YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Tören temsil harcamaları kapsamında belediyede çalışan personele kıyafet alınması, kamu zararına yol açar mı?

Karar Özeti

 

 

Dilekçede yer verilen kıyafet yardımının ayni olarak yapılması yönündeki iddiaya ilişkin olarak; memurlara, hangi şartlarda ve ne şekilde kıyafet yardımının yapılacağı Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliği ile belirlenmektedir. Somut olayda kıyafet yardımı Özel Kalem Müdürlüğünde çalışan işçilere yapılmıştır. Hâlbuki işçilere yapılacak ödeme ya da yardım, dayanağını, ancak 4857 sayılı İş Kanunu, anılan Kanun’a dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemeler ve işçi ile idare arasındaki sözleşmeden alabilir. Bu nedenle mevzuatta ya da idare ile işçi arasındaki sözleşmede söz konusu yardımın yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından harcamanın, temsil tören kapsamına girmemesinin yanı sıra yasal dayanağı da bulunmamaktadır.

Karar

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2018    

 

Dairesi  7           

 

Dosya No           48338  

 

Tutanak No        50137  

 

Tutanak Tarihi   15.9.2021         

 

Kararın Konusu Çeşitli Konuları İlgilendiren Kararlar      

 

 

Konu: Özel Kalem Müdürlüğünde görev yapan işçi personele temsil, ağırlama ve tören giderleri ödeneğinden mevzuata aykırı bir şekilde kıyafet yardımı yapılması.

 

1-100 sayılı ilamın 2. Maddesi ile; Özel Kalem Müdürlüğünde görev yapan işçi personele temsil, ağırlama ve tören giderleri ödeneğinden mevzuata aykırı bir şekilde kıyafet yardımı yapılması suretiyle sebep olunan ... TL kamu zararının sorumlulardan tazminine hükmedilmiştir.

 

Temyiz Dilekçesi

 

Temyiz kanun yoluna başvuran üst yönetici ... ve harcama yetkilisi ... tarafınca sunulan temyiz dilekçesinde özetle;

 

Özel Kalem Müdürlüğünde görev yapan personele temsil ödeneğinden kıyafet alınmasının kamu zararı oluşturmadığı, temsil ağırlama ödeneğinin miktarı, kapsamı ve konusu açısından Başkanın takdirinde olduğu,

 

Söz konusu harcamaların 2017 bütçesinde onaylanmış ve 2018 faaliyet raporu ve Kesin hesabında da yine Meclisçe onaylandığı, Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi'nin Sayıştay'ın görüşü alınmaksızın yürürlüğe girdiği ve hukuken sakat olduğu, ayrıca zaman içerisinde ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğu, kıyafet yardımının ayni olarak yapıldığı ve görev sırasında personel tarafından kullanıldığı, Başkanın takdirinde olan mevzuatın da yasaklamadığı bir harcamadan dolayı sorumlu tutulamayacağını, harcamaya konu alımların sosyal yardım anlamında giyim yardımı olmadığı, görev gereği işini yerine getirirken giymesi gereken özellikli kıyafetler olduğu, 5393 sayılı kanunun 60 ıncı maddesi ile normlar hiyerarşisi dikkate alındığında temsil ağırlama yönergesinin uygulanamaz olduğu, mahalli müşterek ihtiyaç kavramı tanımının yapılmadığı, genel değerlendirme ile özel kalem personelinin işlemlerinin yerel hizmetler vasfında olduğunu kamu yararı niteliği taşıdığı ve daire ile denetçi görüşünün yerindelik denetimi kapsamında olduğu değerlendirmesi ile tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Son olarak Üst yönetici olarak sorumluluğunun 5018 sayılı kanunun 10 md sinde iç denetçi ve mali hizmetler birimi aracılığıyla yerine getirileceğinin belirtildiği sorumluluğunun düzenlilik, uygunluk ve performans denetimi açısından mümkün olabileceği belirtilerek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Başsavcılık Mütalaası

 

Temyiz kanun yoluna başvuran üst yönetici ... ... ve harcama yetkilisi ... tarafınca sunulan temyiz dilekçesine istinaden verilen mütalaada;

 

“Özel Kalem Müdürlüğünde görevli, başkan koruması, makam şoförü, makam ikram görevlileri ve Başkanlık saha görevlilerine alınan kıyafetlerin bedellerinin Temsil ve ağırlama ödeneğinden karşılanması hususuyla ilgili olarak iddia edildiği üzere sadece görev sırasında kullanılan kıyafet niteliği taşımadığı, resmi üniforma veya resmi kıyafet formu taşımadığı değerlendirildiğinden ve Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi'nin 3'üncü maddesinde temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktar tayininin belediye başkanının takdirine tabi olduğu ifade edildikten sonra, bu takdir yetkisinin sınırları; aynı Yönerge'nin 4'üncü maddesinde "Temsil Giderleri", 5'inci maddesinde "Ağırlama Giderleri" ve 9'uncu maddesinde "Tören Giderleri" başlıkları altında sayılarak belirtilmiştir. Yönerge'nin temsil giderlerine ilişkin düzenleme yapan 4'üncü maddesi hükümlerine aykırı olarak giderin yapıldığı düşünüldüğünden Daire Kararının tasdikinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.”

 

Denilmektedir.

 

Duruşma talebinde bulunan ...’a duruşma günü 25.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve tebellüğ belgesi alındığı halde duruşmaya gelmediği ve kanuni bir temsilci göndermediği gibi duruşmaya katılamayacağına dair yasal bir neden de bildirmediği anlaşıldığından adı geçenin gıyabında,

 

Duruşmaya katılan sorumlu ... ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamaları dinlendikten sonra,

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

Daire kararında özel kalem müdürlüğünde görev yapan işçi personele temsil, ağırlama ve tören giderleri ödeneğinden mevzuata aykırı bir şekilde kıyafet yardımı yapılması suretiyle kamu zararına sebebiyet verildiğine hükmedilmiştir.

 

Dilekçilerin İddia ve İtirazları

 

Esasa ilişkin olarak:

 

Söz konusu harcamaların 2017 bütçesinde onaylanmış ve 2018 faaliyet raporu ve Kesin hesabında da yine Meclisçe onaylandığı,

 

Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi'nin Sayıştay'ın görüşü alınmaksızın yürürlüğe girdiği ve hukuken sakat olduğu, ayrıca zaman içerisinde ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğu,

 

Kıyafet yardımının ayni olarak yapıldığı ve görev sırasında personel tarafından kullanıldığı,

 

Başkanın takdirinde olan mevzuatın da yasaklamadığı bir harcamadan dolayı sorumlu tutulamayacağını,

 

Harcamaya konu alımların sosyal yardım anlamında giyim yardımı olmadığı, görev gereği işini yerine getirirken giymesi gereken özellikli kıyafetler olduğu,

 

5393 sayılı kanunun 60 ıncı maddesi ile normlar hiyerarşisi dikkate alındığında temsil ağırlama yönergesinin uygulanamaz olduğu, bu yönergede mahalli müşterek ihtiyaç kavramı tanımının yapılmadığı,

 

Genel değerlendirme ile özel kalem personelinin işlemlerinin yerel hizmetler vasfında olduğunu kamu yararı niteliği taşıdığı ve daire ile denetçi görüşünün yerindelik denetimi kapsamında olduğu şeklindedir.

 

Sorumluluğa ilişkin olarak;

 

Dilekçi ... üst yönetici olarak sorumluluğunun 5018 sayılı kanunun 10 md sinde iç denetçi ve mali hizmetler birimi aracılığıyla yerine getirileceğinin belirtildiği sorumluluğunun düzenlilik, uygunluk ve performans denetimi açısından mümkün olabileceği hukuki uyuşmazlık konusuna ilişkin sorumluluğunun bulunmadığı şeklindedir.

 

Dava Konusunun Maddi ve Manevi Unsurlarına İlişkin İzahat;

 

Esas Yönünden İnceleme

 

Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin 3’üncü maddesinde temsil, ağırlama ve tören giderlerinin konu, kapsam ve miktar tayininin belediye başkanının takdirine tabi olduğu ifade edildikten sonra, bu takdir yetkisinin sınırları; aynı Yönerge’nin 4’üncü maddesinde “Temsil Giderleri”, 5’inci maddesinde “Ağırlama Giderleri” ve 9’uncu maddesinde “Tören Giderleri” başlıkları altında sayılarak belirtilmiştir. Yönerge’nin temsil giderlerine ilişkin düzenleme yapan 4’üncü maddesinde;

 

“Temsil giderleri görevle ilgili olmak şartıyla;

 

Beldede başarılı çalışmaları görülenler için toplantılar düzenlemek,

 

Kupa ve benzeri teşvik uygulamalarında bulunmak,

 

Gerçek ve tüzel kişilere plaket, ödül ve hediye vermek, çiçek göndermek,

 

Beldede göreve başlayan veya ayrılan protokole dahil kişiler için toplantılar düzenlemek ve hediye vermek için yapılır.” denilmektedir.

 

Ödeme emri ve ekleri incelendiğinde, söz konusu alıma “Özel Kalem Müdürlüğünde görev yapan ve sürekli sahada olan personelin Belediye Başkanını temsil ettiğinden kılık kıyafetlerinin düzgün ve bakımlı olması amacıyla” ihtiyaç duyulduğu ifade edilmektedir.

 

Anılan Yönerge’ye göre sahada görev yapan personelin belediye başkanını temsil ettiğinden hareketle kıyafet bedellerinin temsil, ağırlama ve tören giderleri kaleminden ödenmesi mümkün olmadığı kararı; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 60’ıncı maddesi ile belediyenin giderleri sayılmak suretiyle sınırlandırılması, anılan maddede Belediyenin sahada bulunan personeli için yapılan kılık-kıyafet alımlarının bütçeden karşılanmasına izin veren bir hüküm bulunmaması ve kimlere, hangi şartlarda giyim yardımının yapılacağı mevzuatta düzenlenmiş olması gerekçesiyle belediye personelinin bir kısmına başkanlık katında çalışıyor olması gerekçe gösterilerek giyim eşyası alınmasının yasal dayanağının bulunmadığı kararı hukuki isabettir.

 

Dilekçilerce Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi’nin Sayıştay’ın görüşü alınmaksızın yürürlüğe girdiği, bu sebeple hukuken geçersiz olduğu ve dikkate alınamayacağı iddiasına ilişkin olarak;

 

Daire kararında etraflıca karşılandığı üzere; idarenin işlem ve eylemlerinde hukuka uygunluk karinesi söz konusu olması hasebiyle idarenin tesis ettiği bir işlem veya eylem iptal edilene kadar hukuka uygun sayılıp geçerliliğini koruyacağından,

 

Ayrıca 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24’üncü maddesi uyarınca kamu kuruluşlarının ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerinin yargısal denetimi, ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da yapılmakta olup, ülke çapında uygulanan düzenleyici idari işlem niteliğinde olan ve hakkında Danıştayca verilmiş iptal yahut yürütmenin durdurulması kararı bulunmayan Yönerge, Sayıştay’ın istişari nitelikteki görüşü alınmamış olsa da hukuk düzeninde yer aldığı sürece geçerli addedilecektir.

 

Mamafih iptal edilebilirliği olduğu halde iptal edilmeyen Yönerge’nin şahsi değerlendirmeler sonucunda şeklen veya usulen hukuka aykırılığından bahisle pozitif norm olmadığı yönündeki iddia hukuki açıdan dayanaksız olacaktır.

 

5393 sayılı Kanun gereğince, belediyeler görev ve sorumluluklarını yerine getirirken ve giderlere katlanırken mahalli müşterek nitelikte olma şartını dikkate almak zorundadır. Öte yandan 5018 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi uyarınca kamu idarelerine bütçeyle verilen harcama yetkisi, ancak kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle düzenlenen görev ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kullanılabilecektir. Her iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde temsil tanıtma tertibine ilişkin sınırlamalara yer verilmese de bu ödeneğin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçların karşılanması ve 5393 sayılı Kanun’daki görev ve hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla kullanılması gerekmektedir. Dolayısıyla temsil tanıtma ödeneğinin kapsamını belirleme konusunda belediye başkanının sınırsız takdir yetkisi söz konusu değildir

 

Dilekçede yer verilen kıyafet yardımının ayni olarak yapılması yönündeki iddiaya ilişkin olarak; memurlara, hangi şartlarda ve ne şekilde kıyafet yardımının yapılacağı Memurlara Yapılacak Giyecek Yardımı Yönetmeliği ile belirlenmektedir. Somut olayda kıyafet yardımı Özel Kalem Müdürlüğünde çalışan işçilere yapılmıştır. Hâlbuki işçilere yapılacak ödeme ya da yardım, dayanağını, ancak 4857 sayılı İş Kanunu, anılan Kanun’a dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemeler ve işçi ile idare arasındaki sözleşmeden alabilir. Bu nedenle mevzuatta ya da idare ile işçi arasındaki sözleşmede söz konusu yardımın yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından harcamanın, temsil tören kapsamına girmemesinin yanı sıra yasal dayanağı da bulunmamaktadır.

 

Sorumluluk Yönünden İnceleme

 

Dilekçilerce sunulan dilekçede; belediye başkanının yalnızca idari sorumluluğunun olduğu ve mali sorumluluğunun bulunmadığı ifade edilmiştir.

 

5018 sayılı Kanun’un 71’inci maddesinde kamu görevlilerinin mevzuata aykırı karar ve işlemleri ile kamu kaynağında artışa engel veya eksilişe neden olunması kamu zararı olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle kamu zararına sebebiyet veren mevzuata aykırı karar ve işlem ile illiyet bağı bulunan üst yöneticilerin bu kapsamda mali sorumlulukları söz konusu olabilecektir. Nitekim 5189/1 No’lu Sayıştay Genel Kurulu Kararı’nda da üst yöneticilerin işlerin gidişatından harcama yetkilileri ve diğer görevlilerin bilgilendirmeleri ve raporları ile bilgi sahibi oldukları, dolayısıyla üst yöneticilerin Sayıştay’a karşı mali sorumluluklarının olabileceği, bunun münferit olay bazında değerlendirilmesi gerektiği ve Sayıştay yargısında görüşülmesi sırasında hükme bağlanacak bir konu olduğu ifade edilmiştir. Bu doğrultuda, kamu zararına sebebiyet veren harcamaya ilişkin “Olur” ile mali sürece katılan ve 5393 sayılı Kanun ile temsil ve ağırlama giderleri için ayrılan ödeneği kullanma yetkisi verilen Belediye Başkanının mali sorumluluğunun da doğduğu açıktır.

 

 

 

HÜKÜM

 

Yukarıda yer verilen hukuki düzenlemeler ile açıklamalar çerçevesinde;

 

Temyizse konu daire kararında, dilekçilerce ileri sürülen iddia ve itirazlar hem esasa hem de sorumluluk yönüne bakan yönü karşılandığından, kararda hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu itibarla dilekçilerin iddia ve itirazlarının REDDİNE, 100 sayılı ilamın 2. Maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE, (Üye …, … ve …’in Daire kararının kaldırılması gerekir şeklindeki ayrışık görüşüne karşı) oy çokluğu ile,

 

 

 

Karar verildiği 15.09.2021 tarih ve 50137 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

Karşı Oy Gerekçeleri;

 

Üye …, … ve …’in karşı oy gerekçesi;

 

Dosya ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde;

 

Somut konuya ilişkin alımın Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Ağırlama ve Tören Giderleri Yönergesi kapsamında değerlendirilemeyecektir. Bununla birlikte Belediye Başkanının takdiri ile bu tür alımların yapılmasına yasal bir mani bulunmamaktadır. Ayrıca, ilgili harcamanın sadece bütçenin temsil tören giderleri başlığı altında yapılmış olması alımı hukuka aykırı hale getirmeyecektir.

 

Bu itibarla ilgili işlemin hukuka uygun olması nedeniyle Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

 

 

 

Konu: İlamın hüküm dışı bırakılan maddesi için yapılan temyiz başvurusu.

 

2-100 sayılı ilamın 3. Maddesi ile; ... Belediye Başkanlığı ile ... Sendikası (...) arasında imzalanan 06.01.2012 ve 01.01.2018 tarihli Sosyal Denge Sözleşmelerinin mevzuata aykırı hükümler içerdiği, sözleşmelerde yasayla belirlenen sınırlara uyulmadığı, 06.01.2012 tarihli Sözleşme’nin sonraki yıllarda personelin var olan mali haklarını genişletecek şekilde değiştirildiği bu suretle de 2018 yılında emekli olan personele ve İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan personele mevzuatta öngörülenden fazla tutarda ödemede bulunularak kamu zararına sebebiyet verildiği hususuna ilişkin olarak;

 

Sosyal denge sözleşmesiyle personele yapılan emeklilik yardımının tamamının kamu zararı olarak değerlendirilmesi gerekmekte olduğu, ancak raporda ve sorumlulara gönderilen sorgularda 2018 yılında yapılan emeklilik yardımından, 2012 yılında yapılan emeklilik yardımı mahsup edilerek kamu zararı hesaplandığı tespiti üzerine KONUNUN TEKRAR DEĞERLENDİRİLEREK EK RAPORLA YENİDEN DÜZENLENMESİNİ TEMİNEN YARGILAMANIN BEKLETİLMESİNE VE 29.12.2019 TARİHLİ RAPORUN 3’ÜNCÜ MADDESİNİN DENETÇİSİNE İADESİNE karar verilmiştir.

 

Temyiz Dilekçesi

 

Temyiz kanun yoluna başvuran üst yönetici ... tarafınca sunulan temyiz dilekçesinde özetle;

 

Sendikalar 2012 öncesine ait sözleşme veya Toplu Sözleşmede hangi rakam yüksekse onun uygulanmasını amaçlandığı, 2012 yılında yapılan Sözleşmenin esas alınması ve Toplu Sözleşme ile bu sözleşmeyi karşılaştırmasının doğru bir yaklaşım olmadığı, Toplu sözleşme metninde 2012 yılı öncesi ve sonrası yapılan Sosyal denge Sözleşmelerinin net brüt ifadeleri ve Sayıştay tarafından mevzuata aykırı değerlendirilen diğer düzenlemeleri istisna tutulmamış açıkça geçersizliğine yönelik düzenlemeler getirilmediğini, dolayısıyla İlamda sözleşme hükmünün aynısı olmayıp net ibaresi eklenmiş halinin uygulanması nedeniyle tazmine karar verildiği, 4. Dönem Toplu Sözleşmesinin metninin tamamına bakıldığında 1 yer dışında hiçbir maddesinde ve yerinde brüt kelimesi de geçmediği sadece 5. Madde de yer alan husus ile ilgili brüt ifadesinin geçtiği ancak bunun da sadece 5. Madde için geçerli olabileceği, aksi bir yorumun Toplu sözleşmeyi imzalayan ve onu esas alan Belediye ve Sendikaların iradelerinin önüne geçilmiş olacağı belirtilmiştir.

 

İkinci olarak emekli olacaklara teşvik amacıyla emeklilik ikramiyesi verilmesi karara bağlanmış ancak emeklilik ikramiyesi emeklilere verilmiştir şeklindeki kanaate de katılmanın mümkün olmadığı belirtilerek sadece çalışanı taahhüt ettiği takdirde emekli olmasını teşvik amacıyla verildiği ifade edilmiştir.

 

Üçüncü olarak, Bayram ikramiyesi verilemeyeceğine ilişkin görüşlere karşı 4688 sayılı kanunun 28 md sindeki çerçeve belli olduğu ve bayram ikramiyesinin verilebileceği ifade edilmiştir.

 

Dördüncü olarak, kamu zararı tanımına somut olay girmediği için kamu zararının oluşmadığı gerekçesiyle tazmin hükmü verilemeyeceği belirtilmiştir.

 

Son olarak Üst yönetici olarak sorumluluğunun 5018 sayılı kanunun 10 md sinde iç denetçi ve mali hizmetler birimi aracılığıyla yerine getirileceğinin belirtildiği sorumluluğunun düzenlilik, uygunluk ve performans denetimi açısından mümkün olabileceği belirtilerek tazmin hükmünün kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Başsavcılık Mütalaası

 

Temyiz kanun yoluna başvuran üst yönetici ... tarafınca sunulan temyiz dilekçesine istinaden verilen mütalaada;

 

“... Belediye Başkanlığı ile ... Sendikası (...) arasında imzalanan 06.01.2012 ve 01.01.2018 tarihli Sosyal Denge Sözleşmelerinin mevzuata aykırı hükümler içerdiği, sözleşmelerde yasayla belirlenen sınırlara uyulmadığı, 06.01.2012 tarihli Sözleşme'nin sonraki yıllarda personelin var olan mali haklarını genişletecek şekilde değiştirildiği, bu suretle de 2018 yılında emekli olan personele ve insan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü bünyesinde çalışan personele mevzuatta öngörülenden fazla tutarda ödemede bulunulduğunun tespiti yapılmıştı.

 

Ancak mezkur İlamın ilgili maddesinde Daire "söz konusu sosyal denge sözleşmesiyle personele yapılan emeklilik yardımının tamamının kamu zararı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak raporda ve sorumlulara gönderilen sorgularda 2018 yılında yapılan emeklilik yardımından, 2012 yılında yapılan emeklilik yardımı mahsup edilerek kamu zararı hesaplandığı görülmüştür.

 

Bu itibarla, rapor maddesinin yeniden düzenlenmesi için denetçisine iade edilmesi gerekir." gerekçesiyle hüküm dışı kararı verilerek karar tesisini düzenlenecek Ek Rapora kadar ertelemiştir.

 

Bu çerçevede hükmü tesis edilmemiş bir madde için temyiz konusu edilmesinin mümkün olmadığı değerlendirildiğinden temyiz talebinin ret edilmesi gerektiği değerlendirmektedir.”

 

Denilmektedir.

 

Duruşma talebinde bulunan ... ve …’e duruşma günü 25.05.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve tebellüğ belgesi alındığı halde duruşmaya gelmediği ve kanuni bir temsilci göndermediği gibi duruşmaya katılamayacağına dair yasal bir neden de bildirmediği anlaşıldığından adı geçenin gıyabında,

 

Duruşmaya katılan sorumlu ... ile Sayıştay Savcısının sözlü açıklamaları dinlendikten sonra,

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

 

6085 sayılı Sayıştay Kanununun “temyiz” kenar başlıklı 55 inci maddesinde; “Sayıştay dairelerince verilen ilamlar Sayıştay Temyiz Kurulunda temyiz olunur. Bu Kurulca verilen kararlar kesindir....”

 

Aynı Kanunun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun uygulanacağı haller” başlıklı 61. Maddesinde; ”Bu Kanunda yargılama usulüne ve kanun yollarına ilişkin hüküm bulunmayan hallerde 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.”

 

1086 sayılı kanunun mülgası ile yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Temyiz edilebilen kararlar” başlıklı 361. Maddesinde ise; “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Denilmektedir.

 

100 sayılı ilamın 3. Maddesi ile Sosyal denge sözleşmesiyle personele yapılan emeklilik yardımının tamamının kamu zararı olarak değerlendirilmesi gerekmekte olduğu, ancak raporda ve sorumlulara gönderilen sorgularda 2018 yılında yapılan emeklilik yardımından, 2012 yılında yapılan emeklilik yardımı mahsup edilerek kamu zararı hesaplandığı tespiti üzerine KONUNUN TEKRAR DEĞERLENDİRİLEREK EK RAPORLA YENİDEN DÜZENLENMESİNİ TEMİNEN YARGILAMANIN BEKLETİLMESİNE VE 29.12.2019 TARİHLİ RAPORUN 3’ÜNCÜ MADDESİNİN DENETÇİSİNE İADESİNE karar verildiği görülmektedir.

 

Yukarıda yer verilen kanun hükümleri değerlendirildiğinde 6085 sayılı Kanunun 55. Maddesinde yer verilen ‘ilam’ lafzından, 6100 sayılı Kanunun 361. Maddesinde yer verilen nihai karar mahiyetindeki kararlar olduğu anlaşılmaktadır.

 

Usul kanunumuzca sadece nihai kararların temyiz edilebileceği kabul edildiğinden arar karar mahiyetinde olan ve yargılamayı sona erdirip Dairece el çekilmesini gerektirir mahiyette olmayan, yargılamanın bekletilmesine ve denetçisine iadesi, kararının tek başına temyiz edilemeyeceği açıktır.

 

Tüm bu sebeplerle, Temyiz Kurulunca temyiz talebinin REDDİNE ve kurulca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA oybirliğiyle,

 

 

 

Karar verildiği 15.09.2021 tarih ve 50137 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 189 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor