönünde bir hükme yer verilmediği, tam tersine 5. Madde hükmü ile yemek servisi yanı sıra diğer bazı durumlara da cevap verildiği görülmüştür.

 

Söz konusu durum Anayasa Mahkemesinin 22.12.2011 tarih ve 2010/96 E, 2011/168 K sayılı kararında;

 

“...devlet memurlarının yiyecek yardımlarından yararlanmalarıyla ilgili olarak tüm memurlar yönünden tek tip bir düzenleme yapılması mümkün olmayıp bu yardımın kapsamı ve miktarı; yürütülen kamu hizmetinin niteliğine, memurların çalışma saatlerine, kamu kurumlarında çalışan memur sayısına, kurum tarafından yemek verilip verilmemesine, verilen yemeğin kurumda yapılmasına veya satın alınmasına, yemek maliyetlerindeki farklılıklara, kamu kurumlarının bütçe olanaklarına göre değişkenlik arz etmektedir... ” şeklinde ifade edilmiştir. ... nitekim düzenleyici nitelikteki bir idari işlem olsa da maliye bakanlığı bütçe mali ve kontrol genel müdürlüğünün kamu ihale kurumu başkanlığına yazmış olduğu 07.05.2008 tarih ve B. 07.0.BMK.0.15-115458-44/6071 sayılı görüş yazısında kurumların çeşitli nedenlerde öğle yemeklerini mutfaklarında sağlayamamaları halinde, kurum bütçelerine bu amaçla konulan ödeneğin devlet memurları yiyecek yardımları yönetmeliğinde belirtilen esaslar çerçevesinde oluşturulacak yemek servisine aktarılması ve kurum bünyesinde kurulacak yemekhanede servise sunulacak yemeklerin de söz konusu yemek servisince bu amaçla bütçeye konulan ödenek ile yemek yiyecek personelden alınacak yemek bedelleri dikkate alınmak suretiyle ihale edilerek, piyasadan satın alınmasının mümkün olabileceğinin değerlendirildiği ifade edilmiştir. Konuya ilişkin diğer bir husus 4734 sayılı kanun yürürlüğe girdikten sonra devlet memurları yiyecek yardımı yönetmeliğinde muhtelif değişiklikler yapılmış olmasına karşın, yiyecek yardımının TICKET benzeri araçlarla veya civardaki lokantalara bedeli ödenmek suretiyle temin edilebilmesine dönük engelleyici bir düzenlemeye gidilmemesidir... ” Denilerek söz konusu ihalenin ve ödemenin yapılabilirliği vurgulandığını,

 

Ayrıca aynı Temyiz Kurulu kararında ayrışık görüş olarak bir üyenin; “...devlet memurları yiyecek yardımı yönetmeliğinin 4. Maddesi hükmü gereğince kurum bütçesinden kadrolu memurlara her gün yiyebileceği ihtimaline karşılık konulan yiyecek yardımı ödeneğini aşmamak üzere harcama yapabilecektir. Yemek maliyetinin karşılanamayacak olan kısmının yemek yiyenlerden alınması, ancak söz konusu hesaplama yapılırken yemek yiyenlerden yarısının alınacağı belirtilen yemek bedelinden, yönetmeliğin 9. Maddesin belirtilen yemek maliyetin dahil edilmeyecek unsurların düşülmesi, kalan tutarın yarısının yemek yiyenlerden alınması gerekmektedir. İhale yapılması suretiyle temin edilen yemek alanlarında ise bu unsurlara tekabül edeceği düşünülen ve maliye bakanlığınca yayınlanan 2013 yılı merkezi yönetim bütçe uygulama tebliği ile belirlenen asgari yemek bedellerinin yemek yiyenlerden alınması yeterlidir. Söz konusu gerekçeler doğrultusunda dilekçi iddialarının kabul edilerek tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir. ” Dediğini,

 

... İl Özel İdaresi’nin 31.03.2014 tarihinde 6360 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda kapatıldığından idarede çalışan 160 personelin tamamının ... Valiliğince oluşturulan devir tasfiye ve paylaştırma komisyonu tarafından çeşitli kurumlara dağıtılmış olması, geçen süre içerisinde emekli olmuş, gönderildikleri kurumdan başka bir kuruma naklen gitmiş veya vefat etmiş personelin bulunması nedeniyle sorgu konusu edilen tutarın ahizlerden fiilen tahsilinin mümkün olmadığını, böyle bir durumla karşı karşıya kalınması halinde ise bütün mali yükümlünün kasıt, kusur ve ihmalleri söz konusu olmayan bir veya birkaç memurun üzerine kalacağını, kamu zararı olarak belirlenen (faiz hariç) ... TL nin sorumlu ya da sorumluların ödeme gücünü hayli aşacağından sorumluların böylesi ağır bir yükün altından asla kalkamayacağını,

 

Asıl Harcama Yetkilisi ve aynı zamanda da İhale Yetkilisi olan ...tarafından mevzuata uygun olarak 2013 yılının Eylül ayma kadar ( yaklaşık %80’ninin) ödemesi yapılarak tamamlanan bir işin …’ın vefat etmesi üzerine (EKİM/2013 de) vekaleten görevlendirildiğini ve ( İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü Vekili ) olarak imzalamak zorunda kaldığını, aksi takdirde sözleşmesi 2012 yılında imzalanmış ve ayrıca 2013 yılında ödemesinin % 80’ni tamamlanmış bir işin ödeme emrini imzalamadığında; Kurumun imzalanan sözleşme gereği cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını, kamu hiyerarşisi açısından da şahsı hakkında disiplin soruşturması açılması ve disiplin cezası ile birlikte maddi olarak da cezalandırılacağını,

 

Yukarıda detaylı bir şekilde belirtilen gerekçeler çerçevesinde ve Anayasa, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve 4734 sayılı Kanunda yer alan hükümler, Bütçe Uygulama Talimatı ve diğer mevzuat hükümleriyle yukarıda tarih ve tutanak numaraları belirtilen Sayıştay Temyiz Kurulu kararlarındaki muhtelif açıklamalar ile 2015, 2016 ve 2017 yılları itibariyle aynı uygulamaya birçok mahalli idarede devam edildiği de göz önüne alındığında; 2013/Ekim, Kasım, Aralık aylarında İdare tarafından vekaleten görevlendirildiği İnsan Kaynakları Ve Eğitim Müdürlüğü Vekili görevi nedeniyle, üstlenmiş olduğu Harcama Yetkilisi görevini de mevzuata uygun olarak yerine getirmiş olduğundan; tazmin hükmüne konu ödemeler, Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğinde yapılan değişiklikten (2017 yılından) önceki dönemlere ait olduğu da göz önüne alındığında, hakkında verilen tazmin hükmünün bozularak, tamamen (hem usul ve hem de esasları yönüyle) kaldırılmasını talep etmiştir.

 

İlamda Gerçekleştirme Görevlisi olarak sorumlu tutulan … dilekçesinde özetle;

 

Söz konusu ihalenin yapıldığı 2012 yılında, Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğinde, memurlara yiyecek yardımının yemek verme yerine para ile temsil edilen araçlar vasıtası ile yapılamayacağına dair açık ve net bir hüküm bulunmadığını, “Anılan Yönetmelikte temyiz konusu yemek temini yönteminin hukuka aykırı olduğu yönünde bir hükme yer verilmediği gibi, tam tersine 5. Madde hükmü ile yemek servisinin yanı sıra diğer bazı durumlara da cevaz verildiğini, (05.04.2017/42924 sayılı Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı) Bu nedenle, mevcut olayda ve benzeri yemek yardımı konularında Sayıştay Denetçileri, Sayıştay Daireleri hatta Temyiz Kurulunca farklı kararlar alındığını, Temyiz Kurulunun mevcut olay üzerine iki karar aldığını, alınan kararlara bakıldığında, hem sorumluluk hem esas açısından tamamen farklı olduklarının görüleceğini, esasen Sayıştay Temyiz Kurulunca, memur yemek yardımı konusunda öteden beri farklı kararlar verildiğini, kararlarda bir istikrarın bulunmadığını; oysa Hukukun üstünlüğünün temel unsurlarından birinin, hukuki durumlarda belirli bir istikrarı garanti alan ve kamuoyunun mahkemelere olan güvenine katkıda bulunan hukuki güvenlik ilkesi olduğunu, toplumun yargısal sisteme olan güveni hukuk devletinin esaslı unsurlarından olmasına rağmen birbirinden farklı yargı kararlarının devamlılık arz etmesi, bu güveni azaltacak nitelikte bir hukuki belirsizlik durumunu yaratabileceğini, AİHM, içtihat farklılıklarının yargı sistemlerinin doğal bir sonucu olduğunu kabul etmekle birlikte, yüksek mahkemelerin görevinin bu çelişkileri düzeltmek olduğunu ve şayet çelişkili uygulama yüksek mahkemenin bünyesinde gelişiyorsa bu durumun toplumun adli sisteme olan güvenini azaltarak hukuki güvenlik ilkesini ihlal edeceğini,

 

Temyiz Kurulunun yemek yardımı konusunda farklı kararlar vermesine neden olan mevzuattaki müphemliğin; 20.11.2017-2017/11180 tarih ve sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile giderildiğini, mezkûr Yönetmeliğin 3. Maddesi “Yiyecek yardımı sadece yemek verme şeklinde yapılır. Bu yardım, nakden veya kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme aracı verilmek suretiyle yapılamaz” şeklinde değiştirildiğini, dolayısıyla, Bakanlar Kurulunun kararından önceki ödemelerle ilgili mevzuata aykırı olduğu hususunu ileri sürmenin güç olduğunu,

 

Esas Bakımından;

 

... İl Özel İdaresi çalışanlarına verilen yemek yardımının, başta Anayasa olmak üzere mevzuata, hukukun genel ilkelerine uygun olduğunu, nitekim yemek yardımının özü itibariyle Yönetmelikte belirtilen şartlara haiz kurum personelinin yemek ihtiyacını karşılamaya yönelik sosyal devlet olmanın gereklerinden biri olduğunu,

 

Sayıştay Temyiz Kurulunun 26.01.2016 tarih ve 41378 sayılı kararında; “Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı konulan ödenek, memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, demek veya bu mahiyette kuruluşa ödenir. Hükmü karşısında, özel firmalardan yemek teminine açıkça cevaz verilmediği anlaşılmakta ise de, bunun kanunda öngörülmüş bir hak oluşu, bu hakkın bir şekilde verine getirilmesi gerekliliği; aksi halde yemek yardımından yemek vermek üzere kurulan yemek servisi.... benzeri bir kuruluş vasıtasıyla faydalanan memurlara nazaran kanunda öngörülmüş bir haktan mahrum bırakılma gibi eşitlik ilkesine aykırı bir durumun söz konusu olacağı hususlar göz önüne alındığında, bu tür bir uygulamanın memur lehine değerlendirilerek kabul edilmesi gerekmektedir.” Denildiğini,

 

Sayıştay Temyiz Kurulunun 05.04.2017 tarih ve 42924 sayılı Kararında; Devlet Memurlarına verilecek öğle yemeğinin fiziksel olarak kurum bünyesinde veya kurum dışında hazırlanarak sunulması esas olmakla birlikte, anılan Yönetmeliğin 5. Maddesinde yer alan şartları sağlayamayan kurumların, bedeli kurum bütçesinden ödenmek üzere memurlara lokanta vb. yemek hizmeti veren mekânların bünyesinde yemek verilmesi şeklinde uygulamalara başvurdukları görülmektedir.” Denildiğini, ayrıca anılan Yönetmelikte temyiz konusu yemek temini yönteminin hukuka aykırı olduğu yönünde bir hükme ver verilmediğini tam tersine 5. Madde hükmü ile yemek servisinin yanı sıra diğer bazı durumlara da cevaz verildiğinin görüldüğünü, söz konusu durumun Anayasa Mahkemesinin 22.12.2011 tarih ve E:2010/96 E, K:2011/168 K. Sayılı kararında; “Devlet memurlarının yiyecek yardımından yararlanmaları ile ilgili olarak tüm memurlar açısından tek tip bir düzenleme yapılması mümkün olmayıp bu yardımın kapsamı ve miktarı; yürütülen kamu hizmetinin niteliğine, memurların çalışma saatlerine, kamu kuramlarında çalışan memur sayısına, kurum tarafından yemek verilip verilmemesine, verilen yemeğin kurumda yapılıp yapılmamasına veya satın alınmasına, yemek maliyetindeki farklılıklara, kamu kurumlarının bütçe olanaklarına göre değişkenlik arz etmektedir”, şeklinde ifade edilmiş olup, örneklerden de anlaşıldığı üzere Sayıştay Temyiz Kurulunun bu tür ihalelere cevaz verdiğinin görüldüğünü,

 

“Yemek hizmetinin; personel maliyeti, kira, amortisman, malzeme vs. gibi masraflar yapılarak kurumca sağlanması yerine, kurum personelinin yüklenici firmanın gösterdiği, anlaşmalı yerlerde yemek yeme suretiyle yemek yardımı ihtiyacının karşılanmasının daha az maliyetli olduğunu, bir işçinin ortalama aylık maliyetinin yaklaşık 5.000,00 - 5.500,00 TL olduğu İdarede, kurulacak yemekhane giderlerinin de, yemek hizmet alımının çok çok üzerinde olacağını, yemekhane kurulması halinde İdarenin personel, elektrik, su, gaz gibi giderlere katlanacağını, bu durumda yapılan harcamanın tümüne kamu zararı demenin mümkün olmadığını,

 

Sorumluluk Bakımından;

 

Bilindiği üzere; 5018 sayılı Kanunun 33.maddesinde gerçekleştirme görevlisinin görevlerinin; “Gerçekleştirme Görevlileri, harcama talimatı üzerine, işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler,” olarak belirlendiğini,

 

Bu sebeple; gerçekleştirme görevlisi olarak söz konusu hizmet alımı işinde, mezkûr kanun maddesinde sayılan sorumluluklar çerçevesinde ödemeye ilişkin iş ve işlemlerin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini, İdarenin üst yetkilisi tarafından Olur verilmek suretiyle ihaleye çıkılmasına karar verildiğini, Kamu İhale Kurumu tarafından uygun görüldüğünü ve ihale komisyonu tarafından usulüne uygun ihalesi gerçekleştirilmiş bir satın almaya ilişkin ödemenin yapılması aşamasında, satın alma yöntemini yeniden değerlendirerek satın almanın usulüne uygun olmadığını ileri sürmesinin ve ödemenin yapılmasından imtina etmesinin mümkün olmayacağını, ayrıca İhaleyi iptal ettirme yetkisinin de bulunmadığını, bilindiği üzere; 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilen ve harcama yetkilisi ile yüklenici arasında bağıtlanmış sözleşmeye dayanan bir işin, mücbir sebepler dışında iptal edilmesinin mümkün olmadığını, iptali mümkün olsa dahi İdarenin sözleşme gereği yüklenicinin katlandığı giderleri ödeme zorunluluğunun ortaya çıkacağını, ödeme emirlerinin; Yüklenicinin işi gerçekleştirmesi ve mal/hizmet bedelini İdareye fatura etmesi neticesinde, gerçekleştirme görevlileri tarafından tanzim edildiğini, Yüklenici tarafından yerine getirilen hizmet karşılığı ödemeden kaçınması halinde Yüklenicinin Borçlar Hukukuna göre alacağını tahsil yoluna gideceğini, bu sebeplerle ödeme aşamasında gerçekleştirme görevlisi olarak satın almanın usulüne uygun olmadığını ileri sürmesi halinde İdarenin sözleşmeden doğan sorumlulukları gereği cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını,

 

Kaldı ki; mevzuattaki müphemlik nedeniyle yapılan işin mevzuata aykırı olduğu hususunun da tartışmaya açık olduğunu, verilen farklı kararlar incelendiğinde; bazı kararlarda Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen tutarların memurlardan kesilmesinin yeterli bulunduğu, bazı kararlarda yemek maliyetinin yarısının personelden kesilmesinin gerektiği, bazı kararlar da ise yemek maliyetinin tamamına yönelik tazmin hükmü verildiğinin görüleceğini, Sayıştay dairelerinin dahi farklı kararlar almasına sebep olacak derecede yoruma açık bu mevzuat karşısında, eğitim ve bilgi düzeyi belli bir seviyede olan şahsının açıkça kanuna aykırı bir işlem yapmakla sorgulanmasının ne kadar yerinde olduğunu,

 

Temyiz Kurulunun verdiği ilk kararında;”…Harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerinden harcama yetkililerinin sorumlu oldukları, gerçekleştirme görevlilerinin sorumluluklarının ise 5018 sayılı kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemler ile sınırlı olduğu belirtildiğinden ve söz konusu görevlilerin giderlerin kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olması hususunda sorumlu oldukları yönünden bir düzenlemeye yer verilmediğinden temyiz konusu hususta ihale yetkilisinin (harcama yetkilisi) tek başına sorumlu tutulması gerektiği düşünülmektedir” yönünde karar alındığını ve şahsının sorumlu tutulmaması gerektiğinin belirtildiğini, yine aynı hususta karar verilmesini talep ettiğini,

 

Mevcut olayda kasıt, kusur veya ihmalden kaynaklanan bir kamu zararının olmadığını, söz konusu yardımın ayni olarak yapıldığı düşünüldüğünde; Sorumlular olarak mal varlığında sebepsiz bir zenginleşmeden bahsedilemeyeceğini, Sayıştay Daireleri ve Temyiz Kurulunun dahi her seferinde farklı kararlar vermesine sebep olacak derecede yoruma açık mevzuatın söz konusu olduğunu, Sayıştay Genel Kurulunca, kamu idarelerini ve Sorumluları bağlayıcı bir içtihadı birleştirme kararın bulunmadığını, İhaleye çıkılmasına onay veren avın zamanda asıl harcama yetkilisi olan İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürü İbrahim KOTAN’ın süreç içerisinde vefat ettiğini,11 Özel İdaresinin 6360 sayılı kanun çerçevesinde kapatıldığını ve ilgilerin çeşitli illerde, çeşitli kurumlara dağıtıldığını belirterek, söz konusu ödemelerin yapıldığı dönemde yürürlükte olan mevzuat hükümlerindeki müphemlik, bu konuda farklı kararlar verilmiş olması, Anayasanın 10.maddesinde belirtilen eşitlik maddesi ve hakkaniyet ilkesi çerçevesinde verilen tazmin hükmünün ve sorumluğunun kaldırılmasını talep etmiştir.

 

…….

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ

 

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Temyiz” başlıklı 55. Maddesinin yedinci ve sekizinci fıkralarında;

 

“Temyiz Kurulu temyiz olunan hükmü olduğu gibi veya düzelterek tasdik eder, bozar ya da Kurul üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kaldırır. Bozma halinde evrak yeniden karara bağlanmak üzere o kararı veren daireye gönderilir.

 

Daire ilk kararında ısrar eder ve bu ısrar üzerine temyiz olunarak tekrar Temyiz Kurulunca bozma kararı verilirse daire bu karara uymak zorundadır.” Hükümleri yer almaktadır.

 

Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; 290 sayılı ek ilamın 1 inci maddesiyle ... TL’nin tazminine dair hüküm ile ilgili olarak Temyiz Kurulunun 05.04.2017 tarih ve 42920 tutanak numaralı bozma kararı ile; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yiyecek yardımı” başlıklı 212’nci maddesi uyarınca çıkarılan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği hükümlerinden, yemek yardımından yararlananlardan yemek maliyetinin yarısının kesilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, bu nedenle kamu zararı tutarının, yemek maliyetinin yarısı ile personelden kesilen Bütçe Uygulama Talimatındaki rakamlar kadar olması gerektiği, bu çerçevede usulüne uygun olarak yürütülen ve tamamlanan ihale sürecinde ihale komisyonu başkan ve üyelerinin sorumluluklarının bulunmadığı, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve Kanun çerçevesinde yapmaları gereken işlemlerden yalnızca harcama yetkililerinin sorumlu oldukları, gerçekleştirme görevlilerinin sorumlulukları ise 5018 sayılı Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemler ile sınırlı olduğundan ve söz konusu görevlilerin giderlerin kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olması hususunda sorumlu oldukları yönünde bir düzenlemeye yer verilmediğinden dolayı ihale yetkilisinin (harcama yetkilisinin) tek başına sorumlu olması gerektiği belirtilmiş;

 

Dairesince bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucu ilk verdiği kararında direnerek 357 sayılı Ek İlam ile;

 

“…para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması ile ilgili idare işlemi, Yiyecek Yardımı Yönetmeliği ve Kamu İhale Kanununa aykırı olduğundan, bu işlem neticesi yapılan ödeme, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme mahiyetindedir. Bu nedenle ... A.Ş.’ye yapılan ödemelerden, yemek yiyen personelden Bütçe Uygulama Talimatı hükümleri uyarınca kesilen miktar düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı kamu zararı niteliğindedir.

 

Ayrıca yiyecek yardımının, 4734 sayılı Kanunun cevaz verdiği yemek hazırlama ve dağıtım hizmeti yerine personele para temsili araçlar sağlanarak yapılmasına olanak veren ihale sürecinde yer alanların da sorumluluğu bulunduğu belirtilerek yapılan ödemeden ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin yanı sıra ihale komisyonu üyelerinin de sorumlu tutulmaları gerektiği belirtilerek ... TL kamu zararının; yapılan ödemeden ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinin yanı sıra ihale komisyonu üyelerinden müştereken ve müteselsilen tazminine” hükmedilmesi üzerine;

 

Temyiz Kurulunun 03.10.2018 tarihli ve 45101 tutanak numaralı bozma kararı ile; konunun esası ile ilgili olarak ihale bedelinin tamamına tazmin hükmü verilmesinin mevzuata uygun olduğu, sorumluluk yönünden incelenmesi neticesinde; usulüne uygun olarak yürütülen ve tamamlanan ihale sürecinde ihale komisyonu başkan ve üyelerinin sorumluluklarının bulunmadığı, kamu zararından sorumlu olmamaları gerektiği; ödeme emrini imzalayan gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisinin sorumlu olması gerektiği belirtilmiş,

 

Dairesince Temyiz Kurulunun bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Daire, Temyiz Kurulu Kararı doğrultusunda verdiği kararında 402 sayılı Ek İlam ile;

 

“…para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması ile ilgili idare işlemi, Yiyecek Yardımı Yönetmeliği ve Kamu İhale Kanununa aykırı olduğundan, bu işlem neticesi yapılan ödeme, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme mahiyetindedir. Bu nedenle ... A.Ş.’ye yapılan ödemelerden, yemek yiyen personelden Bütçe Uygulama Talimatı hükümleri uyarınca kesilen miktar düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı kamu zararı niteliğindedir.

 

Diğer taraftan, yapılan ödemelerden 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Harcama talimatı ve sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesi ile “Giderin gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi sorumludur. Usulüne uygun olarak yürütülen ve tamamlanan ihale sürecinde ihale komisyonu başkan ve üyelerinin ise sorumlulukları bulunmadığı belirtilerek ... TL kamu zararının; yapılan ödemeden ödeme emri belgesini imzalayan harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisinden müştereken ve müteselsilen tazminine hükmedilmiştir.

 

Görüldüğü üzere, Daire ilk kararında ısrar eder ve bu ısrar üzerine temyiz olunarak tekrar Temyiz Kurulunca bozma kararı verilirse daire bu karara uymak zorundadır hükmü uyarınca, Dairesince de mevzuata uygun olarak, Temyiz Kurulu’nun ikinci bozma kararı doğrusunda karar verilmiştir.

 

Bu itibarla, 402 sayılı EK ilam ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, (Temyiz Kurulu ve ... Daire Başkanı …, Üyeler …, …, …, … ile …’ın karşı oy gerekçelerine karşı )oy çokluğu ile,

 

Karar verildiği 09.09.2020 tarih ve 48201 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

Karşı oy gerekçesi

 

Üye …’ın karşı oy gerekçesi

 

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yiyecek yardımı” başlıklı 212 nci maddesinde;

 

“Devlet memurlarının hangi hallerde yiyecek yardımından ne şekilde faydalanacakları ve bu yardımın uygulanması ile ilgili esaslar Maliye Bakanlığı ile Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının birlikte hazırlıyacakları bir yönetmelik ile tesbit olunur.”

 

Hükmüne yer verilmiş ve bu maddeye göre yürürlüğe konulan DEVLET MEMURLARI YiYECEK YARDIMI YÖNETMELİĞİ’ nin

 

3 üncü maddesinde yiyecek yardımının sadece yemek verme şeklinde yapılacağı, nakten veya kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme aracı verilmek suretiyle yapılamayacağı, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin, yemek maliyetlerinin Ankara, İstanbul ve İzmir illeri için üçte ikisini, diğer iller için yarısını aşmamak üzere, bu Yönetmelik kapsamına dahil memur kadrosu adedine göre kurum bütçelerine konulacak ödeneklerle karşılanacağı, üçüncü fıkrasında yemek bedelinin bütçeden karşılanamayan kısmının yemek yiyenlerden alınacağı, 5 inci maddesinde, Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı olarak konulan ödeneğin memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödeneceği, yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin sadece yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş tarafından yapılacağı, yemek servisinin, yiyecek yardımından faydalanabilecek personel sayısının asgari 50 olması ve yemekhane için elverişli yer bulunması şartıyla atamaya yetkili amirin onayı ile kurulabileceği, yiyecek yardımının bu şekilde kurulan yemek servislerinde yapılacağı, yemek servisi için gerekli bina, tesis ve demirbaş eşyanın kurumlarca sağlanacağı, bunlara karşılık memurlardan ücret alınmayacağı, 7 nci maddesinde, yemek servisinin yönetiminden kurumun idari ve mali işlerle görevli biriminin sorumlu olduğu, servis hizmetlerinin biri müdür, biri satın alma veya ambar memuru ve biri de muhasebe memuru olmak üzere en az üç kişilik bir komisyonca yürütüleceği, ayrıca hizmetin gerektirdiği diğer personelin kurum içinden sağlanabileceği, 9 uncu maddesinde de, bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin uygulanmasında, kurum kadrolarında olup, yemek servisinde görevlendirilen personel giderleri kira, amortisman, su, elektrik ve havagazı giderlerinin yemek maliyetine dahil edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

 

Söz konusu hükümler birlikte değerlendirildiğinde yemek yardımının Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı olarak konulan ödeneğin memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödeneceği, y


Bu sayfa 161 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor