YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sayıştay’ın tazmin kararından sorumlu tutulan kamu görevlilerinin, idare mahkemesinde dava açamayacağı hk.

Karar Özeti

 

Sayıştay hesap yargılaması sonucunda kamu zararı tespit edilmişse, bu zararın, mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile oluşmasına yol açan sorumlularından tazminine karar verilmektedir. Başka bir deyişle Sayıştay yargısında verilen tazmin veya tasdik hükümlerinin muhatabı, kamu zararına sebebiyet veren sorumlular yani kamu görevlisi ya da görevlileridir. Dolayısıyla İlamlarda yer alan tazmin miktarlarının, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tazminle yükümlü tutulan kamu görevlilerinden tahsil edilmesi esas olmakla birlikte, bu görevlilerin tazmin miktarlarını, haksız ödemeden yararlanan ilgililere (ahizlere) özel hukuk hükümleri çerçevesinde rücu etmeleri de mümkündür. Bahse konu olayda; sorumluların fazla ödemeyi ahizlerin maaşlarından kesmesi üzerine bu kişiler idari yargı mercilerine başvurmuşlar ve yapılan işlemi iptal ettirmişlerdir. Ancak tazmin hükmü, ahiz konumunda olan 3. kişiler hakkında verilmediğinden, bu kişilerin ilamların infazı bakımından Sayıştay’a karşı sorumlulukları bulunmamaktadır. Bu yüzden idari yargıda ahizlerden fazla ödemenin geri alınmasının haksız olduğuna ilişkin verilmiş kararların olması, Sayıştay yargılaması açısından; yapılmış olan usulsüz ödemeyi ve bu usulsüz ödemeden kaynaklanan kamu görevlilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Dolayısıyla idari yargı mercilerinde verilmiş kararların Sayıştay yargısını etkileyen bir yönü olmadığından, dilekçilerin bu yöndeki itirazlarının kabul edilmesi mümkün değildir.

Karar

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2015    

 

Dairesi  7           

 

Dosya No           42131  

 

Tutanak No        48660  

 

Tutanak Tarihi   6.1.2021            

 

Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar        

 

 

Konu:

 

A) Asaleten Atama Şartlarını Taşımayan Vekil Memura Özel Hizmet Tazminatı ve Ek Ödeme Farklarının Ödenmesi

 

B) Temsil Tazminatının Fazla Ödenmesi

 

C) Vekil Memura Görev Tazminatı Ödenmesi

 

 

 

………

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

74 sayılı İlamın 1’inci maddesine ilişkin Temyiz Kurulunun 07.03.2018 tarih ve 44189 Tutanak (28226 İlam), aynı tarih ve 44188 Tutanak (28227 İlam), aynı tarih ve 44190 Tutanak (28225 İlam), aynı tarih ve 44191 Tutanak (28224 İlam) sayılı Kararları ile verilmiş tasdik hükümlerinde yer alan;

 

A)Asaleten atanma şartlarını taşımadığı halde şube müdürü kadrosuna vekaleten atanan 14 personele özel hizmet tazminatı ve/veya ek ödeme farklarının ödenmesi ile ilgili olarak;

 

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 86’ncı maddesinde göre boş kadroya vekaleten atanacaklarda, o göreve asaleten atananların haiz olmaları gereken şartların aranıp aranmayacağı hususunda çıkarılmış olan 99 Seri No.lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği 17.5.1987 tarih ve 19463 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Tebliğde aynen;

 

“1)Bir görevin vekâleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekâleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Bu sebeple,

 

a)1-4 üncü dereceli kadrolara vekâlet edeceklerin 657 sayılı Kanunun 68’inci maddesinde belirtilen şartları haiz olmaları,

 

b)5-15 inci dereceli kadrolara vekâlet ettirileceklerin öğrenim durumları itibariyle tespit olunan yükselinebilecek dereceyi aşmamak kaydıyla vekâlet ettirilecekleri kadronun derecesinin, kazanılmış hak aylık derecesinin üç üst derecesinden fazla olmaması, gerekmektedir.

 

2)Asilde aranan şartlara sahip vekil memur bulunamadığı takdirde, hizmetin aksamadan yürütülebilmesi bakımından herhangi bir şekilde boşalmış veya boş bulunan bir görevin öncelikle varsa yardımcıları yoksa asilde aranan şartlara en yakın personel tarafından tedviren gördürülmesi mümkün görülmektedir.

 

3) 657 sayılı Kanunun vekâlet ücreti ödenmesine ilişkin 175 inci maddesine göre, tedvir dolayısıyla herhangi bir ödeme yapılması mümkün bulunmamaktadır.” Denilmiştir.

 

10.01.2015 tarih ve 29232 sayılı RG’de yayımlanan 2015/7177 sayılı BKK ile; 17.04.2006 tarih ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara İlişkin Karar” ve eki cetvellerin uygulanmasına 2015 yılında da devam olunacağı kararlaştırılmış olup, adı geçen Kararnamenin “Vekalet” başlıklı 9’uncu maddesinde;

 

“(1) 657 sayılı Kanunun 86’ncı maddesi uyarınca;

 

a) 1) Kurumlarınca bir göreve kurum içinden veya diğer kurumlardan vekalet ettirilenlere;

 

aa) Vekaletin, 657 sayılı Kanunun 86’ncı maddesine binaen yapılması ve bu hususun onayda belirtilmiş olması,

 

bb) Vekaletin, Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek karar ile atama yapılması gereken kadro veya görevler için ilgili Bakan, diğer kadro veya görevler için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi,

 

cc) Vekillerin, genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşımaları,

 

kaydıyla; vekalet ettikleri kadro veya görevler için bu Karar uyarınca öngörülen zam ve tazminatların toplam net tutarının, asli kadro veya görevleri karşılığında fiilen aldıkları zam ve tazminatların toplam net tutarından fazla olması halinde, aradaki fark; 657 sayılı Kanunun 175’inci maddesindeki oranlar dikkate alınmaksızın, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve vekalet görevinin fiilen yapıldığı sürece ödenir.

 

2) aa) Esas ve usule ilişkin olarak yukarıda belirtilen şartları bir arada taşımayanlara,

 

…vekalet nedeniyle öngörülen zam ve tazminatlar ödenmez.” Denilmiştir.

 

Memurlara ek ödeme yapılmasını öngören 375 sayılı KHK’nın Ek 9’uncu maddesinde (Ek: 11/10/2011-KHK-666/1 md.) ise;

 

“…Birinci fıkra kapsamına giren personelden; kurumlarınca bir kadroya kurum içinden veya kurum dışından vekalet ettirilenlere, vekaletin 657 sayılı Kanunun 86 ncı maddesine istinaden yapılmış ve bu hususun onayda belirtilmiş olması, vekalet görevinin Cumhurbaşkanınca atama yapılması gereken kadrolar için ilgili bakan, diğer kadrolar için asili atamaya yetkili amir tarafından verilmesi, vekalet eden personelin asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadrolar için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) taşıması kaydıyla vekalet ettikleri kadro için öngörülen ek ödemenin asli kadroları için öngörülen ek ödemeden fazla olması halinde, aradaki fark, vekalet görevine başlanıldığı tarihten itibaren ve bu görev fiilen yapıldığı sürece ödenir…” denilmektedir.

 

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, bir görevin vekâleten yürütülmesi halinde görevin gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceğinden bu görevi vekâleten yürütecek olanların asil memurda aranan şartlara sahip olmaları gerekmektedir. Buna göre bir göreve kurum içinden veya kurum dışından vekil olarak atananlara, vekâlet ettikleri kadro için öngörülen özel hizmet tazminatı ve/veya ek ödeme ile asli kadrosu için öngörülen özel hizmet tazminatı ve/veya ek ödeme arasındaki farkların ödenebilmesi için, bu kişinin genel ve ilgili özel mevzuatı uyarınca asaleten atanmada aranan tüm şartları (asaleten atanmada sınav şartı aranılan kadro veya görevler için bu sınavlara girebilme hakkının elde edilmiş olması dahil) bir arada taşıması gerekmektedir. Burada tüm şartlar ifadesi ile; vekâlet edilecek kadro için 657 sayılı Kanun, kurumların teşkilat kanunları ya da atama ve görevde yükselme yönetmeliklerinde aranılan şartların tümünün gözetilmesi kastedilmektedir. Dolayısıyla vekil memurların vekalet edilen kadro için genel ve özel mevzuatlarda öngörülen niteliklerin tümünü haiz olması koşuluyla bu kişilere özel hizmet tazminatı ve/veya ek ödeme farkları ödenebilecektir.

 

04.07.2009 tarih ve 27278 sayılı RG’de yayımlanan Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’in “Görevde yükselme sınavına tabi olarak atanacaklarda aranacak özel şartlar” başlıklı 7’nci maddesinde (07.05.2014 tarih ve 28993 sayılı RG’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik);

 

“(1) 5 inci maddenin birinci fıkrasında sayılan unvanlara görevde yükselme suretiyle yapılacak atamalarda aşağıdaki özel şartlar aranır.

 

a) Müdür ve şube müdürü kadrosuna atanabilmek için;

 

1)657 sayılı Kanunun 68’inci maddesinin (B) bendinde belirtilen atanma şartlarını taşımak,

 

2)Fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olmak,

 

3)Ekli (1) sayılı listede sayılan ve teknik öğrenim gerektiren müdürlüklere atanabilmek için; yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak,

 

4)Ekli (2) sayılı listede sayılan müdürlükler için son müracaat tarihi itibariyle iki yılı uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak, … gerekir.” hükmü,

 

21.10.2006 tarih ve 26326 sayılı RG’de yayımlanan Belediye İtfaiye Yönetmeliği’nin “Görevde yükselme şartları” başlıklı 19’uncu maddesinde ise;

 

“Bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde sayılan unvanlardan daire başkanı ve itfaiye müdürü dışındaki kadrolara yapılacak atamalarda aşağıdaki şartlar aranır.

 

a) İtfaiye şube müdürlüğüne atanabilmek için;

 

1)Meslekle ilgili yükseköğrenimi bitirmiş veya en az 4 yıllık yükseköğrenim mezunu olmak,

 

2)En az iki yıl itfaiye amiri olarak çalışmış olmak,

 

3)1-4 dereceli kadrolara atanmak için 657 sayılı Kanunun 68 inci maddesinde belirtilen süre kadar hizmeti bulunmak,

 

4)Son üç yıllık sicil notu ortalaması en az iyi derecede olmak,

 

5) Görevde yükselme sınavında başarılı olmak,

 

6) Kadro durumu elverişli olmak, …” hükmü yer almaktadır.

 

Yapılan incelemede; … Büyükşehir Belediyesinde şube müdürü kadrosuna vekaleten atanan kişilerin, Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik ve Belediye İtfaiye Yönetmeliği hükümleri ile belirlenmiş asaleten atanmaya ilişkin özel şartlardan birini veya birkaçını taşımadığı, buna rağmen vekâleten yürüttükleri şube müdürü kadrosuna ait özel hizmet tazminatı ve ek ödeme farkından yararlandıkları görülmüştür. Şöyle ki;

 

-(Yazı İşleri ve Arşiv) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’in, 2 yıllık yüksekokul mezunu olduğu ve Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan “fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” ve “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartlarını haiz olmadığı,

 

-(Bordro ve Tahakkuk) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’nın 2 yıllık yüksekokul mezunu olduğu ve Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan “fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” ve “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartlarını haiz olmadığı,

 

-(Strateji Geliştirme) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’nın 2 yıllık yüksekokul mezunu olduğu ve Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan “fakülte veya en az dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” ve “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartlarını haiz olmadığı,

 

-(Teknik Hizmetler) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’ın 2 yıllık yüksekokul mezunu olduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektiren bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Şantiyeler) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’nın 2 yıllık yüksekokul mezunu olduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektiren bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Yangın Önleme) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’ın 2 yıllık yüksekokul (elektrik) mezunu olduğu dolayısıyla söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “meslekle ilgili yükseköğrenimi bitirmiş veya en az 4 yıllık yükseköğrenim mezunu olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Altyapı Koordinasyon) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’un 2 yıllık yüksekokul mezunu olduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektiren bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “yükseköğretim kurumlarının, kadronun görev alanı ile ilgili eğitim ve öğretimde bulunan en az dört yıllık bölümlerinden veya bu bölümlere denkliği kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarının ilgili bölümlerinden mezun olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Otogarlar) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’ün Bilgisayar İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Hizmet Alım İşleri) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’ın Tahsildar kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(İtfaiye Müdahale/Eğitim Hizmetleri) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’in 2 yıllık yüksekokul (elektrik) mezunu olduğu dolayısıyla söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “meslekle ilgili yükseköğrenimi bitirmiş veya en az 4 yıllık yükseköğrenim mezunu olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Spor Hizmetleri) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’un Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(…) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’ın Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(…) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’un Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartını haiz olmadığı,

 

-(Gelirler) Şube Müdürü kadrosuna vekâlet eden …’ın Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni kadrosunda bulunduğu dolayısıyla teknik öğrenim gerektirmeyen bir müdürlük olan söz konusu şube müdürlüğüne asaleten atanabilmek için aranan şartlardan biri olan “iki yıl uzman, sivil savunma uzmanı, şef, ayniyat saymanı, kontrol memuru, eğitmen veya muhasebeci kadrosunda çalışmış olmak” şartını haiz olmadığı, anlaşılmıştır.

 

Bu itibarla, özel mevzuatında asil memurluk kadrosu için belirlenmiş şartları taşımayan 14 personele, özel hizmet tazminatı ve/veya ek ödeme farklarının ödenmesi sonucu kamu zararı oluşmuştur.

 

Sorumlular karar düzeltme dilekçelerinde; temyiz dilekçelerinde öne sürülen “Vekil memurluğa yapılan atamanın 657 sayılı Kanunun 86’ncı maddesine uygun olduğu ve müdürlük kadrolarına vekâleten ataması yapılan personelin 657 sayılı Kanunun 68’inci maddesinde belirtilen eğitim ve hizmet süresi şartlarını taşıdığı ancak alt norm olan Yönetmeliğin 7’nci maddesindeki bazı şartları taşımadığı, Anayasaya göre alt norm üst norma aykırı olamayacağı, dolayısıyla üst norm olan 657 sayılı Yasaya uygun yapılan vekâleten atamanın geçerli olacağı, Anayasanın angaryayı yasaklayan hükmü uyarınca fiilen yürütülen vekâlet görevinden dolayı vekâlet aylığına eşdeğer tutarda bir meblağın tazminat olarak ödenmesi gerektiği” gibi hususlara tekrar değinmiş olmakla birlikte; bunlara ilave olarak; Sayıştay İlamı ile tespit edilen kamu zararının ahiz …’den tahsil edilmesi üzerine, söz konusu kişi tarafından … 1. İdare Mahkemesi nezdinde iptal ve tam yargı davası açıldığı, mahkeme tarafından verilmiş kararda; Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.12.1973 gün ve 1968/8 esas, 1973/14 karar sayılı kararına atıfta bulunularak İdare tarafından yapılan hatalı ödemenin geri istenilmesinin, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere dava açma süresi içinde olanaklı olduğu, bu süre geçtikten sonra geri istenilmesinin mümkün olmadığı, belirtildiğinden, yapılan kesintilerin İdareye başvuru tarihinden itibaren işlemiş faizi ile davacıya (…’e) geri ödendiği, bu yönde alınmış başka emsal kararların olduğu, yapılan iadeler sebebiyle karar düzeltme talebini sunma zaruretinin doğduğu” iddiasını ileri sürmüşlerdir.

 

Ancak bilindiği üzere Anayasanın 124’üncü maddesinde, Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği düzenlenmiştir. Buna göre Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik, mahalli idarelerde görev yapan devlet memurlarının görevde yükselme, atanma ve unvan değişikliklerine ilişkin usul ve esasları, Belediye İtfaiye Yönetmeliği de diğer amaçların yanı sıra belediyede çalışan itfaiye memurlarının niteliklerini, görevde yükselme ve mesleki eğitimlerini düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulmuştur. Bahse konu Yönetmelikler, 657 ve 5393 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasını sağlamak üzere çıkarılmış olup, belediyelerde görev yapan memurların görevde yükselme, atanma, unvan değişikliği gibi işlemlerine ilişkin özel hükümler içermektedir. Dolayısıyla Yönetmelik hükümleri dikkate alınmaksızın görevde yükselmeye tabi bir kadro olan şube müdürü kadrosuna sadece 657 sayılı Kanunun 68/B maddesine göre asaleten veya vekâleten atama yapılması mümkün değildir. Bununla birlikte; Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 14.01.2014 tarih ve 2013/5062 başvuru numaralı kararda (Bu karar 29.01.2014 tarih ve 28897 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır), asilde aranan şartları taşımayan ancak ilgili kadroya tedviren görevlendirilen kamu görevlisine vekâlet aylığı ödenmemesinin Anayasa bağlamında zorla çalıştırma ve angarya olarak nitelendirilemeyeceği belirtildiğinden, asilde aranan şartları taşımayan vekil memura zam ve tazminat ile ek ödeme farklarının ödenmemesi halinde de angaryadan bahsedilemeyeceği değerlendirilmektedir.

 

Diğer yandan; Sayıştay İlamları neticesinde ahizlerinden yapılan kesintilerin İdare Mahkemesi kararlarına istinaden iade edildiği konusunda ise;

 

Anayasanın 160’ıncı maddesinde; “Sayıştay, merkezî yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idarî yargı yoluna başvurulamaz.

 

Vergi, benzeri malî yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır…” hükmüne yer verilmiştir.

 

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 78’inci maddesinde ise; “…Adli, idari ve askeri mahkemelerce verilen hükümler, Sayıştayın denetim yapmasına ve hükme bağlamasına engel değildir.” denilmiştir.

 

Buna göre, Anayasal bir kuruluş olan Sayıştay’ın Anayasa ve kendi kanunundan kaynaklanan denetim ve yargılama yetkisini kullanması sonucu verilen Sayıştay İlamlarıma karşı idari yargı mercilerine başvurulamayacağı gibi, idari ve genel mahkemelerce verilen hükümlerin de (vergi ve benzeri mali yükümlülükler konusunda Danıştay’ca verilen hükümler hariç) Sayıştay İlamlarının infazı bakımından herhangi bir engel teşkil etmeyeceği açıktır.

 

Yine 6085 sayılı Kanunun “Hüküm ve tutanaklar” başlıklı 50’nci maddesinin 1’inci fıkrasında; “Daireler tarafından yapılan hesap yargılaması sonucunda; hesap ve işlemlerin yasal düzenlemelere uygunluğuna veya kamu zararının sorumlulardan tazminine hükmedilir.” Denilmiş olup, aynı Kanunun “İlamların infazı” başlıklı 53’üncü maddesinde ise; “Sayıştay ilamları kesinleştikten sonra doksan gün içerisinde yerine getirilir. İlam hükümlerinin yerine getirilmesinden, ilamların gönderildiği kamu idarelerinin üst yöneticileri sorumludur. İlamlarda gösterilen tazmin miktarı hüküm tarihinden itibaren kanuni faize tabi tutularak, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil olunur.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Sayıştay hesap yargılaması sonucunda kamu zararı tespit edilmişse, bu zararın, mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri ile oluşmasına yol açan sorumlularından tazminine karar verilmektedir. Başka bir deyişle Sayıştay yargısında verilen tazmin veya tasdik hükümlerinin muhatabı, kamu zararına sebebiyet veren sorumlular yani kamu görevlisi ya da görevlileridir. Dolayısıyla İlamlarda yer alan tazmin miktarlarının, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tazminle yükümlü tutulan kamu görevlilerinden tahsil edilmesi esas olmakla birlikte, bu görevlilerin tazmin miktarlarını, haksız ödemeden yararlanan ilgililere (ahizlere) özel hukuk hükümleri çerçevesinde rücu etmeleri de mümkündür. Bahse konu olayda; sorumluların fazla ödemeyi ahizlerin maaşlarından kesmesi üzerine bu kişiler idari yargı mercilerine başvurmuşlar ve yapılan işlemi iptal ettirmişlerdir. Ancak tazmin hükmü, ahiz konumunda olan 3. kişiler hakkında verilmediğinden, bu kişilerin ilamların infazı bakımından Sayıştay’a karşı sorumlulukları bulunmamaktadır. Bu yüzden idari yargıda ahizlerden fazla ödemenin geri alınmasının haksız olduğuna ilişkin verilmiş kararların olması, Sayıştay yargılaması açısından; yapılmış olan usulsüz ödemeyi ve bu usulsüz ödemeden kaynaklanan kamu görevlilerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Dolayısıyla idari yargı mercilerinde verilmiş kararların Sayıştay yargısını etkileyen bir yönü olmadığından, dilekçilerin bu yöndeki itirazlarının kabul edilmesi mümkün değildir.

 

B) Genel Sekreter …’e temsil tazminatının %80’inin ödenmesi gerekirken tamamının ödenmesi ile ilgili olarak;

 

4505 sayılı Sosyal Güvenlikle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkında Kanun’un 5’inci maddesinde;

 

“a)Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununa göre makam veya yüksek hâkimlik tazminatı öngörülen kadrolarda bulunanlardan Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenecek olanlara 30 000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarı geçmemek üzere temsil tazminatı ödenir. Temsil tazminatı göstergelerini kadro ve görev unvanı itibariyle farklı olarak belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.

 

 

c)…Bu tazminata hak kazananlara personel veya teşkilat kanunları veya diğer kanuni düzenlemeler ile kaynağı ne olursa olsun ödenmekte olan döner sermaye katkı payları, fiilen yapılmayan ders karşılığı ek ders ücreti ödemeleri, fon, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri ödemelerin aylık net tutarları, temsil tazminatının net tutarından mahsup edilir. (Ek cümle: 29/6/2006-5536/9 md.) Ancak mahsup işlemleri, görev tazminatına uygulanan mahsupla ilgili hükümler esas alınarak yürütülür...”denilmiştir.

 

11.6.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008/13694 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın (Görev Tazminatı Ödenmesi Hakkında Karar) “Asgari görev tazminatı” başlıklı 4’üncü maddesinde ise;

 

“Bu Kararın 1’inci maddesi gereğince ödenecek görev tazminatı tutarından mahsup edilecek tutarın, görev tazminatının %20'sini geçmesi halinde, görev tazminatının % 80'i asgari görev tazminatı olarak ödenir.” hükmü bulunmaktadır.

 

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, personel veya teşkilat kanunları veya diğer kanuni düzenlemeler ile kaynağı ne olursa olsun ödenmekte olan döner sermaye katkı payları, fiilen yapılmayan ders karşılığı ek ders ücreti ödemeleri, fon, ek ödeme, teşvik ödemesi ve benzeri ödemelerin aylık net tutarlarının, temsil tazminatının net tutarından mahsup edilmesi; mahsup edilecek tutarın temsil tazminatının %20'sini geçmesi halinde ise, temsil tazminatının % 80'inin asgari temsil tazminatı olarak ödenmesi gerekmektedir.

 

Ancak … Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterine yapılan ödemede, 2015 yılında temsil tazminatından mahsup edilecek ek ödeme tutarları, temsil tazminatının %20’sini aştığı halde adı geçen kişiye temsil tazminatının % 80'inin asgari temsil tazminatı olarak ödenmesi gerekirken tamamının ödendiği görülmüştür.

 

Bu itibarla, Genel Sekreter …’e temsil tazminatının %80’inin ödenmesi gerekirken tamamının ödenmesi sonucu toplam … TL kamu zararına sebebiyet verilmiştir.

 

C) Hukuk Müşaviri kadrosuna vekâleten atanan 1 personel ile Daire Başkanı kadrosuna vekâleten atanan 16 personele görev tazminatı ödenmesi ile ilgili olarak;

 

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1’inci maddesinde;

 

“… C) (Ek : 4/7/2001 - KHK-631/11 md.) (A) bendi kapsamına giren ve temsil tazminatı almayan personelden,

 

1-7.000’den daha düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hakimlik tazminatı öngörülen kadrolara atanmış olanlara, 15.000 gösterge rakamını geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca tespit edilecek gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda görev tazminatı ödenir…

 

3- (1) numaralı alt bende göre ödenecek görev tazminatının uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri tespit etmeye çalışanlar ve emekliler için gösterge rakamları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.” Denilmiştir.

 

11.6.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008/13694 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın (Görev Tazminatı Ödenmesi Hakkında Karar) “Uygulama” başlıklı 3’üncü maddesinde;

 

“10/3/2000 tarihli ve 2000/457 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli Kararın 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri görev tazminatı hakkında da uygulanır.” Denilmiş olup,

 

26.4.2000 tarih ve 24031 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2000/457 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın (Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkında Karar) 3’üncü maddesinde ise;

 

“Teşkilat veya özel kanunlarında yer alan hükümlere göre kadro karşılığı sözleşmeli, sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışanlara ve temsil tazminatı öngörülen kadroları tedvir, vekâlet ve benzeri geçici görevlendirme suretiyle yürütenlere bu tazminat ödenmez.” hükmüne yer verilmiştir.

 

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, görev tazminatı 375 sayılı KHK’nın 1’inci maddesinde düzenlenmiş olup bu tazminatın ödeme esasları 2008/13694 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına (Görev Tazminatı Ödenmesi Hakkında Karar) göre yürütülmektedir. Bu Kararın 3’üncü maddesinde atıf yapılan 2000/457 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 3’üncü maddesi uyarınca görev tazminatı öngörülen kadroları vekâleten yürüten kişilere görev tazminatı ödenmesi mümkün değildir.

 

Yapılan incelemede, Hukuk Müşaviri görevini vekâleten yürüten 1 personel ile Daire Başkanı görevini vekâleten yürüten 16 personele yukarıda yer verilen mevzuat hükmüne aykırı olarak görev tazminatı ödendiği görülmüştür. Dolayısıyla, Hukuk Müşaviri ve Daire Başkanı kadrolarına vekâleten atanan toplam 17 kişiye görev tazminatı ödenmesi sonucu toplam … TL kamu zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.

 

Sonuç olarak;

 

A)Kurumda şube müdürü kadrosunda vekaleten görev yapan 14 personele, asilde aranan şartları taşımadıkları halde özel hizmet tazminatı ve/veya ek ödeme farklarının ödenmesi,

 

B)Genel Sekreter …’e temsil tazminatının %80’inin ödenmesi gerekirken tamamının ödenmesi,

 

C) Hukuk Müşaviri ve Daire Başkanı kadrolarına vekâleten atanan toplam 17 kişiye görev tazminatı ödenmesi, sonucu toplam … TL kamu zararına sebebiyet verilmiştir.

 

Bu itibarla sorumlunun (sorumluların) karar düzeltilmesine ilişkin talebi (talepleri) yerinde görülmeyerek, ortada karar düzeltilmesini icap ettiren bir husus bulunmadığı anlaşıldığından, 74 sayılı Asıl İlamın 1’inci maddesinin tasdikine ilişkin Temyiz Kurulunca verilmiş 07.03.2018 tarih ve 44189 Tutanak (28226 İlam), aynı tarih ve 44188 Tutanak (28227 İlam), aynı tarih ve 44190 Tutanak (28225 İlam), aynı tarih ve 44191 Tutanak (28224 İlam) sayılı Kararların DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA, oy birliğiyle,

 

Karar verildiği 06.01.2021 tarih ve 48660 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 167 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor