YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sosyal denge ödemesinin mevzuata aykırı olarak artırılması hk.

Karar Özeti

Sosyal denge ödemesinin mevzuata aykırı olarak artırılması hk.

Karar

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2016    

 

Dairesi  5           

 

Dosya No           44710  

 

Tutanak No        48853  

 

Tutanak Tarihi   3.2.2021            

 

Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar        

 

 

Konu: Sosyal dengeye ilişkin bütün parasal tutarların mevzuata aykırı bir şekilde artırılması.

 

154 sayılı ek ilamın 1. maddesiyle; ... Belediyesinde çalışan memur personele yapılan sosyal denge ödemelerinde, sosyal dengeye ilişkin bütün parasal tutarların mevzuata aykırı bir şekilde artırılması neticesinde oluşan ... TL tutar için tazmin hükmü verilmiştir.

 

Bu ilam hükmüne ilişkin sorumlularca temyiz kanun yoluna başvurulmuş ve bu başvuru üzerine 13.11.2019 tarih ve 36827 tutanak numaralı Temyiz Kurulu kararı ile 154 sayılı ek ilamın 1. Maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE hükmedilmiştir.

 

Karar Düzeltilmesi Dilekçesi:

 

Sorumluluğuna hükmedilen dilekçilerce sunulan karar düzeltme dilekçesinde özetle;

 

Dilekçilerce temyiz aşamasında temyiz dilekçesinde belirtilen; Toplu İş Sözleşmesi ve Sözleşme Hakkı ilk olarak Anayasanın 53. Maddesinde çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarını düzenlemek amacıyla tanınan toplu iş sözleşmesi hakkına dayanarak düzenlendiği,

 

Anayasanın 53. Maddesine dayanılarak 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15. Maddesi, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunun “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32. Maddesi hükümleri gereğince belediye idaresi ile ilgili sendika arasında sosyal denge sözleşmesi imzalanabileceği,

 

4688 Sayılı Kanunun Geçici 14. Maddesi gereğince ilgili idareler ile ilgili sendikalar arasında 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına sözleşmede öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebileceği hüküm altına alındığının belirtildiği ancak bu iddiaların Temyiz Kurulunca dikkate alınmaksızın hüküm tesis edildiği iddia edilmektedir.

 

Karar düzeltme aşamasında, Anayasa ile çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarını düzenlenmek amacıyla gerek 4688 sayılı Kanun gerekse 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile memur personele sosyal denge sözleşmeleri kapsamında yapılan ödemelerin amacının personelin ekonomik ve sosyal menfaatini muhafaza etmek ve performansını artırmak maksatlı olduğu ve nihai olarak tazminat ödeme tutarında artış oranlarının keyfi olmayıp, T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen TEFE-TÜFE oranlarına göre belirlendiği bu durumun adaletli gelir dağılımının tesisi amaçlı olduğu ve kamu zararına sebebiyet verilmediği belirtilmektedir.

 

Ayrıca düzeltilmesini istediğimiz kararda kamu zararına konu olan ödemelerin 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan ve yasal takibat yapılması mümkün olmayan bir sözleşmeye dayandığı yönündeki itirazların Temyiz Kurulu kararında karşılanmadığına dikkat çekilmiştir.

 

Tüm bu sebeplerle; Sayıştay 5. Dairesi’nin 16.10.2018 karar ve 07.01.2019 ilam tarihli ... Belediyesi’nin 2016 hesap yılına ait 154 sayılı ek ilamının tasdikine ilişkin Sayıştay Temyiz Kurulu kararının düzeltilerek, 154 sayılı ek ilamının kaldırılmasına ve sorumluların beraatlerine karar verilmesi talep edilmektedir.

 

 

 

(Karar Düzeltilmesine İlişkin) Başsavcılık Mütalaası:

 

“Sorumluların ortak bir metin olarak düzenledikleri ve her birinin ayrı ayrı imzalayarak gönderdikleri bahse konu dilekçelerinde, Temyiz Kurulu Kararında hükmün esasına etkili iddia ve itirazların karşılanmadığı, ayrıca Sayıştay Kanunu'nun 57 nci maddesinin B bendi gereğince Temyiz Kurulu Kararının kanuna aykırı olması ve Anayasal hak olan toplu sözleşme hakkının yargı kararı ile kısıtlanmasıyla yetkinin aşılmış olması nedeniyle Karar Düzeltme Yoluna başvurma zorunluluğunun doğduğu ifade edilerek, tazmin kararının kaldırılması talep edilmektedir.

 

... Belediyesinde çalışan memur personele yapılan sosyal denge ödemelerinde sosyal dengeye ilişkin bütün parasal tutarların 2015 yılı son dönemi ile 2016 yılı arasında mevzuata aykırı bir şekilde güncellenmesi sonucunda oluşan toplam ... TL kamu zararının sorumlular adına müştereken ve müteselsilen tazmin hükmolunmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

 

23.08.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşmenin "Sosyal Denge Tazminatı Süre Uzatımı" başlıklı 7 nci maddesinde; 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesinde yer alan "31.12.2015" ibaresinin "31.12.2017" şeklinde uygulanacağı belirtilmiştir.

 

Bahse konu Toplu Sözleşme ile yapılan değişiklik de dikkate alındığında 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrası 2016 yılı itibarıyla "15/03/2012 tarihinden önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzer adlar altında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına, söz konusu sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebilir. Anılan sözleşmelerin uygulanmasına devam edildiği dönem için 32 nci madde hükümleri çerçevesinde ayrıca sözleşme yapılamaz. Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2017 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dahil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir. Ancak 32 nci madde uyarınca toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, unvanlar itibarıyla ilgili personele söz konusu sözleşmeler uyarınca yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması halinde; üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri esas alınarak 31/12/2017 tarihine kadar uygulanabilecek sözleşmelerde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uygulanan sözleşme uyarınca unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınabilir. Bu şekilde yapılacak ödemeler kazanılmış hak sayılmaz" şeklindedir.

 

Konuyu ... Belediyesi özelinde irdelediğimizde,

 

- Belediye ile Sendika arasında 01.01.2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin süresi 01.01.2012 - 31.12.2015 tarihini kapsadığından, 2015 yılı sonuna kadar güncellemeler de dahil uygulanmasına devam edilmiştir.

 

- Sözleşmenin, 31.12.2017 tarihinden önce sona ermesi sebebiyle 2016 yılında, 01.01.2016 - 31.12.2017 tarihlerini kapsayan yeni bir sözleşme imzalanmış ancak, bu sözleşmede, 11.04.2012 tarihinde geçerli olan sözleşme uyarınca unvanlar itibariyle ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınmıştır.

 

-Burada dikkat edilmesi gereken temel unsur, 31.12.2017 tarihine kadar uygulanacak sözleşmede 11.04.2012 tarihi itibarıyla geçerli olan sözleşme uyarınca unvanlar itibariyle ilgili personele ödenen ortalama aylık tutarın tavan olarak esas alınmasıdır. ... Belediyesi uygulamasında da 11.04.2012 tarihi itibarıyla geçerli olan sözleşmenin 23 üncü maddesine istinaden güncellemeler yapılarak ödemeler gerçekleştirilmiştir.

 

Bu nedenle; yapılan ödemenin 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesine aykırılık teşkil etmediği ve kamu zararı oluşturmadığı değerlendirildiğinden, işlemlerin yasal mevzuatına uygun olduğu düşünülmektedir.

 

Bu itibarla, sorumluların karar düzeltme talepleri kabul edilerek verilen tazmin kararının kaldırılması yönünde karar verilmesi uygun olur.”

 

Denilmektedir.

 

Dosya ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde;

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

154 sayılı ek ilamın 1. maddesiyle; ... Belediyesinde çalışan memur personele yapılan sosyal denge ödemelerinde, sosyal dengeye ilişkin bütün parasal tutarların mevzuata aykırı bir şekilde artırılması neticesinde mevzuata aykırı olarak tavan tutarın aşıldığına ve kamu zararına sebebiyet verildiğine hükmedildiği,

 

Bu ilam hükmüne ilişkin sorumlularca temyiz kanun yoluna başvurulmuş ve bu başvuru üzerine 13.11.2019 tarih ve 36827 tutanak numaralı Temyiz Kurulu kararı ile;

 

“4688 Sayılı Kanun’un geçici 14 üncü maddenin birinci fıkrası, 15.03.2012 tarihinden önce akdedilen sözleşmelerin uygulanmasına, sözleşme sürelerinin sonuna kadar devam edileceğine hükmetmiştir. Dolayısıyla Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve 31.12.2015 tarihine kadar geçerli olan sözleşmenin tüm hükümleri sözleşme sonuna kadar güncellemeler dâhil geçerlidir. Ancak maddenin devamında 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan sözleşme süreleri sona erdikten sonra maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki (11.04.2012) sözleşme hükümleri değil, sözleşmede yer alan ortalama aylık tutar koruma altına alınmıştır. Yani 11.04.2012 tarihinde yürürlükte olan sözleşmede unvanlar itibariyle personele ödenen ortalama aylık tutar ne ise bir sonraki sözleşmede, önceki sözleşmedeki güncelleme veya zam yapılmasına ilişkin hükümler dikkate alınmaksızın, o tutarın tavan olarak uygulanması zorunluluğu mevcuttur. Bu tutarın her dönem için güncellenerek artırılması durumunda bu tutar ile 4688 Kanununun 32 nci maddesi gereğince imzalanan sözleşmeler için toplu sözleşmelerde öngörülen tavan tutar arsındaki farkın kapanması mümkün olmayacaktır. Bu durum ise sosyal denge sözleşmeleri ile amaçlanan aynı işi yapan kişiler arasında ücret dengesini sağlamak, sosyal barışı sağlamak hususlarına hizmet etmeyecektir.

 

Belediye ile sendika arasında 01.01.2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin yürürlük maddesine göre sözleşmenin süresi 01.01.2012 – 31.12.2015 tarihlerini kapsamaktadır. Söz konusu sözleşmede öngörülen ödemelerin aylık ortalaması, toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın üzerinde olsa bile, sözleşmede öngörülen ödemeler 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesi gereği geçerliliğini korumaktadır. İlgili mevzuat hükmü ve yukarıda belirtilen açıklamalar gereğince Belediyenin sendika ile 2016 yılında imzaladığı 01.01.2016 – 31.12.2017 tarihlerini kapsayan sözleşmede öngörülen aylık ortalama ödemeler, 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca herhangi bir zam veya güncellemeye tabi tutulmaksızın (önceki sözleşmedeki aylık ortalama ödemeler toplamı, toplu sözleşme tavanından yüksek olduğundan) en fazla bir önceki sözleşmede öngörülen ortalama ödemeler kadar olabilir. Ancak, ilamda belirtildiği üzere yeni imzalanan sözleşmede, bir önceki sözleşmedeki ödeme kalemleri mevzuat hükümlerine aykırı olarak artırılmış ve kamu zararına sebep olunmuştur.”

 

denilmek suretiyle ilam hükmünün TASDİKİNE karar verilmiştir.

 

Dilekçiler temyiz dilekçelerinde belirtilen iddialarının kararda karşılanmadığını ve Anayasa ile çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarını düzenlenmek amacıyla gerek 4688 sayılı Kanun gerekse 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile memur personele sosyal denge sözleşmeleri kapsamında yapılan ödemelerin amacının personelin ekonomik ve sosyal menfaatini muhafaza etmek ve performansını artırmak maksatlı olduğu ve nihai olarak tazminat ödeme tutarında artış oranlarının keyfi olmayıp, T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen TEFE-TÜFE oranlarına göre belirlendiği bu durumun adaletli gelir dağılımının tesisi amaçlı olduğu ve kamu zararına sebebiyet verilmediği gerekçesiyle Karar Düzeltmesi talebinde bulunmaktadırlar.

 

Temyiz aşamasında dilekçilerce;

 

Kamu zararı doğduğu yönünde verilen hükmün, mer'i mevzuat ile hukukun genel ilkeleri ve ilgili sözleşmelerin hatalı yorumlanması nedeniyle hukuka aykırı olduğu,

 

Sözleşmedeki artış oranlarının keyfi olmayıp, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen TEFE-TÜFE oranlarına göre belirlendiği,

 

Kamu zararına konu olan ödemelerin, 15/03/2012 tarihinden önce imzalanan ve yasal takibat yapılması mümkün olmayan bir sözleşmeye dayandığı ifade edilmek suretiyle ilgili ilam hükmünün kaldırılması talep edilmiştir.

 

Temyiz Kurulu Kararının İncelenmesi;

 

Sosyal denge ödeme tutarında yasal tavan tutarın aşılması hususuna ilişkin olarak;

 

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun “Mahalli İdarelerde Sözleşme İmzalanması” başlıklı 32 nci maddesinde “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir…” denilmekle birlikte,

 

Aynı Kanunun Geçici 14 üncü Maddesinde “15/03/2012 tarihinden önce 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi kapsamındaki idareler ile ilgili sendikalar arasında toplu iş sözleşmesi, toplu sözleşme, sosyal denge sözleşmesi ve benzer adlar altında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasına, söz konusu sözleşmelerde öngörülen sürelerin sonuna kadar devam edilebilir. Anılan sözleşmelerin uygulanmasına devam edildiği dönem için 32 nci madde hükümleri çerçevesinde ayrıca sözleşme yapılamaz. Söz konusu sözleşmeleri 31/12/2015 tarihinden önce sona eren veya mevcut sözleşmeleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra karşılıklı olarak feshedilen kapsama dahil idareler, sözleşmelerinin sona eriş veya fesih tarihini izleyen bir ay içinde sözleşmelerin sona erdiği veya feshedildiği tarih ile bu Kanunda öngörülen toplu sözleşme dönemi sonuna kadarki dönemle sınırlı olmak üzere üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri çerçevesinde sözleşme yapabilir. Ancak 32 nci madde uyarınca toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, unvanlar itibarıyla ilgili personele söz konusu sözleşmeler uyarınca yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması halinde; üçüncü fıkra hükümleri dikkate alınmaksızın 32 nci madde hükümleri esas alınarak 31/12/2015 tarihine kadar uygulanabilecek sözleşmelerde bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte uygulanan sözleşme uyarınca unvanlar itibarıyla ilgili personele ödenen ortalama aylık tutar tavan olarak esas alınabilir. Bu şekilde yapılacak ödemeler kazanılmış hak sayılmaz” hükümlerine yer verilmiştir.

 

İlgili düzenleme ile idarelere, yeni yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın, daha önceki sözleşmeler ile sağlanan aylık ödemenin altında kaldığı durumlarda, 31.12.2017 tarihine kadar idarelerin uygulayacakları sözleşmelerde, 11.04.2012 tarihinde uygulanan sözleşmeye göre ödenen ortalama aylık tutarın tavan aylık olarak esas alınabileceği yetkisi verilmiş, sonra yapılan sözleşmedeki tavan tutar; önceki sözleşmede öngörülen ortalama kazançtan daha düşük ise, bu durumda idarelerin, 11.04.2012 tarihinde uygulanan sözleşmeye göre ödenen, ortalama aylık tutarı tavan olarak esas alabilme yetkisi bulunmaktadır.

 

Başka bir deyişle, 31.12.2017 tarihine kadarki dönemde, 11.04.2012 tarihinde uygulanan sözleşmede unvanlar itibariyle ilgili personele ödenen meblağın altında inilmemesi noktasında, personele yapılan önceki ödemeler kadar ödeme yapma konusunda idarelere takdir hakkı tanınmıştır.

 

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde, Yerel Yönetimlerin 11.04.2012 tarihi itibariyle yürürlükte olan sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin sözleşmeleri, 31.12.2017 tarihinden önce sona ermekte ise ve söz konusu sözleşmelerdeki aylık ortalama sosyal denge tazminatı ödemeleri, genel toplu sözleşmede belirtilen tazminat tavanından yüksek ise bu tarihten önce sözleşmenin feshedilmesi halinde, önceki sözleşmedeki ödemelere devam edilebilecektir. Bununla birlikte, sözleşmelerin 31.12.2017 tarihinden önce sona ermesi, karşılıklı olarak feshedilmesi veya hangi şekilde olursa olsun yeni mali hükümler getirilmek suretiyle yenilenmesi veya güncellenmesi halinde, yeni sözleşmede (önceki sözleşmede, toplu sözleşme tavanından daha yüksek ödemeler öngörüldüğü halde) bir önceki sözleşmedeki aylık ortalama ödemelerin artırılması mümkün değildir.

 

Şöyle ki; 4688 Sayılı Kanun’un geçici 14 üncü maddenin birinci fıkrası, 15.03.2012 tarihinden önce akdedilen sözleşmelerin uygulanmasına, sözleşme sürelerinin sonuna kadar devam edileceğine hükmetmiştir. Dolayısıyla Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve 31.12.2015 tarihine kadar geçerli olan sözleşmenin tüm hükümleri sözleşme sonuna kadar güncellemeler dâhil geçerlidir. Ancak maddenin devamında 15.03.2012 tarihinden önce imzalanan sözleşme süreleri sona erdikten sonra maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki (11.04.2012) sözleşme hükümleri değil, sözleşmede yer alan ortalama aylık tutar koruma altına alınmıştır. Yani 11.04.2012 tarihinde yürürlükte olan sözleşmede unvanlar itibariyle personele ödenen ortalama aylık tutar ne ise bir sonraki sözleşmede, önceki sözleşmedeki güncelleme veya zam yapılmasına ilişkin hükümler dikkate alınmaksızın, o tutarın tavan olarak uygulanması zorunluluğu mevcuttur. Bu tutarın her dönem için güncellenerek artırılması durumunda bu tutar ile 4688 Kanununun 32 nci maddesi gereğince imzalanan sözleşmeler için toplu sözleşmelerde öngörülen tavan tutar arsındaki farkın kapanması mümkün olmayacaktır. Bu durum ise sosyal denge sözleşmeleri ile amaçlanan aynı işi yapan kişiler arasında ücret dengesini sağlamak, sosyal barışı sağlamak hususlarına hizmet etmeyecektir.

 

Belediye ile sendika arasında 01.01.2012 tarihinde imzalanan sözleşmenin yürürlük maddesine göre sözleşmenin süresi 01.01.2012 – 31.12.2015 tarihlerini kapsamaktadır. Söz konusu sözleşmede öngörülen ödemelerin aylık ortalaması, toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarın üzerinde olsa bile, sözleşmede öngörülen ödemeler 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesi gereği geçerliliğini korumaktadır. İlgili mevzuat hükmü ve yukarıda belirtilen açıklamalar gereğince Belediyenin sendika ile 2016 yılında imzaladığı 01.01.2016 – 31.12.2017 tarihlerini kapsayan sözleşmede öngörülen aylık ortalama ödemeler, 4688 sayılı Kanunun Geçici 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca herhangi bir zam veya güncellemeye tabi tutulmaksızın (önceki sözleşmedeki aylık ortalama ödemeler toplamı, toplu sözleşme tavanından yüksek olduğundan) en fazla bir önceki sözleşmede öngörülen ortalama ödemeler kadar olabilir. Ancak, ilamda belirtildiği üzere yeni imzalanan sözleşmede, bir önceki sözleşmedeki ödeme kalemleri mevzuat hükümlerine aykırı olarak artırılmış ve kamu zararına sebep olunmuştur.

 

Tavan tutar uygulamasının Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırılık iddiası;

 

Dilekçiler tarafından dilekçelerinde, toplu sözleşmelere sınır getirilmesinin uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilmektedir. Öncelikle, Anayasa normlar hiyerarşisinde kanunlar ve uluslararası sözleşmelerin üzerinde, tek başına en tepede yer almaktadır. Devletin sosyal ve ekonomik alandaki görevlerinin sınırı Anayasa madde 65 ile belirlenmiştir. Anayasanın “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı 65 inci maddesinde: “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler kapsamında yer alan toplu sözleşme hakkı (AY md.53) kapsamında Devletin görevlerinin sınırı kaynağını Anayasa md. 65’ten almaktadır. Bu kapsamda 4688 sayılı Kanunla sosyal denge ödemelerine getirilen tavan tutar düzenlemesinin sınırı Anayasanın 65’inci madde hükmüdür. Kanunla getirilen bu sınır kaynağını Anayasa’dan almaktadır.

 

Dilekçilerce ayrıca Türkiye’nin da taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında –ülkemiz açısından- her belediyenin özerk bir kuruluş olduğu ve kendi bütçe olanakları içerisinde toplu sözleşme yapma olanağına sahip olduğunun ifade edilmişse de bu iddia yerinde görülmemektedir. Usulüne göre uygulamaya konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun hükmünde olmakla birlikte, Anayasa hükümleri kanunların ve uluslararası sözleşmelerin üzerindedir. Konuyla ilgili Anayasa hükümleri şu şekildedir:

 

“İdarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği

 

Madde 123 – İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.

 

İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır.”

 

Buna göre, yerinden yönetim kuruluşları olan belediyeler de kuruluş ve görevleriyle bir bütün olan idarenin kapsamındadır. Belediyeler ayrı kamu tüzel kişilikleri olmakla birlikte, ülke idaresinden tümüyle özerk, bütçesini ve politikalarını belirlerken ülke idaresinden ayrı, kendi başına değildir.

 

İlama konu uygulamayla ilgili olarak, belediyeler sosyal denge tazminatını kanunda bu konuda belirlenmiş koşulları sağlayarak ve kanunda belirlenmiş usule riayet ederek yerine getirmelidirler.

 

Dilekçilerce dilekçelerinde yer verilen kamu zararına konu olan ödemelerin, 15/03/2012 tarihinden önce imzalanan ve yasal takibat yapılması mümkün olmayan bir sözleşmeye dayandırıldığı bu sebeple hükmün hukuka aykırı olduğu iddiasına ilişkin olarak;

 

4688 Sayılı Kanun’un geçici 14 üncü madde ile 15.03.2012 tarihi öncesinde imzalanan sözleşmeler, bu sözleşmeler kapsamında belirlenen sosyal denge ödemelerinin tutarının yeni dönem için belirlenecek tavan tutar bağlamında değerlendirilmek suretiyle dikkate alınacağı, eğer yeni dönem tavan tutarı aşan bir miktar önceki sözleşmede belirlendi ise bu mevcut durumun korunmasına ilişkin 4688 sayılı Kanunun Ek 14. Maddesi ile hüküm altına alınmıştır.

 

İlam hükmünde 15.03.2012 tarih öncesi sözleşme tavan tutar belirlenmesi noktasında dikkate alınmıştır. Daire ilamının ve Temyiz Kurulu Kararı esasına konu edilen sözleşme ise 01/01/2016-31/12/2017 tarihlerini kapsayan sözleşme olup, usul hukukuna ve konu bakımından hukuka aykırı bir husus mevcut değildir.

 

Dilekçiler tarafından (temyiz aşamasındaki ile birebir aynı şekilde yeniden) ileri sürülen iddia ve itirazların tamamının Temyiz Kurulu Kararında karşılandığı ve kararın kanuna aykırı bir yönünün bulunmadığı anlaşıldığından ve ayrıca Kararın düzeltilmesini icap ettiren başka bir husus da ileri sürülmediğinden; (154 Ek İlamın 1. maddesiyle verilen ... TL’lik tazmin hükmünü tasdik eden) söz konusu 13.11.2019 tarihli ve 36827 tutanak sayılı Temyiz Kurulu Kararında (1. maddesinde) KARAR DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA(...’ın karar düzeltilmesine mahal vardır şeklindeki ayrışık görüşüne karşı) oyçokluğuyla,

 

Karar verildiği 03.02.2021 tarih ve 48833 sayılı tutanakta yazılı olmakla iş bu ilam tanzim kılındı.

 

Karşı Oy Gerekçesi;

 

...’ın karşı oy gerekçesi;

 

Karara esas yönünden iştirak edilmekle birlikte sorumluluk yönünden yapılan inceleme neticesinde;

 

İncelemeye esas temyiz kurulu kararına konu daire kararından sosyal denge sözleşmesine istinaden yapılan mevzuata aykırı ödeme neticesinde sebep olunan kamu zararından Belediye Başkanı, Belediye Başkan Yardımcısı ve Harcama Yetkilisi ile Gerçekleştirme Görevlisi konumundaki kişilerin sorumluluğuna hükmedildiği anlaşılmaktadır.

 

Hesap yargısında sorumluluğun yasal çerçevesi şu şekildedir;

 

5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun 8’inci madde hükmü ile her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, yetkili kılınmış mercilere hesap verme zorunluluğu belirtilmekte,

 

Hesap yargısı çerçevesinde sorumluluğun belirlenmesinde ise, 6085 sayılı Kanunun ‘Sorumlular ve sorumluluk halleri’ başlıklı 7’nci madde hükmünde, 5018 sayılı Kanun ve Sayıştay denetimi ile ilgili diğer kanunlarda belirtilen sorumlular ve sorumluluk hallerinin esas alınacağı hükme bağlanmaktadır. 5018 sayılı Kanun’da belirli kamu görevlilerine görev ve yetkiler tanımlanmakta ve ilgili görev ve yetkiler belirli sorumluluklarla ilişkilendirilmektedir. Hesap yargısı konusu olan ‘Kamu zararı’ hususu da bu Kanun’un ‘Kamu Zararı’ başlıklı 71’nci maddesinde, sebep olunan kamu zararından sorumluluk, maddi ve manevi unsuruyla beraber, uygun illiyet bağı aranarak tanımlanmaktadır. Bu düzenleme gereği kamu görevlisi ancak fiili söz konusu manevi unsurları ‘kasıt, kusur, ihmal’ taşıyor ve fiili ile netice arasında illiyet bağı kurulabiliyorsa hesap yargısı bağlamında sorumlu tutulabilecektir.

 

Dolayısıyla, 6085 sayılı Kanun ile sorumluluk halinin belirlenmesi için yönlendirilen 5018 sayılı Kanunda, yetkiden bahsedilirken hemen yanına sorumluluk da iliştirilerek, yetki ve sorumluluk dengesi kurulmaktadır.

 

Bu esaslar çerçevesinde, karar düzeltmeye konu hukuki uyuşmazlık, Belediye Başkanının sorumluluğu yönünden incelendiğinde;

 

Yerel yönetimlerde çalışan kamu personeline hangi usul ve esaslara göre sosyal denge tazminatı ödeneceği 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 32’nci maddesinde, ödenecek tazminatın aylık tutarına ilişkin tavan tutar ise 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15’inci maddesinde belirtilmekte,

 

4688 sayılı Kanunun 04.04.2012 tarih ve 6289 sayılı Kanunla değişik 32’nci maddesinde: “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15’inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir.” hükmü ile sosyal denge sözleşmesinin işveren tarafının imzaya yetkili kişisinin ancak ilgili belediyenin Belediye Başkanı olabileceği ifade edilmekte,

 

4688 sayılı Kanun’un 32’nci madde hükmü yanında, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun ‘Belediye başkanının görev ve yetkileri’ 38’inci maddesinin ‘g' bendinde, “Yetkili organların kararını almak şartıyla sözleşme yapmak...” hükmü ile belediye idaresinin tarafı olduğu sözleşmelerde belediyeyi temsil yetkisi münhasıran belediye başkanına verilmektedir.

 

Tüm bu sebeplerle, Belediye Başkanınca mevzuata aykırı hükmüler içeren bir sözleşme akdedilme işlemi ile bu sözleşme hükümlerine istinaden yapılan ödeme neticesinde kamu zararına sebebiyet verilmekte, fiil ve netice arasında 5018 sayılı Kanunun 71’nci madde hükmü ile 6085 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin 3’üncü bendinde kamu zararı neticesinde sorumluluk tesisi için aranan uygun illiyet bağı mevcuttur. Netice itibariyle, ilgili sözleşme hükümlerine istinaden yapılan ödemeler suretiyle sebep olunan kamu zararından Sözleşmeye işveren tarafı olarak imzalayan Belediye Başkanı’nın sorumlu olacağı açıktır.

 

Harcama Yetkilisi ve Gerçekleştirme Görevlisi bağlamında sorumluluk incelemesi;

 

Harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlilerinin yasal sorumluluk ve yükümlülükleri 5018 sayılı Kanunu’nun 32 ve 33’üncü maddelerinde düzenlenmektedir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde;

 

“Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır. Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, Ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.”,

 

“Giderlerin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde;

 

“Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.” hükümlerine yer verilmektedir.

 

Bu hükümler bağlamında, somut olayda harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin sorumluluğu, ödeme emrine konu ödemeye dayanak olan yürürlükteki Sosyal Denge Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde harcama yapmaktır. 4688 sayılı Kanun ve 5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri mucibince akdedilecek sosyal denge sözleşmesinin içeriğinin düzenlenmesine ilişkin kendilerine sorumluluk yüklenebilecek bir yasal yetki ve görevleri bulunmamaktadır.

 

Netice itibariyle, hukuki uyuşmazlık konusuna esas sosyal denge sözleşmesinin akdedilme aşamasında herhangi bir yetki ve sorumluluğu bulunmayan harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin, sadece ilişkili ödeme emri belgeleri üzerinde imzası bulunması hasebiyle sorumluluğuna hükmedilmesi mümkün değildir. Temyize konu daire kararının sorumluluk yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiğinden Karar düzeltilmesine mahal vardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 157 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor