Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/2174 E. , 2022/2540 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2174
Karar No : 2022/2540
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : … İnşaat Elektrik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı davanın reddine ilişkin kararının onanmasına dair Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 22/12/2021 tarih ve E:2015/5835, K:2021/5288 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, İstanbul ili, Eyüp ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın kat karşılığı inşaat yapımı amacıyla 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 35/a maddesi gereğince kapalı teklif usulüyle gerçekleştirilen ihale kapsamında geçici teminat olarak verilen 35.850,00-TL'nin irat kaydedilmesi nedeni ile uğranılan zararın 24/01/2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce; uyuşmazlığın, kat karşılığı yapım ihalesi sözleşmesinin imzalanmaması nedeniyle irat kaydedilen geçici teminatın, söz konusu taşınmazın tapu kaydına düşülen "davalıdır" şerhinden dolayı davalı idarenin hukuken kusurlu olduğundan bahisle davacıya tazmininin gerekip gerekmediğine ilişkin olduğu, taşınmaz ile ilgili olarak kat karşılığı inşaat işi ihale ilanının 13-14-15/10/2010 tarihlerinde yayımlandığı, ihale ilanından sonra dava dışı şahıslarca davalı idareye karşı … Asliye Hukuk Mahkemesi'nin … sayılı esasına kayden açılan tapu iptali ve tescil davasında, anılan Mahkemece 22/10/2010 tarihli karar ile "davalıdır" şerhi konulmasının istenilmesi üzerine, Tapu Sicil Müdürlüğü'nce 25/10/2010 tarihinde şerhin konulduğu, söz konusu taşınmazın tapu kaydına düşülen "davalıdır" şerhinin, davalı idarenin taşınmaz üzerinde hukuken tasarruf yapmasına engel nitelikte olmadığı, bu kapsamda taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat yapımı işi için ihaleye çıkılmasına ve ihalenin sonuçlanmasına engel olmadığı, kaldı ki olayda söz konusu şerhin ihale ilanından sonra yapıldığı, davacı tarafından her ne kadar bu şerh nedeni ile birtakım riskler bulunduğu ileri sürülmüş ise de, ihale sözleşmesi imzalandıktan veya inşaat bittikten sonra da söz konusu şerhin her zaman konulabileceği, bu durumun engellenmesi için hukuken davalı idarenin yapacağı bir tasarrufun bulunmadığı, davacının ileri sürdüğü risklerin gerçekleşmesi durumunda ihale sözleşmesi kapsamında davalı idarenin sorumluluğuna gidilebileceği, davacının söz konusu şerh nedeni ile ileride gerçekleşmesi muhtemel riskleri kapsamında sözleşme imzalamamasının hukuken korunabilir nitelikte bulunmadığı gibi, davalı idarenin dava konusu kat karşılığı ihale sözlemesi öncesinde kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının, davalı idarece tazminini gerektirecek nitelikte bir zararının söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine, 4.193,50-TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onüçüncü Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın tapu kaydına düşülen “davalıdır” şerhi nedeniyle hukuken ayıplı hâle geldiği, tapu iptali ve tescil davasının davalı idare aleyhine sonuçlanması hâlinde inşaat masraflarının kimden alınacağının belirsiz olduğu, uygulamada inşaat başlar başlamaz müteahhidin kendisine ait taşınmazları satarak üstlendiği işi tamamladığı, somut olayda inşaat tamamlansa bile “davalıdır” şerhi nedeniyle daire ve dükkanların satışında sorun yaşanacağı, bankaların söz konusu şerh nedeniyle konut kredisi vermeyeceği, bu durumun satışları olumsuz etkileyeceği, iyi niyetli şekilde işi almaya ve tamamlamaya hazır olduğu hâlde davalı idarece hukukî yönden ayıplı taşınmazın tahsis edildiği, ayıplı tahsis sebebiyle sözleşme imzalanmamasından dolayı davalı idarenin sorumlu olması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'UN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "4.193,50-TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin çıkarılması suretiyle düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 22/12/2021 tarih ve E:2015/5835, K:2021/5288 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu'nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, "vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği belirtilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Avukat ücreti" başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade ettiği belirtilmiş; 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinde ise, dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı davacının ikinci dilekçesinin davalıya, davalının vereceği ikinci savunmanın da davacıya tebliğ edileceği; tarafların, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verilebileceği; bu sürenin ancak haklı sebeplerin bulunması hâlinde taraflardan birinin isteği üzerine görevli Mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği; tarafların sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara ve ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemeyecekleri kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasında, "Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." kuralı yer almıştır.
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
1) Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, davanın reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
2) 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay'ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği kuşkusuzdur.
İdarî Yargılama Usûlü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin hükümlerine göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerinden olup vekâlet ücretinin tutarı ve hangi tarafa yükletildiğinin kararda gösterilmesi gerekmektedir.
Avukatın vekâlet ücretini almaya hak kazanabilmesi için hukukî yardım olarak nitelendirilen hizmetini kanun ile belirlenen süre içinde yerine getirmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, İdare Mahkemesi'nce dava dilekçesinin davalı idareye 10/05/2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı idare tarafından savunmanın verilmesi gereken süre dolduktan sonra 13/07/2011 tarihinde Mahkeme kaydına giren dilekçeyle savunma ve beyanların sunulduğu, İdare Mahkemesi'nce 31/01/2012 tarihli ara kararı ile davalı idareden bazı hususlara ilişkin olarak bilgi ve belge istenilmesi üzerine 22/03/2012 tarihli dilekçe ile Bölge Müdür Yardımcısı tarafından ara kararına cevap verildiği, ancak buna rağmen İdare Mahkemesi'nce, davanın reddi ile birlikte davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Davada, vekil tarafından temsil edilen davalı idarece süresi içinde savunma dilekçesi verilmediği, ara kararına verilen cevabın ise vekil tarafından değil davalı idare görevlisi Bölge Müdür Yardımcısı tarafından verildiği anlaşıldığından, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği hâlde, vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "4.193,50-TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin çıkarılması suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "… -TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine" ibaresinin çıkarılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutar ile istemi hâlinde fazladan yatırılan … -TL harcın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.