YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Karşılıksız mal alımından muayene kabul komisyonlarının sorumluluğu hk.

Karar Özeti

 

Yönetmeliğin anılan maddesine göre, muayene kabul komisyonu, yüklenici tarafından İdareye teslim edilen malların ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığını incelemekle yükümlü tutulmuş olup, somut olayda; alınan suyun muayenesi söz konusu olamayacağından, komisyon üyelerinin kabul işleminde öne çıkan tek görevinin damacanaların sayılıp, teslim makbuzlarındaki rakamlar ile kontrolü sonrasında teslim alınmasından ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Giderin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde, bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerektiği, ayrıca gerçekleştirme görevlilerinin, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu oldukları hüküm altına alındığından, 2015 yılındaki gerçek su tüketim miktarlarını yansıtmayan muayene ve kabul belgelerini imzalayarak alımı gerçekleştiren muayene ve kabul komisyon üyelerinin kamu zararında sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle dilekçilerin sorumluluk yönüyle yaptıkları itirazlarının da kabulü mümkün değildir

Karar

Kamu İdaresi Türü          Diğer Özel Bütçeli İdareler         

 

Yılı         2015    

 

Dairesi  8           

 

Dosya No           46517  

 

Tutanak No        49538  

 

Tutanak Tarihi   21.4.2021         

 

Kararın Konusu İhale Mevzuatı ile İlgili Kararlar

 

 

Konu: Alınmamış Mal Bedelinin Ödenmesi

 

339 sayılı Ek İlamın 1(A)’ınci maddesiyle; ... Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılı içerisinde aylık 495 - 498 adet damacana su alındığı, oysa Ekim 2015-Mart 2016 dönemi arasındaki su sayım kayıtlarının incelenmesinde; 6 aylık toplam 916 adet, aylık ortalama ise 153 adet (916/6) damacana su tüketildiğinin tespit edildiği, 2017 ve 2018 yıllarında aylık ortalama şeklinde hesaplanan bu rakamların 85 ve 78 adete düştüğü, buradan hareketle 2015 yılında gerçek kullanımın üzerinde su bedeli ödenmesi nedeniyle oluşan ... TL kamu zararının tazminine karar verilmiştir.

 

{161 sayılı (Asıl) İlamın 16(A)’ıncı maddesiyle de aynı gerekçe ile aynı tutar için tazmin hükmü verilmiş, bu hükme karşı sorumlular (Şef-...) tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Sayıştay Temyiz Kurulunun 02.01.2019 tarih ve 45473 sayılı Kararı ile; İlamda yer alan kamu zararı tutarının kesin rakamlara dayanmadığı, ortalama miktarlar esas alınarak muhtemel bir zarardan hareketle hesaplandığı, bu nedenle olayın ayrıntılı şekilde incelenerek alımların yapıldığı dönemdeki su miktarlarının somut olarak ortaya konulması ve buna bağlı olarak kamu zararının ve sorumlularının yeniden tespiti için tazmin hükmü BOZULARAK dosyanın DAİREYE GÖNDERİLMESİNE oy çokluğuyla karar verilmiş, Sayıştay 8. Dairesi yeniden yaptığı yargılama sonucunda ise; ilk kararda ısrar ederek işbu temyize konu tazmin hükmünü vermiştir.}

 

Bu defa Ek İlam hükmüne karşı temyiz başvurusunda bulunan sorumlu muayene ve kabul komisyonu üyesi ... (Şube Müd.) tarafından gönderilen dilekçede [Aynı Ek ilam maddesinde sorumluluğu bulunan muayene ve kabul komisyonu üyesi ... (Bilg. İşlt.) tarafından gönderilen dilekçede de benzer mahiyette olmak üzere] özetle;

 

