Yapılan incelemede, söz konusu sorumlunun temyiz dilekçesini imzasız olarak gönderdiği anlaşılmıştır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre temyiz talebinin imzalı dilekçe ile yapılması gerekmekte; aksi takdirde talebin reddedileceği belirtilmektedir.
Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2016
Dairesi 6
Dosya No 47532
Tutanak No 49681
Tutanak Tarihi 9.6.2021
Kararın Konusu Personel Mevzuatı ile İlgili Kararlar
Konu: yemek yardımı
Sorumlulardan ..., 212 sayılı Ek İlamın 1. Maddesi ile verilen hükme itiraz etmekte ise de;
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Kanun yollarına başvurma” başlıklı 54. maddesinde;
“Temyiz, yargılamanın iadesi ve karar düzeltilmesi talepleri, Sayıştay Başkanlığına hitaben yazılmış imzalı dilekçe ile yapılır. Dilekçeler Sayıştay Başkanlığına verilir veya gönderilir. İlgililer isterlerse evrakın alındığına dair kendilerine bir alındı verilir.
(2) Dilekçelerde aşağıdaki hususlar bulunur:
a) Başvuruda bulunan kişinin ve varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin adı, soyadı, unvanı ve adresi.
b) İlamın tarihi, numarası.
c) İlgili hesabın adı ve yılı.
ç) Başvurunun konusu.
d) Hangi kanun yoluna başvurulduğu ve başvurunun hukuki sebepleri.
e) Varsa duruşma talebi.
(3) Dilekçelere ilgililer tarafından itirazlarını ispat edecek belgeler eklenir. Dilekçeler ve bunlara ekli belgelerin örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla olur.
(4) Dilekçelerin yukarıda belirtilen hususları ihtiva etmediğine, ilgisine göre Temyiz Kurulu veya dairece karar verilirse, eksikliklerin on beş gün içinde tamamlatılması dilekçe sahibine tebliğ olunur. Bu süre içinde eksiklikler tamamlanmazsa, ilgisine göre Temyiz Kurulunca veya dairece başvurunun reddine karar verilir. Şu kadar ki, başvuru sahibinin kimliğini, imzasını, başvuru konusu ilam hükmünü ve hangi kanun yoluna hangi sebeple başvurulduğunu yeteri kadar belli edecek kayıtları ihtiva eden dilekçeler, diğer hususlar gösterilmemiş olsa bile kabul edilir.” Hükmü bulunmaktadır.
Yapılan incelemede, söz konusu sorumlunun temyiz dilekçesini imzasız olarak gönderdiği anlaşılmıştır. Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine göre temyiz talebinin imzalı dilekçe ile yapılması gerekmekte; aksi takdirde talebin reddedileceği belirtilmektedir.
Bu itibarla, adı geçen kişi için temyiz talebinin REDDİNE, oybirliği ile,
1-119 sayılı İlamın 1. Maddesi ile tazminine hükmolunan ... TL ile ilgili olarak, 08.05.2019 tarih ve 46210 sayılı Temyiz Kurulu Kararının 1. Maddesi ile;
“… Para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması ile ilgili idare işlemi, Yiyecek Yardımı Yönetmeliği ve Kamu İhale Kanunu’na aykırı olduğundan, bu işlem neticesi yapılan ödemelerin tamamı, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme mahiyetindedir. Bu nedenle yemek ihalesi için yapılan ödemelerden, yemek yiyen personelden kesilen miktar düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı kamu zararı niteliğindedir.
Bu itibarla, 119 sayılı İlamın 1. maddesiyle verilen tazmin hükmünün BOZULARAK, yukarıda belirtilen hususların yeniden değerlendirilmesini teminen, DAİRESİNE TEVDİİNE,” oyçokluğu ile karar verilmesi üzerine, Dairesi ilk kararında direnerek,
212 sayılı İlamın 1. maddesi ile, belediye tarafından yapılan yemek yardımında, Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesine göre memurlardan yemek maliyetinin yarısı alınması gerekirken yalnızca Bütçe Uygulama Talimatında yer alan asgari tutarların kesilmesi nedeniyle ... TL’ye tekrardan tazmin hükmü verilmiştir.
Gerçekleştirme görevlisi olarak sorumlu tutulan … ile …, …, …, …, … ile … ortak temyiz dilekçelerinde;
Yiyecek yardımının, 657 sayılı Kanunun 212‘nci maddesine dayanılarak 1986 yılında çıkarılan ‘Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği hükümlerine göre yapıldığını, ilgili yönetmeliğin değişmeden önceki Yardım Şekli başlıklı 3’üncü maddesinde "Yiyecek yardımı yemek verme şeklinde yapılır. Bu yardım karşılığında nakden bir ödemede bulunulmaz. ” hükmüne yer verildiğini,
İlgili Yönetmeliğin, 3’üncü maddesinin Sayıştay’ın görüşü alınarak; “Yiyecek yardımı sadece yemek verme şeklinde yapılır. Bu yardım nakden veya kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme aracı verilmek suretiyle yapılamaz.” şeklinde değiştirilerek 10.02.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiğini,
İlgili Yönetmeliğin değişmeden önceki halinde kupon, kart, fış gibi uygulamaların yemek vermek üzere kullanılamayacağının ilgili maddeden kesin olarak çıkarılabilen bir husus olmayıp yoruma açık bir durumun söz konusu olduğunu, bunun en temel sonucu olarak da birçok kamu kurumunun bu madde de yer alan yemek verme işini farklı çözümler üreterek yerine getirdiğini, Sayıştay daire kararları ve Temyiz Kurulu kararlarının birçoğundan çıkan sonuçlarda da uygulama birliği bulunmaması ve farklı sonuçların çıkmasının da bunun göstergesi olduğunu, 10.02.2018 tarihinde yapılan değişiklikle madde hükmünün açıklığa kavuştuğunu, o tarihten sonra kart, kupon, fış gibi uygulamalar konusunda maddeye açıklık getirildiğini,
Yönetmeliğin değişmeden önceki halinde nakden ödeme yapılamayacağı kesin olmakla beraber yemek yeme hizmetinin ifası için verilen kartın nakit yerine geçtiği veya bu yöntemle yemek verilemeyeceğinin ilgili madde hükmünden çıkarılabilir bir durum olmadığını, eğer bu sonuç ilgili maddeden anlaşılmış olsaydı maddenin detaylandırılmasına gerek kalmadan aynı sonuca herkesin ulaşabileceğini,
Ayrıca yemek yeme hizmeti için ihaleyi alan firmanın vermiş olduğu kartın, nakit yerine geçen bir vasıta olmayıp dönem içerisinde kimin ne kadar yemek yediğini sayma fonksiyonunu yerine getirdiğini, bu sayma işlemi neticesinde ay içerisinde yenilen yemek adeti kadar kesilen fatura tutarının ödendiğini, netice olarak ilgili kartın nakite dönüşebilecek bir fonksiyonu olmayıp içine yemek yeme bedeli olarak yüklenen tutarın yemek yeme işlemini gerçekleştirmek için yapıldığını, nakdi ifade eden bir fonksiyonu olsaydı nakitle yapılabilecek tüm işlemleri yapabilmesi gerektiğini, 2016 yılında verilen yemek hizmeti için 2018 yılında değişen yönetmelik maddelerine göre değil, yönetmeliğin o gün ifade ettiği mana üzerinden hüküm kurularak karar verilmesinin yerinde olacağını,
Yönetmeliğin Yardımın Şartları başlıklı 5’inci maddesinde ise “Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı olarak konulan ödenek, memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödenir. Yemek servisi, yiyecek yardımından faydalanabilecek personel sayısının asgari 50 olması ve yemekhane için elverişli yer bulunması şartıyla atamaya yetkili amirin onayı ile kurulabilir. ” ibarelerinin yer aldığını,
Yönetmeliğin ilgili hükmünden de anlaşılacağı üzere yiyecek yardımının yemek verme şeklinde yapılabilmesi için yemekhanenin kurulmuş olması gerektiğini, Belediyenin hizmet alanı itibariyle 40’dan fazla yerde idari hizmet binalarının bulunması, hizmet binalarının şehre daha iyi hizmet sunabilmek için birbirinden farklı bölgelerde yer alması ve bu şartlarda 40 adetin üzerinde yemekhanenin kurulmasının; taşınmaz amortismanı, işçilik, malzeme maliyetleri, taşıma maliyetleri, demirbaş maliyetleri, elektrik su doğalgaz gibi değişken maliyetler düşünüldüğünde yemek hizmeti için ödenen tutarın yemekhane kurmak için katlanılacak maliyetin kat be kat altında olacağını, (EK-1)
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun 71. maddesinde Kamu zararının; "Mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır "şeklinde tanımlandığını, burada yer alan tarife göre kamu zararının oluşması için 1) mevzuata aykırı karar, işlem veya ihmalin söz konusu olması, 2) kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması unsurlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiğini; yapılan yemek ihalesinde kamu kaynağının etkin, verimli kullanılmasının amaçlandığı ayrıca tek bir yemekhane açılsa bile idarenin diğer birimlerinde çalışanların yemek hizmeti alması için taşınması gerekeceği bunun da ilave maliyet olacağı, memurların bir kısmına bu hizmetin verilip bir kısmına verilmemesinin ise sosyal adalet ilkesi ile bağdaşmayacağını,
Ayrıca yemekhane kurmak için gerekli olan taşınmazların; ya belediye mülkiyetinde bulunanların kullanılması ya da mülkiyetteki taşınmazların yetersiz olması durumunda ise kiralanması suretiyle sağlanacağını, Belediye mülkiyetinde bulunan taşınmazların yemekhane olarak kullanılması demek aynı taşınmazların kamu hizmeti için kullanılamaması ya da aynı taşınmazların sadece yemekhane hizmetine tahsisi ise günde birkaç saatlik verilecek bir hizmet için taşınmazın kira getirisinden vazgeçilmesi anlamına geleceğini,
Yemekhane açarak yemek hizmeti vermenin maliyeti sadece; malzeme, işçilik, amortisman, su, elektrik gibi giderler değil aynı zamanda ilgili taşınmazın getireceği kirayı elde edememek gibi alternatif maliyetinin bulunduğunu, bu durumun bir ya da iki taşınmaz için katlanılabilir maliyet olabileceğini, ama çok sayıda taşınmazın bu şekildeki maliyetinin, yemek maliyetini ciddi boyutlara taşıyacağını,
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 5’inci maddesinin (g) bendinde; “Kamu idarelerinin mal ve hizmet üretimi ile ihtiyaçlarının karşılanmasında, ekonomik veya sosyal verimlilik ilkelerine uygun olarak maliyet-fayda veya maliyet-etkinlik ile gerekli görülen diğer ekonomik ve sosyal analizlerin yapılması esastır.” Denildiğini, ayrıca tüm kamu mali yönetiminde temel amacın; kamu kaynağının etkili, verimli ve ekonomik olarak en uygun şekilde kullanılmasının esas olduğunu,
Bu düşünceden hareketle bu binalarda görev yapan 657 sayılı Yasaya tabi personele çağın gereklerine uygun, daha sağlıklı bir ortamda yemek yemelerinin sağlanması amacıyla, yemek hizmeti alım ihalesine çıkılmış olup, ilgili ihalenin; şehir merkezinde birden çok lokanta ile anlaşması bulunan ... ...r A.Ş tarafından alındığını,
Yüklenici firma tarafından kurumda görev yapan memurlara anlaşmalı olduğu yerlerden yemek hizmeti alabilmeleri amacıyla (Ticket-...) kart dağıtıldığını, bu kartlarla memurların öğle yemeği hizmeti aldıklarını, firmanın bu yemek hizmeti karşılığında her ay sonunda yemek hazırlama ve dağıtım hizmeti bedelini idareye fatura ettiğini ve bu bedellerin firmaya ödendiğini, bu ödemelerin kartla memura nakdi yardım olarak değil, firmaya vermiş olduğu hizmet bedelinin karşılığı olarak yapıldığını, memurların da kartlarla sadece yüklenici firmanın anlaşmalı olduğu lokantalarda yemek hizmeti aldıklarını, yani Belediyenin fiili imkânsızlıkları dolayısıyla yapamadığı yemek hazırlama ve dağıtım işini 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4’üncü maddesi gereğince, yüklenici firma eliyle yapıldığını,
Yönetmeliğin Yemek Servisi Giderleri başlıklı 4. maddesinde yer alan, “Yiyecek yardımının gerektirdiği giderler, yemek maliyetinin yarısını aşmamak üzere bu yönetmelik kapsamına dâhil memur adedine göre kurum bütçelerine konulacak ödeneklerle karşılanır. Yemek bedelinin bütçeden karşılanmayan kısmı yemek yiyenlerden alınır” ifadesi gereğince 2016 yılı için ... Belediyesi olarak bu bedelin yarısının Yönetmelik hükümlerine göre karşılanabilmesi için … TL ödenek ayrıldığını, yani yapılan ihale yemek maliyetinin tamamı için değil kurum tarafından karşılanması öngörülen yarısı için yapıldığını, kalan yarısını memur personelin kendisi karşılayarak bu hizmeti aldığını,
Ayrılan bu ödeneğin … TL’si harcanmış olup; … TL ödenek imha edildiğini ve bütçeye yemek hizmeti alımı için konulan ödenek miktarının aşılmadığını, yemek yiyenlerden alınması gereken tutar konusunda Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce yayımlanan 2 sayılı Bütçe Uygulama Talimatı uyarınca kesilmesi gereken tutarların da ilgili personellerin maaşlarından kesilerek yılsonunda belediye bütçesine gelir olarak kaydedildiğini,
Sonuç olarak;
1. Yönetmeliğin ilgili maddelerinin değişmeden önce farklı yorumlara sebebiyet verebilecek anlamlar içerdiği ve yargılamanın 2018 değişikliğinden önceki duruma göre yapılmasının isabetli olacağı;
2. Sayıştay Temyiz Kurulunun 11.12.2007 tarih ve 29763 nolu kararı ile 25.12.2012 35990 sayılı kararları gibi birçok kararlarında aynı duruma ilişkin tazmin hükmünün kaldırılmasına ilişkin durumların varlığı;
3. 2016 yılı bütçesine konulan memur öğle yemeği hizmet alımı ödeneğinin, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliği’ne uygun olarak konulduğu ve ayrılmış olan ödeneğin aşılmadığı, bütçe uygulama yönetmeliği çerçevesinde ek göstergeye göre kesilmesi gereken asgari yemek kesintilerin yemek yiyenlerin maaşlarından kesilerek kurum bütçesine gelir kaydedildiği;
4. Yapılan yemek hizmet alım ihalesinin 4734 sayılı Kamu İhale mevzuatına uygun olduğu; bu ihaledeki esas amacın “Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği” hükümlerinin yerine getirilmesi olduğu, yapılan ihale karşılığında yüklenici firmaya ödenen tutarlar, öğle yemeği hizmeti alma bedeli karşılığı olup, memur personele herhangi bir nakdi ödemeyi içermediği, Yemek verme ihalesiyle amacın nakit vermek değil yemek verme hizmetini uygun şartlarda daha etkin ve ekonomik yerine getirmek olduğu;
5. Tüm kamu harcamalarının kamu hizmetini uygun şartlarda etkili, verimli, ekonomik yerine getirmek olduğu yapılan ihale ile amaçlananın memur yemeği gibi sosyal bir hizmetin uygun koşullarda ve daha ekonomik yerine getirilmesinin amaçlandığı,
6. Firmaya yapılan ve idarece ödenen kısımda Yiyecek Yardım Yönetmeliğinin 9. maddesinde belirtilen giderlerinde bulunduğu eğer ihale olmasa ilgili maddedeki giderlerin daha fazla maliyete yol açacağı;
7. Yönetmeliğin Yardımın Şartları başlıklı 5’inci maddesinde belirtilen hususlardan yemekhane için elverişli yer bulunması şartı oluşmadığı, sadece uygun koşulları bulunan yerlerde yemekhane açmanın da sosyal adaleti zedeleyeceği;
8. 20.07.2020 tarih ve Sayıştay …’ıncı dairesinin ek ilamında da 5 üye ile toplanan 6’ıncı daireden 2 üyenin ve savcı görüşünün tazmin hükmünün kaldırılması yönünde olması da savunlarının haklı temellere dayandığının göstergesi olduğu hususları da göz önüne alınarak;
... Belediyesinde görevli memur ve sözleşmelilere yapılan yemek verme ihalesinde Kamu zararının oluşmadığı yönündeki savunmalarının yukarıda yer alan tüm nedenlerin bir arada değerlendirilerek kabul edilmesini ve Sayıştay 6’ıncı Dairesi tarafından verilen kamu zararı hükmünün kaldırılması talep etmişlerdir.
Başsavcılık mütalaasında;
“... Belediyesi 2016 yılı hesabının … ncı Dairede yapılan yargılaması sonucu çıkarılan 01.02.2018 tarih ve 521 Karar nolu 119 sayılı ilamın 1, 2 ve 3 üncü maddelerine verilen tazmin hükümlerine karşı sorumlular tarafından Sayıştay Temyiz Kuruluna yapılan temyiz başvurusu üzerine anılan Kurulca verilen 08.05.2019 tarih ve 46210 tutanak no.lu Karar üzerine ilgili Daire tarafından 10.03.2020 tarihli Karar ve 212 sayılı İlam Temyiz Kurulunun Kararı doğrultusunda tazmin tutarı yeniden belirlenerek tazmine hükmetmişti. Bunun üzerine … ve Altı (6) Arkadaşının Temyiz Talebi ilgi yazı ile Savcılığımıza intikal ettirilen dilekçesi incelendi.
Dilekçede 1, 2 ve 3'üncü maddeleri ile ilgili özetle; Yemek hizmeti için ihaleyi alan firmanın vermiş olduğu kartın nakit yerine geçen bir vasıta olmadığı, dönem içerisinde kimin ne kadar yemek yediğini sayma fonksiyonu yerine getiren bir araç olduğu, bu sayma işlemi neticesinde ay içerisinde yenilen yemek adeti kadar kesilen fatura tutarının yükleniciye ödendiğini, netice olarak ilgili kartın nakite dönüşebilecek bir fonksiyonu olmayıp içine yemek yeme bedeli olarak yüklenen tutarın yemek yeme işlemini gerçekleştirmek için yapıldığı ve Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğinin 2018 yılında yapılan değişikliğini esas alarak 2016 yılında gerçekleştirilmiş ihale hakkında tazmine hükmedilmemesi gerektiği belirtilerek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmektedirler.
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; 2. Dairenin 10.03.2020 tarihli Karar ve 212 sayılı İlamın 1, 2 ve 3 üncü maddesinde yer alan yemek hizmeti alım ihalesinin dayanağı olan Kanunlarda yer alan hükümler aşağıda ki gibidir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun "Kapsam" başlıklı 2 nci maddesinde, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri ihalelerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği ifade edilmektedir. Aynı Kanunun "Tanımlar" başlıklı 4 üncü maddesinde de, "Bu Kanunun uygulanmasında Hizmet: Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri, ... ifade eder." şeklinde tanımlanmıştır.
Mezkur Kanunun 4 üncü maddesinde yer alan Yemek hazırlama ve dağıtım hizmetinin sadece yemek hazırlama hizmeti olarak değerlendirilmeyeceği açıktır. Bu konuda Kamu İhale Genel Tebliğin 78/2 ve 3 üncü bentlerinde hem malzemeli hem de malzemesiz yemek hazırlama işinin ayrı ayrı telaffuz edilmesi 4 üncü maddeye göre idarelerin 4734 sayılı Kanuna göre yemek hizmetini alabileceklerini açıkça ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla 4734 sayılı kanuna göre malzemeli yemek hazırlama ve dağıtım işinin ihale ile alınmasında bir hukuksuzluk bulunmamaktadır.
Diğer taraftan 5393 sayılı Belediye Kanunun "Gelecek yıllara yaygın hizmet yüklenmeleri" başlıklı 67 nci Maddesinde yıllara sari yapılabilecek ihalelerin neler olacağına ilişkin hükmünde yemek hizmetlerinin de yıllara sari yapılabileceğine cevaz vermektedir.
Aynı Kanunun "Belediyenin giderleri" başlıklı 60 ıncı Maddesinde ise aynen; "b) Belediyenin personeline ve seçilmiş organlarının üyelerine ödenen maaş, ücret, ödenek, huzur hakkı, yolluklar, hizmete ilişkin eğitim harcamaları ile diğer giderler." şeklinde hüküm bulunmaktadır.
Yukarıda arz edilen 67 inci madde ile 60 ıncı maddenin personele ilişkin diğer giderler olarak tanımladığı giderler birlikte değerlendirildiğinde personel için yemek hizmeti alımına ilişkin yapılan giderinde yer aldığı ve mevzuata uygun olduğu değerlendirilmektedir.
İkinci husus ise Temyiz Kurulu Kararında tazmin nedeni olarak para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması gerekçe gösterilmiştir. Ancak, savunmada da ısrarla belirtildiği üzere personele verilen kart herhangi bir para niteliği taşımadığı, sadece kimin nerede ne zaman yemek yediğinin tespit edilmesini sağlayan bir araç olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtmişlerdir. Uygulamada da personelin kullandığı kartın yenilen yemeğe ilişkin tutar bazlı sayma fonksiyonunu sağladığı düşünülmektedir, kaldı ki ay sonlarında ilgili firma tarafından hazırlanan döküm ve icmaller ile yenilen yemek sayısı kadar idareye verilen yemek hizmeti karşılığı fatura düzenlemektedir.
Bu çerçevede yüklenici firma tarafından yemek hizmetinden faydalanan personele verilen kartın niteliği tam olarak ortaya konulmadığı ve kullanılan kartın savunmada belirtilen sayma fonksiyonunu taşıdığı yada nakit içerikli her an nakde dönüştürülebilen, her yerden alışveriş yapılabilecek niteliğe sahip olan bir kartını olduğu somut olarak ortaya konulmadığı görülmektedir. Sonuç olarak kimin nerde ne zaman yemek yediğinin tespitini yapabilecek bir araca veya sisteme ihtiyaç olduğu da açıktır.
Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği açısından idarenin yapmış olduğu uygulamanın değerlendirilmesinde ise yemek hizmetinden yararlanacak personel sayısının 50 kişiden fazla olması halinde idarelerin fiziki şartları uygun olduğu takdirde kendileri tarafından hazırlanacak yemeğin usul ve esaslarını belirlemektedir. Yani gerek 4734 ve 5393 sayılı Kanunların cevaz verdiği yemek hazırlama ihaleleri ile Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğine göre yemek verilmesi tamamen farklı iki uygulamadır ve doğuracağı hukuki sonuçlar itibariyle de farklılık arz etmektedir.
Daha açık ifadeyle Yönetmeliğin "Yardımın Şartları" başlıklı 5. maddesinde yer alan: "Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı konulan ödenek memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyette kuruluşa ödenir" hükmü karşısında, özel firmalardan yemek teminine ya da İlamda konu edilen olayda olduğu gibi ihale edilmek suretiyle yüklenicinin anlaşmalı olduğu lokanta vb. yerlerde yemek yenilmesini sağlamak karşılığı ödeme yapılmasına açıkça cevaz vermemektedir.
Ancak, Yönetmelik idarelerin kendi imkanları ile hazırlayıp vereceği yemek hizmetini düzenlerken uygulama da ise 4734 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi ile 5393 sayılı Kanunun 60 ve 67 nci maddelerine göre gerçekleştirilmiştir. Bu tür bir uygulamanın zorunluluktan kaynaklanıyor olması; ayrıca, yiyecek yardımının Kanunda öngörülen sosyal bir hak oluşu, bu hakkın bir şekilde yerine getirilmesi gerekliliği; aksi halde, yemek yardımından yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş vasıtasıyla faydalanan memurlara nazaran Kanunda öngörülmüş bir haktan diğer personelin mahrum bırakılma gibi eşitlik ilkesine aykırı bir durumun da söz konusu olacağı hususları göz önüne alındığında, bu tür bir uygulamanın memur lehine değerlendirilerek kabul edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Öte yandan anılan Yönetmeliğin "Yemek Servisi Giderleri" başlıklı 4 üncü maddesine göre kurum bütçesine konulan yiyecek yardımı ödeneğinden yemek maliyetinin yarısını aşmamak üzere harcama yapılabileceğinden, yemek maliyetinin bütçeden karşılanamayacak olan kısmı yemek yiyenlerden karşılanacaktır. Yemek yiyenlerden alınacak yemek ücreti tarifesi ise, her yılbaşında Bütçe Uygulama Talimatı ile asgari rakamlar üzerinden belirlenmekte olup, kurumlar yemek maliyetinin kalan kısmını karşılayacak şekilde bu rakamların üzerinde bir fiyat tespit edebilecektir. Kurum çalışanlarından yemek ücretinin asgari düzeyde alındığı da görülmektedir.
Anılan Yönetmeliğin 5'nci maddesinde ise; yemek servisi için gerekli bina, tesis ve demirbaş eşya kurumlarca sağlanacağı ve bunlara karşılık memurlardan ücret alınmayacağı hususuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca 9'ncu maddesinde de, kurum kadrolarında olup, yemek servisinde görevlendirilen personel giderleri, kira, amortisman, su, elektrik ve havagazı giderlerinin yemek maliyetine dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.
Firmaya ödenen yemek bedelinin içerisinde firma karı ile birlikte idare tarafından karşılanması gereken bina, tesis demirbaş, yemek servisinde görevlendirilen personel giderleri, kira, amortisman, su, elektrik ve havagazı giderlerinin de olduğu düşünüldüğünde yemek servisinden faydalanan personelin sadece yemek malzeme maliyetinin yarısını karşılaması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu maliyetin tespiti ise fiili olarak yapılamadığından personelin yediği yemek karşılığı ne kadar ödeyeceği konusunda net bir tutar belirlenemeyeceği de ortadadır.
İdarenin fiziki şartlar ve verimlilik açısında (40 ayrı noktaya yemek servisi yapılması gerektiği savunması çerçevesinde) Yönetmeliğe göre yemek hazırlama hizmeti vermeyerek, doğrudan ihale etmek suretiyle yemek hizmeti alımına gittiği, bununla birlikte Yönetmelik hükümlerinin de yemek maliyeti ve alınacak bedellere ilişkin şartını yerine getirmek amacıyla Bütçe Uygulama Talimatı çerçevesinde asgari yemek bedelini de aldığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak; Belediyenin yılı bütçesine konulan ödeneğin karşılığında, ihale yolu ile alım yapılmak suretiyle memurlara yemek yardımının yerine getirildiği, aynı zamanda Bütçe Uygulama Talimatı çerçevesinde belirlenen yemek bedeli tutarlarının yemek yiyen memurlardan tahsil edildiği görülmektedir.
İdarenin ihale etmek suretiyle gerçekleştirdiği yemek alım hizmeti nedeniyle personelden alınması gereken yemek bedelinin Yönetmelikte belirtilen yemek bedelinin tespitine ilişkin hesap usulüne göre personelden alınacak tutarın tespitinin yapılamaması nedeniyle tazmin hükmünün verilemeyeceği değerlendirilmektedir. Sayıştay Temyiz Kurulunun 25.12.2012 tarih ve 35990 sayılı kararında verilmiş olan hüküm de bu yöndedir.
Bu itibarla, tazmin hükmünün kaldırılması yönünde karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.” Denilmiştir.
İşbu dosyayla duruşma talebinde bulunan …, …, …, …, …, …’a 25.05.2021 tarihinde ve …’a da 01.06.2021 tarihinde duruşma günü bildirilmiş olmasına karşın duruşmaya katılmadıklarından, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369 uncu maddesi hükmü uyarınca dosya üzerinde ve gıyaplarında,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
212 sayılı İlamın 1. maddesi ile, Belediye tarafından yapılan yemek yardımında, Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesine göre memurlardan yemek maliyetinin yarısı alınması gerekirken yalnızca Bütçe Uygulama Talimatında yer alan asgari tutarların kesilmesi nedeniyle ... TL’ye tekrardan tazmin hükmü verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 212. maddesine dayanılarak çıkarılan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği’nin “Yemek Servisi Giderleri” başlıklı 4. maddesinde;
“Yiyecek yardımının gerektirdiği giderler, yemek maliyetlerinin yarısını aşmamak üzere, bu Yönetmelik kapsamına dahil memur kadrosu adedine göre kurum bütçelerine konulacak ödeneklerle karşılanır.
Ödenek dağıtımı yemek servisi kurulacak kurumdaki memur sayısı dikkate alınmak suretiyle yapılır.
Yemek bedelinin bütçeden karşılanamayan kısmı yemek yiyenlerden alınır. 2155 sayılı Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkında Kanun'a göre tayın bedeli verilen personel ile sözleşmeli olarak çalıştırılanların, bu Yönetmeliğe göre yiyecek yardımı yapılan yemek servislerinde yemek yemeleri halinde, yemek bedelinin tamamı kendilerinden alınır.” denilmektedir.
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; yemek yardımının yemek verme yerine ihaleyi kazanan ... ...r A.Ş.’ nin anlaşmalı olduğu lokanta vb. yerlerde yemek yenilmesini sağlamak suretiyle yapıldığı, personelden bütçe uygulama talimatındaki rakamların tahsil edildiği anlaşılmıştır.
2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu eki Bazı Ödeneklerin Kullanımına ve Harcamalara İlişkin Esasları düzenleyen (E) Cetvelinin 43. maddesine göre; 657 sayılı Kanunun 212. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 19/11/1986 tarihli ve 86/11220 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliğinin 4. maddesi uyarınca yemek maliyetlerinin yarısını aşmamak üzere kurum bütçelerinden yapılan yemek yardımı, Ankara, İstanbul ve İzmir illerinin büyükşehir belediyesi sınırları içinde görev yapan personel için yemek maliyetlerinin azami üçte ikisi olarak uygulanabilmektedir.
Buna göre kurum bütçesinden kadrolu memurların her gün yiyebileceği ihtimaline karşılık konulan yiyecek yardımı ödeneğinden yemek maliyetinin yarısını aşmamak üzere harcama yapılabileceğinden, yemek maliyetinin bütçeden karşılanamayacak olan kısmı yemek yiyenlerden karşılanacaktır. Yemek yiyenlerden alınacak yemek ücretleri tarifesi ise her yılbaşında Bütçe Uygulama Talimatı ile asgari rakamlar üzerinden belirlenmekte olup, kurumlar yemek maliyetinin kalan kısmını karşılayacak şekilde bu rakamların daha üstünde fiyatlar tespit edebilecektir.
Bu nedenle Bütçe Uygulama Talimatı ile belirlenen miktarlar en az alınması gereken miktarı ifade etmektedir. Eğer Bütçe Uygulama Talimatında belirtilen miktarlar üzerinden kişilerden tahsil edilen bedel, yemeğin maliyetinin kalanını karşılamaya yetmiyorsa, kişilerden tahsil edilen miktarın yemeğin maliyetinin kalan kısmını karşılayacak şekilde artırılması veya yemeğin maliyetinin düşürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yemek maliyetinin yarısından fazla bir miktarı bütçeden karşılanmış olacaktır ki bu da yukarıda ifade edilen Bütçe Kanunu hükmüne aykırıdır. Kaldı ki devlet memurlarının yiyecek yardımından hangi hallerde, ne şekilde faydalanacaklarını ve bu yardımın uygulanması ile ilgili esasları belirlemek amacıyla hazırlanan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği'nin "Yardım Şekli" başlıklı 3 üncü maddesinde yiyecek yardımının yemek verme şeklinde yapılacağı ve bu yardım karşılığında nakden bir ödemede bulunulmayacağı açık bir şekilde ifade edilmektedir.
Zira, bahsi geçen Yönetmeliğin "Yardımın Şartları" başlıklı 5. maddesinde yer alan: "Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı konulan ödenek memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyette kuruluşa ödenir” hükmü karşısında, özel firmalardan yemek teminine açıkça cevaz verilmediği anlaşılmakta ise de bunun Kanunda öngörülmüş sosyal bir hak oluşu, bu hakkın bir şekilde yerine getirilmesi gerekliliği; aksi halde, yemek yardımından yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş vasıtasıyla faydalanan memurlara nazaran Kanunda öngörülmüş bir haktan mahrum bırakılma gibi eşitlik ilkesine aykırı bir durumun söz konusu olacağı hususları göz önüne alındığında, bu tür bir uygulamanın memur lehine değerlendirilerek kabul edilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla yemek yardımından yararlananlardan yemek maliyetinin yarısının kesilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Kamu zararı tutarı, yemek maliyetinin yarısı ile personelden kesilen bütçe uygulama talimatındaki rakamlar arasındaki farkın olması gerekmektedir.
Bu itibarla, 212 sayılı ilamın 1. Maddesiyle verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, (Üyeler …, …, …, … ile …’ın aşağıda yazılı karşı oy gerekçelerine karşı) oyçokluğu ile,
Karar verildiği 09.06.2021 tarih ve 49681 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.
Karşı oy gerekçesi
Üye …’ın karşı oy gerekçesi
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yiyecek yardımı” başlıklı 212 nci maddesinde;
“Devlet memurlarının hangi hallerde yiyecek yardımından ne şekilde faydalanacakları ve bu yardımın uygulanması ile ilgili esaslar Maliye Bakanlığı ile Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının birlikte hazırlıyacakları bir yönetmelik ile tesbit olunur.”
Hükmüne yer verilmiş ve bu maddeye göre yürürlüğe konulan DEVLET MEMURLARI YiYECEK YARDIMI YÖNETMELİĞİ’ nin
3 üncü maddesinde yiyecek yardımının sadece yemek verme şeklinde yapılacağı, nakten veya kupon, kart, fiş, bilet ya da bu mahiyette bir ödeme aracı verilmek suretiyle yapılamayacağı, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin, yemek maliyetlerinin Ankara, İstanbul ve İzmir illeri için üçte ikisini, diğer iller için yarısını aşmamak üzere, bu Yönetmelik kapsamına dahil memur kadrosu adedine göre kurum bütçelerine konulacak ödeneklerle karşılanacağı, üçüncü fıkrasında yemek bedelinin bütçeden karşılanamayan kısmının yemek yiyenlerden alınacağı, 5 inci maddesinde, Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı olarak konulan ödeneğin memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödeneceği, yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin sadece yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş tarafından yapılacağı, yemek servisinin, yiyecek yardımından faydalanabilecek personel sayısının asgari 50 olması ve yemekhane için elverişli yer bulunması şartıyla atamaya yetkili amirin onayı ile kurulabileceği, yiyecek yardımının bu şekilde kurulan yemek servislerinde yapılacağı, yemek servisi için gerekli bina, tesis ve demirbaş eşyanın kurumlarca sağlanacağı, bunlara karşılık memurlardan ücret alınmayacağı, 7 nci maddesinde, yemek servisinin yönetiminden kurumun idari ve mali işlerle görevli biriminin sorumlu olduğu, servis hizmetlerinin biri müdür, biri satın alma veya ambar memuru ve biri de muhasebe memuru olmak üzere en az üç kişilik bir komisyonca yürütüleceği, ayrıca hizmetin gerektirdiği diğer personelin kurum içinden sağlanabileceği, 9 uncu maddesinde de, bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin uygulanmasında, kurum kadrolarında olup, yemek servisinde görevlendirilen personel giderleri kira, amortisman, su, elektrik ve havagazı giderlerinin yemek maliyetine dahil edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Söz konusu hükümler birlikte değerlendirildiğinde yemek yardımının Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı olarak konulan ödeneğin memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödeneceği, yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin sadece yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş tarafından yapılacağı belirtilmiş ancak “yemek servisi” olarak ifade edilen ve “kuruluş” olarak da isimlendirilen birimin sadece yiyecek yardımından faydalanabilecek personel sayısının asgari 50 olması ve yemekhane için elverişli yer bulunması şartıyla atamaya yetkili amirin onayı ile kurulabileceği ve yiyecek yardımının da bu şekilde kurulan yemek servislerinde yapılacağı ifade edilmiştir. (5 inci madde) Şu halde Kurumda yiyecek yardımından faydalanabilecek personel sayısının asgari 50 olmaması veya yemekhane için elverişli yer bulunmaması durumunda yemek servisi kurulamayacaktır. Bu gibi durumlarda Yönetmelik yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluş tarafından yapılabilmesine cevaz vermekte ise de bu halde yemek maliyetlerinin nasıl hesaplanacağının belirtilmesi bir yana, bu amaca hizmet edecek bir dernek, sandık vs. nin kurulmaması halinde yardımın nasıl yapılabileceğine yönelik bir düzenlemeye de yer vermemektedir. Bu durumda personelin yemek yardımından faydalanamayacak olması düşünülebilirse de bu halde de memurun yasanın verdiği bir haktan idarenin eksik bir düzenlemesi nedeniyle yararlanamaması durumu ortaya çıkmaktadır. Zira 657 sayılı Kanunun 212 inci maddesi hangi devlet memurlarının değil, bütün devlet memurlarının hangi durumlarda yemek yardımından yararlanacağını belirleme yetkisini idareye bırakmaktadır. Diğer bir ifade ile Kanun Devlet Memurlarına yiyecek yardımı yapılmasını öngörürken, idari düzenleme bu yardımın ancak; asgari 50 personelin olması şartına bağlı olan yemek servisinin kurulması ya da yemek vermek üzere kurulmuş olan dernek, sandık gibi kuruluşların bulunması şartına bağlamak suretiyle sınırlandırmıştır ki, Kanunun idareye böyle bir sınırlandırma için cevaz vermediği açıktır.
Diğer yandan Yönetmelik yiyecek yardımının gerektirdiği giderlerin, yemek maliyetlerinin Ankara, İstanbul ve İzmir illeri için üçte ikisini, diğer iller için yarısını aşmamak üzere, bu Yönetmelik kapsamına dahil memur kadrosu adedine göre kurum bütçelerine konulacak ödeneklerle karşılanacağını, yemek bedelinin bütçeden karşılanamayan kısmının ise yemek yiyenlerden alınacağını ifade ettikten sonra (4. Md.) yemek servisi için gerekli bina, tesis ve demirbaş eşyanın kurumlarca sağlanacağını ve bunlara karşılık memurlardan ücret alınmayacağını, Bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin uygulanmasında, kurum kadrolarında olup, yemek servisinde görevlendirilen personel giderleri ile kira, amortisman, su, elektrik ve havagazı giderlerinin yemek maliyetine dahil edilmeyeceğini (9.md.) belirterek yemek maliyetine nelerin dahi edileceğine dair bir düzenlemeye de yer vermiştir. Bu durumda Yönetmeliğin yemek maliyetini, yemek yardımının yemek servisince yapılması durumuna göre ön gördüğü söylenebilir. Bu durumda ihale bedelini yemek maliyeti olarak kabul ederek buna göre bir kamu zararı hesaplamak da esasen Yönetmelik düzenlemesine aykırı olacaktır.
Şu halde;
Anayasanın 138 inci maddesi gereğince iş ve işlemlerin Kanuna aykırı Yönetmelik hükmü yerine doğrudan Kanuna uygunluğunun denetlenmesi gerekmektedir. Devlet memurlarının yiyecek yardımından yararlandırılması Kanunun idarelere yüklediği bir görev olup idarenin de bu yükümlülüğünü yasaların kendisine verdiği usuller dahilinde yerine getirmiş olması ve yardımın ihale yolu ile yapılması sırasında ihale işlemlerinde bir yasaya aykırılık durumu ve kamu zararı da uyuşmazlık konusu edilmediğinden sorumluların temyiz talebi kabul edilerek verilen tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Üyeler …, …, … ile …’ın karşı oy gerekçesi
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 212 nci maddesinde:
“Devlet memurlarının hangi hallerde yiyecek yardımından ne şekilde faydalanacakları ve bu yardımın uygulanması ile ilgili esaslar Maliye Bakanlığı ile Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığının birlikte hazırlayacakları bir yönetmelik ile tesbit olunur.” hükmüne yer verilmiş ve bu hüküm uyarınca hazırlanan Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği’nin “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının, Devlet Memurlarının yiyecek yardımından hangi hallerde, ne şekilde faydalanacaklarını ve bu yardımın uygulanması ile ilgili esasları belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde, bu Yönetmeliğin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında uygulanacağı; “Yardım Şekli” başlıklı 3 üncü maddesinde, yiyecek yardımının yemek verme şeklinde yapılacağı, bu yardım karşılığında nakden bir ödemede bulunulamayacağı; “Yardımın Şartları” başlıklı 5 inci maddesinde; Kurum bütçelerine yiyecek yardımı karşılığı olarak konulan ödeneğin, memurlara yemek vermek üzere kurulan yemek servisi, yardım sandığı, dernek veya bu mahiyetteki kuruluşa ödeneceği, yemek servisi, yiyecek yardımından faydalanabilecek personel sayısının asgari 50 olması ve yemekhane için elverişli yer bulunması şartıyla atamaya yetkili amirin onayı ile kurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Söz konusu Yönetmelikte yer alan düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda, 657 sayılı Kanuna tabi personele yiyecek yardımının kupon, kart, fiş, ticket gibi para temsili araçlar sağlanarak dışarıdan temin edilmesi şeklinde yapılması mümkün değildir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinde, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri ihalelerinin bu Kanun hükümlerine göre yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde de, “Bu Kanunun uygulanmasında Hizmet: Bakım ve onarım, taşıma, haberleşme, sigorta, araştırma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştırması ve anket, danışmanlık, tanıtım, basım ve yayım, temizlik, yemek hazırlama ve dağıtım, toplantı, organizasyon, sergileme, koruma ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat, bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazılım hizmetlerini, taşınır ve taşınmaz mal ve hakların kiralanmasını ve benzeri diğer hizmetleri, … ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yemek hazırlama ve dağıtım işinin 4734 sayılı kanun kapsamında belirtilmiş “hizmet” tanımı içinde yer alması söz konusu işin ilgili mevzuatına aykırı olarak ihale edilebileceği anlamına gelmemektedir. Zira Devlet Memurları Yiyecek Yardımı Yönetmeliği yemek yardımının yemek verme şeklinde yapılacağını açıkça belirtmiştir.
Rapor dosyası ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde; yemek yardımının yemek verme yerine ihaleyi kazanan ... ...r A.Ş.’ nin anlaşmalı olduğu lokanta vb. yerlerde yemek yenilmesini sağlamak suretiyle yapıldığı, personelden bütçe uygulama talimatındaki rakamların tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, para temsili araçlar ile yemek ihtiyacının dışarıdan karşılanması ile ilgili idare işlemi, Yiyecek Yardımı Yönetmeliği ve Kamu İhale Kanununa aykırı olduğundan, bu işlem neticesi yapılan ödemelerin tamamı, mevzuatta öngörülmeyen bir ödeme mahiyetindedir. Bu nedenle yemek ihalesi için yapılan ödemelerden, yemek yiyen personelden kesilen miktar düşüldükten sonra kalan tutarın tamamı kamu zararı niteliğindedir. Bu itibarla, verilen tazmin hükmünün kamu zararının yukarıda değinilen hususlar doğrultusunda yeniden hesaplanmasını teminen bozularak, Dairesine tevdiine karar verilmesi gerekir.