YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Adli sicil kaydı silinen kişi, eczacılık faaliyetine geri dönebilir mi?

Karar Özeti

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının 1997 yılında davalı idare aleyhine işlemiş olduğu dolandırıcılık suçundan mahkum edildiği, 2011 yılında ise hakkında yasaklanmış hakların iadesine karar verildiği, 2014 yılında kurum aleyhine dolandırıcılık fiilinin işlenmesi halinde hiçbir şekilde sözleşme yapılamayacağı ve sözleşmenin feshedileceğine ilişkin yasal düzenleme yapıldığı, davacı ile imzalanan sözleşmenin ise 2017 yılında feshedildiği, yasaklanmış hakların iadesi müessesesi bir cezaya mahkum olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkan tanıyan bir düzenleme olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı hakkında daha öncesinde verilen yasaklanmış hakların iadesi kararından sonra davacının adli sicil kaydı gerekçe gösterilmek suretiyle ilaç temin ve tıbbi malzeme sözleşmesinin feshedilerek Medula ekranının kapatılmasına dair işlemin hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı bir şekilde tesis edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Karar

 

Danıştay 10. Daire Başkanlığı   2021/7561 E.  ,  2022/867 K.

 

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

ONUNCU DAİRE

 

Esas No : 2021/7561

 

Karar No : 2022/867

 

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Başkanlığı

 

VEKİLİ : Av. ...

 

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

 

VEKİLİ : Av. ...

 

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Eczacı olan davacı tarafından, ilaç ve tıbbi malzeme teminine ilişkin sözleşmesinin feshedilmesi sonrasında feshe dayanak olan adli sicil kaydının silinmesi sebebiyle sözleşmesinin yenilenmesi ve kapatılan ... ekranının açılması talebiyle yapılan ... tarihli başvurunun reddine ilişkin ... İl Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının 1997 yılında davalı idare aleyhine işlemiş olduğu dolandırıcılık suçundan mahkum edildiği, 2011 yılında ise hakkında yasaklanmış hakların iadesine karar verildiği, 2014 yılında kurum aleyhine dolandırıcılık fiilinin işlenmesi halinde hiçbir şekilde sözleşme yapılamayacağı ve sözleşmenin feshedileceğine ilişkin yasal düzenleme yapıldığı, davacı ile imzalanan sözleşmenin ise 2017 yılında feshedildiği, yasaklanmış hakların iadesi müessesesi bir cezaya mahkum olan kişilerin süresiz olarak kullanmaktan yasaklandıkları hakları tekrar kullanabilmelerine imkan tanıyan bir düzenleme olduğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı hakkında daha öncesinde verilen yasaklanmış hakların iadesi kararından sonra davacının adli sicil kaydı gerekçe gösterilmek suretiyle ilaç temin ve tıbbi malzeme sözleşmesinin feshedilerek Medula ekranının kapatılmasına dair işlemin hukuki güvenlik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı bir şekilde tesis edildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: .... Bölge İdare Mahkemesi .... İdare Dava Dairesince daha önce davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın görev yönünden reddine ilişkin verilen kararın, Danıştay Onuncu Dairesinin 22/06/2021 tarih ve E:2020/3119, K:2021/3540 sayılı kararıyla bozulması nedeniyle istinaf başvurusunun yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili Bursa Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesi üzerine, ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince bozma kararına uyularak işin esasına geçilmiş ve davalı idarenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

 

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı ile aralarındaki sözleşmenin daha öncesinde feshedildiği, anılan fesih işleminin adli yargıda dava konusu edildiği ve davanın reddine karar verildiği, bu işlem ile dava konusu işlem arasında nedensellik ilişkisi bulunduğu, bu haliyle farklı kararların ortaya çıktığı, yargıda bütünlük ilkesi gereği kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

 

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

 

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

 

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

 

Anayasa'nın 38. maddesinde, kimsenin, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamayacağı, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemeyeceği, suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkumiyetinin sonuçları konusunda da bu hükümlerin uygulanacağı belirtilerek cezaların yasallığı ilkesi ortaya konulmuştur. Böylece, işlendiği tarihte suç sayılmayan bir fiil daha sonra yürürlüğe giren bir kanunda suç olarak tanımlanmış olsa dahi failin cezalandırılamayacağı ve suç sayılan fiille ilgili olarak sonraki kanunda daha ağır bir ceza öngörülmüş ise failin sonraki kanuna göre değil fiil tarihinde yürürlükte bulunan kanuna göre cezalandırılması gerektiği konusunda duraksamaya yer yoktur.

 

Ayrıca, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinin ikinci fıkrasında, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmüne yer verilmiştir. Eczacılık faaliyetinin önemli bir parçası olan Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşme yapılmasının engellenmesi yönünde tesis edilen işlemin bir idarî yaptırım kararı mahiyetinde olduğu, dolayısıyla bir ceza hukuku yaptırımı niteliği taşımamakla birlikte bir kamu hukuku yaptırımı olduğu açık olan, cezai niteliği ağır basan bu tür idari yaptırımların dava konusu edilmesi halinde, ceza hukuku ilkelerinden biri olan lehe kanun uygulamasının idari yaptırım uygulanması sırasında da gözetilmesinin zorunlu olduğu tartışmasızdır.

 

Bu durumda, hiç kimsenin işlendiği tarihte suç sayılmayan bir fiilden dolayı, fiil daha sonra yürürlüğe giren bir yasada suç olarak tanımlanmış olsa dahi cezalandırılamayacağı ve suç sayılan fiille ilgili olarak sonraki kanunda daha ağır bir ceza öngörülmüş ise failin sonraki kanuna göre değil, fiil tarihinde yürürlükte bulunan kanuna göre cezalandırılması gerektiği yönündeki temel hukuk kuralı göz önüne alındığında, davacının, nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği tarihte yürürlükte bulunan kanunlarda bu suçun işlenildiğinin kesinleşmiş mahkeme kararıyla sabit görülmesi şartıyla, söz konusu fiillerin sağlık hizmeti sunucusunun yöneticileri ve/veya ortakları tarafından işlendiği durumda aynı sağlık hizmeti sunucusuyla veya bunların daha sonra yönetici ve/veya ortak olduğu sağlık hizmeti sunucusuyla hiçbir şekilde sözleşme yapılmayacağına ilişkin herhangi bir hükmün bulunmaması karşısında, suç tarihinden daha sonra yürürlüğe giren ve sözleşme imzalanmasına engel bir suç olarak sayan Kanun hükmü nazara alınarak sözleşme imzalanmayacağına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

 

Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

 

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

 

KARAR SONUCU :

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE,

 

2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin .... tarih ve E:..., K:.. sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA,

 

3. Temyiz yargılama giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılması, artan posta ücretinin iadesine,

 

4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/02/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.


Bu sayfa 202 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor