Anılan Yönetmeliğin yukarıya alınan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, bu düzenlemeler arasında özel okullarda okuyan öğrencilerin eğitim öğretim bedelinin karşılanmasına cevaz veren bir hüküm bulunmamaktadır. Yönetmelikte belirtilen eğitim yardımının devlete ait ilköğretim ve ortaöğretim okullarında ya da üniversitelerde okuyup Yönetmelikte belirtilen diğer şartları taşıyan öğrencilere yapılacak eğitim yardımı ile sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim yardımı için konulan ödeneğin özel bir kolej için kullanılması mümkün görünmemektedir. Mevcut durumda, belirli bir okulla protokol yapılması her türlü sübjektif değerlendirmeye açık olduğu gibi kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanılması temininden de uzaktır.
Yine anılan Yönetmeliğin 18 inci maddesinde, eğitim yardımı almaya hak kazananlara yapılacak ödemelerin, aylık periyotlar halinde ve Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu’nun uygun göreceği şekillerden biriyle (Belediye Veznelerinden veya Banka Hesabından) nakit olarak ödeneceği de hüküm altına alınmış olunmasına rağmen, bahse konu ödemeler sözü edilen Koleje yapılmıştır.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, ... Belediyesi bütçesinden her mali yılda yapılacak eğitim yardımı için, ilgili eğitim-öğretim yılında yardım yapılacak öğrenci kontenjanının, her kademedeki öğrenciye ödenecek tutarın, müracaat tarihlerinin önceden belirlenerek Belediye Başkanının onayına sunulması ve onayı müteakip her çeşit ilan aracı kullanılarak duyurulması gerekmektedir. Yapılan başvurular arasından yardımı hak eden öğrencilere yapılacak ödemelerin de belirli dönemlerde nakit olarak ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu ödemeler yapılırken belirtilen şartların hiçbirisi yerine getirilmemiş ve ödemeler doğrudan ilgili özel eğitim kurumuna yapılmıştır. Bu şartlar altında yapılan ödemeler mevzuata açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2014
Dairesi 5
Dosya No 41499
Tutanak No 48465
Tutanak Tarihi 4.11.2020
Kararın Konusu Çeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar
Süre aşımı yönünden inceleme;
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. Maddesinde;
“(Değişik : 6/6/1985 - 3220/7 md.) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (1)
(Ek fıkra: 11/1/2011-6099/5 md.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” Hükmü yer almaktadır.
Dosyadaki belgelerin incelenmesi neticesinde; sorumlu Zeynep SAKA’ya Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesine göre; 20.11.2018 tarihinde tebliği yapıldığı anlaşılmıştır. Ancak sorumlu hem dilekçesinde hem de duruşma esnasında ihbarnamenin kendisine ulaşmadığını, kapısına yapıştırılmadığını, en yakın komşularından birine, yöneticiye veya kapıcıya da bilgi verilmediğini, bağlı olduğu kuruma, sonra Dairenin İlam bürosuna akabinde Kaymakamlığa, İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ve daha sonra mahalle muhtarlığına yönlendirilerek 18.12.2018 tarihinde tebliğ yapabildiğini ifade etmiştir.
“İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü uyarınca tebliğ tarihi 20.11.2018 olmasına rağmen, dosyada ihbarnamenin yapıştırıldığına ilişkin kanıtlayıcı belge bulunmadığından, dilekçinin tebliği tarihi olan 18.12.2018 tarihi kabul edilmiş olup, bu tarihe nazaran 6085 sayılı Kanun’un 57’ nci maddesinde yazılı 15 günlük karar düzeltme başvuru süresi 02.01.2019 (Çarşamba) tarihinde sona ermiş bulunduğu halde, sorumlu bu tarihten önce 28.12.2018 tarihinde başvurmuş olduğundan süre aşımı olmadığına karar verilerek dilekçinin temyiz dilekçesinde itiraz ettiği ilam maddelerinin esastan görüşülmesine geçildi.
Konu: Öğrencilerin özel okul harcamalarının, Belediye bütçesinden ödenmesi
1-191 sayılı ilamın 2. maddesiyle; ... Belediyesi ile ... Koleji arasında yapılan protokol hükümleri gereğince, öğrencilerin özel okul harcamalarının, Belediye bütçesinden ödenmesi sonucu ...TL’ye verilen tazmin hükmünün 16.05.2018 tarih ve 44482 sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. Maddesi ile tasdikine karar verilmiştir.
İlamda üst yönetici sıfatıyla sorumlu tutulan ...ile harcama yetkilisi ... aynı mahiyetteki karar düzeltme dilekçelerinde;
Sayıştay Kanununun Karar Düzeltilmesi başlıklı 57. Maddesinin;
a) Hükmün esasına etkili iddia ve itirazların kararda karşılanmamış olması,
ç) Temyiz sebeplerinden en az birinin mevcut olması. (55/2-a Kanuna Aykırılık)
Hükümleri gereğince konunun yeniden değerlendirilerek kararın düzeltilmesini talep ettiklerini,
Temyiz Kurulu Kararının hem esas yönünden hem de sorumluluk açısından yerinde olmadığını, esas yönünden; söz konusu ödemelerin yasal dayanağı bulunduğundan kamu zararı oluşturmadığını,
Belediyelerin “Görev ve sorumlulukları” başlıklı 14. Maddesinde; "Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir;”
Belediyelerin Giderleri başlıklı 60. Maddesinde; i) "Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar."
Hükümlerinin bulunduğunu,
8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumlan Kanununun Ek 1 inci maddesiyle özel eğitim kurumlarında öğrenim görenlere devlet desteği verilmesinin hüküm altına alındığını,
9 Ekim 2005 tarih ve 25961 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan il Özel idaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliğinin “”Çalışma Alanları” başlıklı 5. Maddesinde de özürlülere, yaşlılara, çocuklara, kadınlara, gençlere, yoksullara, kimsesizlere yönelik eğitim, kültür, sağlık ve sosyal spor hizmetleri ile tarihi kültürel mirasın ve tabiat varlıklarının yaşatılarak korunması hizmetlerinin belediyelere görev olarak verildiğinin görüldüğünü,
Belediyenin 2010-2014 dönemine ilişkin Stratejik Planı kapsamında, “Yoksul Aile Çocuklarının Eğitim-Öğretim Sürecinde Desteklenmesi” projesinin geliştirildiğini, anılan projenin objektif esaslar dâhilinde gerçekleştirilmesi için ... Belediyesi Eğitim Yardımı Yönetmeliği’nin hazırlandığını; ... Belediye Meclisinin kabulü, Büyükşehir Belediye Başkanının onayı ile yürürlüğe girdiğini,
Projeye uygun eğitim olanağı sağladığı tespit edilen ... Koleji ile protokol yapıldığını, Belediyenin, Projenin amacına uygun olarak yürütülmesi ve denetiminin sağlanması amacıyla tek bir okulla protokol yapılmasını uygun gördüğünü, yukarıda belirtilen esaslara uygun olduğu belirlenen öğrencilere, yine belirlenen nitelikte verilen eğitim hizmetinin verilmesi karşılığında, öğrenim bedellerinin adı geçen kuruma ödendiğini,
Eğitim hizmetinin özü itibariyle bir kamu hizmeti olduğunu ve Anayasal teminat altında olduğunu, bu hizmetin özel sektörce yerine getirilmesinin niteliğini değiştirmediğini, özel eğitim kurumlarının devletin denetiminde hizmet verdiğini, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri incelendiğinde, özel okul öğrencilerine devlet tarafından destek verilmesinin yasal dayanağının olduğunun görüldüğünü, 03.12.2013 tarih ve 37976 sayılı Temyiz Kurulu Kararıyla özel okulda okuyan öğrencilere verilen bursla ilgili tazmin hükmünün kaldırıldığını, tazmin hükmünün kaldırılma gerekçesinin "özel üniversitelere devlet yardımı yapılmasının kanuni dayanağının" bulunması olarak gösterildiğini, yani devletin yardım yaptığı bir konuda belediyelerin de yardımda bulunmasının yerinde görüldüğünü, kanuni dayanağı olan bir ödemenin kamu zararı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını,
İlamda yapılacak yardımın devlet okullarıyla sınırlı olması gerektiğinin belirtildiğini, 14. Maddenin devlet okullarına yapılacak yardımları düzenlediğini, Belediyenin, ... genelindeki tüm devlet okullarını yeniden inşa ettiğini, 60. Maddede ise belediyelerin dar gelirli, muhtaç kimselere yardım yapabileceğinin belirtildiğini, Yönetmelikte yer alan "... sınırları içerisindeki ilköğretim ve ortaöğretim okulları" ifadesinin özel okulları kapsamadığı şeklinde bir yorumun doğru olmadığını, söz konusu Kolejin de Milli Eğitim gözetiminde faaliyet gösteren bir orta öğretim kurumu olduğunu,
Özel okulda öğrenim gören öğrencilerin maddi durumunun bunu karşılamaya uygun olduğu şeklindeki bir genel kabulün de doğru olmadığını, bunun kabulünün dar gelirlilerin bu hizmetten yararlanmaması anlamına geldiğini, bunun da sosyal devlet ve sosyal belediyecilik anlayışıyla uyuşmadığını, yardım tutarının muhtaç durumdaki öğrenci yerine eğitim gördüğü kuruma ödenmesinin sonuç açısından bir farkının bulunmadığını,
Ayrıca ilamda soyut olarak öğrencilerin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak seçilip seçilmediğinin belli olmadığının ifade edildiğini, yardım yapılırken Yönetmelikte belirtilen prosedürlere uyulduğunu, her öğrenci için bir dosya hazırlandığını, öğrenci dosyalarının incelenmesinde; seçimin, öğrencinin muhtaçlık durumu ve başarı kıstasına göre yapıldığının görüleceğini, destek verilirken saptanan ihtiyaç durumuna göre tam, yarım, dörtte bir tutarında yardım yapıldığını, diğer yandan Yönetmelikte belirlenen prosedüre uyulmamasının yaptırımının tazmin hükmü olamayacağını, bu incelemeler sonucunda görülen eksikliklerin disipline edilmesi için konu Bakanlığa intikal etmiş, bunun sonucu olarak Belediyenin de eksiklikleri gidermeye çalıştığını, gereğini yaptığını, Cumhuriyet Savcılığınca da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, ...'de ikamet etmeyen öğrencilerin Belediye personelinin çocukları olup, bu kişilerin ...'de ikamet etmemeleri ...'un şartlarından kaynaklanan bir zorunluluk olduğunu, bu zorunluluğun 2013 yılıyla ilgili Temyiz Kurulunun ... ile ilgili başka bir tazmin hükmünde (geziler hakkında) kabul edildiğini,
Yukarıda açıklanan nedenlerle yapılan ödemelerin mevzuata uygun olduğunu, bütçeye konulan ödeneklere ve yasal prosedürlere uygun olarak ödendiğini, bu yardımdan faydalanan öğrencilerin başarılı olduğunu, yapılan ödemelerin amacına ulaştığını, tazmin hükmünün kaldırılması gerektiğini ifade etmişlerdir.
... yukarıda belirtilen hususlara ilave olarak dilekçesinde;
5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunun 11'inci maddesinde; “Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Millî Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır.
Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.
Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler" denilmek suretiyle üst yöneticilerin sorumluluklarının düzenlendiğini,
Üst yöneticilerin bütçe uygulamasında doğrudan görev almaktan ziyade idarenin en üst amiri olarak belirleme, gözetim ve denetim sorumluluklarının bulunduğunu, Kanun hükümlerine göre üst yöneticilerin belirtilen sorumluluğun gereklerini; harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi ile iç denetçiler aracılığıyla yerine getirdiğini, harcama süreçlerinden, üst yöneticinin hiyerarşik olarak altında bulunan ve harcama yetkilisi olarak tanımlanan ve kendilerine ödenek tahsis edilen birim amirlerinin sorumlu olduğunu,
Öncelikle ilama konu ödemelerden üst yönetici olarak Belediye Başkanının mali yönden sorumlu olmadığını, gerek stratejik plan ile Eğitim Yardımı Yönetmeliğinin hazırlanmasında gerekse de eğitim yardımı ödemelerinin yapılmasında, belediye çalışanlarından herhangi bir mevzuata aykırılık itirazının yapılmadığını, bu dokümanların hazırlanması ve yürürlüğe girmesinde gözetim sorumluluğu çerçevesinde yapması gereken her şeyi yaptığını, ilgili mercilerin onayının alındığını, belediye tüzel kişiliğini temsil ettiği için eğitim kurumu ile yapılan protokolde imzasının olduğunu, Protokolün, Stratejik Plana ve Yönetmeliğe aykırı olmadığını, eğer belediye stratejik planında ve yönetmelikte eğitim yardımı yapılmasına izin veren hükümler bulunmasaydı ya da yöneticilerin itirazına rağmen bu ödemelerin yapılmasını sağlamış olsaydı sorumlu olması gerektiğini, hangi eyleminin sorumluluk gerektirdiği açıklanmadan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, nitekim sorumluluk halleriyle ilgili 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurulu Kararında üst yöneticilerin özel durumlarda ve istisnai olarak sorumlu tutulabileceğinin belirtildiğini, idari sorumluluk ile mali sorumluluğun birbirine karıştırılmaması gerektiğini,
Belediye Başkanlığından ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden de sorumlu tutulduğunu, asıl önemli olan noktanın bu durum olduğunu, görevden ayrılan belediye başkanının, görevden ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden mali sorumlu tutulmasını gerektirecek bir mevzuat hükmü bulunmadığını, böyle bir kabulün, görevinden ayrılan başkanın belediyeyi yönetmeye devam ettiği sonucunu doğuracağını, bunun ise hukuken mümkün olmadığını, Belediyeyi yöneten başkanın sorumlu tutmadan, görevden ayrılan başkanı sorumlu tutmanın hukuken de, siyaseten de izahının mümkün olmadığını, 30 Mart 2014 tarihinden sonra Belediye ile ilişkisinin kalmadığını ve imzasının bulunmadığını, Belediyeyi herhangi bir şekilde yönlendirmesinin de söz konusu olmadığını,
Sayıştay 5. Dairesi, 2014 yılı ilamının 20. Maddesinde, ... Belediyesinin ... ve ...'e düzenlediği seyahatle ilgili olarak Başkan ...'nün "Söz konusu seyahatler ... Belediyesi tarafından değil ...tarafından organize edilmiştir" şeklindeki savunmasını kimseye sormadan doğru kabul ederek kendisini sorumluluktan çıkardığını, Başkan ...’nün, kendisini sorumluluktan kurtarmak için Belediyeyi kendisinin yönetmediğini söylediğini, Sayıştay Dairesinin de tarafların görüşünü almadan bunu doğru kabul ettiğini, buna karşılık Belediyenin kapısından içeri girmeyen eski başkanı mali açıdan sorumlu kabul ettiğini, hukuken izahı olmayan bu yaklaşımın, tarafsızlık konusunda ciddi şüpheler doğurduğunu ve verilen kararları gölgelediğini,
Açıklanan nedenlerle Başkanlık görevinden ayrıldıktan sonra sorumlu tutulmaması gerektiğini, tasdik hükmünün karar düzeltilmesi yoluyla kaldırılması ya da sorumluluk yönünden bozulmasını talep etmiştir.
Yukarıda belirtilen hükümlerin, eğitim konusunda, ilamın 4 ve 12 inci maddeleriyle verilen tazmin hükümleriyle ilgili tasdik kararları için de geçerli olduğunu belirtmiştir.
... yukarıda belirtilen hususlara ilave olarak dilekçesinde;
Ayrıca; Sayıştay 5. Dairesinin 212 sayılı ilamının 31. maddesinde; ... Kız Öğrenci Yurdu'nda konaklayan öğrencilere konaklama bedellerinin ... Belediyesi Eğitim Yardımı Yönetmeliği üzerinden Belediye Bütçesinden yapılan ödeme için de; bu itibarla kamu zararı oluşmayan … TL tutarındaki ... Belediyesi Eğitim Yardımı Yönetmeliği çerçevesinde yapılan Eğitim Yardımı ödemesi ile ilgili olarak ilişecek husus bulunmadığına karar vermiştir "(...) denildiğini, aynı Yönetmelik hükümlerine göre yapılan eğitim yardımının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Başsavcılık mütalaasında;
“Dilekçede:
a) Esas yönünden;
- Belediyelerin görev ve sorumlulukları başlıklı 14 üncü maddesinde; "...Devlete ait her derecedeki okul binalarının inşaatı ile bakım ve onarımını yapabilir veya yaptırabilir, her türlü araç, gereç ve malzeme ihtiyaçlarını karşılayabilir...”; Belediyenin giderleri başlıklı 60 ncı maddesinin (i) bendinde "Dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizler ile engellilere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar." hükümlerine yer verildiği,
- 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun Ek 1 inci maddesiyle özel eğitim kurumlarında öğrenim görenlere devlet desteği verilmesinin hüküm altına alındığı,
- İl Özel idaresi ve Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım Yönetmeliğinin 5 inci maddesinde; engellilere, yaşlılara, çocuklara, kadınlara, gençlere, yoksullara, kimsesizlere yönelik eğitim, kültür, sağlık ve sosyal spor hizmetleri ile tarihi kültürel mirasın ve tabiat varlıklarının yaşatılarak korunması hizmetlerinin belediyelere görev olarak verildiği,
-Eğitim hizmetinin özü itibarıyla bir kamu hizmeti olup anayasal teminat altında bulunduğu, bu hizmetin özel sektörce yerine getirilmesinin niteliğini değiştirmediği, 37976 sayılı Temyiz Kurulu Kararıyla özel okulda okuyan öğrencilere verilen bursla ilgili tazmin hükmünün kaldırıldığı; gerekçesinin, "özel üniversitelere devlet yardımı yapılmasının kanuni dayanağının" bulunması olarak gösterildiği,
- İlamda soyut olarak öğrencilerin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak seçilip seçilmediğinin belli olmadığının ifade edildiği oysa, yardım yapılırken Yönetmelikte belirtilen prosedürlere uyulduğu her öğrenci için bir dosya hazırlandığı, öğrenci dosyalarının incelenmesinde seçimin öğrencinin muhtaçlık durumu ve başarı kıstasına göre yapıldığı,
b) Sorumluluk yönünden;
- 5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesi hükmüne göre üst yöneticilerin bütçe uygulamasında doğrudan görev almaktan ziyade idarenin en üst amiri olarak belirleme, gözetim ve denetim sorumluluklarının bulunduğu, Kanun hükümlerine göre üst yöneticilerin belirtilen sorumluluğun gereklerini; harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi ile iç denetçiler aracılığıyla yerine getirdikleri, harcama süreçlerinden, üst yöneticinin hiyerarşik olarak altında bulunan ve harcama yetkilisi olarak tanımlanan ve kendilerine ödenek tahsis edilen birim amirlerinin sorumlu olduğu,
-Görevden ayrılan belediye başkanının, görevden ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden mali sorumlu tutulmasını gerektirecek bir mevzuat hükmünün bulunmadığı, 30 Mart 2014 tarihinden sonra Belediye ile ilişkisi kalmadığı, attığı bir imza bulunmadığı, Belediyeyi herhangi bir şekilde yönlendirmesinin de söz konusu olmadığı,
ifade edilerek, yukarıda belirttiği hususların İlamın 4 ve 12 nci maddeleriyle eğitim konusunda verilen tazmin hükümleriyle ilgili tasdik kararları için de geçerli olduğundan bahisle, tasdik hükmünün karar düzeltilmesi yoluyla kaldırılması ya da sorumluluk yönünden bozulması talep edilmiştir.
Dilekçede, esas ilişkin ileri sürülen iddia ve açıklamaların gerek Daire, gerekse Temyiz Kurulu ilamlarında ayrıntılı olarak ele alınıp değerlendirilerek karşılandığı anlaşılmıştır.
Diğer taraftan; 5393 sayılı Belediye Kanununun "Belediye başkanı" başlıklı 37 nci maddesinde; Belediye Başkanının, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre Belediye Başkanı ve onun yetkili kıldığı Başkan Yardımcısının imzaladığı ... Belediyesi ile ... Koleji arasında düzenlenen Protokol, temsilcisi olduğu idare için bağlayıcılık taşıdığından ve kamu zararına ilişkin ödeme bu belgeye istinaden yapıldığından, mevzuata aykırı düzenlemeler içeren Protokolü imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren Belediye Başkanının da oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğunun bulunduğu değerlendirilmektedir.
Bu nedenlerle; sorumlunun karar düzeltilmesi talebinin reddedilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Arz ederim.” Denilmiştir.
İşbu dosyayla duruşma talebinde bulunan ...ve aynı ilam maddesinde sorumluluğu bulunan ve 41499 sayılı dosya ile duruşma talebinde bulunan ... ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
191 sayılı ilamın 2. maddesiyle; ... Belediyesi ile ... Koleji arasında yapılan protokol hükümleri gereğince, öğrencilerin özel okul harcamalarının, Belediye bütçesinden ödenmesi sonucu ...TL’ye verilen tazmin hükmünün 16.05.2018 tarih ve 44482 sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. Maddesi ile tasdikine karar verilmiştir.
Esas yönünden inceleme
Belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 ve 15 inci maddelerinde, belediyelerin giderleri de aynı Kanunun 60 ıncı maddesinde belirlenmiştir. Buna göre, belediye bütçesinden yapılan harcamanın öncelikle mahalli müşterek bir ihtiyacın karşılanmasına yönelik olması, 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinde sayılan görev ve sorumluluklar arasında bulunması ve aynı Kanun'un 60 ıncı maddesinde sayılan giderler arasında yer alması gerekmektedir. 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda öğrencilerin özel okullarda öğrenim görmesini sağlamak, belediyenin görevleri arasında gösterilmediği gibi, özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin eğitim giderleri de belediyelerin yapabileceği giderler arasında yer almamaktadır.
Diğer yandan, bir hizmetin mahalli müşterek ihtiyaç olarak nitelendirilebilmesi için; herhangi bir yerel yönetim biriminin sınırları içinde yaşayan kişi, aile, zümre ya da sınıfın özel çıkarlarını değil, aynı yörede birlikte yaşamaktan doğan eylemli durumların yarattığı, yoğunlaştırdığı ve güncelleştirdiği, özünde yerel ve kamusal hizmet karakterinin ağır bastığı ortak ihtiyaç ve beklentileri ifade etmesi gerekmekte olup, belediyelerin sınırları içerisindeki mahalli müşterek ihtiyaçları yasalarla sınırları belirlenmiş alanlarda özerk bir biçimde yerine getirebilmeleri gerekmektedir. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 24.1.2007 tarihli, E.2005/95 ve K.2007/5 sayılı kararıyla; 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası olan "Belediye, kanunlarla başka bir kamu kurum ve kuruluşuna verilmeyen mahallî müşterek nitelikteki diğer görev ve hizmetleri de yapar veya yaptırır." hükmü iptal edilmiştir. Dolayısıyla, belediyelerin hangi mahalli müşterek ihtiyacın giderilmesine yönelik hizmet yürütebileceği ve bu hizmetin sınırlarının kanunla belirlenmiş olması gerekmektedir.
Her ne kadar, 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinde, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla öğrencilere malzeme vermek ve gerekli desteği sağlamak belediyelerin görevleri arasında sayılmış ise de; bu destek özel okullarda okutmak şeklinde değil kırtasiye gibi ayni yardımlar şeklinde yapılabilecek desteklerdir.
Diğer taraftan, özel okullarda okuyan öğrencilerin okul harcamalarının bütçeden karşılanması, aynı zamanda ... Belediyesi Eğitim Yardımı Yönetmeliği hükümlerine de aykırılık teşkil etmektedir. Zira, söz konusu Yönetmeliğin 1 inci maddesinde,
“Bu Yönetmelik, ... Belediyesi Stratejik Planında “Yoksul Aile Çocuklarının Eğitim-Öğretim Sürecinde Desteklenmesi” stratejik amacına yönelik olarak hazırlanmış olan V.1.2.4 faaliyet numaralı proje uyarınca karşılıksız olarak yapılacak eğitim yardımının usul ve esaslarını belirlemek amacıyla düzenlenmiştir.” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla, bahsedilen amaçla yapılacak eğitim yardımlarının da bu Yönetmelik hükümleri doğrultusunda dağıtılması gerekmektedir.
Söz konusu Yönetmeliğin;
2 nci maddesinde; bu Yönetmeliğin ... Belediyesi sınırları içerisinde ikamet eden ve yine ... Belediyesi sınırları içerisindeki ilköğretim ve ortaöğretim okullarında eğitim veya ... ilinde bulunan üniversitelerde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğretimi alan yardıma muhtaç ailelerin öğrencileri ile şehit çocuğu, yetim, öksüz, ve özürlü (engelli) öğrencileri kapsadığı,
5 inci maddesinde; öğrencilere tahsis edilecek eğitim yardımlarının bütçe imkanları ve ... İlçesi sınırları içindeki öğrenci sayısı dikkate alınarak “Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu” tarafından belirleneceği ve Belediye Başkanının uygun görüşü ile kesinleşeceği,
6 ncı maddesinde; eğitim yardımı kontenjanları ve müracaat tarihlerinin, ilan, afiş, pankart, basın yayın araçları ve internet yoluyla okul, öğrenci ve ailelerine duyurulacağı,
7 inci maddesinde; her kademedeki öğrenci burslarının, ödenek imkanları doğrultusunda, "Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu" tarafından belirleneceği ve Belediye Başkanının onayı ile kesinleşeceği,
8 inci maddesinde; eğitim yardımının başlangıcının, yardımdan yararlanacak öğrencinin okuduğu okulun öğretime başladığı tarihte başlayacağı ve öğretim yılı sonunda kesileceği,
9 uncu maddesinde; eğitim yardımı için müracaat eden öğrencilerden; ilköğretim ve ortaöğretim okullarında okuyan öğrenciler için; ailesinin ... Belediyesi sınırları içerisinde ikamet ediyor olması, ... Belediyesi sınırları içerisinde bulunan ilköğretim veya ortaöğretim okullarında okuyor olması ve ihtiyaç sahibi olması şartlarının aranacağı, üniversitede okuyan öğrenciler için; öğrencinin veya ailesinin ... Belediyesi sınırları içerisinde ikamet ediyor olması, ... il sınırları içerisindeki üniversitelerde ön lisans, lisans, yüksek lisans veya doktora öğrenimi görmesi ve ihtiyaç sahibi olması şartlarının aranacağı,
11 inci maddesinde; eğitim yardımı başvurularında istenilecek belgelerin; form dilekçe, nüfus kayıt örneği, ikametgah belgesi, aile gelir beyanı ve öğrenim görülen okul ve öğretim kurumlarından alınacak öğrenim belgelerinden oluştuğu,
12 inci maddesinde; Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu’nun Belediye Başkanının olurlarıyla, bir Başkan Yardımcısının başkanlığında, birim amirlerinin arasından görevlendirilmiş toplam beş kişiden oluşacağı,
13 üncü maddesinde; Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu’nun görev ve yetkilerinin,
a) Eğitim yardımı müracaat şartlarını, süresini ve ödeme şeklini belirleyerek karar altına almak ve ilan etmek.
b) Eğitim yardımı verilecek ihtiyaç sahibi öğrencilerin belirlenmesini sağlayacak Öğrenci Bilgi Değerlendirme Formunu hazırlamak.
c) İlgili makamlara sunulmak üzere, bütçe imkanları doğrultusunda asgari ve azami olmak üzere eğitim yardımından yararlandırılacak öğrenci sayılarını ve eğitim yardımı miktarlarını belirlemek.
d) Eğitim yardımı kontenjanlarını esas alarak en çok ihtiyaç sahibi öğrencilerden başlamak üzere, eğitim yardımı başvurularım bu yönetmelik hükümleri doğrultusunda incelemek, eğitim yardımı alması yerinde bulunan öğrencileri belirlemek ve elverişli araçlarla duyurmak.
e) Eğitim yardımı verilmesi sisteminin gerektirdiği, birimler arası koordinasyonu sağlamak olduğu,
16 ncı maddesinde; eğitim yardımı almaya hak kazanan her öğrenci için bir dosya açılacağı ve eğitim yardımı numarası verileceği belirtilerek eğitim yardımının kapsamı, kontenjanı, duyuru şekli, yardım miktarı, öğrencilerden aranacak nitelikler, yardımdan yararlanmak için yapılacak başvuru şekli, istenecek belgeler, Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonunun kuruluş şekli, Komisyonun görev ve yetkileri ve eğitim yardımının kayıt altına alınması kurallarının neler olduğu,
Düzenlemelerine yer verilmiştir.
Anılan Yönetmeliğin yukarıya alınan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, bu düzenlemeler arasında özel okullarda okuyan öğrencilerin eğitim öğretim bedelinin karşılanmasına cevaz veren bir hüküm bulunmamaktadır. Yönetmelikte belirtilen eğitim yardımının devlete ait ilköğretim ve ortaöğretim okullarında ya da üniversitelerde okuyup Yönetmelikte belirtilen diğer şartları taşıyan öğrencilere yapılacak eğitim yardımı ile sınırlı olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim yardımı için konulan ödeneğin özel bir kolej için kullanılması mümkün görünmemektedir. Mevcut durumda, belirli bir okulla protokol yapılması her türlü sübjektif değerlendirmeye açık olduğu gibi kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak kullanılması temininden de uzaktır.
Yine anılan Yönetmeliğin 18 inci maddesinde, eğitim yardımı almaya hak kazananlara yapılacak ödemelerin, aylık periyotlar halinde ve Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu’nun uygun göreceği şekillerden biriyle (Belediye Veznelerinden veya Banka Hesabından) nakit olarak ödeneceği de hüküm altına alınmış olunmasına rağmen, bahse konu ödemeler sözü edilen Koleje yapılmıştır.
Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, ... Belediyesi bütçesinden her mali yılda yapılacak eğitim yardımı için, ilgili eğitim-öğretim yılında yardım yapılacak öğrenci kontenjanının, her kademedeki öğrenciye ödenecek tutarın, müracaat tarihlerinin önceden belirlenerek Belediye Başkanının onayına sunulması ve onayı müteakip her çeşit ilan aracı kullanılarak duyurulması gerekmektedir. Yapılan başvurular arasından yardımı hak eden öğrencilere yapılacak ödemelerin de belirli dönemlerde nakit olarak ödenmesi gerekmektedir. Söz konusu ödemeler yapılırken belirtilen şartların hiçbirisi yerine getirilmemiş ve ödemeler doğrudan ilgili özel eğitim kurumuna yapılmıştır. Bu şartlar altında yapılan ödemeler mevzuata açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Bu itibarla, esas yönünden, verilen tazmin hükmünün mevzuata uygun olduğuna,
Sorumluluk yönünden inceleme
Üst yönetici olarak sorumlu tutulan ... karar düzeltme dilekçesinde; üst yöneticilerin bütçe uygulamasında doğrudan görev almaktan ziyade idarenin en üst amiri olarak belirleme, gözetim ve denetim sorumluluklarının bulunduğunu, Kanun hükümlerine göre üst yöneticilerin belirtilen sorumluluğun gereklerini; harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi ile iç denetçiler aracılığıyla yerine getirdiğini, harcama süreçlerinden, üst yöneticinin hiyerarşik olarak altında bulunan ve harcama yetkilisi olarak tanımlanan ve kendilerine ödenek tahsis edilen birim amirlerinin sorumlu olduğunu, ilama konu ödemelerden üst yönetici olarak Belediye Başkanının mali yönden sorumlu olmadığını, hangi eyleminin sorumluluk gerektirdiği açıklanmadan sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, nitekim sorumluluk halleriyle ilgili 5189/1 sayılı Sayıştay Genel Kurulu Kararında üst yöneticilerin özel durumlarda ve istisnai olarak sorumlu tutulabileceğinin belirtildiğini, idari sorumluluk ile mali sorumluluğun birbirine karıştırılmaması gerektiğini,
Diğer taraftan, Belediye Başkanlığından ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden de sorumlu tutulduğunu, asıl önemli olan noktanın bu durum olduğunu, görevden ayrılan belediye başkanının, görevden ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden mali sorumlu tutulmasını gerektirecek bir mevzuat hükmü bulunmadığını, böyle bir kabulün, görevinden ayrılan başkanın belediyeyi yönetmeye devam ettiği sonucunu doğuracağını, bunun ise hukuken mümkün olmadığını, Belediyeyi yöneten başkanı sorumlu tutmadan, görevden ayrılan başkanı sorumlu tutmanın hukuken de, siyaseten de izahının mümkün olmadığını, 30 Mart 2014 tarihinden sonra Belediye ile ilişkisinin kalmadığını ve imzasının bulunmadığını, Belediyeyi herhangi bir şekilde yönlendirmesinin de söz konusu olmadığını ifade etmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanununun "Belediye başkanı" başlıklı 37 nci maddesinde; Belediye Başkanının, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu hükmüne yer verilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Üst yöneticiler” başlıklı 11 inci maddesinde de;
“Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Millî Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır. Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.
Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi, (...) ve iç denetçiler (...)aracılığıyla yerine getirirler." denilmiştir.
Üst yöneticilerin sorumlulukları hakkında Sayıştay Genel Kurulunun 14.06.2007 tarih ve 5189/1 sayılı Kararında ise;
”Üst Yöneticiler işlerin gidişatından harcama yetkililerinin ve diğer görevlilerin bilgilendirmeleri ve raporları ile bilgi sahibi olmaktadırlar. Bununla birlikte üst yöneticilerin özel kanunlardan doğan Sayıştay’a karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda sorumluluklarına hükmedilmeleri de gerekebilir. Bu husus, meselenin Sayıştay yargısında görüşülmesi sırasında hükme bağlanacak bir konudur.” denilmiştir.
Belirtilen mevzuat hükümleri ve Sayıştay Genel Kurul Kararının üst yöneticilerle ilgili bölümü birlikte değerlendirildiğinde; üst yöneticilerin harcama yetkisi kullanmaları (harcama talimatı vermeleri) halinde sorumlu olacakları başka bir ifadeyle 5018 sayılı Kanun ile harcama süreci dışına çıkarılan üst yöneticilerin Sayıştay yargılamasında mali olarak sorumlu tutulmalarının özel kanunlardan doğan ya da münferit bir olayda söz konusu olabileceği karara bağlanmıştır.
İlamda, ..., Belediye ile ... Koleji arasında yapılan protokolü imzaladığı için üst yönetici olarak sorumlu tutulmuştur. Söz konusu Protokol, temsilcisi olduğu idare için bağlayıcılık taşımaktadır ve kamu zararına ilişkin ödeme bu belgeye istinaden yapılmıştır. Dolayısıyla, mevzuata aykırı düzenlemeler içeren Protokolü imzalayan sıfatıyla harcama talimatını veren Belediye Başkanının oluşan kamu zararından dolayı sorumluluğu bulunmaktadır.
Diğer taraftan, 30 Mart 2014 tarihindeki Mahalli İdare Seçimleri sonucunda ... Belediye Başkanı olarak ... seçilmiş, önceki Belediye Başkanı ...’ün görev süresi sona ermiştir. ...görevden ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden sorumlu tutulmaması gerektiğini iddia etmekte ise de; ... Belediyesi ile ... Koleji arasında 29.08.2013 tarihinde düzenlenen Protokolün, “Süre” başlıklı VI. Maddesinde;
“İşbu protokol, protokolün her yıl için yenilenmiş olması kaydıyla, yürürlük maddesinde işaret edilen tarihten itibaren ilköğretim sınıflarına 2013-2014 yılında kaydedilen her bir öğrenci için ilköğretim süresini tamamlaması tarihine kadar geçerlidir. Taraflar, bir öğretim yılının Milli Eğitim Bakanlığının belirleyeceği eğitim öğretim takvimindeki süre olarak anlaşıldığını kabul etmişlerdir.”
“Yürürlük” başlıklı IX. Maddesinde; ”İşbu protokol 01.09.2013 tarihinde yürürlüğe girer.”
hükümleri yer almaktadır. Adı geçen Koleje yapılan ödemelerin bir kısmı her ne kadar ...’ün görev süresi sona erdikten sonra yapılmışsa da; Protokolün geçerlilik süresine ilişkin hükümde; açıkça ilköğretim sınıflarına 2013-2014 yılında kaydedilen her bir öğrenci için ilköğretim süresini tamamlaması tarihine kadar geçerli olacağı belirtilmiştir. Belediye Başkanının görev süresinin 30.03.2014 tarihinde sona ereceği Protokol’ün imzalanma tarihinde belli olmasına rağmen, ...söz konusu Protokolü kendi görev süresinden sonraki ödemeleri de içerdiğinin bilincinde olarak imzalamıştır. Bu sebeple sorumlunun görevden ayrıldıktan sonra yapılan ödemelerden sorumlu tutulmaması gerektiğine ilişkin iddiasının kabulü mümkün değildir.
Yeni seçilen Belediye Başkanı ...’nün sorumluluğu değerlendirildiğinde; Anayasa Hukukundaki, Devletin devamlılığı ilkesi gereğince, yeni seçilen Belediye Başkanı bu Protokolü uygulamaya devam etmiştir. Her ne kadar kamu zararına neden olan ödemelerin bir kısmı ...’nün görevde olduğu döneme isabet etmekte ise de; sözü edilen Protokolün düzenlenmesinde ...’nün dahili bulunmadığından sorumluluğu da bulunmamaktadır.
Bu itibarla, 16.05.2018 tarih ve 44482 sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. Maddesinde KARAR DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA, (... Daire Başkanı …, Üyeler …, … ile …’ın karşı oy gerekçesi aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğu ile,
Karar verildiği 04.11.2020 tarih ve 48464 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi
... Daire Başkanı …, Üyeler …, … ile …’ın karşı oy gerekçesi
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun, 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde mahalli ve müşterek nitelikte olmak şartıyla sosyal yardım yapma belediyenin görev ve sorumlulukları arasında; 38’inci maddesinin birinci fıkrasının (n) bendinde, bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak belediye başkanının görev ve yetkileri arasında; 60’ncı maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde de dar gelirli, yoksul, muhtaç ve kimsesizlere yapılacak sosyal hizmet ve yardımlar belediye giderleri arasında sayılmıştır.
Sorumlular, söz konusu eğitim yardımlarının “Yoksul Aile Çocuklarının Eğitim-Öğretim Sürecinde Desteklenmesi” projesinin bir gereği olduğunu, anılan projenin esasını, yoksul ailelerin, başarı çocuklarının öğrenim giderlerinin karşılanması suretiyle desteklenmesinin oluşturduğunu, ... Belediyesinin 2010-2014 dönemine ilişkin olarak hazırlanmış bulunan “Stratejik Planı”nda ...faaliyet numaralı “Yoksul Aile Çocuklarının Eğitim-Öğretim Sürecinde Desteklenmesi” projesi kapsamında, ... ilçesi sınırları içinde yoksul ailelerin yetenekli ve yaratıcı kabiliyeti haiz çocuklarının tespiti yapılarak ve okul öncesinden başlayarak “birebir danışman öğretmen destekli, grup içerisinde uygulamalı; öğrencinin yetenek ve yaratıcılığını çıkartmaya ve bu yanları geliştirmeye yönelik; gözlem ve deneye dayalı, geleceğin bilim insanlarını yaratma hedefli yabancı dil ağırlık eğitim projesi” geliştirildiğini, ... Belediye Meclisi’nin kabulü, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın onayı ile yürürlüğe girmiş olan ... Belediyesi Eğitim Yardımı Yönetmeliğinin; Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu tarafından belirlen kontenjan dâhilinde, 9 uncu maddesinde belirtilen nitelikleri haiz öğrencilere, yine Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu tarafından belirlenen ve Belediye Başkanının onayı ile kesinleşen tutarlarda öğrenciye burs vermeye imkan verdiğini, Başkanlık Makamı ve Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonunun, projede belirtilen eğitim olanaklarına sahip kurumların araştırmasını yaptığını ve “... Koleji”nin söz konusu projeye uygun eğitim olanağı sağladığının tespit edildiğini ve ... Koleji ile protokol yapıldığını, Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu’nun savunma ekinde örnekleri sunulan ve ... ilçesi sınırları içerisinde yaşayan yoksul ailelerin projeye uygun çocuklarının belirlemesine yönelik olarak yaptığı çalışma sonucunda; Başkanlık Makamınca da onaylanan isim ve sayıda öğrencinin, öğrenim bedellerinin “EĞİTİM-ÖĞRETİM BURSU” olarak ... Kolejine ödendiğini, yapılan ödemenin, Meclis Kararı, Belediyenin Kurumsal Planı ve “... Belediyesi Eğitim Yardımı Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilmiş olduğunu ifade etmişlerdir.
Söz konusu eğitim yardımlarının, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun yukarıda yer verilen 14/a, 38/n ve 60/i maddeleri kapsamında, Eğitim Yardımı Değerlendirme Komisyonu tarafından belirlenen yoksul öğrencilerine yapıldığı anlaşıldığından 16.05.2018 tarih ve 44482 sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. maddesinde karar düzeltilmesine mahal olduğuna karar verilerek, 191 sayılı İlamın 2. Maddesi ile verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.