Öte yandan, davacının maddi ve manevi tazminat zararlarının kaynağının 2018 yılından itibaren her yıl için ayrı ayrı tesis edilen Cumhurbaşkanı kararları olduğu iddia edildiğinden, yenilenecek dilekçede miktar olarak ayrılacak olan maddi ve manevi tazminat taleplerini yıl bazında da ayırarak 2018 yılından itibaren her yıla tekabül eden zararlara karşılık olacak şekilde belirtilmesi gerekmektedir.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/1300 E. , 2022/1698 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/1300
Karar No : 2022/1698
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ….
DAVANIN_ÖZETİ : Davacının arazilerinin bulunduğu Bingöl ili, Yayladere ilçesi, … Ormanları bölgesinin de aralarında bulunduğu toplam 8 bölgenin 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A maddesi uyarınca geçici özel güvenlik bölgesi ilan edilmesine ilişkin 29/12/2021 tarih ve 4989 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın yürütmesinin durdurulması ve iptali ile bu karar ve bu kararla aynı muhtevada olan 2018 yılından itibaren tesis edilen diğer Cumhurbaşkanı Kararları nedeniyle arazileri kullanılamadığı, kiraya verilemediği, arazilerde tarım ve hayvancılık yapılamadığı, arazilerde değer kaybı oluştuğu, mülkiyet ve serbest dolaşım haklarının ihlal edildiği iddialarıyla uğranılan zararların tespiti ile bu aşamada şimdilik maddi ve manevi zararlara karşılık olarak toplam 100,00 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanunun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde, tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği; ayrıca dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği; dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı hükmü yer almış; Kanun'un 14. maddesinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış, Kanun'un 15. maddesinde de, dilekçelerin, 3. ve 5. maddelere uygun olmaması halinde, uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanlıkları tamamlanmak üzere reddine karar verileceği kuralı getirilmiştir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davanın; davacının arazilerinin bulunduğu Bingöl ili, Yayladere İlçesi, … Ormanları bölgesinin de aralarında bulunduğu toplam 8 bölgenin 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu'nun 32/A maddesi uyarınca geçici özel güvenlik bölgesi ilan edilmesine ilişkin 29/12/2021 tarih ve 4989 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptali ve yürütmesinin durdurulması ile 2018 yılından itibaren her yıl için ayrı olarak tesis edilen Cumhurbaşkanı Kararları nedeniyle arazileri üzerinde tasarrufta bulunamadığı, tarım ve hayvancılık yapamadığı, arazilerinde değer kaybı meydana geldiğinden bahisle maddi ve manevi zararlarının tespiti ile şimdilik zararlarına karşılık olarak toplam 100,00 TL tazminatın ödenmesi istemiyle açıldığı görülmektedir.
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 3. maddesine göre, dava dilekçesinde davanın konusunun herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde açık olması gerekmektedir. İptal davalarında davanın konusu idari işlemin iptali olduğundan idari işlemin içeriği, tarihi ve sayısı belirtilmeli, tam yargı davalarında ise davanın konusu kamu gücünün yol açtığı bir zararın tazmini olduğundan zarara yol açan idari eylem yahut idari işlemle birlikte talep edilen miktar da net olarak belirtilmelidir.
Bununla birlikte, tam yargı davalarında, talep edilen tazminat miktarının zararın türüne göre de belirtilmesi gerekmektedir. Kişilerin şahıs varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilme anlamına gelen manevi zarar ile kişilerin mal varlığında iradesi dışında meydana gelen eksilme anlamına gelen maddi zarar arasındaki mahiyet farkı Mahkemelerce yapılacak olan yargılamayı etkileyeceğinden, dava dilekçesinde talep edilecek olan her bir tazminat türü (maddi tazminat, manevi tazminat) ile o tazminat türü için talep edilecek miktarın ayrı ayrı ilişkilendirilmesi tam yargı davalarında davanın konusunun açık ve net olabilmesi için önem arz etmektedir.
Dava dilekçesinde, iptali istenilen idari işlemden kaynaklandığı iddia olunan maddi ve manevi zararlara tekabül eden tazminat miktarları ayrı ayrı belirtilmesi gerekirken, tek bir tazminat miktarı ile birlikte maddi ve manevi tazminat talep edilmiş olup, bu haliyle dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 3. maddesine uygun görülmemiştir.
Buna göre, yenilenecek dava dilekçesinde, uğranıldığı iddia olunan zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı belirtilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, davacının maddi ve manevi tazminat zararlarının kaynağının 2018 yılından itibaren her yıl için ayrı ayrı tesis edilen Cumhurbaşkanı kararları olduğu iddia edildiğinden, yenilenecek dilekçede miktar olarak ayrılacak olan maddi ve manevi tazminat taleplerini yıl bazında da ayırarak 2018 yılından itibaren her yıla tekabül eden zararlara karşılık olacak şekilde belirtilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesi, 1. fıkrası, (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren (30) otuz gün içerisinde 3. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenecek imzalı iki örnek dilekçe ve belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle harç yatırılmaksızın dava açmakta serbest olmak üzere dava DİLEKÇESİNİN REDDİNE, aynı Kanun'un 15. maddesi, 5. fıkrasına göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilebilecek dilekçede de aynı yanlışlıkların yapılması halinde davanın reddedileceğinin davacıya duyurulması ile dilekçenin ve eklerinin bir örneğinin davacıya iadesine, 30/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.