1-Ek İlam hükmünde kamu zararı tespitinin ortalama rakamlar üzerinden yapıldığı, gerçek, somut veriye dayanmadığı, bu yolla sorumluların gerçekte var olan kamu zararının çok üstünde bir rakam üzerinden tazminle yükümlü kılındığı, kaldı ki İlamdaki açıklamalara göre 2017 yılında aylık ortalama 85 adet, 2018 yılında ortalama 78 adet damacana kullanımı gerçekleştiği, buna göre yıllar arasında da ortalama tüketim açısından farklılık oluştuğunun görüldüğü, bu nedenle Ek İlamdaki kamu zararı tespitinin son derece haksız ve gerçek dışı olduğu, nitekim iki üyenin; “2015 yılı içerisinde yapılan su atımlarının gerçeklemenden daha yüksek gösterilmesi nedeniyle oluştuğu belirtilen kamu zararı tutarının, Ocak-Aralık 2015 yılı su alım miktarları ile Ekim 2015- Mart 2016 aylarında sayımı yapılan su miktarlarının sayım sonrasındaki ortalaması esas alınarak aradaki fark üzerinden hesaplanmış olduğu; 5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesi ile “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması ” seklinde tanımlanan ve hukuka aykırılığın yaptırımı mahiyetindeki tazmin yaptırımı ile sonuçlanan kamu zararının: muhtemel, tartışmalı rakamlar ve gerekçeler ile değil, kesin ve net bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Raporda uyuşmazlık konusu edilen tutarın ise kesin ve somut delillere ve hesaplamalara dayanmayan, ortalama miktarlar esas alınarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, tazmin kararı verilebilecek mahiyette bir kamu zararı söz konusu olmadığından ilişilecek husus bulunmadığına karar verilmedir. ” şeklindeki karşı oy gerekçesinin de bu yönde olduğu,

 

2- ... ... Müdürlüğünde Personel ve Eğitim Şube Müdürü olarak görev yapmakta iken Genel Müdürlükte İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanlığına naklen atanarak 13.04.2015 tarihinde göreve başladığı, Genel Müdürlüğün su alımlarına ilişkin olarak 2015 Nisan-Haziran-Temmuz aylarında Muayene Kabul Komisyon Üyesi olarak görevlendirildiği, 2015 Eylül ayı içerisinde Daire Başkanlığına vekalet ettiği dönemde Sayıştay Denetçisi tarafından görüşmeye çağrıldığı ve bu görüşmede Genel Müdürlüğe alınan içme suyu adetlerinin taşra müdürlüklerine alınan adetten fazla olduğu, su teslimatlarının da hafta sonu yapıldığı konusunda uyarıldığı, bunun üzerine dönemin amirleri ve ilgili firmayla görüşerek hafta sonu olan su teslimatlarının hafta içine alınmasını sağladığı ve Kuruma getirilen su damacanaları sayılarak komisyonca teslim alındığı, İlamda belirtildiği üzere fazla alımların kendisinin Genel Müdürlüğe atanmadan önce 2014 yılında başladığı, bunun dönemin yetkilileri tarafından tespit edilmediği ortada iken, kendisi tarafından göreve başlar başlamaz kısa bir süre içinde tespit edilmesinin imkansız olduğu, bu yüzden tüketimin gerçeği yansıtmadığına ilişkin tespitte bulunmadığı gerekçesiyle tarafına sorumluluk yüklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, ayrıca su teslimatı mesai saatleri dışında hafta sonları yapılması nedeniyle alım tutanaklarını prosedürü tamamlamak için imzaladığı, belirtilmiştir.

 

Muayene ve komisyonu üyesi ... (Bilg. İşlt.) tarafından ilave olarak;

 

Asıl görev yerinin ... ... Müdürlüğü olduğu, o tarihlerde Genel Müdürlükte geçici görevli olarak görevlendirildiği, personel eksikliğinden dolayı kısa bir süre için muayene kabul komisyonunda görevlendirildiği,

 

Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik’in 7’nci maddesinde;

 

“Komisyonun görev ve sorumlulukları

 

Madde 7- Komisyonun görev ve sorumlulukları aşağıda belirtilmiştir:

 

a)Yüklenici tarafından idareye teslim edilen malın veya yapılan işin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığını inceler.

 

b) Komisyon üyeleri her muayenede hazır bulunmak zorundadır.

 

c) Kısa sürede bozulabilen maddelerin muayenesine öncelik verir.

 

d)Komisyon, ihale dokümanında belirlenen şekilde kabul işlemlerinde esas alınacak işlemleri yürütür. ” şeklinde düzenleme bulunduğu,

 

Bu madde de düzenlenen görevin “idareye teslim edilen malın veya yapılan işin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığının incelenmesi” şeklinde olduğu,

 

Malların teslim alınmasıyla ve sayılması ile ilgili bir görevinin bulunmadığı, bu husus dikkate alınmadan raporda inceleme yapıldığı ve karar verildiği, bu sebeple kararın mevzuata aykırı olduğu,

 

Genel Müdürlükte 20 dairenin bulunduğu, her dairede haftalık ortalama en az 5 adet damacana su tüketildiği, aylık tüketim miktarının (20 daire*5 damacana*4 hafta) 400 adet damacana suya tekabül ettiği, dolayısıyla damacana su tüketiminin çalışan personelin günlük su tüketim ihtiyacına göre değişiklik gösterdiği ve her ay değişebileceği,

 

Genel Müdürün şifahi talimatı ile su teslimatlarının hafta sonu ve mesai saatleri dışında yapıldığı, temizlik şefi … tarafından teslim alınan sipariş fişine göre damacana su miktarı kontrol edilerek muayene ve kabul belgesinin tarafınca imzalandığı, olayda herhangi bir kusuru ya da ihmalinin bulunmadığı,

 

Önceki dönemlerde damacana suların birimlerde içme suyu, çay demleme kahve yapma ve bunun gibi ihtiyaçlar için kullanıldığı, daha sonra kurumda tasarruf tedbirleri kapsamında verilen talimatlar uyarınca, damacana suların sadece içme suyu olarak kullanılmaya başlandığı, tüketim miktarında da bu ve diğer sebeplerle azalmanın gerçekleştiği,

 

Teslim alınan damacana sayısına ilişkin belgelerin aksini gösterir hiçbir delil olmamasına rağmen sadece tüketim miktarındaki düşme dikkate alınarak rapor düzenlenip karar verildiği, bu hususun bozma sebebi olduğu, belirtilmiştir.

 

Başsavcılık mütalaasında (Her iki sorumlu için verilen mütalaada aynı mahiyette olmak üzere) özetle;

 

2015 yılında ortalama 120-150 çalışanı olan ... Genel Müdürlüğünün aylık 495 damacana civarında su tüketimi olamayacağı düşüncesinden hareketle, su alımının mesai saatleri içerisinde ve saydırılarak yaptırılmasının hesaba bakan Denetçi tarafından İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığından istendiği,

 

Teslim alınan damacanaların sayımının da İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığınca görevlendirilen kişi tarafından yapıldığı ve sayım süresince su kullanımı ile ilgili önceki uygulamaların da aynen devam ettirildiği, su alımları saydırılmaya başlandıktan sonra Genel Müdürlüğün Ocak - Haziran 2016 dönemi arasındaki 6 aylık su tüketiminin 916 damacana olarak gerçekleştiği, bu durumda da aylık su tüketiminin ortalama 495 den 153 damacanaya düştüğünün tespit edildiği,

 

Genel Müdürlükte 2012 yılında 2286, 2013 yılında ise 2248 damacana su tüketimi olduğu göz önüne alınacak olursa, 2015 yılında 5028 adet su alımının gerçekleşmiş olmasının 2015 yılındaki su alımlarının gerçek kullanımın üzerinde olduğunu gösterdiği, ayrıca 2015 yılının ilk 9 ayındaki su tüketiminin 488-498 aralığında seyredip, dalgalanma göstermemesi ve Denetçinin istemi üzerine damacanaların hafta içerisinde teslim alınması uygulamasına başlandığı dönemde İdari Mali İşler Dairesi Başkanlığı görevini vekaleten yürüten ...'in, gerek sorguya yapmış olduğu savunmadaki açıklamaları, gerekse temyiz dilekçesindeki ifadesi de bu tüketimin gerçekçi olmadığının bir göstergesi olduğu, zaten ilgilinin itirazının da, kamu zararının bulunmadığına yönelik olmayıp, hesaplamanın kesin ve somut verilere dayanmayan ortalama rakamlar üzerinden tespit edildiğine ilişkin olduğu,

 

İlamda kamu zararı hesaplaması yapılırken, İdari ve Mali işler Daire Başkanlığınca görevlendirilen personel tarafından 2016 yılı Ocak-Haziran dönemindeki fiili tespite dayanan aylık ortalama su alımının (916/6=152,6) esas alındığı, 2016 yılının ikinci altı ayındaki su alımının 936 (aylık ortalama 156 adet); 2017 yılındaki su alımının 1030 (aylık ortalama 85 adet) ve 2018 yılındaki su alımının 941 (aylık ortalama 78 adet) gerçekleştiği dikkate alınacak olursa, hesaplamaya esas alınan sayıda herhangi bir fazlalığın olmadığı, bilakis sonraki 2,5 yılın tüketimleri de hesaplamaya dahil edilmesi halinde kamu zararının daha da fazla olacağı, olayın mahiyeti itibariyle kamu zararının hesabında ortalama rakamların esas alınmasının zorunlu olduğu, dilekçede ileri sürüldüğü gibi kesin ve somut verilere dayanılarak hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı,

 

Öte yandan ...’in muayene ve kabul komisyonu üyesi sıfatıyla kamu zararından sorumlu tutulduğu, Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliğin 7’nci maddesine göre komisyon, yüklenici tarafından idareye teslim edilen malın ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğu, damacana su alımında, suyun muayenesi söz konusu olmayacağından, komisyon üyelerinin öne çıkan tek görevinin kabul işleminin yapılması, yani sayısal olarak damacana suların teslim alınmasından ibaret olduğu,

 

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Giderin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde, bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekeceği, ayrıca gerçekleştirme görevlilerinin, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu olduklarının hüküm altına alındığı, bu yönüyle 2015 yılındaki damacana su alımlarında muayene ve kabul komisyonu üyesi sıfatıyla görev yapan ve muayene kabul belgesinde imzası bulunan ilgili, ortaya çıkan kamu zararından sorumlu olup, usulsüz işlemlerin kendisinin Genel Müdürlükteki göreve başlamasından yaklaşık 1,5 yıl öncesinden başlamış olmasının, imzalamış olduğu muayene kabul belgelerinden dolayı ortaya çıkan sorumluluğunu ortadan kaldırıcı bir mahiyetinin olmadığı,

 

Bu nedenlerle talebin reddedilerek 339 no.lu Ek İlamın 1(A) maddesi ile verilmiş olan tazmin hükmünün tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı, belirtilmiştir.

 

Başsavcılık Mütalaasında (sorumlu ... için) ilave olarak;

 

...’in muayene ve kabul komisyonu üyesi sıfatıyla kamu zararından sorumlu tutulduğu, Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliğin 7’nci maddesine göre komisyon, yüklenici tarafından idareye teslim edilen malın ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğu, damacana su alımında, suyun muayenesi söz konusu olmayacağından, komisyon üyelerinin öne çıkan görevinin kabul işleminin yapılması, yani sayısal olarak damacanaların teslim alınmasından ibaret olduğu,

 

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Giderin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde, bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerekeceği, ayrıca gerçekleştirme görevlilerinin, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu olduklarının hüküm altına alındığı, bu yönüyle 2015 yılındaki damacana su alımlarında muayene ve kabul komisyonu üyesi sıfatıyla görev yapan ve muayene kabul belgesinde imzası bulunan ilgilinin, ortaya çıkan kamu zararından sorumlu olduğu, belirtilmiştir.

 

Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

Konunun esası ile ilgili olarak;

 

Dosya münderecatının incelenmesinde; ... Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılında 4734 sayılı Kanunun 22/d maddesine göre … Gıda’dan aylık 495, 498 adet gibi değişen miktarlarda olmak üzere toplam 5028 adet damacana su alımı yapıldığı, ancak yerinde denetim esnasında; daha fazla personele sahip İl Müdürlüklerinde daha az miktarda su tüketildiğinin görülmesi üzerine Genel Müdürlükte Ekim 2015-Mart 2016 döneminde tüketilen su miktarının sayıldığı ve 6 ay süren sayım sonucunda Genel Müdürlükte 6 aylık su tüketiminin 916 adet damacana, aylık yaklaşık su tüketiminin ise 153 adet (916/6) damacana olarak gerçekleştiği, yine sonraki dönemlerde tüketim miktarı Ağustos 2016-Aralık 2016 tarihlerinde (5 aylık) toplam 936 adet (aylık ortalama 187 adet), 2017 yılında toplam 1030 adet (aylık ortalama 85 adet), 2018 yılında toplam 941 adet (aylık ortalama 78 adet) olarak gerçekleştiği görülmüştür.

 

Dolayısıyla Genel Müdürlüğün yıllar ve dönemler itibariyle personel-birim sayısında ve tüketim alışkanlıklarında herhangi bir değişme olmadığı halde Ekim 2015-Mart 2016 döneminde yapılan sayım sonuçlarına göre aylık su tüketim miktarının yaklaşık 153 adete düştüğü, hatta 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin aylık ortalama tüketim miktarının 85-78 adet olmak üzere daha az gerçekleştiği, bunun kayıtlarla sabit olduğu görülmekle, 2015 yılı boyunca 495-498 adet üzerinden yapılan aylık su bedeli ödemelerinin gerçeği yansıtmadığı -tüketim miktarının harcama belgelerinde yüksek gösterildiği- sonucuna varılmıştır.

 

5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesinde kamu zararı; “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.” şeklinde tanımlanmış olup, kamu zararının belirlenmesinde;

 

“a) İş, mal veya hizmet karşılığı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,

 

b) Mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması…” nın esas alınacağı belirtilmiştir.

 

Yine aynı maddede; “Alınmamış para, mal ve değerleri alınmış; sağlanmamış hizmetleri sağlanmış; yapılmamış inşaat, onarım ve üretimi yapılmış veya bitmiş gibi gösteren gerçek dışı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynağında bir artışa engel veya bir eksilmeye neden olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemiş, imzalamış veya onaylamış bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diğer kanunların bu fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri işleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.” Hükmü yer almıştır.

 

Dolayısıyla ... Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılı içerisinde su alımlarına ilişkin olarak gerçek kullanım bedelini aşan tutarda ödeme yapılması nedeniyle kamu zararına sebebiyet verilmiştir.

 

Temyiz dilekçelerinde; İlamdaki kamu zararının ortalama rakamlar üzerinden hesaplandığı, kesinlik arz etmediği ileri sürülmüş ise de;

 

İlamda yer alan kamu zararı, Kurum yetkililerinin Ekim 2015-Mart 2016 dönemi (6 aylık) için damacana teslim makbuzlarına göre hazırladığı su tüketim çizelgesindeki rakamların ortalaması üzerinden hesaplanmış olup, esas alınan bu ortalama rakam (153 adet) diğer yıllarda gerçekleşen ortalama tüketim miktarıyla karşılaştırıldığında gerçeğe yakın bir değerde olduğu ve hatta sorumluların lehine bir durum oluşturduğu, zira diğer yıllarda daha düşük gerçekleşen ortalama miktarlara göre hesaplama yapıldığında kamu zararının artacağı görülmüş olmakla birlikte; ayrıca olayda; kamu zararının kesin ve somut verilere dayanacak şekilde tespitinin mümkün olmadığı ve bu nedenle hesapta ortalama rakamların esas alınmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, dilekçilerin hesaplama yöntemine ilişkin itirazlarının kabulü mümkün değildir.

 

Sorumluluk hususu ile ilgili olarak;

 

İlamda kamu zararından; gideri gerçekleştiren Harcama Yetkilisi, Gerçekleştirme Görevlisi ve Muayene ve Kabul Komisyonu Üyeleri sorumlu tutulmuştur.

 

Bu kez sorumlulardan muayene ve kabul komisyon üyesi ... (Şube Md.) tarafından; Genel Müdürlüğe 13.04.2015 tarihinde atandığı, fazla alımların kendisi göreve gelmeden önce başladığı ve daha önce su tüketimin gerçeği yansıtmadığına ilişkin bir tespitin yapılmadığı ve kendisinin de göreve geldikten kısa bir süre sonra böyle bir tespiti yapamayacağı belirtilerek sorumluluğa itiraz edilmiştir.

 

Muayene ve kabul komisyon üyesi ... (Bilg. İşlt) tarafından ise; Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik’in 7’nci maddesinde komisyon için belirlenen görevin “İdareye teslim edilen malın veya yapılan işin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığının incelenmesi” nden ibaret olduğu, dolayısıyla malların sayılarak teslim alınmasıyla ile ilgili bir görevi bulunmadığından, kamu zararından sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüştür.

 

Mal Alımları Denetim Muayene Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliğin “Komisyonun görev ve sorumlulukları” başlıklı 7’nci maddesinde;

 

“Komisyonun görev ve sorumlulukları aşağıda belirtilmiştir:

 

a) Yüklenici tarafından idareye teslim edilen malın veya yapılan işin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığını inceler.

 

b) Komisyon üyeleri her muayenede hazır bulunmak zorundadır.

 

c) Kısa sürede bozulabilen maddelerin muayenesine öncelik verir.

 

d) Komisyon, ihale dokümanında belirlenen şekilde kabul işlemlerinde esas alınacak işlemleri yürütür.” Denilmiştir.

 

Yönetmeliğin anılan maddesine göre, muayene kabul komisyonu, yüklenici tarafından İdareye teslim edilen malların ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığını incelemekle yükümlü tutulmuş olup, somut olayda; alınan suyun muayenesi söz konusu olamayacağından, komisyon üyelerinin kabul işleminde öne çıkan tek görevinin damacanaların sayılıp, teslim makbuzlarındaki rakamlar ile kontrolü sonrasında teslim alınmasından ibaret olduğu ortaya çıkmaktadır.

 

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun “Giderin Gerçekleştirilmesi” başlıklı 33’üncü maddesinde, bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için iş, mal veya hizmetin belirlenmiş usul ve esaslara uygun olarak alındığının veya gerçekleştirildiğinin, görevlendirilmiş kişi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçekleştirme belgelerinin düzenlenmiş olması gerektiği, ayrıca gerçekleştirme görevlilerinin, bu Kanun çerçevesinde yapmaları gereken iş ve işlemlerden sorumlu oldukları hüküm altına alındığından, 2015 yılındaki gerçek su tüketim miktarlarını yansıtmayan muayene ve kabul belgelerini imzalayarak alımı gerçekleştiren muayene ve kabul komisyon üyelerinin kamu zararında sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle dilekçilerin sorumluluk yönüyle yaptıkları itirazlarının da kabulü mümkün değildir.

 

Bu itibarla; yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde dilekçilerin konuya ilişkin esas ve sorumluluk yönüyle ileri sürdükleri itirazları reddedilerek, 339 sayılı Ek İlamın 1(A)’ınci maddesiyle verilen ... TL’lik tazmin hükmünün TASDİKİNE, (Kurul Başkanı-5. Daire Başkanı ..., 6. Daire Başkanı ..., 7. Daire Başkanı ..., Üye ..., Üye ..., Üye ..., Üye ...’in aşağıda yazılı azınlık görüşlerine karşı) oy çokluğuyla,

 

6085 sayılı Kanunun 57’nci maddesi gereği bu Kararın yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Sayıştay’da karar düzeltilmesi yolu açık olmak üzere,

 

Karar verildiği 21.04.2021 tarih ve 49538 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

Karşı oy gerekçesi/Azınlık görüşü

 

Kurul Başkanı-5. Daire Başkanı ..., 6. Daire Başkanı ..., 7. Daire Başkanı ..., Üye ..., Üye ... ve Üye ...’in azınlık görüşü:

 

İlamdaki kamu zararı Kurum yetkililerinin Ekim 2015-Mart 2016 dönemine ilişkin su teslim makbuzlarına göre hazırladıkları 6 aylık tüketim miktarının ortalaması (153 adet) üzerinden hesaplanmıştır. Ancak yıllık su tüketim miktarı, mevsimsel dönemler, Kurum uygulamaları, personel alışkanlıkları gibi farklı koşulların varlığı halinde değişmesi mümkün olup, bu bağlamda 2015’in son 3 ayı ile 2016’nın ilk 3 ayında yapılan sayım sonucu, Kurumun 2015 yılında gerçekleşen aylık somut tüketim miktarını yansıtamayacağından, bu şekilde belgeye dayalı olmadan, muhtemel rakamlar üzerinden hesaplanan kamu zararının kabulü de mümkün değildir.

 

Sayıştay yargısının konusunu teşkil eden ve 5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesinde; “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlanan kamu zararının tazminle veya tasdikle sonuçlanabilmesi için zarar tutarının somut verilere dayanılarak kesin ve net bir şekilde ortaya konulması gerekir.

 

Ancak yukarıda da açıklandığı gibi İlamda yer alan kamu zararı, kesin ve somut delillere-belgelere dayanmadan, ortalama miktarlar üzerinden muhtemel zarar şeklinde hesaplandığından, ortada Sayıştay yargısının konusuna girebilecek mahiyette bir kamu zararı söz konusu değildir.

 

Bu itibarla; konuya ilişkin dilekçi itirazları kabul edilerek, açıklanan gerekçelerle 339 sayılı Ek İlamın 1(A)’ınci maddesiyle verilen ... TL’lik tazmin hükmünün kaldırılması gerekir.

 

Üye ...’ın azınlık görüşü:

 

Sayıştay Temyiz Kurulunca; “İlamda yer alan kamu zararı tutarının kesin rakamlara dayanmadığı, ortalama miktarlar esas alınarak muhtemel bir zarardan hareketle hesaplandığı” belirtilerek; bu nedenle, “olayın ayrıntılı şekilde incelenerek, alımların yapıldığı dönemdeki su miktarlarının somut olarak ortaya konulması ve buna bağlı olarak kamu zararının ve sorumlularının yeniden tespiti” için tazmin hükmünün bozularak, dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmesi üzerine, Sayıştay 8. Dairesinde yeniden yapılan yargılama sonucunda, aynı tutar ve aynı sorumlular için temyize konu tazmin hükmü verilmiştir.

 

İlamda, 2015 yılı içerisinde yapılan su alımlarının gerçekleşenden daha yüksek gösterilmesi nedeniyle oluştuğu belirtilen kamu zararı tutarının, Ocak-Aralık 2015 yılı aylık su alım miktarları ile Ekim 2015- Mart 2016 aylarında sayımı yapılan aylık su alım miktarlarının toplamının (916) altı aylık ortalaması esas alınarak (916/6=153), 2015 yılındaki aylarda tüketilen aylık damacana miktarı ile bulunan bu aylık ortalama miktar (153 adet) arasındaki aylık fark miktarı üzerinden hesaplanmış olduğu, anlaşılmıştır.

 

Muayene ve kabul komisyonu üyesi ...’in (Şube Müd.) temyiz dilekçesindeki savunmasında; Ek İlam hükmünde kamu zararı tespitinin ortalama rakamlar üzerinden yapıldığı, gerçek ve somut veriye dayanmadığı, bu yolla sorumluların gerçekte var olan kamu zararının çok üstünde bir rakam üzerinden tazminle yükümlü kılındığı, belirtilmiş;

 

Muayene ve komisyonu üyesi ...’in (Bilg. İşlt.) savunmasında ise; Genel Müdürlükte 20 dairenin bulunduğu, her dairede haftalık ortalama en az 5 adet damacana su tüketildiği, aylık tüketim miktarının (20 daire*5 damacana*4 hafta) 400 adet damacana suya tekabül ettiği, dolayısıyla damacana su tüketiminin çalışan personelin günlük su tüketim ihtiyacına göre değişiklik gösterdiği ve her ay değişebileceği, teslim alınan damacana sayısına ilişkin belgelerin aksini gösterir hiçbir delil olmamasına rağmen sadece tüketim miktarındaki düşme dikkate alınarak rapor düzenlenip karar verildiği, bu hususun bozma sebebi olduğu, belirtilmiştir.

 

Dosya münderecatının incelenmesinde; ... Genel Müdürlüğü tarafından 2015 yılında 4734 sayılı Kanunun 22/d maddesine göre … Gıda’dan aylık 495, 498 adet gibi değişen miktarlarda olmak üzere toplam 5028 adet damacana su alımı yapıldığı, ancak yerinde denetim esnasında; daha fazla personele sahip İl Müdürlüklerinde daha az miktarda su tüketildiğinin görülmesi üzerine Genel Müdürlükte Ekim 2015-Mart 2016 döneminde tüketilen su miktarının sayıldığı ve 6 aylık toplam 916 adet damacana olmak üzere aylık ortalama 153 adet (916/6) damacana su tüketildiğinin tespit edildiği, yine tüketim miktarının Ağustos 2016-Aralık 2016 döneminde (5 aylık) toplam 936 adet (aylık ortalama 187 adet), 2017 yılında toplam 1030 adet (aylık ortalama 85 adet), 2018 yılında toplam 941 adet (aylık ortalama 78 adet) olarak gerçekleştiği görülmüştür.

 

Buradan hareketle; Kurumda personel-birim sayısında ve tüketim alışkanlıklarında herhangi bir değişme olmadığı halde aylık tüketim miktarının 2015 yılının Ekim ayından sonraki dönemde bariz düşüş göstermesi nedeniyle 2015 yılındaki su alımlarının gerçeği yansıtmadığı sonucuna varılmıştır.

 

5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesi ile “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tanımlanan ve hukuka aykırılığın yaptırımı mahiyetindeki tazmin yaptırımı ile sonuçlanan kamu zararının, farazi ve tahmini hesaplamalar ile değil, kesin ve somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Ancak, İlamda yer alan kamu zararının, kesin ve somut delillere dayanmadan, ortalama miktarlar esas alınarak muhtemel zarar şeklinde hesaplanması nedeniyle ortada Sayıştay yargısının konusuna girebilecek mahiyette bir kamu zararının söz konusu olmadığı değerlendirilmiştir.

 

Konu sorumluluk yönü ile değerlendirildiğinde;

 

Muayene ve kabul komisyonu üyesi ...’in (Şube Müd.) temyize esas savunmasında;

 

13.04.2015 tarihinde göreve başladığı, Genel Müdürlüğün su alımlarına ilişkin olarak 2015 Nisan-Temmuz aylarında Muayene Kabul Komisyon Üyesi olarak görevlendirildiği, su teslimatının mesai saatleri dışında hafta sonları yapılması nedeniyle alım tutanaklarını prosedürü tamamlamak için imzaladığı,

 

2015 Eylül ayı içerisinde Daire Başkanlığına vekalet ettiği dönemde Sayıştay Denetçisi tarafından görüşmeye çağrıldığı ve bu görüşmede Genel Müdürlüğe alınan içme suyu adetlerinin taşra müdürlüklerine alınan adetten fazla olduğu, su teslimatlarının da hafta sonu yapıldığı konusunda uyarıldığı, bunun üzerine dönemin amirleri ve ilgili firmayla görüşerek hafta sonu olan su teslimatlarının hafta içine alınmasını sağladığı, belirtilmiştir.

 

Muayene ve komisyonu üyesi ...’in (Bilg. İşlt.) savunmasında ise;

 

“Mal Alımları Denetim Muayene ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmelik’in 7’nci maddesi hükmünden de anlaşılacağı üzere, düzenlenen görevin “idareye teslim edilen malın veya yapılan işin ihale dokümanında belirtilen şartlara uygun olup olmadığının incelenmesi” şeklinde olduğu, malların teslim alınmasıyla ve sayılması ile ilgili bir görevinin bulunmadığı, bu husus dikkate alınmadan raporda inceleme yapıldığı ve karar verildiği, bu sebeple kararın mevzuata aykırı olduğu,

 

Genel Müdürün şifahi talimatı ile su teslimatlarının hafta sonu ve mesai saatleri dışında yapıldığı, Temizlik Şefi ... tarafından teslim alınan sipariş fişine göre damacana su miktarı kontrol edilerek muayene ve kabul belgesinin tarafınca imzalandığı, olayda herhangi bir kusuru ya da ihmalinin bulunmadığı, belirtilmiştir.

 

Bu meyanda, iddia olunan kamu zararına sebebiyet veren uygulamanın Genel Müdürün şifahi talimatı ile su teslimatlarının hafta sonu ve mesai saatleri dışında yapılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, Genel Müdürün ve hafta sonu ve mesai saatleri dışında suları teslim alan Temizlik Şefi ...’nun da savunmalarının alınması gerekir idi.

 

Diğer taraftan;

 

Denetçi tarafından düzenlenen Ek Raporda, Daireden “söz konusu olayın aydınlatılması ve su alımının yüksek gösterilmesi ile ilgisi olanların tespiti ve haklarında ceza kovuşturması yapılması için konunun Bakanlığına yazılması” talep edilmesine rağmen, bunun yapılmadığı anlaşılmıştır. Oysa, ceza yargılaması Sayıştay yargılamasından farklı olup, farklı delil toplama yöntemleri ve tanık dinleme, yemin..vs. uygulamalar ile gerçeğin ortaya çıkarılması ve varsa suçun mahiyetinin ve kamu zararının tespiti daha kolaydır. Ancak, artık buna imkan kalmadığı düşünülmektedir.

 

Sonuç olarak; Temyiz Kurulu Kararında yer alan; “… olayın ayrıntılı şekilde incelenerek alımların yapıldığı dönemdeki su miktarlarının somut olarak ortaya konulması ve buna bağlı olarak kamu zararının ve sorumlularının yeniden tespiti gerektiği” şeklindeki bozma kararının gereği yerine getirilemediğinden, konuya ilişkin dilekçi itirazları kabul edilerek, 339 sayılı Ek İlamın 1’inci maddesinin (A) bendi ile verilen ... TL’lik tazmin hükmünün kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 150 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor