YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İşçinin kusuru gerekçe gösterilerek sözleşmesinin feshi nedeni ile ödenen kıdem tazminatı, kamu zararına yol açar mı?

Karar Özeti

 

Sorumluların savunmasında, anılan bent hükmü kapsamında işçiye ödevli bulunduğu görevleri yapma konusunda gerekli hatırlatmalarda bulunulmadığı, dolayısıyla işçinin uyarılara rağmen görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunun gerçekleşmediği, bu nedenle de kendisine fesih nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak, ilgili olur incelendiğinde feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı’ başlıklı 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendi gereği yapıldığı anlaşılmaktadır.

 

HÜKÜM

 

Yukarıda yer verilen hukuki düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde idarede işçi olarak çalışan personelin iş akdi, görevlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle belediye tarafından ... tarihi itibarıyla haklı fesih sebebi ile feshedilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesinin hukuka aykırı olduğu açık olup,

Karar

 

Kamu İdaresi Türü          Belediyeler ve Bağlı İdareler     

 

Yılı         2018    

 

Dairesi  1           

 

Dosya No           47122  

 

Tutanak No        49947  

 

Tutanak Tarihi   8.9.2021            

 

Kararın Konusu İş Mevzuatı ile İlgili Kararlar      

 

Konu: İdarece 4857 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendi gereğince iş akdi feshedilen işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi gerekirken ilgili işçiye kıdem tazminatı ödenmesi.

 

68 sayılı ilamın 5. Maddesiyle; idarece 4857 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendi gereğince iş akdi feshedilen işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi gerekirken ilgili işçiye ... TL ödeme yapılarak kamu zararına sebep olunduğuna, bu zararın sorumlulardan tazminine hükmedilmiştir.

 

Temyiz Dilekçesi

 

Sorumluluğuna hükmedilen Üst Yönetici ... ile Harcama Yetkilisi ... ve Gerçekleştirme Görevlisi ... tarafından sunulan aynı mahiyetli temyiz dilekçesinde özetle;

 

... ... Belediyesinde işçi olarak çalışan ...’ın iş akdi, görevlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle Belediye tarafından ... tarihi itibariyle haklı fesih sebebi ile feshedilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesi nedeniyle ... TL kamu zararı oluştuğu, aynı kişinin iş akdinin feshinden 1 gün sonra ... tarihinde aynı Belediyede İçişleri Bakanlığı’ndan izin alınmadan Özel kalem Müdürü olarak, daha sonra da ... tarihinde Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni olarak atanması.

 

Sayıştay kararında kamu zararı iki gerekçeye dayandırılmıştır. Kararda sorgu belgesine karşın yazılı savunmamızda ifade edilen hususların tam olarak gözetilmediği; dolayısıyla da haksız ve hiçbir kanıt ya da belgeye dayanmaksızın muvazaa gibi niyet okumaya dayalı bir şekilde hüküm kurulduğu değerlendirilmiştir. Önceki yazılı savunmamızda da yer aldığı üzere birbirinden bağımsız iki idari işlem mevcuttur.

 

Birincisi; İçişleri Bakanlığının 3.6.2009 gün ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı genelgesine aykırı hareket edildiği ve bakanlıktan atama izni alınmadığından bahsedilmektedir.

 

Hâlbuki İdare ... tarih ve … sayılı yazı ile İçişleri Bakanlığına atama izin talep yazısı yazmıştır. (EK-1) Ancak bakanlıkça olumsuz herhangi bir cevabi yazı yazılmamış olup idare ...’ın özel kalem müdürlüğüne atamasını ... tarihinde yapmıştır. (EK-2) Yani İçişleri Bakanlığına izin talep yazısı yazıldıktan iki yıl sonra atama işlemi yapılmıştır.

 

Kaldı ki; Yasama organı tarafından çıkartılan kanunlarla, yürütme tarafından çıkartılan diğer uygulayıcı düzenlemelerin aynı hiyerarşide kabul edilmelerini gerektiren ya da bunu haklı gösteren bir neden olmadığı gibi, hukuk devleti ilkesi ve uygulayıcı kuralların işlevleri göz önünde bulundurulduğunda kanunla tanınmış bir hakkın genelge ile kısıtlanmış olması yeterli bir neden olmamalıdır.

 

Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 58’inci maddesinde aslî memurluğa atanma, 59’uncu maddede ise, istisnaî memurluklara atanma konusundaki hükümler ihdas edilmiştir. 59’uncu maddesinin birinci fıkrasında, bu fıkrada unvanı sayılan kadrolara, 657 sayılı Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabileceği, ikinci fıkrasında ise, birinci fıkrada sayılan memurların bulunduktan bu kadroların emeklilik aylığı hesabında ve diğer memurluklara naklen atanmalarında herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılmayacağı hüküm altına alınmıştır.

 

Aynı Kanunun 60’ıııcı maddesi hükmüne göre, istisnaî Devlet memurluklarına bu Kanunun 48’inci maddesinde yazılı genel şartları taşıyan kimselerden atama yapılabilmekte, Kanunun 61 ’inci maddesi hükmüne göre de, istisnaî memurluklara atananlar hakkında bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

 

Bu hükümlere bakıldığında istisnai memuriyetin, kanun koyucunun, Devlet memurluğu kadrolarına atanma usulünün istisnası olarak idareye tanıdığı esnek bir atama şekli olduğu anlaşılmaktadır.

 

Yine İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 03.06.2009 tarihli ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı Özel Kalem Müdürü konulu Genelgesinde, ’’Özel kalem müdürlüğüne atanacakların öncelikle belediyede çalışan memurlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından seçilmesi esastır,” Denilmektedir. Ayrıca Kamu kurumlarında bazı görevlerin memurlar eliyle yürütülmesi bir zorunluluk olup Sayıştay denetimlerinde de önemle üzerinde durulmaktadır. ..., yaklaşık 15 yıldır Belediyenin en önemli birimi olan Mali Hizmetler Müdürlüğünde çalışmakta olup Belediyenin bütçesi ile kesin hesap ve stratejik plan vb. hassas iş ve işlemlerini bizzat yürütmektedir. Yapılmış olan bu atama İçişleri Bakanlığı genelgesinin ruhuna uygunluğu ile birlikte kişinin yapmakta olduğu görevlerinde memur eliyle yürütülmesi açısından önem arz etmektedir.

 

Nitekim konuya örnek teşkil etmesi anlamında; Sayıştay Temyiz Kurulumun 28/02/2018 tarih ve 44142 tutanak sayılı kararı (EK-31 ile; İçişleri Bakanlığının açık genelgesine rağmen izin alınmaksızın yapılan ve sakat olan bu idari işlemin geçersiz olduğu gerekçesi ile bozulması nedeniyle ilgili Dairede yeniden görüşülmesi neticesinde, söz konusu ödemenin fiilen çalışılma karşılığı olarak yapıldığı ve bahsi geçen genelgeye aykırı olarak yapılan işlemin İçişleri Bakanlığına bildirilmiş olmasının yeterli olduğu gerekçeleri ile toplam … TL’ve yeniden ilişilecek bir husus bulunmadığı hükmü verilmiştir.

 

Sonuç olarak idarenin ...’ın Özel Kalem Müdürlüğüne atanması işlemi yürürlükteki yasa ve mevzuatlara göre yapılmış olup, konu ile ilgili İçişleri Bakanlığına atanma işleminden iki yıl önce bildirilmiştir. Ayrıca Sayıştay Temyiz Kurulunun 28/02/2018 tarih ve 44142 tutanak sayılı kararı tamda bu konuya örnek bir karardır.

 

İkinci İşlem; Adı geçen kişiye Ödenen kıdem tazminatında kamu zararından bahsetmemiz mümkün değildir. Şöyle ki; 1475 sayılı yasanın yürürlükteki 14. Maddesinde kimlere kıdem tazminatının verilebileceği açıkça belirtilmiştir.

 

14. Maddenin beşinci fıkrasında, 506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan ( Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte; A) Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce yürürlükte bulunan hükümlere göre yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olanlar ile sigortalılık süresi 18 yıl ve daha fazla olan kadınlar ve sigortalılık süresi 23 yıl ve daha fazla olan erkekler hakkında, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümler uygulanır.) diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

 

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.

 

... isimli personel 1997 yılında ... Belediyesinde işe başlamış olup (EK-4) sigortalılık süresi yasada da ifade edildiği gibi 09.09.1999 öncesi sigortalı olup 18 yıl ve daha fazla olanlar kategorisindedir. Bu nedenle kıdem tazminatını almasında yasaya aykırılıktan bahsetmemiz söz konusu değildir. Dolasıyla yürürlükteki yasa ve mevzuatlara uygun olarak yapılan işlemde kamu zararından bahsedilemez.

 

4857 sayılı Kanunun 25. Maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendine göre, işverenin haklı sebeple iş akdini feshedebilmesi için, daha önce işçinin görevini yapmadığı konusunda uyarılması, uyarıya rağmen görevini yapmamakta ısrar etmesi gerekir. Söz konusu fesihten önce işveren olan belediyenin uyarı görevini yaptığına ve işçinin de buna rağmen görevini yapmamakta ısrar ettiğine ilişkin bir bilgi ve belge mevcut değildir. Hatta savunmada böyle bir uyarının yapılmadığı özellikle vurgulanmakta ve daha önce uyarı yapılmış olması durumunda kıdem tazminatı ödenmesinin mümkün olmayacağı belirtilmektedir. Bu durumda belediyenin haklı fesih hakkından söz edilmesi mümkün olmayıp söz konusu haksız fesih nedeniyle işçiye kıdem tazminatı ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır. Kıdem tazminatının ödenmemiş olması halinde İş Mahkemesi nezdinde açılacak işçilik alacağı davası nedeniyle belediyenin daha fazla bedel (ana para, en yüksek banka mevduat faizi, vekalet ücreti ve yargılama gideri gibi) tutarlar ile birlikte kıdem tazminatı tutarım ödemek zorunda kalacağı ortadadır. Bu yönden de idare işlemi mevzuata uygun ve yerindedir.

 

Ayrıca ilgili personele memuriyet hizmetini tamamladığında kamuda geçen sadece memuriyet süresinde yapılan hizmetin karşılığını emekli ikramiyesi olarak Emekli Sandığı tarafından bir ödeme yapılacağından; Emekli olan memurun kamuda geçen işçiliğin tazimatını Emekli sandığından talep ettiğinde, emekli sandığının İlgilinin talebi doğrultusunda yapacağı sorgu nedeni ile kıdem tazminatının ilgiliye ödenip ödenmediği bilgisi ilgili kurululardan istenmektedir. Bu sebepten dolayı mükerrer bir ödemenin yapılması önlenmektedir. (EK-5) (Örnek Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının ... sayılı yazısı )Tüm bu husus da dikkate alındığında ... adlı kişiye ödenen kıdem tazminatı nedeniyle kamu zararı da doğmadığı açıktır.

 

Neticede bütün bu açıklamalar gözetilerek ve savunmamızın bu meyanda değerlendirilerek bir kararın verilmesinin hukuka uygun düşeceğini düşünmekteyim.

 

Gereğini arz ve talep ederim.

 

Başsavcılık Mütalaası

 

Sorumluluğuna hükmedilen Üst Yönetici ... ile Harcama Yetkilisi ... ve Gerçekleştirme Görevlisi ... tarafından sunulan aynı mahiyetli temyiz dilekçelerine istinaden verilen mütalaada aynen;

 

“1475 sayılı İş Kanunu'nun halen yürürlükte olan "Kıdem tazminatı" başlıklı 14'üncü maddesinde;

 

"Bu Kanıma tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

 

1. İşveren tarafından bu Kanunun 11 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,

 

2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,

 

3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,

 

4. Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

 

5.506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

 

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır. " hükmü,

 

4857 sayılı İş Kanunu'nun;

 

"İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı" başlıklı 25'inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendinde,

 

”h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi" hükmü,

 

"Yürürlükten kaldırılan hükümler" başlıklı 120'nci maddesinde,

 

"25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 iincii maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır" hükmü,

 

Geçici 1' inci maddesinde de,

 

"Diğer mevzuatta 1475 sayılı İş Kanununa yapılan atıflar bıı Kanuna yapılmış sayılır. Bu Kanunun 120 nci maddesi ile yürürlükte bırakılan 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci bendi ile on birinci fıkrasında, anılan Kanunun 

 

16, 17 ve 26 ncı maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun 24, 25 ve 32 nci maddelerine yapılmış sayılır” hükmü yer almaktadır.

 

Bu hükümlere göre, işverenin haklı sebeplerle iş akdini feshetmesi halinde işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi gerekir. İşverenin haklı sebeplerle iş akdini feshedebileceği haller 4857 sayılı Kanun'un 25'inci maddesinde sayılmıştır. Bu hallerden bir tanesi de, maddenin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendinde düzenlenmiştir. Bu bent hükmüne göre, yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar eden işçinin iş akdi işveren tarafından kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedilebilir.

 

Belediye Başkanlığının ... tarihli Olur'u ile adı geçen işçinin iş akdi, kendisine verilen görevleri layıkıyla yerine getirmediği gerekçesiyle ve kıdem tazminatı ödenmek üzere ... tarihi itibarıyla feshedilmiştir. Bu fesih gerekçesi anılan (h) bendi hükmü kapsamına girmektedir. Bu nedenle, söz konusu fesihten dolayı adı geçen işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi gerekirdi.

 

Sorumluların savunmasında, anılan bent hükmü kapsamında işçiye ödevli bulunduğu görevleri yapma konusunda gerekli hatırlatmalarda bulunulmadığı, dolayısıyla işçinin uyarılara rağmen görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunun gerçekleşmediği, bu nedenle de kendisine fesih nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak, gerekli hatırlatmaların zamanında işveren olan belediye tarafından yapılması gerektiği halde yapılmayarak muvazaalı olarak iş akdinin feshedildiği kanaatine varılmış olunduğundan, sorumluların bu yöndeki savunmaları yerinde görülmemiştir.

 

Ayrıca, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 03.06.2009 tarihli ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı özel kalem müdürü konulu Genelgesine aykırı olarak Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna açıktan atama yapıldığı anlaşılmaktadır.

 

Bu nedenlerle temyiz talebinin reddi ile ... ... Belediyesi 2018 yılı hesabının 1. Dairede yargılanması sonucu çıkarılan 05.03.2020 tarih ve 68 numaralı ilamın 5. Maddesi ile verilen tazmin hükmünün, tasdikine karar verilmesinin uygun olacağı mütalâa edilmektedir.”

 

Denilmektedir.

 

Dosya ve eki belgelerin incelenmesi neticesinde;

 

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ;

 

... ... Belediyesinde işçi olarak çalışan ...’ın iş akdi, görevlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle belediye tarafından ... tarihi itibarıyla haklı fesih sebebi ile feshedilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesi suretiyle kamu zararına sebebiyet verildiğine hükmedilmiş,

 

Ayrıca aynı kişinin ... tarihinde aynı belediyede İçişleri Bakanlığından izin alınmadan Özel Kalem Müdürü olarak, daha sonra da Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak atanması tespitine yer verilmiştir.

 

İlgili Hukuki Düzenlemeler

 

1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükte olan “Kıdem tazminatı” başlıklı 14’üncü maddesi

 

“Bu Kanuna tabi işçilerin hizmet akitlerinin:

 

1. İşveren tarafından bu Kanunun 17 nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,

 

2. İşçi tarafından bu Kanunun 16 ncı maddesi uyarınca,

 

3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,

 

4. Bağlı bulundukları kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;

 

5. 506 Sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,

 

Feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.”

 

4857 sayılı İş Kanunu

 

‘İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı’ başlıklı 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendi,

 

“h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi”

 

‘Yürürlükten kaldırılan hükümler’ başlıklı 120’nci maddesi,

 

“25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır”

 

Geçici 1’inci maddesi,

 

“Diğer mevzuatta 1475 sayılı İş Kanununa yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır. Bu Kanunun 120 nci maddesi ile yürürlükte bırakılan 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci bendi ile on birinci fıkrasında, anılan Kanunun 16, 17 ve 26 ncı maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun 24, 25 ve 32 nci maddelerine yapılmış sayılır”

 

Maddi Unsurların Bağlamında Maddi Olayın İncelenmesi;

 

... ... Belediyesinde işçi olarak çalışan söz konusu personelin iş akdi, görevlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle belediye tarafından ... tarihi itibarıyla haklı fesih sebebi ile feshedilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır.

 

1475 sayılı İş Kanunu’nun halen yürürlükte olan “Kıdem tazminatı” başlıklı 14’üncü maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı’ başlıklı 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendi gereği işverenin haklı sebeplerle iş akdini feshetmesi halinde işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi gerekmektedir.

 

İşverenin haklı sebeplerle iş akdini feshedebileceği haller 4857 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinde sayılmıştır. Bu hallerden bir tanesi de, maddenin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendinde düzenlenmiştir. Bu bent hükmüne göre, yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar eden işçinin iş akdi işveren tarafından kıdem tazminatı ödenmeksizin feshedilebilir.

 

Belediye Başkanlığının ... tarihli Olur’u ile adı geçen işçinin iş akdi, kendisine verilen görevleri layıkıyla yerine getirmediği gerekçesiyle ve kıdem tazminatı ödenmek üzere ... tarihi itibarıyla feshedilmiştir. Bu fesih gerekçesi anılan (h) bendi hükmü kapsamına girmektedir. Bu nedenle, söz konusu fesihten dolayı adı geçen işçiye kıdem tazminatı ödenmemesi gerekmektedir.

 

Sorumluların savunmasında, anılan bent hükmü kapsamında işçiye ödevli bulunduğu görevleri yapma konusunda gerekli hatırlatmalarda bulunulmadığı, dolayısıyla işçinin uyarılara rağmen görevlerini yapmamakta ısrar etmesi durumunun gerçekleşmediği, bu nedenle de kendisine fesih nedeniyle kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak, ilgili olur incelendiğinde feshin 4857 sayılı İş Kanunu’nun ‘İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı’ başlıklı 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendi gereği yapıldığı anlaşılmaktadır.

 

HÜKÜM

 

Yukarıda yer verilen hukuki düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde idarede işçi olarak çalışan personelin iş akdi, görevlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle belediye tarafından ... tarihi itibarıyla haklı fesih sebebi ile feshedilmesine rağmen kendisine kıdem tazminatı ödenmesinin hukuka aykırı olduğu açık olup,

 

Dilekçilerce yapılan itirazın REDDİNE, 1. Dairece 68 sayılı ilamın 5. Maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE (…. Daire Başkanı … ile ….Daire Başkanı … ve Üye …’in Daire kararının bozulmasına karar verilmesi gerekir şeklindeki ayrışık görüşlerine karşı) oyçokluğuyla,

 

 

 

Karar verildiği 08.09.2021 tarih ve 49947 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

 

Karşı Oy Gerekçeleri:

 

…. Daire Başkanı … ile ….Daire Başkanı … ve Üye …’in karşı oy gerekçesi;

 

İş akdinin feshinin dayanağı olarak gösterilen 4857 sayılı Kanun’un 25’inci maddesinin birinci fıkrasının II numaralı başlığının (h) bendine göre, işverenin haklı sebeple iş akdini feshedebilmesi için, daha önce işçinin görevini yapmadığı konusunda uyarılması, uyarıya rağmen görevini yapmamakta ısrar etmesi gerekir. Söz konusu fesihten önce işveren olan belediyenin uyarı görevini yaptığına ve işçinin de buna rağmen görevini yapmamakta ısrar ettiğine ilişkin bir bilgi ve belge mevcut bulunmamakta, dilekçilerce bu hususa dilekçelerinde yer verilmiştir.

 

Dolayısıyla, belediyenin haklı fesih hakkından söz edilmesi mümkün olmayıp söz konusu haksız fesih nedeniyle işçiye kıdem tazminatı ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.

 

Yukarıda yer verilen gerekçeler çerçevesinde, Daire kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Bu sayfa 161 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor