Dosyanın incelenmesinden, ihale konusu taşınmazın satış bedeli ile işlem bedelinin ödenmesine ilişkin davacıya gönderilen 06/11/2022 tarih ve ... sayılı yazıya yönelik davacı tarafından yapılan başvurunun, idarenin 14/02/2022 tarihli işlemiyle, ihalenin iptal edildiği, geçici teminatın irat kaydedildiği ve ihalelere katılmaktan yasaklama işlemlerinin başlatıldığı belirtilerek reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, ancak dava konusu işlemde davacının hangi kanun yolları ve merciilerine başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davacının, açacağı davanın hangi yargılama usulüne tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşadığı, mevzuattan kaynaklanan bu karışıklık nedeniyle dava açma süresi konusunda yanılgıya düştüğü anlaşıldığından, mahkemeye erişim hakkının ihlâl edilmemesi açısından uyuşmazlıkta özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği, davanın yazılı bildirim tarihinden itibaren altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken, süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/3226 E. , 2022/3406 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/3226
Karar No:2022/3406
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği - …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul Valiliği Anadolu Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı'nca 14/10/2021 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kapalı teklif usulüyle gerçekleştirilen ve Sancaktepe ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan Hazine'ye ait taşınmazın satışı ihalesi üzerinde bırakılan davacı tarafından, teminat tutarının satış bedelinden karşılanmasına yönelik yapılan 06/12/2021 tarihli başvurunun reddi ile ihalenin iptal edildiği, geçici teminatın irat kaydedildiği ve yasaklama işlemlerinin başlatıldığına ilişkin 14/02/2022 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacı tarafından yapılan başvurunun, ihale bedelinin süresi içerisinde ödenememesi üzerine ihalenin bozulduğu, teminatın paraya çevrilerek Hazine'ye irat kaydedildiği ve yasaklama işlemlerinin başlatıldığı belirtilerek reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Avrupa Yakası Milli Emlak Dairesi Başkanlığı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; dava konusu işlemin davacı tarafa 14/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin 2/a fıkrası uyarınca bu tarihten itibaren 30 günlük dava açma süresinin son günü olan 16/05/2022 pazartesi günü bitimine kadar dava açılması gerekirken, söz konusu yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 02/06/2022 tarihinde huzurdaki davanın açıldığı görüldüğünden, süresinde açılmayan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu idari işlemde başvuru yolu ve süresinin gösterilmediği, bu nedenle genel dava açma süresinin dikkate alınması gerektiğinden davanın süresinde olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
1. İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, … Mahallesi'nde bulunan, … ada, … parsel numaralı Hazine'ye ait taşınmazın ihalesi 04/10/2021 tarihinde yapılmış ve ita amirinin … tarih ve … sayılı Olur'uyla ihale davacının uhdesinde bırakılmıştır.
2. Taşınmazın satış bedeli olarak ödenmesi gereken miktar ve süreye ilişkin hususları ihtiva eden … tarih ve … sayılı yazı 12/11/2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir.
3. Tebligat içeriğinde, ihale sonucunun davacıya bildirimini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içerisinde, ilk olarak taşınmaz bedelinin %1'i olarak hesaplanan 3.610,00-TL işlem bedelinin sistemde kayıtlı bulunan telefon numarasına gönderilecek referans numarasına ödenmesi gerektiği; ikinci olarak, 361.000,00-TL satış bedelinin yatırılması ve söz konusu taşınmazın davacı adına tescil işlemlerinin tamamlanması veya taksitle ödemek istemesi hâlinde 361.000,00-TL satış bedelinin 1/4'ünün yatırılarak Taksitle Satışı Yapılan Hazine Taşınmazlarına Ait Satış Sözleşmesi'nin imzalanması gerektiği, aksi takdirde 2886 sayılı Kanun'un ilgili maddelerinin uygulanacağı bilgilerine yer verilmiştir.
4. Akabinde davacıya 3.610,00-TL'nin ödenmesi için 26/11/2021 tarihinde bir SMS mesajı gönderilmiş ve davacı tarafından mesaja gelen referans numarasına ödeme aynı gün … Bankası A.Ş. üzerinden yapılmıştır.
5. 06/12/2021 tarihinde davacı tarafından Kadıköy Emlak Müdürlüğü'ne başvuru yapılarak, söz konusu ihalenin üzerinde kaldığı, ihale bedelinin tamamının veya 1/4'ünün ödenmesi yönünde kendisine tebligat yapıldığı, ihaleye katılmak için yatırdığı bedel ile, kendisine gönderilen SMS'te yer alan referans numarasına süresi içerisinde yatırılan bedelin, toplam satış bedelinin 1/4'ünü karşıladığı ve bu sebeple ilave para yatırmadığı, kendisine tebligat yapıldığında Covıd-19 nedeniyle temaslı olduğu ve idareye gidip görüşme yapamadığı, teminat tutarının satış bedelinden sayılarak sürecin devam ettirilmesi talebinde bulunulmuştur.
6. İdarenin 14/02/2022 tarihinde davacıya verdiği cevapta, 15 günlük ödeme süresi içerisinde kendilerine bir başvuru yapılmadığı belirtilerek, anılan talebin Bakanlığa iletildiği, ancak 2886 sayılı Kanun maddeleri uyarınca yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığı, ihalenin bozulduğu ve geçici teminat bedelinin paraya çevrilerek Hazine'ye irat kaydedildiği ve ihalelere katılmaktan yasaklanmasının Bakanlıktan istenildiği belirtilmiştir.
7. Bunun üzerine davacı tarafından, anılan işlemin 14/04/2022 tarihinde davalı Kurum'da öğrenildiği belirterek iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin "yazılı bildirim" tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
20/01/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda idari yargıda uygulanan “genel yargılama usulü” ve 7. maddesi ile devamı maddelerde de “genel dava açma süreleri” düzenlenmiş bulunmaktadır. Anılan 7. maddesinde, özel süre gösterilmeyen hâllerde idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin "altmış gün" olduğu ve bu sürenin yazılı bildirim tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kurala bağlanmıştır.
Buna karşılık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen 20/A maddesiyle, bir kısım işlemlere karşı açılan davalarda, genel yargılama usulünden farklı olarak, gerek dava gerekse temyiz aşamasında uygulanacak “ivedi yargılama usulü” getirilmiş; ayrıca, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin "otuz gün" olduğu ve bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür. Anılan maddede, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar ivedi yargılama usulünün uygulanacağı işlemler arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 40. maddesine eklenen ikinci fıkranın gerekçesinde, bu değişikliğin, bireylerin yargı ya da idarî makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanması amacıyla ve son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk hâline gelmesi nedeniyle yapıldığına değinilmiştir.
Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden; Devletin, kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idarî makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk hâline getirildiği anlaşılmaktadır. Anayasa'nın bağlayıcılığı karşısında, bu zorunluluğa; yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda, ilgililere başvuru yolu ve süresi belirtilmeden yapılan yazılı bildirim üzerine dava açılması durumunda, bu kişilerin mevzuattan kaynaklanan karışıklık nedeniyle kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, ayrıca uyuşmazlığın genel yargılama usulüne mi yoksa ivedi yargılama usulüne mi tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşamaları olası bulunduğundan, dava açma süresi hesaplanırken yazılı bildirim tarihinin başlangıç alınması, ancak özel dava açma süresinin değil açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olan genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 15/03/2022 tarih ve E:2021/2, K:2022/1 sayılı kararı da bu yöndedir.
Dosyanın incelenmesinden, ihale konusu taşınmazın satış bedeli ile işlem bedelinin ödenmesine ilişkin davacıya gönderilen 06/11/2022 tarih ve ... sayılı yazıya yönelik davacı tarafından yapılan başvurunun, idarenin 14/02/2022 tarihli işlemiyle, ihalenin iptal edildiği, geçici teminatın irat kaydedildiği ve ihalelere katılmaktan yasaklama işlemlerinin başlatıldığı belirtilerek reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, ancak dava konusu işlemde davacının hangi kanun yolları ve merciilerine başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davacının, açacağı davanın hangi yargılama usulüne tâbi olduğu noktasında tereddüt yaşadığı, mevzuattan kaynaklanan bu karışıklık nedeniyle dava açma süresi konusunda yanılgıya düştüğü anlaşıldığından, mahkemeye erişim hakkının ihlâl edilmemesi açısından uyuşmazlıkta özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin uygulanması gerektiği, davanın yazılı bildirim tarihinden itibaren altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekirken, süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkarısının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 29/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.