YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Davanın konusuz kaldığı bir halde, yargılama giderlerine kimin katlanacağı hakkında açıklayıcı Kr.

Karar Özeti

Davanın konusuz kalması, işin esası incelenerek yargılama sonunda verilecek hüküm ve davaya son veren taraf işlemleri dışında yargılamayı sona erdiren durumlardan biridir. Davanın açılmasından sonra, davanın konusunun veya davacının dava açmaktaki hukukî yararının ortadan kalkması durumunda dava konusuz kalır. Dava konusuz kaldığında esas hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm kurulmasına gerek kalmaz. Öte yandan, davanın konusuz kalması hâlinde nasıl bir karar verileceğine ilişkin usul kanunlarımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, davanın konusuz kalması durumunda davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığından, mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir.

 

Her ne kadar, davanın konusuz kalması durumunda esas hakkında yargılamaya devam edilerek karar verilmesine gerek kalmamakta ise de, yargılama giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Zira, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında, "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." kuralı yer almaktadır. Davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun nihai olarak ortaya konulabilmesi ise, yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilmesini gerekli kılmaktadır. Bu itibarla, davanın konusuz kalması durumunda mahkemece yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi ve bu tespite göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekmektedir.

 

Bu noktada, hüküm aşamasında ortaya çıkan "haklılık durumu" ile davanın açıldığı tarihteki "haklılık durumu" kavramları arasındaki farka değinmek gerekmektedir. Bir davada, hüküm verilebilir aşamaya gelininceye kadar çeşitli yargısal faaliyetlerde bulunularak tarafların haklılık durumu araştırılmakta, yargılama sonunda verilen hükümle birlikte tarafların haklılık durumu nihaî olarak ortaya çıkmaktadır. Esasen, bakılmakta olan bir davada tarafların haklılık durumunun nihaî olarak tespit edilebilmesi için öncelikle dosyanın tekemmül etmesi, gerektiğinde de keşif, bilirkişi, ara karar veya duruşma gibi çeşitli yargısal faaliyetlerde bulunulması gerekmektedir. Davanın konusuz kalması durumunda yargılama giderleri bakımından davaya devam edilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi gerekmekte ise de; bu aşamada yapılacak haklılık durumu tespitinin, davanın esası hakkında hüküm verecek düzeyde bir araştırma yapmayı zorunlu kılmayan, davanın konusuz kaldığı andaki mevcut duruma göre yapılan bir haklılık değerlendirmesini ifade ettiğinin kabulü gerekir. Aksi hâlde, konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan davalarda, sadece yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletilmesi gerektiğine karar verilebilmesi amacıyla, adeta davanın esası hakkında bir karar veriyormuşçasına yargılama faaliyetinde bulunulması zorunluluğu doğar ki, bu durum ne usûl ekonomisi ne de yargılama faaliyetinin amacıyla bağdaşır.

 

Öte yandan, tarafların haklılık durumunun nihaî olarak tespiti esasen yargılama sonunda verilen hüküm ile birlikte mümkün olduğundan, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespiti çoğu zaman pek mümkün olamamaktadır. Her ne kadar, davanın konusuz kalması durumunda ideal olan yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi ise de, haklılık durumu tespitinin nihaî olarak ortaya konulabilmesi için uzun bir yargılama faaliyetine ihtiyaç duyulduğundan, davanın konusuz kaldığı andaki mevcut duruma göre davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilememesi hâlinde, herhangi bir haklılık değerlendirmesi yapılamadığından bahisle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi seçeneği usûl ekonomisi ve yargılama faaliyetinin amacına daha uygun düşmektedir. Zira, dosya tekemmül etmeden veya yeterli araştırma yapılmadan bir haklılık değerlendirmesi yapılması ve buna bağlı olarak hükmedilecek yargılama giderleri, taraflar açısından hukuka aykırı sonuçların doğmasına sebep olabilecektir.

 

Uygulamada bazı mahkemeler tarafından, konusu kalmayan davalarda haklılık durumu değerlendirmesi yapılamadığından bahisle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmekle birlikte, toplam yargılama gideri taraflara eşit olarak paylaştırılmaktadır. Oysa, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasında aslolan, tarafların kendi yaptıkları masraf ve giderlere katlanmasıdır.

 

Uyuşmazlığa konu olay incelendiğinde, davacının geçici teminatının %3'lük kısmı olan 239.040,00-TL'sinin gelir kaydedilmesine ilişkin kısmı açısından, Mahkemece iptal kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, bu durumda gelir kaydedilen geçici teminat davalı idare tarafından davacıya iade edileceğinden, söz konusu geçici teminatın iade edilmesi istemiyle yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, Mahkeme'ce konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği ve davalı idare aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.

 

Bu itibarla, konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan davada, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu tespiti yapılamadığından yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalı idare aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

 

Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmının, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi suretiyle düzeltilerek onanması gerekmektedir.

Karar

 

Danıştay 13. Daire Başkanlığı  2022/2911 E.  ,  2022/3374 K.

 

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

 

Esas No:2022/2911

 

Karar No:2022/3374

 

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu

 

VEKİLİ : Av. …

 

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Taşımacılık Turizm İnşaat Gıda

 

Tarım Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

 

VEKİLİ : Av. …

 

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:2022/947, K:2022/1068 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı'nca 08/10/2021 tarihinde açık ihale usulüyle gerçekleştirilen … ihale kayıt numaralı "İş Makinesi Kiralama Hizmet Alımı İşi" ihalesine ilişkin olarak davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair 13/04/2022 tarih ve 2022/UH.I-493 sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; ihale kapsamında davacının geçici teminatının gelir kaydedilmesine karar verildiği, bu işleme yönelik olarak yaptığı şikâyet başvurusunun 04/11/2021 tarihli işlemle reddedildiği, söz konusu işleme karşı yaptığı itirazen şikâyet başvurusu sonucunda alınan 29/12/2021 tarih ve 2021/UH.I-2374 sayılı Kurul kararı ile de davacının geçici teminatının %3'lük kısmı olan 239.040,00-TL'sinin gelir kaydedilmesine karar verildiği, 09/03/2022 tarihinde söz konusu ihalenin idare tarafından iptal edildiği, bunun üzerine davacının ihalenin iptal edilmesinden dolayı gelir kaydedilen 239.040,00-TL geçici teminatının iade edilmesi istemiyle şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularında bulunduğu, söz konusu başvuruların reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, davacının geçici teminatının %3'lük kısmı olan 239.040,00-TL'sinin gelir kaydedilmesine ilişkin Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verildiği; bu durumda, … İdare Mahkemesi'nin bahse konu kararı uyarınca davacının gelir kaydedilen 239.040,00-TL geçici teminatı davalı idare tarafından davacıya iade edileceğinden, söz konusu geçici teminatın iade edilmesi istemiyle yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır.

 

Belirtilen gerekçelerle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına; 205,90-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.550,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, temyiz istemine konu kararda dayanak alınan kararın taraflarınca temyiz edildiği, henüz kesinleşmeyen bir karar dayanılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, dava konusu işlem tarihindeki durumun dikkate alınması gerektiği, uyuşmazlığın ihalenin iptal edilmesi durumunda yasak fiil ve davranışta bulunduğu gerekçesiyle geçici teminatı gelir kaydedilen davacının geçici teminatının iade edilip edilmeyeceğinden kaynaklandığı, ihalenin idarece iptal edilmesinin ihale sürecinde Kanun'da yer alan yasak fiil ve davranışlarda bulunan kişilere uygulanan cezai yaptırımları hükümsüz kılmayacağı, davacının yasak fiil ve davranışta bulunduğu, ihale sürecinden bağımsız olarak işlemlerin tesis edildiği, dava konusu irat kaydına dair işlem davacının idari yaptırımı gerektiren fiili gereğince tesis edildiğinden hukuka uygun olduğu, konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi herhangi bir tarafın haklılığını veya haksızlığını ortaya koymadığından aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

 

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

 

İLGİLİ MEVZUAT:

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Yargılama giderlerinin kapsamı" başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, "vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti" yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 331. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği belirtilmiştir.

 

2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasında, "Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar." kuralı yer almıştır.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

 

1. Temyize konu Mahkeme kararının davacının geçici teminatının %3'lük kısmı olan 239.040,00-TL'sinin gelir kaydedilmesine ilişkin kısmı açısından, ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verildiği, kararın geçici teminata ilişkin kısmının Dairemizin 28/06/2022 tarih ve E:2022/2574, K:2022/2881 sayılı kararıyla gerekçeli olarak onanarak kesinleştiği, bu durumda gelir kaydedilen 239.040,00-TL geçici teminat davalı idare tarafından davacıya iade edileceğinden, söz konusu geçici teminatın iade edilmesi istemiyle yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, temyize konu Mahkeme kararının konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine ilişkin kısmında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

 

2. Temyize konu Mahkeme kararının, "205,90-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 2.550,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ilişkin kısmının incelenmesi;

 

Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden de temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

Yargılama giderleri genel olarak, yargılama faaliyetinin başlaması, devamı ve sonuçlanması için ödenmesi lazım gelen harç, masraf ve ücretlerin tamamını ifade etmektedir. Kural olarak yargılama giderlerinin, yargılama sonunda aleyhine hüküm kurulan taraftan alınmasına karar verilir. Yargılama giderlerine tarafların talepte bulunmalarına gerek olmaksızın mahkemece re'sen hükmedilir.

 

Vekâlet ücreti, vekille takip edilecek davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti ve avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan vekâlet ücreti olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yargılama giderlerine ilişkin kuralları incelendiğinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama gideri olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, yargılama giderleri arasında sayılan vekâlet ücretinin hangi tarafa yükletildiğinin kararda gösterilmesi gerekmektedir. Takdir olunacak vekâlet ücreti tutarı ise, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenmektedir.

 

Görüldüğü üzere yargılama giderleri; harçlar, yargılama sırasında yapılan masraflar ve vekâlet ücretinden oluşmaktadır.

 

Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun 294. maddesinde yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihaî kararın "hüküm" olduğu, 297. maddesinde ise yargılama giderlerinin hükmün kapsamı içerisinde yer aldığı ifade edilmiştir. Bu sebeple, yargılama sonunda verilen nihaî kararda (hüküm) yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletildiğinin belirtilmesi gerekmektedir.

 

Davanın konusuz kalması, işin esası incelenerek yargılama sonunda verilecek hüküm ve davaya son veren taraf işlemleri dışında yargılamayı sona erdiren durumlardan biridir. Davanın açılmasından sonra, davanın konusunun veya davacının dava açmaktaki hukukî yararının ortadan kalkması durumunda dava konusuz kalır. Dava konusuz kaldığında esas hakkında yargılama yapılmasına ve hüküm kurulmasına gerek kalmaz. Öte yandan, davanın konusuz kalması hâlinde nasıl bir karar verileceğine ilişkin usul kanunlarımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, davanın konusuz kalması durumunda davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığından, mahkemece konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmelidir.

 

Her ne kadar, davanın konusuz kalması durumunda esas hakkında yargılamaya devam edilerek karar verilmesine gerek kalmamakta ise de, yargılama giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Zira, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri" başlıklı 331. maddesinin 1. fıkrasında, "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." kuralı yer almaktadır. Davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun nihai olarak ortaya konulabilmesi ise, yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilmesini gerekli kılmaktadır. Bu itibarla, davanın konusuz kalması durumunda mahkemece yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi ve bu tespite göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekmektedir.

 

Bu noktada, hüküm aşamasında ortaya çıkan "haklılık durumu" ile davanın açıldığı tarihteki "haklılık durumu" kavramları arasındaki farka değinmek gerekmektedir. Bir davada, hüküm verilebilir aşamaya gelininceye kadar çeşitli yargısal faaliyetlerde bulunularak tarafların haklılık durumu araştırılmakta, yargılama sonunda verilen hükümle birlikte tarafların haklılık durumu nihaî olarak ortaya çıkmaktadır. Esasen, bakılmakta olan bir davada tarafların haklılık durumunun nihaî olarak tespit edilebilmesi için öncelikle dosyanın tekemmül etmesi, gerektiğinde de keşif, bilirkişi, ara karar veya duruşma gibi çeşitli yargısal faaliyetlerde bulunulması gerekmektedir. Davanın konusuz kalması durumunda yargılama giderleri bakımından davaya devam edilerek, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi gerekmekte ise de; bu aşamada yapılacak haklılık durumu tespitinin, davanın esası hakkında hüküm verecek düzeyde bir araştırma yapmayı zorunlu kılmayan, davanın konusuz kaldığı andaki mevcut duruma göre yapılan bir haklılık değerlendirmesini ifade ettiğinin kabulü gerekir. Aksi hâlde, konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan davalarda, sadece yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletilmesi gerektiğine karar verilebilmesi amacıyla, adeta davanın esası hakkında bir karar veriyormuşçasına yargılama faaliyetinde bulunulması zorunluluğu doğar ki, bu durum ne usûl ekonomisi ne de yargılama faaliyetinin amacıyla bağdaşır.

 

Öte yandan, tarafların haklılık durumunun nihaî olarak tespiti esasen yargılama sonunda verilen hüküm ile birlikte mümkün olduğundan, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespiti çoğu zaman pek mümkün olamamaktadır. Her ne kadar, davanın konusuz kalması durumunda ideal olan yargılama giderleri bakımından yargılamaya devam edilerek davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilmesi ise de, haklılık durumu tespitinin nihaî olarak ortaya konulabilmesi için uzun bir yargılama faaliyetine ihtiyaç duyulduğundan, davanın konusuz kaldığı andaki mevcut duruma göre davanın açıldığı tarihteki haklılık durumunun tespit edilememesi hâlinde, herhangi bir haklılık değerlendirmesi yapılamadığından bahisle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi seçeneği usûl ekonomisi ve yargılama faaliyetinin amacına daha uygun düşmektedir. Zira, dosya tekemmül etmeden veya yeterli araştırma yapılmadan bir haklılık değerlendirmesi yapılması ve buna bağlı olarak hükmedilecek yargılama giderleri, taraflar açısından hukuka aykırı sonuçların doğmasına sebep olabilecektir.

 

Uygulamada bazı mahkemeler tarafından, konusu kalmayan davalarda haklılık durumu değerlendirmesi yapılamadığından bahisle yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmekle birlikte, toplam yargılama gideri taraflara eşit olarak paylaştırılmaktadır. Oysa, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasında aslolan, tarafların kendi yaptıkları masraf ve giderlere katlanmasıdır.

 

Uyuşmazlığa konu olay incelendiğinde, davacının geçici teminatının %3'lük kısmı olan 239.040,00-TL'sinin gelir kaydedilmesine ilişkin kısmı açısından, Mahkemece iptal kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği, bu durumda gelir kaydedilen geçici teminat davalı idare tarafından davacıya iade edileceğinden, söz konusu geçici teminatın iade edilmesi istemiyle yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair Kurul kararının iptali istemiyle açılan davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, Mahkeme'ce konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği ve davalı idare aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.

 

Bu itibarla, konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan davada, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu tespiti yapılamadığından yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, davalı idare aleyhine yargılama giderine ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

 

Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmının, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi suretiyle düzeltilerek onanması gerekmektedir.

 

KARAR SONUCU:

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan "…-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan …-TL vekalet ücretinin davanın açılmasına sebep olan davalı idareden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin, "yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

 

2. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

 

3. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,

 

4. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,

 

5. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,

 

6. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 28/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 481 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor