Buradan hareketle, büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, halı saha, incir bahçesi gibi yerlerin işletme hakkının devri niteliğinde kiraya verildiği ve bunlara ilişkin yapılan işlemlerin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/3-f maddesi uyarınca KDV’ye tabi tutulması gerektiği anlaşılmıştır.
Dilekçiler tarafından; kiraya verilen gayrimenkullerin genelde üzeri boş veya yarım yapılmış, kiracıların içini doldurarak faaliyete geçirdiği ve kira bitimi sonrasında içini boşaltılıp teslim edeceği yerler olduğu, incir bahçesinin ise, ağaç bakımlarının yapılması amacıyla kiraya verildiği, ticari veya tüketim amaçlı kiralanıp kiralanmadığının bilinmediği, dolayısıyla boş gayrimenkul kiralanması şeklindeki işlemlerin KDV’ye tabi olmayacağı belirtilmiş ise de; Belediye tarafından bahsi geçen gayrimenkuller için kullanım amacı önceden belirlenmek suretiyle ihale ilanına çıkılması nedeniyle buraların hali hazır durumu itibariyle içi boş bile olsa kiralama amacına uygun şekilde tasarlanmış olduğu ve başka bir faaliyeti gerçekleştirmek üzere kullanılamayacağı anlaşılmış olup, kiracıların salt gayrimenkulü değil bu yerlerde icra edilecek faaliyetleri kiraladığı söz konusu işlemlerden KDV doğacağından, savunmaların kabulü mümkün değildir.
Dolayısıyla, … Belediyesi tarafından bizatihi iktisadi işletme olan ve işletme hakkı kiraya verilen büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, halı saha, incir bahçesi gibi yerlere ilişkin kira bedellerinden mevzuata aykırı olarak katma değer vergisinin tahsil edilmemesi sonucu kamu zararı oluşmuştur.
Bu nedenle 210 sayılı Asıl İlamın 2’nci maddesi ile verilen … TL tutarındaki tazmin hükmünün TASDİKİNE,
Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2017
Dairesi 7
Dosya No 46152
Tutanak No 48361
Tutanak Tarihi 14.10.2020
Kararın Konusu Vergi Resmi Harç ve Diğer Gelirlerle İlgili Kararlar
Konu: İşletme Hakkı Devredilen Taşınmazların Kira Bedelinden KDV Tahsil Edilmemesi
1-210 sayılı Asıl İlamın 2’ nci maddesiyle; … Belediyesi tarafından kahvehane, büfe, hamam, zeytinlik ve benzeri amaçlarla kullanılmak üzere işletme hakkının devri şeklinde kiraya verilen gayrimenkullerden 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin 3(f) fıkra hükmüne aykırı olarak KDV’nin tahsil edilmemesi sonucu oluşan … TL kamu zararının tazminine karar verilmiştir.
İlamda Üst Yönetici sıfatıyla sorumlu tutulan Belediye Başkanı … tarafından gönderilen temyiz dilekçesinde (aynı İlam maddesi ile ilgili olarak temyiz talebinde bulunan Muh. Yetk.-Mali Hizm. Müd. V. …’nün, Gelir Gerç. Gör.-Emlak ve İstimlak Müd. …’in, Muh. Yetk.-Mali Hizm. Müd. V. …’ın, Muh. Yetk.- Mali Hizm. Müd. V. …’nin temyiz dilekçelerinde de tamamen aynı olmak üzere) özetle:
Belediyenin mülkiyetindeki taşınmazların kiraya verilmesi işleminin KDV’den istisna olduğu, 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 15.3.2.4’üncü maddesinde; Devlete, özel idarelere, belediyelere ve köylere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri üzerinden vergi kesintisi yapılmayacağının belirtildiği,
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı Altıncı Bölümde yer alan Madde 17’nin 4’üncü fıkrası (d) bendinde; iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV’den istisna edildiği, belediyenin iktisadi işletmesi bulunmadığından, kendine kayıtlı gayrimenkullerinin kiralanması işlemlerinin KDV’den istisna edildiği, ilamda kamu zararı tablosunda belirtilen yerlerin (kahvehane, büfe, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, incir bahçesi, halı saha) hiçbirinin belediye tarafından işletilmediği, buraların genelde üzeri boş ve yarım yapılmış olan, kiracıların içini doldurarak faaliyete geçirdiği ve kira bitimi sonrasında içinin boşaltılıp teslim edilecek yerler olduğu, incir bahçesini herhangi bir işletmenin değil şahsın kiraladığı, bu alanın ticari veya tüketim amaçlı kiralayıp kiralamadığının bilinmediği, incir bahçelerinin ağaç bakımlarının yapılması ve atıl kalmaması amacıyla kiraya verildiği, dolayısıyla belediye mülkiyetinde olan gayrimenkullerin kiraya verilmesi işlemi, işletme hakkının devri niteliğinde olmadığından KDV’den istisna olduğu, belirtilerek tazmin hükmünün kaldırılması hususu Kurulumuzun bilgisine sunulmuştur.
Başsavcılık mütalaasında (aynı İlam maddesi ile ilgili olarak temyiz başvurusunda bulunan diğer tüm sorumluların dosyalarına verilen mütalaada da tamamen aynı olmak üzere) özetle;
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususların İlamın 2’nci maddesinde detaylı bir şekilde değerlendirilip karşılandığı, Belediye tarafından kahvehane, büfe, hamam, zeytinlik ve benzeri amaçlarla kullanılmak üzere işletme hakkının devri şeklinde kiraya verilen gayrimenkullerden KDV’nin tahsil edilmesi gerektiği, 6183 sayılı AATUHK’nın 102’nci maddesine göre; amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrayacağı, dolayısıyla Belediyenin mülkiyetinde olup işletme hakkı kiraya verilen gayrimenkullerin kira bedeline ilişkin ödenmeyen ve henüz tahsil zamanaşımına da uğramamış olan KDV’nin ve geriye dönük ceza yükünün belirlenerek gecikme zammı ve vergi ziyaının tespiti işlemleri ve takibinin yapılması için konunun Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesini teminen ilam hükmünün bozularak dosyanın ilgili dairesine gönderilmesinin uygun olacağı, belirtilmiştir.
Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
210 no.lu Asıl İlamın 2’nci maddesinde; Belediye tarafından kahvehane, büfe, hamam, zeytinlik ve benzeri amaçlarla kullanılmak üzere işletme hakkının devri şeklinde kiraya verilen gayrimenkullerden katma değer vergisinin tahsil edilmemesi sonucu oluşan … TL kamu zararının tazminine karar verilmiştir.
İlam hükmüne karşı sorumlularca gönderilen dilekçelerde konunun esasıyla ilgili olarak; kiraya verilen gayrimenkullerin Belediyenin mülkiyetinde olduğu, iktisadi işletmeye dahil olmadığı, içi tamamen boş veya yarı dolu gayrimenkullerin kiracılar tarafından içi doldurularak faaliyete geçirildiği, dolayısıyla işletme hakkının devri niteliğinde olmayan söz konusu kiralama işlemlerinden 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17’nci maddesi 4’üncü fıkrası (d) bendi gereğince KDV kesilemeyeceği ileri sürülerek İlam hükmünün kaldırılması talep edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Verginin konusunu teşkil eden işlemler” başlıklı 1’inci maddesinde; “Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir” denildikten sonra, aynı maddenin 3-f fıkrasında; “Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri” nin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun “Gayrimenkul sermaye iradının tarifi” başlıklı 70’inci maddesinde; “Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:
1.Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir.), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
2. Voli mahalleri ve dalyanlar;
3.Gayrimenkullerin, ayrı olarak kiraya verilen, mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilümum tesisatı, demirbaş eşyası ve döşemeleri;
4.Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar;
5. (Değişik: 4/12/1985-3239/55 md.) Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı (İhtira beratının mucitleri veya kanuni mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır.), alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar (Bu hakların kullanılması için gerekli malzeme ve teçhizat bedelleri de gayrimenkul sermaye iradı sayılır.);
…” denilmiştir.
3065 sayılı KDV Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı 17’nci maddesinin 4’üncü fıkrasının (d) bendinde ise; iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri, KDV’den istisna edilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; iktisadi işletme olmayan Belediyelerin sahibi oldukları gayrimenkullerin kiralanması işlemleri KDV’ye tabi tutulmamakla birlikte, bu gayrimenkullere bağlı işletme hakkının kiralanması niteliğindeki işlemler ise KDV’nin konusuna girmektedir.
Konuyla ilgili olarak 26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı RG’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin F Bölümünün 4. Diğer İstisnalar başlığı altında bu durum açıkça ifade edilmiştir. Burada; 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17/4-d maddesi ile iktisadi işletmelere dâhil olmayan gayrimenkullerin (arazi, bina ve bunlarla birlikte kiralanan mütemmim cüzü ve teferruatı, voli mahalleri ve dalyanlar ile gayrimenkul olarak tapu sicilinde tescil edilen hakların) kiralanması işlemlerinin vergiden istisna olduğu, söz konusu istisna uygulamasının kapsamına yalnızca taşınmazların girdiği, yukarıda sayılan gayrimenkuller dışında kalan ve GVK’nın 70’inci maddesinde sayılan diğer mal ve hakların (arama, işletme, imtiyaz hakları ve ruhsatları ve diğer hakların) kiralanması işlemlerinin iktisadi işletmeye dâhil olup olmadığına bakılmaksızın genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olduğu, belirtilmiştir.
Maliye Bakanlığının mevzuatın nasıl yorumlanacağı ve uygulamanın nasıl olacağı konularına açıklık getirmeye yardımcı olmak için verdiği 30.01.2004 tarih ve KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.753 sayılı muktezada; Devletin hüküm ve tasarrufundaki (iktisadi işletme mahiyetinde olmayan) gayrimenkullerin kiraya verilmesi halinde KDV Kanununun 17/4-d maddesi gereği katma değer vergisinin hesaplanmayacağı, ancak iktisadi işletmeye dahil olmasa da kiraya verilen gayrimenkul tek başına bir iktisadi işletme mahiyetinde ise, bu kiralama işleminin “gayrimenkul kiralaması” değil de “işletme hakkının kiraya verilmesi” (çay ocağı, spor tesisi, otopark, iskele, büfe vb gibi) olarak değerlendirileceği ve KDV Kanununun 1/3-f maddesine göre katma değer vergisine tabi olacağı, belirtilmiştir.
09.01.1985 tarih ve 18630 sayılı RG’de yayımlanan 11 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin E bölümünde aynen; “Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 3. fıkrasının (g) bendinde sayılan; genel bütçeye dahil idareler, katma bütçeye dahil idareler, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, dernek ve vakıflar ile her türlü mesleki kuruluşların kuruluş amaçlarına uygun teslim ve hizmetleri Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamına girmediğinden vergiye tabi olmayacaktır. Bu kuruluşlar iktisadi işletme niteliği taşımadığından sahip oldukları gayrimenkullerin kiralanması işlemleri de vergiye tabi olmayacak, ancak Gelir Vergisi Kanununun 70. maddesi kapsamına giren diğer mal ve hakların kiralanması işlemleri ile bu kuruluşlarca gerçekleştirilen her türlü ithalat vergiye tabi olacaktır. Bu meyanda belediyelerin sahip oldukları gayrimenkulleri kiralamaları vergiye tabi olmayacak, ancak bir iş makinasını kiraya vermeleri vergiye tabi tutulacaktır.” denilmiştir.
Maliye Bakanlığının yayımladığı 08.08.2011 tarih ve KDVK-60/2011-1 sayılı Sirkülerin “1.4. Kiralama İşlemleri” başlıklı bölümünde; gelir vergisi açısından gayrimenkul sermaye iradı olarak tanımlansa dahi bir işletme veya müessesenin belirli bir bedel ve süre dahilinde başkasının kullanımına bırakılması şeklindeki işletme hakkının kiralanması işlemlerinin, KDV Kanunu’nun 1/3-f maddesine göre vergiye tabi tutulacağı belirtilerek, Belediye tarafından bir yerin çay bahçesi olarak işletilmek üzere kiraya verilmesi durumunda işletme hakkının kiralanmasının söz konusu olacağı ve çay bahçesinin, kiraya veren kurumun bir iktisadi işletmesine dahil olup olmadığına bakılmaksızın, bu kiralama işleminin Kanunun 1/3-f maddesi gereğince KDV'ye tabi tutulacağı ifade edilmiştir.
Yine Bakanlığın konu ile ilgili verdiği muktezalarda da bu husus açıkça ortaya konulmuş ve 30.01.2004 tarih ve KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.753 sayılı muktezada konu ayrıntılı bir şekilde açıklandıktan sonra sonuç kısmında aynen;
“1- Devletin hüküm ve tasarrufundaki (iktisadi işletme mahiyetinde olmayan) gayrimenkullerin kiraya verilmesi halinde anılan Kanunun 17/4-d maddesi gereği katma değer vergisi hesaplanmayacaktır.
2- İktisadi işletmeye dahil olmasa da kiraya verilen gayrimenkul tek başına bir iktisadi işletme mahiyetinde ise, bu kiralama işlemi “gayrimenkul kiralaması” değil de “işletme hakkının kiraya verilmesi” (çay ocağı, spor tesisi, otopark, iskele, büfe vb gibi) olarak değerlendirileceğinden anılan Kanunun 1/3-f maddesine göre katma değer vergisine tabi olacaktır.” Denilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile konuya ilişkin Maliye Bakanlığınca yayımlanan görüş yazıları birlikte değerlendirildiğinde; 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/3-f fıkrası uyarınca genel kural olarak GVK’nın 70’inci maddesinde sayılan gayrimenkul niteliğindeki mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisine tabi olduğu, buna mukabil KDV Kanunu’nun 17/4-d fıkrası ile iktisadi işletme olmayan kamu idarelerinin sahibi oldukları gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin KDV’den istisna edildiği, ancak bu istisnanın kamu idarelerince yapılan “salt gayrimenkul kiralaması” niteliğindeki işlemler için geçerli olacağı, bu kuruluşlar tarafından gayrimenkullere bağlı işletme hakkının kiraya verilmesi şeklinde yapılan işlemlerin genel hükümler uyarınca KDV’ye tabi olacağı, anlaşılmıştır.
Bu bağlamda; İlama konu edilen, … Belediyesi tarafından park büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam kompleksi, incir bahçesi, halı saha gibi yerlerin kiraya verilmesi işlemlerinin KDV’ye tabi olup olmadığı hususuna, söz konusu işlemlerin, salt gayrimenkulün ya da gayrimenkule bağlı işletme hakkının kiraya verilmesi niteliğinde olup olmadığına göre karar vermek gerekmektedir.
Belediye tarafından yapılan kiralama işlemlerine ait sözleşmelerin ve ihale şartnamelerinin incelenmesinde; kiraya verilen büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, halı saha, incir bahçesi gibi yerlerin kiraya veriliş amacının şartname ve sözleşme ile önceden belirlendiği, kiracıların da söz konusu gayrimenkullerde daha önce belirlenmiş ticari faaliyetleri yürütmek üzere kiralama yaptığı, buraların mevcut durumu itibariyle başka bir faaliyeti gerçekleştirmek amacıyla kullanılamayacağı ve bu açıdan tek başına iktisadi işletme hüviyetine sahip olduğu anlaşıldığından, söz konusu yerlere ilişkin kiralama işlemlerinin, salt gayrimenkul kiralamasından ziyade işletme hakkının devri niteliğini taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Buradan hareketle, büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, halı saha, incir bahçesi gibi yerlerin işletme hakkının devri niteliğinde kiraya verildiği ve bunlara ilişkin yapılan işlemlerin 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/3-f maddesi uyarınca KDV’ye tabi tutulması gerektiği anlaşılmıştır.
Dilekçiler tarafından; kiraya verilen gayrimenkullerin genelde üzeri boş veya yarım yapılmış, kiracıların içini doldurarak faaliyete geçirdiği ve kira bitimi sonrasında içini boşaltılıp teslim edeceği yerler olduğu, incir bahçesinin ise, ağaç bakımlarının yapılması amacıyla kiraya verildiği, ticari veya tüketim amaçlı kiralanıp kiralanmadığının bilinmediği, dolayısıyla boş gayrimenkul kiralanması şeklindeki işlemlerin KDV’ye tabi olmayacağı belirtilmiş ise de; Belediye tarafından bahsi geçen gayrimenkuller için kullanım amacı önceden belirlenmek suretiyle ihale ilanına çıkılması nedeniyle buraların hali hazır durumu itibariyle içi boş bile olsa kiralama amacına uygun şekilde tasarlanmış olduğu ve başka bir faaliyeti gerçekleştirmek üzere kullanılamayacağı anlaşılmış olup, kiracıların salt gayrimenkulü değil bu yerlerde icra edilecek faaliyetleri kiraladığı söz konusu işlemlerden KDV doğacağından, savunmaların kabulü mümkün değildir.
Dolayısıyla, … Belediyesi tarafından bizatihi iktisadi işletme olan ve işletme hakkı kiraya verilen büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, halı saha, incir bahçesi gibi yerlere ilişkin kira bedellerinden mevzuata aykırı olarak katma değer vergisinin tahsil edilmemesi sonucu kamu zararı oluşmuştur.
Bu nedenle 210 sayılı Asıl İlamın 2’nci maddesi ile verilen … TL tutarındaki tazmin hükmünün TASDİKİNE, (Temyiz Kurulu Başkanı …, ... Daire Başkanı … ve Üye …’ın İlam hükmünün bozulması şeklindeki ayrışık görüşleri ile ... Daire Başkanı … , Üye …, Üye … ve Üye …’ün İlam hükmünün kaldırılması şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,
6085 sayılı Kanunun 57’nci maddesi gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,
Karar verildiği 14.10.2020 tarih ve 48361 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı Oy Gerekçesi/Azınlık Görüşü
Temyiz Kurulu Başkanı …, ... Daire Başkanı … ve Üye …:
Konunun esası ile ilgili olarak; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde; “Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir” denildikten sonra, aynı maddenin 3-f fıkrasında; “Gelir Vergisi Kanununun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri” nin katma değer vergisine tabi olduğu belirtilmektedir. Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddesinde yer alan; “Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:
1.Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir.), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
2. Voli mahalleri ve dalyanlar;
3.Gayrimenkullerin, ayrı olarak kiraya verilen, mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilümum tesisatı, demirbaş eşyası ve döşemeleri;
4.Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar;
5. (Değişik: 4/12/1985-3239/55 md.) Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı (İhtira beratının mucitleri veya kanuni mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır.), alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar (Bu hakların kullanılması için gerekli malzeme ve teçhizat bedelleri de gayrimenkul sermaye iradı sayılır.);
…” hükmü ile kiralanması vergi kapsamına giren mal ve haklar sayılmıştır. Buna göre, GVK’nın 70’inci maddesinde sayılan mal ve hakların kiralanması, ticari, zirai, mesleki faaliyet kapsamına girmese dahi vergiye tabi tutulmaktadır. KDV Kanunu’nun 17/4-d bendinde, aynı Kanunun 1/3-f bendinde vergiye tabi olarak sayılan işlemlerden bazılarına istisna getirilmiş ve iktisadi işletmelere dâhil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri vergiden istisna edilmiştir. Kamu idareleri, dernekler, vakıflar, belediyeler, iktisadi işletme mahiyetinde olmadıklarından bunlara ait gayrimenkullerin kiralanması işlemleri prensip olarak katma değer vergisinden müstesnadır. Fakat KDV Kanunu’nun 1/3-f maddesi ile gönderme yapılan GVK’nın 70’inci maddesinde sayılan diğer mal ve hakların kiralanması işlemleri istisna kapsamına dahil edilmemiştir. Konuya ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanmış düzenleme ve görüşler de dikkate alındığında; kamuya ait gayrimenkullere bağlı işletme hakkının kiralanması işlemleri yukarıdaki hükümler gereği katma değer vergisine tabi olacaktır. İlama konu gayrimenkullerin bizatihi iktisadi işletme niteliğinde olduğu ve buralara özgü işletme faaliyetlerinin kiralandığı anlaşıldığından, Belediye tarafından tahsil edilen kira bedelleri üzerinden KDV hesaplanması ve ilgili Vergi Dairesine ödenmesi gerekecektir. Buradan hareketle; katma değer vergisi, genel bütçenin geliri olup, muhatabı Hazine ve Maliye Bakanlığı olduğundan, kiralama süreci boyunca beyan edilmeyip ödenmeyen KDV tutarlarına ilişkin olarak, matrahın takdiri, vergi ziyai-usulsüzlük cezası ve gecikme faizinin kesilmesi, bunların mükellefe/sorumluya tebliği ile vergi ve cezalarında indirim, uzlaşma gibi müesseselerin Vergi Daireleri eliyle işletilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, ilama esas kiralama işlemlerinde; beyan edilmeyen ve ödenmeyen KDV konusunda Temyiz Kurulunca tasdik kararı verilmesi halinde; mükellefin/sorumlunun vergi ve cezalarında indirim, uzlaşma, dava etme gibi Vergi Usul Kanununda ve İdari Yargılama Usulü Kanununda düzenlenen hakları uygulanamaz hale gelecektir.
Dolayısıyla … Belediyesince gerçekleştirilen işletme hakkının devri niteliğindeki kiralamalardan tahsil edilmeyen KDV’nin tahakkuk ettirilerek mükellefinden/sorumlusundan tahsili ve takibine ilişkin işlemlerin Gelir İdaresi Başkanlığı eliyle yapılması için konunun GİB’e bildirilmesi uygun olur. Bu yüzden 210 sayılı Asıl İlamın 2’nci maddesi ile verilen tazmin hükmü bozularak, konunun bu yönden de değerlendirilmesi için dosyanın ilgili Daireye gönderilmesi gerekir.
... Daire Başkanı …, Üye …, Üye …, Üye …:
210 sayılı Asıl İlamın 2’nci maddesinde; Belediye tarafından kiraya verilen kahvehane, büfe, hamam, zeytinlik, halı saha ve benzeri yerlerin kiraya verilmesi işlemleri, 193 sayılı GVK’nın 70’inci maddesinin 5’inci bendinde zikredilen işletme hakkının kiralanması niteliğinde değerlendirilip, kira bedelinden 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/3-f madde hükmü uyarınca katma değer vergisinin alınması gerektiği belirtilmekte ise de, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddesinin 5’inci bendinde; “Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları…” ifadesi kullanılmış olup bu ifadede yer alan “işletme hakkı” tabiri ile; yasal mevzuat çerçevesinde kazanç amacına yönelik olarak kurulmuş, mal ve hizmet üreten mevcut bir tesisin işletilmesi diğer bir ifadeyle çalıştırılması hakkının kastedildiği görülmüştür. Bu nedenle işletme hakkının kiraya verilmesinden söz edebilmek için ortada hâlihazırda çalışan ticari bir işletmenin mevcut olması gerekir. İlamda bahsi geçen kahvehane, büfe, hamam, zeytinlik, halı saha, incir bahçesi gibi yerler için Belediye bünyesinde önceden kurulmuş bir işletme hakkı söz konusu olmadığından, buraların kiraya verilmesi işlemleri işletme hakkının devri niteliğinde değerlendirilemez. Kiraya verilen bu yerlerin mobilyalı olması, içerisinde bazı tesisat ve araç gerecin bulunması da sonucu değiştirmez. İlama esas olayımızda; kuru gayrimenkul kiralaması söz konusu olduğundan, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17/4-d bendindeki istisna hükmü uyarınca katma değer vergisinden bahsedilemez.
Öte yandan, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 74’üncü maddesine dayanılarak Maliye Bakanlığınca çıkarılan mülga “Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Ayni Hak Tesisi, Ecrimsil ve Tahliye Yönetmeliği”nin 67’inci maddesinde “büfe, kantin ve çay ocağı” gibi yerlerin kiraya verilmesi işlemleri, işletme hakkının kiraya verilmesi olarak değerlendirilmiş ancak bahse konu Yönetmeliği kaldırarak 01.07.2007 tarihinde yürürlüğe giren “Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik” te söz konusu yerler için işletme hakkı ifadesi kullanılmamıştır. Olayımıza bu açıdan da bakıldığında; kamu idareleri bünyesinde olan büfe, kantin ve çay ocağı gibi yerlerin kiraya verilmesi işlemleri işletme hakkının devri olarak nitelendirilemez.
Bu itibarla, Belediye tarafından kiraya verilen büfe, kahvehane, düğün salonu, hamam, sosyal tesis, halı saha, incir bahçesi gibi yerlerin kira bedellerinden KDV Kanunu’nun 17/4-d madde hükmü uyarınca KDV hesaplanmayacağından, 210 sayılı Asıl İlamın 2’nci maddesi ile verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.