YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Mevzuata aykırı toplu iş sözleşmesini imzalayan belediye başkanın, ortaya çıkan kamu zararından sorumlu olduğu hk.

Karar Özeti

Bu minvalde, Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve hukuka aykırı nitelik taşıyan sözleşme hükümlerini yerine getiren harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin de kamu zararından sözleşmeyi imzalayan Üst Yönetici (Belediye Başkanı) ile birlikte sorumluluğu bulunmaktadır.

 

Dolayısıyla İlamda oluşan kamu zararı ile ilgili olarak toplu sözleşmeyi imzalayan Üst Yöneticinin yanı sıra bu sözleşme hükümlerini uygulayan birimin Harcama Yetkililerine ve Gerçekleştirme Görevlilerine de sorumluluk yüklendiği görüldüğünden; madde hükmünde sorumluluk ile ilgili bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

Karar

 

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2014    

 

Dairesi  7           

 

Dosya No           42352  

 

Tutanak No        49177  

 

Tutanak Tarihi   3.3.2021            

 

Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar        

 

 

Konu: Mevzuatın Öngördüğü Üst Sınır Aşılarak Sosyal Denge Tazminatı Ödenmesi

 

1-273 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesiyle; … Belediyesi ile ... Sendikası (...) arasında imzalanan ve 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında geçerli olan sosyal denge sözleşmesine istinaden personele mevzuatın öngördüğü aylık tavan tutar aşılmak suretiyle sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu oluşan … TL kamu zararının tazminine karar verilmiştir.

 

…….

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

1-273 sayılı Ek İlamın 1’inci madde hükmü ile; … Belediye Başkanlığı ile ... Sendikası (...) arasında imzalanan ve 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında geçerli olan sosyal denge sözleşmesine istinaden personele mevzuatta belirlenen aylık tavan tutar aşılarak sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu oluşan … TL kamu zararının tazminine karar verilmiştir. Söz konusu tazmin hükmü, Temyiz Kurulunun 24.10.2018 tarih ve 45224 Tutanak (30989 İlam) sayılı Kararının 1’inci maddesi ile tasdik edilmiş olup, sorumlular bu defa karar düzeltilmesi talebinde bulunmuştur.

 

Konunun esası ile ilgili olarak;

 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Toplu İş Sözleşmesi ve Sözleşme Hakkı” başlıklı 53’üncü maddesinde; “…Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, toplu sözleşme hükümlerinin emeklilere yansıtılması, Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.

 

Anayasanın bu hükmüne istinaden mahalli idarelerde çalışan kamu personeline ödenecek sosyal denge tazminatına ilişkin yapılan kanuni düzenlemeler ise şu şekildedir:

 

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye 11.04.2012 tarihinde 6289 sayılı Kanunla eklenen Ek Madde 15’de; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine sosyal denge tazminatı ödenebilir. Sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarı, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında anılan Kanunda öngörülen hükümler çerçevesinde yapılabilecek sözleşmeyle belirlenir.” Denilmiştir.

 

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 6289 sayılı Kanunla değişik 32’nci maddesinin 1’inci fıkrasında ise; “27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında toplu sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilir. Bu sözleşme bu Kanunun uygulanması bakımından toplu sözleşme sayılmaz ve bu kapsamda Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

 

4688 sayılı Kanunun 28-32’nci maddelerine dayanılarak Kamu İşveren Heyeti ile Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti arasında akdedilen ve 2014-2015 yıllarını kapsayan “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2. Dönem Toplu Sözleşme” 14.08.2013 tarih ve 28735 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bahsi geçen Sözleşmenin 4’üncü Bölümünde yer alan “Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme” nin “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1’inci maddesinde; “Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %100’üdür. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.” Denilerek, mahalli idarelerin kadro ve pozisyonlarında çalışan personele ödenecek sosyal denge tazminatının aylık tavan tutarı belirlenmiştir. Bu tutar 2014 yılında aylık brüt 731,48 (9500*0,076998) TL olarak gerçekleşmiş olup, sözleşme gereği yapılacak ödemelerin söz konusu tavan tutarı geçmemesi gerekmektedir.

 

4688 sayılı Kanun’un Geçici 14’üncü maddesinde ise; söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarih olan 11.04.2012 tarihinde geçerli olan toplu iş sözleşmesi ile personele ödenen aylık ortalama tutarın, 2014 yılında geçerli olan sözleşme gereği yapılan ödemelerde tavan tutar olarak esas alınabileceği belirtilmişse de; bu durum; mevzuatta belirlenmiş tavan tutarın, sözleşme gereği yapılmakta olan ortalama aylık ödemenin altında kalması şartına bağlanmıştır. … Belediyesi özelinde yapılan incelemede; mevzuatta belirlenmiş tavan tutarın (731,48 TL), 11.04.2012 tarihinde uygulanan sözleşme uyarınca yapılan ortalama aylık ödeme tutarının altında kalmadığı görüldüğünden, 2014 yılında geçerli olan sözleşme hükümlerinin uygulanmasında 731,48 TL’nin tavan tutar olarak esas alınması gerekmektedir.

 

375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15 inci maddesinde düzenlenen sosyal denge tazminatı ödenmesini sağlamak üzere … Belediyesi ile Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (...) arasında 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasını kapsayan Toplu İş Sözleşmesi imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmenin 21’inci maddesinde çalışanlara sosyal denge yardımı (iyileştirme zammı) olarak her ay net 600,00 TL ödenmesi öngörülmüşken, buna ilave olarak; 22’nci maddesinin a fıkrasında; Aralık ayında net 750,00 TL yılbaşı ikramiyesi, b fıkrasında; “12 İmam Orucu” sonrasında net 150,00 TL aşure yardımı, 23’üncü maddesinde; net 1.200,00 TL evlenme yardımı, 24’üncü maddesinde de; değişik şekillerde belirlenen net tutarlarda ölüm yardımı, ödenmesi öngörülmüştür.

 

273 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesine ilişkin yapılan incelemede; … Belediyesi tarafından 2014 yılında personele yasal üst sınırın (en yüksek devlet memuru aylığının ek gösterge dahil %100’ü tutarında) üstünde sosyal denge tazminatı ödendiği görülmüştür.

 

Ancak 4688 sayılı Kanunun 32 ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek 15 inci maddesi ile getirilen tavan tutar, Belediyelerde sosyal denge sözleşmesi kapsamında yapılan tüm ödemeleri kapsamakta olup, sözleşme gereği belediye personeline her ne ad altında olursa olsun (iyileştirme zammı, yılbaşı ikramiyesi, aşure yardımı, evlenme yardımı, ölüm yardımı) yapılan aylık ödemelerin toplamı bu tavan tutarı aşmaması gerekmektedir. Her ne kadar bahsi geçen sözleşmenin 22, 23 ve 24’üncü maddelerinde sayılan ödemeler sosyal denge tazminatı olarak isimlendirilmemiş ise de; esas itibariyle bu ödemeler, 4688 sayılı Kanunun 32 ve 375 sayılı KHK’nın Ek 15 inci maddeleri gereğince belediyelere sadece sosyal denge tazminatı ödenmesine yetki ve izin veren yasal düzenlemeler kapsamında yapılan ödeme mahiyetinde olup, ödemenin adının farklılaştırılması ödemenin mahiyetini değiştirmemektedir. Bir başka deyişle, 4688 sayılı Kanunun 32 ve 375 sayılı KHK’nın Ek 15 inci maddeleri; memurlara sadece sosyal denge tazminatı ödenmesine izin veren sözleşme düzenlenmesine münhasır olup başkaca mali hak sağlanmasına imkân tanımamaktadır. Aksi takdirde bahsi geçen yasal düzenlemelerle getirilen sınırlamanın bir anlamı kalmayacak olup, ödemenin adı değiştirilerek tavan tutar sınırsız bir şekilde aşılabilecektir ki, söz konusu yasal düzenlemeler ile öngörülen amacın da bu olmadığı gayet açıktır. Bu itibarla, bahsi geçen tavan tutar, sosyal denge sözleşmesi kapsamında yapılan tüm ödemeler için geçerlidir.

 

Sorumluların itirazlarında; Anayasa’nın 90’ıncı maddesine ve ilgili ILO sözleşmelerine atıf yaparak, sendikal örgütlülüğün ayrılmaz bir parçası olan toplu iş sözleşmesi hakkının kullanımına yönelik kısıtlama getiren kanun hükümlerinin, ILO sözleşmelerine ve bu sözleşmelere dayalı olarak verilen ILO denetim organları kararlarına aykırı olduğu, milletlerarası sözleşmelerle güvence altına alınan haklar konusunda, iç hukuktaki hükümlerin uygulanmasının Anayasaya aykırı olduğu ifade edilmiş ise de;

 

Anayasa; normlar hiyerarşisinde kanunlar ve uluslararası sözleşmelerin üzerinde, tek başına en tepede yer almakta olup, Devletin sosyal ve ekonomik alandaki görevlerinin sınırı Anayasada 65’inci madde hükmü ile belirlenmiştir. Anayasanın “Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları” başlıklı söz konusu maddesinde: “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.” Denilmiştir. Buna göre sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler kapsamında yer alan toplu sözleşme hakkı (AY md.53) kapsamında Devletin görevlerinin sınırı, Anayasanın 65’inci maddesi ile belirlenmiş olup, 4688 sayılı Kanunla sosyal denge ödemelerine getirilen tavan tutar uygulaması da kaynağını buradan almaktadır. Bu anlamda toplu sözleşme hakkı sınırsız bir hak gibi düşünülemeyeceğinden, Anayasa hükmü gereği Kanunla getirilen tavan tutar uygulamasının uluslararası antlaşmalara ve dolayısıyla da Anayasaya aykırı olduğu söylenemez.

 

Hülasa, … Belediye Başkanlığı ile ... Sendikası (...) arasında imzalanan ve 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında geçerli olan toplu iş sözleşmesine istinaden mevzuatta öngörülmüş tavan tutar aşılarak personele sosyal denge tazminatı ödenmesi sonucu 5018 sayılı Kanun’un 71(g)’inci maddesi uyarınca … TL tutarında kamu zararına sebebiyet verildiği anlaşılmıştır.

 

Sorumlulukla ilgili olarak;

 

İlamda, “üst yönetici (Belediye Başkanı), harcama yetkilisi ve gerçekleştirme görevlisi” kamu zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Bu husus Temyiz Kurulunca da tasdik edilmesine rağmen, sorumlular tarafından temyiz aşamasında sunulan aynı gerekçelerle Belediye Başkanı ile harcama yetkilisinin sorumluluğuna bir kez daha itiraz edilmiştir.

 

İtiraz dilekçelerinde; Üst Yönetici (Belediye Başkanı) açısından; Belediye başkanının 5393 sayılı Kanunun 38’inci maddesine göre bütçeyi uygulamakla görevli olduğu, ayrıca belediye başkanının, 5018 sayılı Kanunun 11’inci maddesine göre görevlerini yerine getirilmesinden sadece meclislerine karşı sorumlu olduğu, bu yüzden kendisine sorumluluk yüklenemeyeceği,

 

Harcama Yetkilisi açısından ise; harcama yetkilisinin sorumluluğunun, 5393 sayılı Kanununun 63’üncü maddesine göre bütçe ile kendisine tahsis edilen ödenek ile sınırlı olduğu, üst yöneticinin sevk ve idaresinin dışına çıkamayacağı, Belediye Başkanının teklifi ve Belediye Meclisinin onayı ile imzalanan sözleşmeye istinaden bütçeye konulmuş bir ödeneğin kullanımı ile ilgili olarak harcama yetkilisinin mevzuata aykırı davranışı belirtilmeden harcama yetkilisine sorumluluk yüklenemeyeceği, belirtilmiştir.

 

Ancak 5018 sayılı Kanunun “Üst yöneticiler” başlıklı 11 inci maddesinde:

 

“…. belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir.

 

Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden …; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.

 

Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler.” Denilmektedir.

 

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 37’inci maddesinde; Belediye başkanının, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğu belirtilmiş olup, aynı Kanunun 38’inci maddesinde; Belediye Başkanı, Belediye bütçesinin hazırlanmasından sorumlu tutularak, 61’inci maddesinde; Belediye başkanı ve harcama yetkisi verilen diğer görevlilerin, bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumlu oldukları ifade edilmiştir.

 

Bu hükümlere göre Belediye başkanı, Belediye bütçesinin stratejik amaçlar doğrultusunda hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan ve 5018 sayılı Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden meclislerine karşı idari ve siyasi yönden sorumlu tutulmuşlardır. Dolayısıyla verdiği karar ve talimatlar, doğrudan iş ve işlem sürecine dayanak oluşturmadığı sürece, üst yönetici olan belediye başkanının sorumluluğu idari/siyasi nitelikli olup, mali sorumluluğu bulunmamaktadır.

 

Ancak burada yapılan ödeme, 4688 sayılı Kanun’un 32’nci maddesi gereği doğrudan Belediye Başkanınca imzalanan toplu iş sözleşmesine dayandığından ortaya çıkan kamu zararından Belediye Başkanının mali sorumluğu bulunmaktadır.

 

Bununla birlikte; tavan tutarı aşan miktarda sosyal denge tazminatı ödenmesi ile ilgili olarak harcama yetkilileri ile gerçekleştirme görevlilerinin de sorumluluğa iştiraki bulunmaktadır.

 

Şöyle ki; 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Harcama Talimatı ve Sorumluluk” başlıklı 32’nci maddesinde; “Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak işin konusu ve tutarı, süresi, kullanılabilir ödeneği, gerçekleştirme usulü ile gerçekleştirmeyle görevli olanlara ilişkin bilgiler yer alır. Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve yönetmelikler ile diğer mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından ve bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken diğer işlemlerden sorumludur.”, denilmiş olup, yine 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 61’inci maddesinde; “Belediye başkanı ve harcama yetkilileri, bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumlu tutulmuştur.

 

5018 sayılı Kanunun “Giderlerin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde ise; “Bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekir. Giderlerin gerçekleştirilmesi; harcama yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanır. Gerçekleştirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; işin yaptırılması, mal veya hizmetin alınması, teslim almaya ilişkin işlemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler.” Denilmektedir.

 

Yine, aynı Kanunun 55 ve devamı maddelerinde kamu idarelerinin iç kontrol sistemlerini oluşturmaları öngörülmüş ve bu çerçevede harcama birimlerinin yapılan mali işlemler üzerinde gerçekleştirecekleri kontroller açıklanmış olup, harcama birimlerinin işlemlerin gerçekleştirilmesi aşamasında asgari yapmaları gereken kontroller, malî hizmetler birimi tarafından ön malî kontrole tâbi tutulacak malî karar ve işlemlerin usul ve esasları ile ön malî kontrole ilişkin standart ve yöntemlerin Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirleneceği hükme bağlanmıştır.

 

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esasların 10’uncu maddesinde ön mali kontrol görevinin harcama birimleri tarafından da yerine getirileceği belirtilerek, gelir, gider, varlık ve yükümlülüklere ilişkin mali karar ve işlemlerin, harcama birimleri tarafından mali mevzuat hükümlerine uygunluk yönüyle kontrol edileceği, aynı Usul ve Esasların 12’nci maddesinde de harcama birimlerinde süreç kontrolünün nasıl yapılacağı belirtilerek, mali işlemlerin yürütülmesinde görev alanların yapacakları işlemden önceki işlemleri de kontrol edecekleri, ödeme emrini düzenlemekle görevlendirilen gerçekleştirme görevlilerinin de ödeme emri belgesi ve eki belgeler üzerinde bu şekilde ön mali kontrol işlemini yapacakları belirtilmektedir.

 

Sayıştay Genel Kurulu’nun 14.06.2007/5189-1 sayılı Kararının “sorumlular” başlıklı 3’üncü bölümünde ise, harcama yetkililerinin ve gerçekleştirme görevlilerinin sorumlulukları açıklanmış olup; ödeme emri belgesini düzenlemekle görevlendirilmiş gerçekleştirme görevlilerinin düzenlediği belge ile birlikte harcama sürecindeki diğer belgelerin doğruluğundan ve mevzuata uygunluğundan harcama yetkilisi ile birlikte sorumlu tutulması gerektiği ifade edilmiştir.

 

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden; harcama yetkililerinin, harcama talimatının kanun ve diğer mevzuata uygun olmasından ve kendilerine tahsis edilen bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde kullanılmasından açıkça sorumlu tutulduğu, bununla birlikte; harcamanın gerçekleşmesinde görev alanların süreç kontrolü çerçevesinde yaptıkları işlemden önceki işlemleri de mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığı yönüyle ön mali kontrole tabi tutarak kontrol etmekten sorumlu olduğu, anlaşılmaktadır.

 

Dolayısıyla 5018 sayılı Kanun hükümleri ve yukarıda belirtilen Sayıştay Genel Kurul Kararı uyarınca, harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri, giderin gerçekleştirilmesi ve harcamanın yapılması süreçlerinde, mevzuata uygunluk açısından kontrolleri sağlamakla yükümlüdürler. Yapılacak harcama, nitelik itibariyle hukuka aykırılık teşkil ediyorsa, söz konusu işlemleri yapmaktan kaçınmak durumundadırlar.

 

Bu minvalde, Belediye ile Sendika arasında imzalanan ve hukuka aykırı nitelik taşıyan sözleşme hükümlerini yerine getiren harcama yetkilileri ve gerçekleştirme görevlilerinin de kamu zararından sözleşmeyi imzalayan Üst Yönetici (Belediye Başkanı) ile birlikte sorumluluğu bulunmaktadır.

 

Dolayısıyla İlamda oluşan kamu zararı ile ilgili olarak toplu sözleşmeyi imzalayan Üst Yöneticinin yanı sıra bu sözleşme hükümlerini uygulayan birimin Harcama Yetkililerine ve Gerçekleştirme Görevlilerine de sorumluluk yüklendiği görüldüğünden; madde hükmünde sorumluluk ile ilgili bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

 

Sonuç olarak; sorumluların karar düzeltilmesine ilişkin talebi yerinde görülmeyerek, ortada karar düzeltilmesini icap ettiren bir husus bulunmadığı anlaşıldığından, 273 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesinin tasdikine ilişkin Temyiz Kurulunca verilmiş 24.10.2018 tarih ve 45224 Tutanak (30989 İlam) sayılı Kararın 1’inci maddesinin DÜZELTİLMESİNE MAHAL OLMADIĞINA, (…Daire Başkanı … ile Üye …, Üye …, Üye … ve Üye …’ın aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,

 

Karar verildiği 03.03.2021 tarih ve 49177 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

 

 

Karşı Oy Gerekçesi/Azınlık Görüşü

 

… Daire Başkanı … ile Üye …, Üye …, Üye … ve Üye …’ın azınlık görüşü:

 

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun “Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması” başlıklı 32’nci maddesinde, 375 sayılı KHK’nın Ek 15 inci maddesi hükümleri çerçevesinde, belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince sosyal denge tazminatının ödenmesine karar verilmesi halinde, toplu sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın temsilcisi ile belediye başkanı arasında sözleşme yapılabileceği belirtilmiş olup, bu çerçevede 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde … Belediyesini temsilen Belediye Başkanı ile Sendika yetkilileri arasında Toplu İş Sözleşmesi imzalanarak ilgili personelin mali hakları düzenlenmiş ve ödemelerde bulunulmuştur.

 

4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesi, belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince sosyal denge tazminatının ödenmesine karar verilmesi halinde söz konusu sosyal denge tazminatının ödenmesini ön gören sözleşmenin imzalanması için Belediye Başkanına yetki vermektedir. Şu halde sosyal denge tazminatının ödenebilmesi için;

 

a)Belediye Başkanının bu yönde bir teklifinin olması,

 

b)Belediye meclisince sosyal denge tazminatının ödenmesine karar verilmesi,

 

c)Belediye Başkanı tarafından, çerçevesi yine yasalarla çizilmiş olan sosyal denge tazminatının ödenmesi için gerekli sözleşmenin imzalanmış olması,

 

gerekmektedir.

 

Bu durumda, 4688 sayılı Kanunun 32’nci maddesi, Belediye Başkanını bahsi geçen sözleşmenin yapılabilmesi konusunda yetkilendirmekte ancak sözleşme Belediye Başkanı tarafından imzalanmak suretiyle hukuken geçerlilik kazanmaktadır. Diğer bir ifade ile sosyal denge tazminatının ödenmesi konusunda taraflara hak ve borçlar yükleyen hukuki işlem Belediye Başkanı ile yetkili sendika temsilcisi tarafından imzalanan sözleşme olmaktadır. Sözleşme kapsamında bulunan personele ödenecek sosyal denge tazminatının talep temelini işte bu sözleme oluşturmaktadır. Sözleşmenin içeriğinin yasal çerçeve sınırlarında kalıp kalmadığının gözetilmesi de bu bağlamda sözleşmeyi belediye adına imzalayan belediye başkanının yetki ve sorumluluğunda bulunmaktadır.

 

5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesine göre kamu zararı, kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda meydana gelmektedir. Uyuşmazlık konusu olayda, ilgililere yapılan sosyal denge tazminatı ödemesinde, bu tazminat için yasalarla belirlenen tavan tutarın aşılması nedeniyle bir kamu zararına sebebiyet verilmiş olması söz konusudur. Ancak bu eylem Belediye başkanı tarafından imzalanan sözleşme ile nedeniyle gerçekleşmiştir. Dolayısıyla sözleşmenin Belediye Başkanı tarafından imzalanarak sözleşmeye hukuken geçerlilik kazandırılması, bu sözleşmeye dayanılarak yapılan ödemelere ait belgeleri imzalayan Harcama Yetkilileri ve Gerçekleştirme Görevlilerinin eylemleri ile kamu zararının oluşması sonucu arasındaki illiyet bağını kesmektedir. Zira bahsi geçen sorumluların ödemeye dayanak teşkil eden sözleşmenin hukuken geçerlilik kazanmasında bir dahli mevcut değildir.

 

Açıklanan nedenlerle, söz konusu kamu zararından sözleşmeyi imzalayan Belediye Başkanının tek başına sorumlu tutulması gerekmekte olup Harcama Yetkilisi ve Gerçekleştirme Görevlisinin 5018 ve 6085 sayılı Kanunlarla belirlenen sorumluluğu bulunmamaktadır.

 

Bu itibarla, sadece Belediye Başkanına sözleşmeyi imzalamasından ötürü sorumluluk yüklenmesini teminen, 273 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesinin tasdikine ilişkin Temyiz Kurulunca verilmiş 24.10.2018 tarih ve 45224 Tutanak (30989 İlam) sayılı Kararın 1’inci maddesi düzeltilerek, İlam maddesinin sorumluluk yönünden bozulmasına ve yeniden hüküm tesisi için Dairesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 179 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor