YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Belediyeye karşı başlatılan icra takibinin durdurulmasını teminen, alacaklı ile belli bir faiz ile ödeme yapılması karşılığında anlaşılması mümkün müdür?

Karar Özeti

Belediyeye karşı başlatılan icra takibinin durdurulmasını teminen, alacaklı ile belli bir faiz ile ödeme yapılması karşılığında anlaşılması mümkün müdür?

Karar

 

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2017    

 

Dairesi  5           

 

Dosya No           47139  

 

Tutanak No        48257  

 

Tutanak Tarihi   30.9.2020         

 

Kararın Konusu Çeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar      

 

 

Konu: Faiz ödemesi.

 

183 sayılı ilamın 17 nci maddesinde, ... ... Belediyesi tarafından ... LTD. ŞTİ. tarafından yüklenilen ... Konseri Hizmetinin karşılığı olarak ilgili sözleşmede belirtilen tutardan fazla ödeme yapılması sonucu oluşan kamu zararı tutarı ile ilgili olarak; söz konusu ödeme Belediye Başkanının talimatı ve Hukuk İşleri Müdürlüğü tarafından imzalanan protokol ile gerçekleştirildiğinden Belediye Başkanı ve protokolde imzası bulunan kişilerin savunmaları alınıp sorumluluğa dahil edilerek ek rapor düzenlenmesi için ... TL’lik bir adet ödeme emri belgesinin hüküm dışı bırakılmasına karar verilmiştir.

 

Yapılan yeniden yargılama sonucunda, 251 sayılı ek ilamın 1’inci maddesi ile ... ... Belediyesi tarafından ... LTD. ŞTİ. tarafından yüklenilen ... Konseri Hizmetinin karşılığı olarak ilgili sözleşmede belirtilen tutardan fazla ödeme yapılması sonucu oluşan ... TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

 

TEMYİZ DİLEKÇESİ

 

Harcama Yetkilisi ... ile Muhasebe Yetkilisi ... tarafından verilen ortak mahiyetteki temyiz dilekçesinde;

 

Sayıştay 5. Dairesi, ... ... Belediyesi 2017 Yılı Denetimi kapsamında 17 numaralı maddeye ilişkin olarak Sayın Daire Başkanı ... ve Sayın Daire Üyesi ...’in karşı oyuna karşılık 3 sayın daire üyesinin (2’ye 3) oyçokluğu ile şahsı hakkında tazmin hükmü verildiğini,

 

Kararın usul ve yasaya aykırı olup, Sayın Daire Başkanı ... ve Sayın Daire Üyesi ...’in muhalefet şerhlerinin isabetli olduğunu ve aşağıdaki temyiz gerekçeleri, muhalefet şerhinde belirtilen hususlar ve resen gözetilmesi gereken hususlar doğrultusunda Sayıştay Başkanlığının ... ... Belediyesi 2017 Yılı Denetimi kapsamında 17 numaralı maddeye ilişkin olarak Sayıştay 5. Dairesi tarafından verilen 04.03.2020 ilam tarihli, 04.02.2020 karar tarihli, 251-183 ilam numaralı, 414 karar numaralı ek ilamın temyiz incelemesi sonucu bozulması gerektiğini, şöyle ki;

 

1 Ortada bir kamu zararı bulunmadığını,

 

Bir tazmin hükmünün vazgeçilmez unsurunun kamu zararı olduğunu, kamu zararı olmadan hiçbir şekilde tazmin hükmü çıkarılamayacağını, olayımızda ... Organizasyon'un fatura alacağı sırasında zaten Belediyenin başka icra dosyaları ve fatura borçlarının da emanette mevcut olduğunu, yani Belediyenin 2016 ve 2017 yıllarında şirketlere ve icra dosyaları kapsamındaki borçlarına yeterli kaynağı olmadığı, birtakım borçları emanet listesine aldığı, bu sebeple ... Organizasyon faturasının zamanında ödenmesinin mali açıdan mümkün olmadığını, Bu hususta belediyeden 2015 ve 2016 yılından alacağı olan firmalarını ve belediyenin borçlu olduğu icra dosyalarını gösteren tablonun dosyada mübrez olduğunu,

 

Zaten Belediyenin 2016 ve 2017 yıllarında şirketler ve icra dosyaları kapsamında mevcut borçlarının olduğunu, Belediye kaynaklarının tüm ödemeler için yeterli olmadığını, bu sebeple ... Belediyesinde birtakım borçların bütçe emanetleri hesabına alınıp bekletmeye alındığı dosya kapsamında sabit olup, kararı veren dairenin de tespit ettiği bir husus olduğunu nitekim muhalefet şerhinde bu hususa şu şekilde dayanıldığını:

 

Sayın Daire Başkanı ... ve Sayın Daire Üyesi ...’in muhalefet şerhlerinde;

 

“... Belediyesi tarafından yüklenici firmaya ödenen faizin, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 inci maddesinde tanımlanan anlamda bir kamu zararı olarak düşünülmesi mümkün görünmemektedir. Yapılan ödeme, sözleşmeye istinaden yüklenici firma tarafından icra takibine başvurulması üzerine taraflar arasında yapılan protokol doğrultusunda zorunlu olarak yapılmıştır. Diğer yandan, 320 nolu Bütçe Emanetleri hesabı incelendiğinde, belediyenin ödemeleri sıraya koyduğu ve bu sıralamaya uymadığı görülmekle birlikte, bunun ödenecek ilave gecikme cezası ya da faiz gibi unsurları artırıcı yönde bir etkisi olmadığından, söz konusu durumun kamu zararı oluşturmayacağı açıktır.” denildiğini,

 

O halde, zaten belediyenin 2016 ve 2017 yıllarında şirketler ve icra dosyaları kapsamında mevcut borçlarının olduğu, belediye kaynaklarının tüm ödemeler için yeterli olmadığı, bu sebeple ... Belediyesinde birtakım borçların bütçe emanetleri hesabına alınıp bekletmeye alındığı hususunda dosyada bir niza ya da tereddüt bulunmadığını,

 

Her ne kadar ek ilamda “Muhasebe yetkilisi tarafından ödemenin yapılacağı 04.01.2016 tarihinden önce ödemeye ilişkin muhasebe işlem fişi hazırlanarak harcama yetkilisine sunulması gerekirdi. Muhasebe yetkilisinin bu işlemi yaptığına ilişkin ya da bu işlemi başlattığı halde Harcama Yetkilisi tarafından bu işlemin sekteye uğratıldığına ilişkin herhangi bir emare mevcut değildir "ve “ Harcama yetkilisinin birim amiri olarak, yapmış olduğu sözleşmenin gereği olan ödemeyi zamanında yaptırması, kurumunun zarara uğramaması için gerekli tedbirleri alması gerekirdi. "şeklinde ifadelere yer verilmiş olsa da, bu bahsedilen işlemlerin yapılmasının mümkün olmadığını, çünkü zaten Belediyenin bütçe emanetleri hesabında o tarihte zaten Belediyenin 2016 ve 2017 yıllarında şirketler ve icra dosyaları kapsamında mevcut borçları bulunduğunu, dolayısıyla tazmin konusu fatura borcunun bütçe emanetleri hesabına alınmasının kanunen mümkün olduğu gibi, bütçe müsait olduğunda, faiz yükü altında olan bu borcun öncelikli olarak ödenmesinde de kanuna aykırılık bulunmadığını, tam tersine kanun ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara öncelik verilebileceğini, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun "Ödenemeyen Giderler ve Bütçeleştirilmiş Borçlar" başlıklı 34.maddesi uyarınca,

 

“Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı malî yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir. Kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir. Ancak, sırasıyla kanunları gereğince diğer kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, prim, fon kesintisi, pay ve benzeri tutarlara, tarifeye bağlı ödemelere, ilama bağlı borçlara, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara ve ödenmesi talep edilen emanet hesaplarındaki tutarlara öncelik verilir.

 

İlgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşer. Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde, bir taahhüde ve harcama talimatına dayanmayan giderlere ilişkin olup. Maliye Bakanlığınca belirlenecek ekonomik kodlardan yapılan ve bütçede ödeneği öngörülmüş olmakla birlikte, oluştuğu yer ve zamanda ödeneği bulunmayan giderler; dayanağını oluşturan harcama belgeleri de eklenmek suretiyle usûlüne göre gerçekleştirilerek ilgili hesaplara alınır ve ödeneğinin gelmesini müteakip ödenir. Bu tutarlara ilişkin ödenek gönderme belgeleri, en geç malî yılın sonuna kadar muhasebe birimine gönderilerek muhasebeleştirme işlemleri tamamlanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.

 

Bu mevzuat hükümleri göz önüne alındığında, ... Organizasyon şirketine ... Belediyesi tarafından ödenmesi gereken hakediş bedellerinin zamanında ödenmemesi sonucunda gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek nitelikteki borçlar kapsamında olduğundan, vadesinde ödenmesi yapılamayan tutarın, ... Belediyesi mali hizmetler biriminden edindiği belgelere göre, ilamsız icra takibinin akabinde ilgili firma ile ... Belediyesi arasında yapılan sulh sözleşmesine binaen ödendiğini,

 

2. 5018 sayılı Kanunun 5436 sayılı Kanunla değişik 60 inci maddesi uyarınca harcama yetkilisi ve muhasebe yetkilisi görevi aynı kişide birleşemeyeceğinden Başkanlık makamının oluru ile Mali Hizmetler Müdürü ...’ın görev aldığı tarihlerde Mali Hizmetler müdürlüğü Harcama Yetkilisi olarak görev yaptığı süre boyunca Belediye iş ve işlemleri de yer alan ... tarihli İmza Yetkisi Yönergesi usul ve esaslarına uygun olarak yürütüldüğünü,

 

Söz konusu İmza Yetkileri Yönergesine göre; Ödeme emirleri ile ilgi düzenlemeler parasal limitler dahilinde Belediye Başkanı, Belediye Başkan Yardımcısı ve Müdürler şeklindeki hiyerarşik yapı dahilinde kontrol edilerek, düzenlenmiş ve tüm iş ve işlemler söz konusu işbu yönerge doğrultusunda gerçekleştirildiği,

 

Söz konusu yönergeden de anlaşılacağı üzere ödeme emri limiti dahilinde tüm ödeme talimatlarının Belediye Başkanı ve Başkan Yardımcısına verildiğini, bu nedenle bahse konu ... Organizasyon ödemesinde de diğer tüm ödemelerde olduğu gibi büyük bir özveri ve hassasiyetle görev yerine getirildiğini,

 

Görev yaptığı sürece Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılmış olan tüm mal hizmet ve yapım işleri ödemelerinde hiçbir yetki ve söz hakkı olmadığını, ödemeler konusunda Başkanlıkça gerek sözlü, gerekse kurum email adresi üzerinden mali hizmetlerden sorumlu başkan yardımcısı ... ve Muhasebe Yetkilisi ...’a verilen talimatlar doğrultusunda hareket edildiğini, gerekli görülürse ilgili tüm yazışmaların Belediyeden celp edilebileceğini,

 

3. Başkanlığınıza sunulan ek savunmalarda Başkan Yardımcısı Av. ... protokolü Belediye Başkanın izinli olması nedeni ile imzaladığını belirttiğini, ‘ilgili mevzuatta ve belediye işleyişinde de aşikâr olduğu üzere hangi sözleşme ya da protokole dayalı olursa olsun ödemeye ilişkin tüm evraklar tüm birim ve müdürlüklerden Mali Hizmetler Müdürlüğü’ne yollanır ve Mali Hizmetler Müdürlüğü yetkililerinin yerindelik ve yasaya uygunluk denetiminden sonra uygun bulmaları halinde uygunluk oluru imzalamaları suretiyle ödenmesine karar verilir ve ödeme için gerekli resmi işlemler gerçekleşir dendiğini, ancak görüldüğü üzere de yer alan kamu zararına neden olan protokolü imzalamadığını ve onaylamadığını,

 

Dolayısıyla adına ve namına Belediye Başkanı Av. ... talimatı ile imzaladığı protokolün mali hükümlerinin uygunluğu Mali Hizmetler Müdürlüğü yetkililerinin onayına tabidir’ şeklinde ifade etmiş ve yine devamında Belediye bütçesinden herhangi bir harcama yapılabilmesi harcama yetkilisinin talimatıyla olacağı kanunda açık olduğunu ve belediye harcamalarının bütçe ilke ve esaslarına kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olması denetimini yapmak ve bunlara uygun doğrultuda harcama talimatı vermenin de yine harcama yetkililerinin sorumluluğunda olduğunu, beyanında bulunması kendi içindi verdiği savunmanın nasıl çeliştiğinin Belediye Başkanının talimatı ile kamu zararına neden olan protokolü imzaladığını belediye başkanının bilgisi onayı olmadan harcama yetkilisi ve Mali Hizmetler Müdürünün yetkili olmasına rağmen Belediyedeki iç işleyişte gerçekte durumun böyle işlemediğin açıkça ifade ettiği hususunu takdirlerinize sunduğunu,

 

Ek savunması alınan Av. ... ise

 

Faiz ödemesinden haberinin olmadığı, bu ödemenin yapılmasının kendi sorumluluğunda olmadığı, ödemelerde hizmetin önceliği sıralamasına uyulduğu, muhasebe yetkilisinin sözlü savunmaları sonucunda kendisinin sorumluluğa dahil edilmesinin mevzuata aykırı olması ile ilgili beyanda bulunduğunu, ancak bahsetmiş olduğu hiyerarşik yapı içerisinde ve imza yetkisi kapsamında “Haberim Yoktu” iddiasının her türlü izahtan vareste olduğunu, ayrıca söz konusu protokolü imzalayan Av. ...’in Başkanlığınıza sunduğu savunmasından sonra ise Başkanın bilgisi ve onayından sonra söz konusu protokolü açıkça imzaladığını belirttiğini,

 

5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 38, 40 ve 61’inci maddeleri gereği seçilmiş bir Belediye Başkanı varken bürokratların harcamalara ve ödemelere karar vermesinin mümkün olmadığını,

 

5. Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünce düzenlenen ve imza altına alınan sözleşmeye göre 04.01.2016 tarihinde ödenmesi gereken ödeme evrakı Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünün (Ek-3) te yer alan ekteki üst yazıdan da anlaşılacağı üzere Mali Hizmetler Müdürlüğüne 25.01.2016 tarih ve 112 sayılı üst yazıyla gönderildiğini, bu nedenle sözleşmede belirtilen 04.01.2016 tarihindeki ödeme evrakının Mali Hizmetler Müdürlüğüne 25.01.2016 tarih ve 112 sayılı yazıyla ilgili müdürlük tarafından 20 gün geç gönderilmesi ile yasal faizin doğmasına sebep olduğunu,

 

Mali Hizmetler Müdürlüğüne iletilmeden önce; Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünü temsilen Kültür ve Sosyal İşler Müdürü ... tarafından fatura üzerine, konserin şartnamedeki hususları taşımaması ve istenilen şekilde gerçekleşmemiş olması sebebi ile ... Belediye Başkanlığı 22.01.2016 tarih ve 00289 yevmiye numaralı ihtarnameyi ... ... Noterliğince tanzim ederek faturayı iade ettiğini ilgili firmaya gönderdiğini,

 

Dolayısıyla ödemenin yapılmasına ilişkin yazışmanın ve direktifin zaten kendisine sonradan gelmiş ve bunun üzerine ödeme gerçekleştiğini,

 

Bahse konu kamu zararının ödemenin zamanında yapılmamasından kaynaklı olmadığının ilgili müdürlükçe ödemenin geç gönderildiğinin açıkça anlaşılmakta olması nedeniyle kendisine isnat edilen kamu zararını kabul etmesinin hakkaniyetle örtüşmeyeceğini, ödeme evrakının mali hizmetler müdürlüğüne zamanında gönderilmemesinden faiz alacağının doğduğu açıkça anlaşılacağı gibi bu süreçte Mali Hizmetler Müdürü ve Harcama Yetkilisi olarak hiçbir sorumluluğunun olmadığını,

 

6. Öyle ki, hizmet alımı sırasında yapılan sözleşmede aylık %10 faiz kararlaştırılmış olsa da ödeme sırasında yapılan protokolle bu faiz oranı olması gerektiği gibi yasal faiz olan yıllık %9’a geri çekilmiş ve olması gerektiğinden fazla faiz asla ve kata ödenmemiş ve belediyenin büyük bir kamu zararından kurtarılmış olduğunu,

 

Bu durumda, belirtilen hakediş bedellerinin ... Organizasyon şirketine zamanında ödenmemesi sonucunda ilamsız icra takibinin akabinde ilgili sulh sözleşmesine binaen yapılan faiz ödemesinin, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesinde tanımlanan anlamda bir kamu zararı olarak düşünülemeyeceğini, yapılan ilamsız icra takibinin ardından sulh sözleşmesine binaen faiz ödemesinin keyfi olarak değil ödenmemesi durumunda kamu kurumuna başkaca daha büyük hukuki sorumluluk yüklenmesinin önüne geçilebilmesi adına zorunlu olarak ilgilileri tarafından ivedilikle gerçekleştirildiğini,

 

Nitekim Sayıştay 5. Dairesi ve Sayıştay Temyiz Kurulunun bire bir aynı hususta aynı iddia kapsamında verdiği kararlarında şu şekilde hükümler tesis ettiğini:

 

‘’SAYIŞTAY 5. DAİRESİ KARARI

 

SAYIŞTAY TEMYİZ KURULU KARARI

 

"Kamu İdaresi Türü

 

Yılı 2008

 

Dairesi 4

 

Dosya No 35322

 

Tutanak No 39177

 

Tutanak Tarihi 16.12.2014

 

Kararın Konusu

 

Dosyada mevcut belgeler okunup incelendikten ve duruşmada mürafaacı ... ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşüldü:

 

1 -...

 

Buradan hareketle, belirtilen hakediş bedellerinin ... Organizasyon şirketine zamanında ödenmemesi sonucunda ilamsız icra takibinin akabinde ilgili sulh sözleşmesine binaen yapılan faiz ödemesinin, belediyeyi aylık %10 gibi yüklü bir faiz ödemesinden kurtaran, faizi yıllık %9 yasal faiz sınırına kadar indirerek belediyeyi yüklü miktar birikmiş faiz yükünden ve daha sonra da işleyecek olan faizden kurtaran bir ödeme olup, 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesinde tanımlanan anlamda bir kamu zararı olarak düşünülemeyeceğini, kaldı ki dosyada mübrez tabloda görüldüğü üzere Belediyenin 2015 ve 2016 yılından kalan başka icra dosyası ve fatura borçları da düşünüldüğünde Belediyenin ... Organizasyon faturasını ödemeye mali açıdan kaynağının olmadığını,

 

İşlemiş olan faiz mali anlamda zaruretten dolayı işlemiş olan yıllık %9 yasal faizden ibaret olduğunu,

 

O halde, mali anlamda zaruretten dolayı işlemiş olan faizin daha fazla yük getirmemesi adına öncelikli olarak ödenmesinin 5018 sayılı kanun m.34 uyarınca kamu görevlisine tanınan yasal bir yetki olup, bu işlemden dolayı tazmin hükmü çıkarılmasının düşünülemeyeceğini,

 

Nitekim bu hususlar sayın Daire Başkanı ... ve sayın Daire Üyesi ...’in muhalefet şerhlerinde aynı şekilde belirtildiğini,

 

“... Belediyesi tarafından yüklenici firmaya ödenen faizin, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 71 inci maddesinde tanımlanan anlamda bir kamu zararı olarak düşünülmesi mümkün görünmemektedir. Yapılan ödeme, sözleşmeye istinaden yüklenici firma tarafından icra takibine başvurulması üzerine taraflar arasında yapılan protokol doğrultusunda zorunlu olarak yapılmıştır. Diğer yandan, 320 nolu Bütçe Emanetleri hesabı incelendiğinde, belediyenin ödemeleri sıraya koyduğu ve bu sıralamaya uymadığı görülmekle birlikte, bunun ödenecek ilave gecikme cezası ya da faiz gibi unsurları artırıcı yönde bir etkisi olmadığından, söz konusu durumun kamu zararı oluşturmayacağı açıktır. ”

 

Sonuç olarak, ortada bir kamu zararı bulunmadığından 3 tazmin oyuna karşı 2 muhalefet şerhi ile oyçokluğu ile verilen kararın Temyiz Kurulunca bozularak muhalefet şerhinde belirtildiği şekliyle karar verilmeli, aleyhine tazmin hükmü içeren Sayıştay Başkanlığının ... ... Belediyesi 2017 yılı denetimi kapsamında 17 numaralı maddeye ilişkin olarak Sayıştay 5. Dairesi tarafından verilen 04.03.2020 ilam tarihli, 04.02.2020 karar tarihli, 251-183 ilam numaralı, 414 karar numaralı kararın temyiz incelemesi sonucu bozularak kaldırılması ve aleyhe tazmin hükmüne karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini,

 

Yukarıda izah edilen ve duruşmada da arz edilen delillere dayanılarak,

 

Kendisine gelene kadar işbu hususlarda sürece karar verip kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan sözleşmeyi imzalayan Başkan Vekili, ödeme talimatı veren Mali Hizmetlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı ile sözleşmedeki ödeme tarihinden sonra ödeme yapılması için ödeme emrini gönderen ilgili Kültür ve Sosyal İşler Müdürü başta olmak üzere birçok kontrol mekanizmasının her nasılsa sıyrılıp, tüm sorumluluğun tarafına yüklenmesinin hakkaniyetle örtüşmediğini,

 

Aleyhine tazmin hükmü içeren Sayıştay Başkanlığının ... ... Belediyesi 2017 Yılı Denetimi kapsamında 17 numaralı maddeye ilişkin olarak Sayıştay 5. Dairesi tarafından verilen 04.03.2020 ilam tarihli, 04.02.2020 karar tarihli, 251 ilam numaralı, 414 karar numaralı ek ilamın temyiz incelemesi sonucu bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

 

BAŞSAVCILIK MÜTALAASI

 

Başsavcılık Mütalaasında;

 

“1- Temyize konu olan 5. Dairenin 04.03.2019 tarih ve 251 no.lu ilamın 1 nci maddesinde; " ...

 

... ... Belediyesi tarafından ... LTD. ŞTİ. tarafından yüklenilen ... Konseri Hizmetinin karşılığı olarak ilgili sözleşmede belirtilen tutardan fazla ödeme yapılması sonucu oluşan ... TL kamu zararının Harcama Yetkilisi (Programcı) ... ile Muhasebe Yetkilisi (Şef, Encümen Üyesi) ...'a müştereken ve müteselsilen,6085 sayılı Sayıştay Kanununun 53 üncü maddesi gereği işleyecek faizleri ile birlikte ödettirilmesine, İş bu ilamın tebliğ tarihinden itibaren aynı Kanunun 55 inci maddesi gereğince altmış gün içerisinde Sayıştay Temyiz Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi." denilmektedir.

 

Sorumlu temyiz dilekçesinde; " ...

 

Sayıştay 5. Dairesi tarafından verilen 04.03.2020 ilanı tarihli, 04.02.2020 karar tarihli, 251-183 ilanı numaralı, 414 karar numaralı ek ilamın, teniyiz incelemesi sonucu bozulması gerekmektedir. Şöyle ki; ortada bir kamu zararı bulunmamaktadır.

 

Bir tazmin hükmünün vazgeçilmez unsuru kamu zararıdır. Kamu zararı olmadan hiçbir şekilde tazmin hükmü çıkarılamaz. Olayımızda ... Organizasyon'un fatura alacağı sırasında zaten Belediyenin başka icra dosyaları ve fatura borçları da emanette mevcuttur. Yani Belediyenin 2016 ve 2017 yıllarında şirketlere ve icra dosyaları kapsamındaki borçlarına yeterli kaynağı olmadığı, birtakım borçları emanet listesine aldığı, bu sebeple ... Organizasyon faturasının zamanında ödenmesinin mali açıdan mümkün olmadığı aşikârdır. Bu hususta belediyeden 2015 ve 2016 yılından alacağı olan firmalarını ve belediyenin borçlu olduğu icra dosyalarını gösteren tablo dosyada mübrezdir.

 

Zaten belediyenin 2016 ve 2017 yıllarında şirketler ve icra dosyaları kapsamında mevcut borçlarının olduğu, belediye kaynaklarının tüm ödemeler için yeterli olmadığı, bu sebeple ... Belediyesinde birtakım borçların bütçe emanetleri hesabına alınıp bekletmeye alındığı dosya kapsamında sabit olup, kararı veren dairenin de tespit ettiği bir husustur.

 

Tarafıma gelene kadar işbu hususlarda sürece karar verip kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan sözleşmeyi imzalayan Başkan Vekili, ödeme talimatı veren Mali Hizmetlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı ile sözleşmedeki ödeme tarihinden sonra ödeme yapılması için ödeme emrini gönderen ilgili Kültür ve Sosyal İşler Müdürü başta olmak üzere birçok kontrol mekanizmasının her nasılsa sıyrılıp, tüm sorumluluğun tarafıma yüklenmesi hakkaniyetle örtüşmediği kanısındayım.

 

Aleyhime tazmin hükmü içeren Sayıştay Başkanlığının ... ... Belediyesi 2017 Yılı Denetimi kapsamında 17 numaralı maddeye ilişkin olarak Sayıştay 5. Dairesi tarafından verilen 04.03.2020 ilam tarihli, 04.02.2020 karar tarihli, 251 ilam numaralı, 414 karar numaralı ek ilamın temyiz incelemesi sonucu bozularak kaldırılmasını ve aleyhimize tazmin hükmüne karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ederim." demektedir.

 

Yargılamaya konu olayda, yeni yıl kutlaması kapsamında konser organizasyonunda sahne alacak sanatçılara ilişkin olarak adı geçen firma ile ... Belediye Başkanlığı Kültür ve Sosyal işler Müdürlüğü arasında sözleşme imzalanmış ve hizmet karşılığı olan ... TL ödemenin tamamının 04/01/2016 tarihinde yapılacağı, zamanında yatırılmadığı takdirde de aylık % 10 gecikme faizi uygulanacağı sözleşmede belirtilmiştir.

 

Ancak hakediş ödemesine ilişkin tutarın 31.12.2015 tarihinde 3339 numaralı ödeme emri ile 320 Bütçe Emanetleri Hesabına alındığı, ödemenin 04.01.2016 tarihinde yapılmadığı, 28.03.2016 ve 13.05.2016 tarihli muhasebe işlem fişleriyle ödendiği anlaşılmaktadır.

 

5018 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde; "Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı malî yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir.

 

Kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir. Ancak, sırasıyla kanunları gereğince diğer kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, prim, fon kesintisi, pay ve benzeri tutarlara, tarifeye bağlı ödemelere, ilama bağlı borçlara, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara ve ödenmesi talep edilen emanet hesaplarındaki tutarlara öncelik verilir."

 

61 nci maddenin altıncı fıkrasında; "Muhasebe yetkilileri, 34 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur. Muhasebe yetkililerinin bu Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır." hükmü yer almaktadır.

 

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 249 uncu maddesinde; "Bütçe emanetleri hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.

 

a) Bütçe emanetlerine alınacak tutarlar

 

1) Herhangi bir tutarın bütçe emanetine alınabilmesi için; hizmetin yapılmış veya malın teslim edilmiş bulunması, 5018 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde belirtilen Yönetmelik hükümlerine göre bütün tahakkuk belgelerinin harcama yetkilisine imzalattırılmış ödeme emri belgesi ekinde ödeme yapılmak üzere muhasebe birimine gönderilmiş olması gerekir. ..." denilmektedir.

 

Yargılamaya konu olayda, ödenmesi gereken tutarın tamamı, mal ve hizmet yerine getirilmiş gibi gerçekleştirme görevlisi tarafından gerekli evraklar düzenlenip ödeme emri belgesine bağlanarak ve harcama yetkilisi tarafından da bu ödemenin yapılması için gerekli onay verilerek muhasebe yetkilisine talimat verildiği, ancak taahhüt edilen hizmetin henüz yerine getirilmemiş olması nedeniyle ya da o yıl bütçesindeki ödeneğin kullanılmasını sağlamak için mevzuata aykırı olsa da 320 Bütçe Emanetleri hesabına alındığı anlaşılmaktadır.

 

Buradaki önemli nokta, bu ödemenin yapılmasına ilişkin süreci takip etme ve bu ödemeden dolayı sözleşmede öngörülen külfetin kuruma yansımaması için ödemenin zamanında yapılmasını sağlama görevi muhasebe yetkilisine aittir. Muhasebe Yetkilisi tarafından ödemenin yapılacağı 04.01.2016 tarihinden önce ödemeye ilişkin Muhasebe İşlem Fişi hazırlanarak harcama yetkilisine sunulması gerekmekte idi. Muhasebe yetkilisinin bu işlemi yaptığına ilişkin ya da bu işlemi başlattığı halde Harcama yetkilisi tarafından bu işlemin sekteye uğratıldığına ilişkin herhangi bir emare mevcut değildir. 5018 sayılı Kanunun 61 nci maddesinin altıncı fıkrası hükmü gereği bu işlemin takibinin sorumluluğu muhasebe yetkilisine verilmiştir. Ödemenin zamanında yapılmayarak kurumun faiz yükü altına girmesinden dolayı Muhasebe Yetkilisinin sorumlu olduğu değerlendirilmektedir.

 

Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve sorumlulukları" başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında; "Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun ve diğer mevzuatla belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar." denilmiş; aynı Kanununun "Devlet memurlarının görev ve sorumlulukları" başlıklı 11 inci maddesinin birinci fıkrasında da "Devlet memurları kanun ve diğer mevzuatta belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar." ifadesine yer verilmiştir.

 

5018 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde; "Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır." hükmü yer almaktadır.

 

Amir durumunda olan Harcama Yetkilisi birim amiri olarak, yapmış olduğu sözleşmenin gereği olan ödemeyi zamanında yaptırması, kurumunun zarara uğramaması için gerekli tedbirleri alması gerekir idi. Yargılamaya konu olayda, ödemenin yapılmaması için Belediye Başkanının talimatının olduğu Daire Yargılaması sırasında ifade edildiği anlaşılmakla beraber Belediye Başkanının savunmasında, yazılı veya sözlü böyle bir talimatının olmadığı, hatta bu ödemenin bekletildiğini bile bilmediği ifade edilmiştir. Yazılı veya sözlü olarak ödemenin bekletilmesi konusunda Belediye Başkanının talimatı olsa bile yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde Harcama Yetkilisinin sorumluluğunun devam ettiği ve ödemenin zamanında yapılmamasından kaynaklanan sorumluluğun Muhasebe Yetkilisiyle birlikte Harcama Yetkilisine ait olduğu düşünülmektedir.

 

Fazla ödemenin Belediye Başkanının talimatı ve Hukuk İşleri Müdürlüğünce hazırlanan protokole dayanılarak yapıldığı anlaşılmakta olup, yapılan protokol hizmet alımı sözleşmesinde yer alan 'ödemenin tamamının 04/01/2016 tarihinde yapılacağı, zamanında yatırılmadığı takdirde de aylık % 10 gecikme faizi uygulanacağı' hükmünden dolayı zamanında ödenmeyen tutar için oluşan gecikme faizin düşürülmesinden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.

 

Sonuç olarak, ödeme tarihinden önce harcama birimi tarafından Ödeme Emri Belgesi düzenlenerek muhasebe birimine gönderilmiş, Muhasebe Yetkilisi aldığı talimat doğrultusunda bu ödemeyi 320 Bütçe Emanetleri Hesabına alarak bekletmeye almıştır. Protokol düzenlendikten sonra da Muhasebe İşlem Fişi düzenlenerek ödeme gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte gerçekleştirme görevlisi Ödeme Emri Belgesini düzenleyerek görevini yerine getirdiğinden dolayı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, kendisine ödeme talimatı verilmesine rağmen ödemeyi yapmayıp emanet hesabına alarak bekleten Muhasebe Yetkilisiyle birlikte amir durumunda olan Harcama Yetkilisinin birim amiri olarak yapmış olduğu sözleşmenin gereği olan ödemeyi zamanında yaptırmaması dolaysıyla sorumlu oldukları değerlendirilmektedir.

 

Bu itibarla, Daire kararının tasdikine karar verilmesi uygun olur.” denilmektedir.

 

Duruşmaya katılan Muhasebe Yetkilisi ..., söz konusu etkinliğin, yılbaşı etkinliği olması nedeniyle 31.12.2015 tarihinde gerçekleştiğini, bu tarihte ödeme tutarının 320 Emanetler hesabına alındığını, bunun bir yılsonu muhasebe işlemi olduğunu, 23.01.2016 tarihinde edim gerçekleşmediği için faturayı iade ettiklerini ancak 25.01.2016 tarihinde Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından ödeme emri düzenlenerek gönderildiğini, protokolün ise Başkan Yard. ... tarafından düzenlenerek imzalandığını, kendisinin bir dahli olmadığını ifade ederek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Duruşmaya Muhasebe Yetkilisi ... adına katılan Av. ...müvekkilinin karar mercii olmadığını, alınan kararları uygulama mercii olduğunu, protokolü kendisinin imzalamadığını ifade ederek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Duruşmaya Harcama Yetkilisi ... adına katılan Av. ... müvekkilinin amir durumunda olmayıp basit bir memur olduğunu, dolayısıyla sorumlu olamayacağını, edimin ifasında eksiklik bulunduğunu, faturaya itiraz edildiğini ancak dava açılmadığını, sonrasında Kültür ve Sosyal İşler Müdürü ... tarafından firmayla bağlantıya geçilerek protokol hazırlandığını, asıl sorumlunun ... olduğunu ifade ederek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Duruşmaya Harcama Yetkilisi ... adına katılan Av. ... ise, Başkan Yard. ...’in üstün bir inisiyatif alarak protokol imzaladığını, müvekkilin bir kusuru bulunmadığını, kamu zararı oluşmadığını, 320 Emanetler Hesabında başka faizli borçların da yer aldığını ifade ederek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Duruşmaya katılan Üst Yönetici ..., etkinlikte yer alan bazı eksiklikler nedeniyle hakedişin ödenmemesi yönünde talimatı bizzat kendisinin verdiğini, sonrasında kendisinin bilgisi dışında Başkan Yard. ... tarafından yüklenici ile protokol yapılarak ödeme talimatı verildiğini ifade ederek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Duruşmaya katılan Sayıştay Savcısı önceki mütalaalarında belirtiği hususları belirterek daire kararının tasdiki yönünde görüş belirtmiştir.

 

Duruşma talebinde bulunan Üst Yönetici ..., Harcama Yetkilisi ... adına Av. ..., Harcama Yetkilisi ... ve Av. ..., Muhasebe Yetkilisi ... ve Av. ...ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamalarının dinlenmesinden ve dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 34 üncü maddesinde; “Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı malî yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir.

 

Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir.

 

Kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir.

 

Ancak, sırasıyla kanunları gereğince diğer kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, prim, fon kesintisi, pay ve benzeri tutarlara, tarifeye bağlı ödemelere, ilama bağlı borçlara, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara ve ödenmesi talep edilen emanet hesaplarındaki tutarlara öncelik verilir.

 

Aynı Kanunun 71 inci maddesinde ise; “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.

 

Kamu zararının belirlenmesinde;

 

a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

 

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,

 

c) Transfer niteliğindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,

 

d) İş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya yaptırılması,

 

e) İdare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil işlemlerinin mevzuata uygun bir şekilde yapılmaması,

 

f) (Mülga: 22/12/2005-5436/10 md.)

 

g) Mevzuatında öngörülmediği halde ödeme yapılması, esas alınır.”

 

İlgili olduğu malî yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde alacaklıları tarafından geçerli bir mazerete dayanmaksızın, yazılı talep edilmediğinden veya belgeleri verilmediğinden dolayı ödenemeyen borçlar zamanaşımına uğrayarak kamu idareleri lehine düşer.

 

Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde, bir taahhüde ve harcama talimatına dayanmayan giderlere ilişkin olup, Maliye Bakanlığınca belirlenecek ekonomik kodlardan yapılan ve bütçede ödeneği öngörülmüş olmakla birlikte, oluştuğu yer ve zamanda ödeneği bulunmayan giderler; dayanağını oluşturan harcama belgeleri de eklenmek suretiyle usulüne göre gerçekleştirilerek ilgili hesaplara alınır ve ödeneğinin gelmesini müteakip ödenir.

 

Bu tutarlara ilişkin ödenek gönderme belgeleri, en geç malî yılın sonuna kadar muhasebe birimine gönderilerek muhasebeleştirme işlemleri tamamlanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.” denilmektedir.

 

5018 sayılı Kanunun “Mali hizmetler birimi” başlıklı 60 ncı maddesinde; “….k) Malî kanunlarla ilgili diğer mevzuatın uygulanması konusunda üst yöneticiye ve harcama yetkililerine gerekli bilgileri sağlamak ve danışmanlık yapmak” “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61 inci maddesinin altıncı fıkrasında ise; “Muhasebe yetkilileri, 34 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur. Muhasebe yetkililerinin bu Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır.” hükümleri yer almaktadır.

 

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 249 uncu maddesinde ise; “Bütçe emanetleri hesabına ilişkin işlemler aşağıda gösterilmiştir.

 

a) Bütçe emanetlerine alınacak tutarlar

 

1) Herhangi bir tutarın bütçe emanetine alınabilmesi için; hizmetin yapılmış veya malın teslim edilmiş bulunması, 5018 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde belirtilen Yönetmelik hükümlerine göre bütün tahakkuk belgelerinin harcama yetkilisine imzalattırılmış ödeme emri belgesi ekinde ödeme yapılmak üzere muhasebe birimine gönderilmiş olması gerekir.” denilmektedir.

 

Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre nakit yetersizliği sebebiyle hak sahiplerine ödenemeyen tutarlar, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir, ancak gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlar var ise bu borçlara öncelik verilmesi gerekmektedir.

 

... Belediyesi tarafından yeni yıl kutlama hizmetleri kapsamında ... Konseri Hizmeti adlı ihale gerçekleştirilmiş olup, buna ilişkin olarak Belediye ile ... Ltd.Şti arasında ... TL bedelli sözleşme imzalanmıştır.

 

Hakediş ödemesinin 04.01.2016 tarihinde gerçekleştirileceği, ödeme yapılmaması durumunda aylık %10 gecikme faizi ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

 

Ancak, yüklenici firma tarafından edimin yerine getirildiğine dair Belediye personeli tarafından mal ve hizmet alım kabul tutanağı düzenlendiği görülmekle birlikte ödemenin belirtilen tarihte yapılmadığı, 31.12.2015 tarihli ve 3339 numaralı ödeme emri ile 320 nolu Bütçe Emanetleri hesabına alındığı ve 28.03.2016 tarihli ve 3093 nolu muhasebe işlem fişiyle ... TL ve 13.05.2016 tarihli ve 5267 numaralı muhasebe işlem fişiyle ... TL olmak üzere yüklenici firmaya ... TL ödendiği anlaşılmıştır.

 

Sözleşme tutarının tamamı ödenmediği için ... Belediyesi aleyhine asıl alacak ve ... gecikme faiziyle birlikte toplam ... TL tutarında icra takibi başlatılmış ve kuruma ihtarname gönderilmiştir.

 

Söz konusu tutarın yüksek olması nedeniyle yüklenici firma ile Belediye Başkanlığı adına Başkan Yardımcısı ... arasında yapılan protokole binaen firmaya yasal faiz oranı (yıllık %9) üzerinden ... TL gecikme faizi ödenmesi kararlaştırılmıştır.

 

Duruşmaya katılan Üst Yönetici ..., etkinlikte yer alan bazı eksiklikler nedeniyle hakedişin ödenmemesi yönünde talimatı bizzat kendisinin verdiğini, sonrasında kendisinin bilgisi dışında Başkan Yard. ... tarafından yüklenici ile protokol yapılarak ödeme talimatı verildiğini ifade etmiştir.

 

Ancak etkinlikte kendisi tarafından tespit edilen eksikliklerin sözleşme, şartname ve muayene kabul evrakına yansımadığı, sadece sözlü olarak ifade edildiği, kendisi tarafından verilen ödememe talimatının da sözlü olduğu ifade edilmiştir.

 

Ödemesi yapılan ... TL faiz ödemesinin kamu zararı oluşturup oluşturmadığı hususu sorumluların kasıt, kusur veya ihmalinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında eksilme oluşması sonucu ortaya çıkması gereken bir durumdur.

 

251 sayılı İlamın 1’inci maddesinde sorumluların eylemleri ile kamu kaynağında oluşan eksilme arasında kurulması gerekli olan illiyet bağının tam olarak ortaya konmadığı dolayısıyla sorumluların mevzuata uygun olarak belirlenmediği görülmektedir.

 

Bu itibarla; 251 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle verilen ... TL tutarındaki tazmin hükmünün BOZULMASINA ve yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınmak suretiyle yeniden hüküm tesisinin temini için dosyanın hükmü veren DAİREYE GÖNDERİLMESİNE (Üyeler ..., ... ve ...’ın aşağıda yazılı ilave görüşleri ile Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ... ve Üye ...’ın aşağıda yazılı ayrışık görüşlerine karşı) oyçokluğuyla 6085 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi hükmü gereğince Başkanın bulunduğu taraf üstün tutulmak suretiyle,

 

Karar verildiği 30.09.2020 tarih ve 48257 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

 

 

İlave gerekçe

 

Üye ...’ın ilave gerekçesi

 

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 34 üncü maddesinde; “Ödeme emri belgesine bağlandığı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındığı veya hizmetin yapıldığı malî yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki tutarlar bütçeye gelir kaydedilir.

 

Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir.

 

Kamu idarelerinin nakit mevcudunun tüm ödemeleri karşılayamaması halinde giderler, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir.

 

Ancak, sırasıyla kanunları gereğince diğer kamu idarelerine ödenmesi gereken vergi, resim, harç, prim, fon kesintisi, pay ve benzeri tutarlara, tarifeye bağlı ödemelere, ilama bağlı borçlara, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlara ve ödenmesi talep edilen emanet hesaplarındaki tutarlara öncelik verilir.” denilmektedir.

 

Aynı Kanunun “Mali hizmetler birimi” başlıklı 60 ncı maddesinde; “….k) Malî kanunlarla ilgili diğer mevzuatın uygulanması konusunda üst yöneticiye ve harcama yetkililerine gerekli bilgileri sağlamak ve danışmanlık yapmak” “Muhasebe hizmeti ve muhasebe yetkilisinin yetki ve sorumlulukları” başlıklı 61 inci maddesinin altıncı fıkrasında ise; “Muhasebe yetkilileri, 34 üncü maddenin ikinci fıkrasındaki ödemeye ilişkin hükümler ile bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye ilişkin kontrol yükümlülüklerinden dolayı sorumludur. Muhasebe yetkililerinin bu Kanuna göre yapacakları kontrollere ilişkin sorumlulukları, görevleri gereği incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır.” hükümleri yer almaktadır.

 

5018 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçların öncelikli olarak ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.

 

5018 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin altıncı fıkrası hükmü gereği bu işlemin takibinin sorumluluğu muhasebe yetkilisine verilmiştir.

 

Dolayısıyla, ödemenin zamanında yapılmayarak kurumun faiz yükü altına girmesinden dolayı Muhasebe Yetkilisi ...’ın sorumluluğu bulunmaktadır.

 

5018 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde; “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.”

 

Harcama Yetkilisi ...’nun ise hakediş ödemesinin geciktirilmesinde ve faiz ödenmesinde bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla kamu zararından dolayı sorumlu tutulmaması gerekir.

 

Üye ...’in ilave gerekçesi

 

Hakediş bedellerinin ... Organizasyon şirketine zamanında ödenmemesi sonucunda ilamsız icra takibinin akabinde ilgili sulh sözleşmesine binaen yapılan faiz ödemesinin, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu’nun 71. maddesinde tanımlanan anlamda bir kamu zararı olarak düşünülmesi mümkün görünmemektedir.

 

Yapılan ödeme, sözleşmeye istinaden, yüklenici firma tarafından icra takibine başvurulması üzerine taraflar arasında yapılan protokol doğrultusunda, zorunlu olarak yapılmıştır.

 

Diğer yandan, 320 nolu Bütçe Emanetleri hesabı incelendiğinde, belediyenin ödemeleri sıraya koyduğu ve bu sıralamaya uymadığı görülmekle birlikte, bunun ödenecek ilave gecikme cezası ya da faiz gibi unsurları artırıcı yönde bir etkisi olmadığından, söz konusu durumun kamu zararı oluşturmayacağı değerlendirilmektedir.

 

Dolayısıyla esas yönünden verilen tazmin hükmünün kaldırılması gerekmektedir.

 

Tazmin hükmünde ısrar edilmesi durumunda ise kamu zararından 5018 sayılı Kanunun 34 üncü ve 61’inci maddeleri gereği sadece Muhasebe Yetkilisinin sorumlu tutulması gerekir.

 

Üye ...’ın ilave gerekçesi

 

5018 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde, ödenmemesi halinde gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçların öncelikli olarak ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.

 

5018 sayılı Kanunun 61 inci maddesinin altıncı fıkrası hükmü gereği bu işlemin takibinin sorumluluğu muhasebe yetkilisine verilmiştir.

 

Dolayısıyla, ödemenin zamanında yapılmayarak kurumun faiz yükü altına girmesinden dolayı Muhasebe Yetkilisi ...’ın sorumluluğu bulunmaktadır.

 

Harcama Yetkilisi ...’nun ise hakediş ödemesinin geciktirilmesinde ve faiz ödenmesinde bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla kamu zararından dolayı sorumlu tutulmaması gerekir.

 

Sorumlulardan Belediye Başkanı ...’ın ödemenin yapılmamasına dair talimatının olduğu yapılan duruşmada kendisi tarafından ifade edilmiştir. Sorumlulukların tespitinde Dairece bu hususun dikkate alınması gerekir.

 

Karşı oy gerekçesi

 

Üye ...’ın karşı oy gerekçesi:

 

Yukarıdaki belirtilen mevzuat hükümlerine göre nakit yetersizliği sebebiyle hak sahiplerine ödenemeyen tutarlar, muhasebe kayıtlarına alınma sırasına göre ödenir, ancak gecikme cezası veya faiz gibi ek yük getirecek borçlar var ise bu borçlara öncelik verilmesi gerekmektedir.

 

Ödeme sırasına ve önceliğine uyulmadığı için, idarenin faiz ödemesi 5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesine göre kamu zararı oluşturmuştur.

 

Ödeme emrine bağlandığı halde ödeme yapılamayan bu tür borçlar, 5018 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde belirtilen ve yukarıda açıklanan esaslara göre ödenmesi gerekmektedir.

 

Görüleceği üzere ödeme sırasına uyulmadığı gibi, idareye faiz yükü getirecek bir borç ödenmeyip, öncelik esasına da uyulmamıştır.

 

Bunun sonucunda idare sözleşmesinde belirlenen ... TL asıl alacağın yanında herhangi bir mahkeme kararı olmamasına rağmen ... TL faiz ödemiş ve 5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde yer alan hükme göre kamu zararına sebebiyet verilmiştir.

 

Bu itibarla; 251 sayılı İlamın 1’inci maddesiyle verilen ... TL tutarındaki tazmin hükmünün yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda esas ve sorumluluk yönünden TASDİKİNE karar verilmesi gerekir.

 

Üye ...’in karşı oy gerekçesi:

 

5018 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde; “Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasın


Bu sayfa 988 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor