Yukarıda aktarılan mevzuatta, tescile esas parselasyon planlarının Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce onaylanması sonrası uygulamaya konulacağı ve onaylanan projelerde değişiklik yapılamayacağı, ancak askıyı gerektirmeyecek derecede ve elzem olan değişikliklerin Genel Müdürlük izni ile yapılacağı hükmü karşısında, tescile esas parselasyon planlarının askı ile kesinleştiği ve onaylanması sonrasında uygulanacağı, tapu kütüğüne yönelik bu aşamada bir değişiklik yapılamayacağı anlaşılmakta ise de, tescile esas parselasyon planına göre oluşturulan yeni taşınmazların malikleri adına yer teslimi işlemlerinin yapılacağı, bu durumun ise toplulaştırmaya konu tapulu (eski) taşınmazlara yönelik kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerini içeren mülkiyet hakkına etki edeceği açıktır.
Bu itibarla, tescile esas parselasyon planlarına göre yapılacak taşınmaz tahsisi üzerine toplulaştırma işlemine karşı açılacak davalarda, Mahkemece davacıların tercihlerine uygun bir tahsis yapılıp yapılmadığının, gerçekleştirilen uygulamanın arazi toplulaştırması ilke ve esaslarınına uygun olup olmadığının incelenmesi suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/1021 E. , 2022/1646 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/1021
Karar No : 2022/1646
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...'a velayeten ...
2- ...
3- ...
4- ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. ... - Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, Aydın ili, Efeler ilçesi, ... Mahallesi'nde bulunan ve maliki oldukları ... parsel sayılı taşınmazın da içinde yer aldığı alanda 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu kapsamında gerçekleştirilen arazi toplulaştırması işleminin davacıların taşınmazı yönünden iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; toplulaştırma işleminin yeni parselasyon planı ve mülkiyet listelerinin, uygulamayı yapan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından onaylandıktan sonra kesinleşeceğinin açık olduğu, davacıların taşınmazının bulunduğu alanda yapılan toplulaştırma işlemine ilişkin yeni parselasyon planlarının dava tarihi itibariyle henüz onaylanmadığı ve davacılar adına yeni tahsis edilen taşınmazın tapuda tescilinin ve fiili tesliminin yapılmadığı, onay işlemi yapılmadığı için parselasyon işlemlerinde davalı idarece değişiklik yapılmasının da mümkün olduğu nazara alındığında, davalı idarece tesis edilen idarî davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem bulunmadığından bu aşamada davanın esasının incelenmesinin hukuken olanaklı olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından; maliki oldukları 316 kadastral parselin içinde bulunduğu yeni parselasyon planları ve mülkiyet listelerinin 05/02/2019 tarihinde ikinci askıya, 03/05/2019 tarihinde tescile esas olmak üzere üçüncü askıya çıkarıldığı, sonrasında yer teslim aşamasına geçildiği, 03/05/2019 tarihinde askıya çıkarılan tescile esas parselasyon planına göre 30/06/2021 tarihinde arazi maliklerine yer teslimi yapıldığı, gerekli kontrollerin yapılmasını teminen projenin Kadastro Müdürlüğüne gönderildiği, yer tesliminden sonra taşınmazlarının kullanılamaz hale geleceği, bu aşamada kesin olarak uygulanan işlemden dolayı mağduriyetlerinin oluşacağı, yapılan toplulaştırma işleminin taşınmazları yönünden incelenerek hukuka aykırı olan işlemin iptaline karar verilmesi ve bu nedenle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacıların haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davacıların yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrınca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
14/12/2017 tarihli ve 30270 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu'nun 22/09/2017 tarihli ve 2017/10927 sayılı kararıyla, karara ekli 1 sayılı listede belirtilen yerleşim birimleri, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun 3. ve 8. maddeleri uyarınca "uygulama alanı" olarak tespit edilmiştir. Anılan karar uyarınca Aydın ili, Efeler ilçesi, ... Mahallesi'nde 3083 sayılı Kanun uyarınca arazi toplulaştırması yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda yürütülen toplulaştırma çalışmaları sonucunda düzenlenen parselasyon işlemi ilk olarak 14/11/2018 tarihinde ilan edilerek 1. askıya, 05/02/2019 tarihinde 2. askıya ve 03/05/2019 tarihinde tescile esas olmak üzere 3. askıya çıkarılmış, tescile esas parselasyon planı doğrultusunda krokili yer teslim tutanağı düzenlenerek 30/06/2021 tarihinden itibaren başlanmak üzere arazi maliklerine yer teslimi gerçekleştirilmiştir. Yer teslimi çalışmaları ile yeni planlamanın zemin kontrolleri yapılmış ve tescil edilmek üzere ilgili Kadastro Müdürlüğüne gönderilmiştir. Davacılar tarafından, gerçekleştirilen uygulama sonucunda taşınmazlarının kullanılamaz hale geldiğinden bahisle menfaatlerinin ihlal edildiği iddiasıyla 04/08/2021 tarihinde yapılan başvurunun 11/08/2021 tarihli işlemle reddedilmesi üzerine, söz konusu toplulaştırma işleminin iptali istemiyle 24/08/2021 havale tarihli dilekçeyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler hakkında, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği kurala bağlanmıştır.
3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu'nun "Toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmetleri" başlıklı 6. maddesinde, "Bu Kanunda belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere uygulama alanlarında ilgili kuruluşça, isteğe bağlı veya maliklerin muvafakatı aranmaksızın arazi toplulaştırılması yapılabilir..." "...Toplulaştırma esas ve usulleri ile toprağın derecelendirilmesi ile tarla içi geliştirme hizmetlerinin nasıl yapılacağı yönetmelikte belirtilir." hükümleri yer almış; Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin işlem tarihinde yürürlükte olan "Toplulaştırmanın ilanı ve proje hazırlığı" başlıklı 23. maddesinde, "Toplulaştırma yapılmasına karar verilen yerler, sınırları da belirtilmek suretiyle Bölge Müdürlüğünce alışılmış usullerle mahallinde ilan edilir. Ayrıca, toplulaştırmanın yapılacağı yerler, mahalli en büyük mülki amirine de bildirilir. Toplulaştırma projeleri, teknik talimatta belirtilen esaslara göre hazırlanır ve Bölge Müdürünün teklifi ve Genel Müdürün onayı ile kesinleşir." düzenlemesine; "Uygulama ve Tescil" başlıklı 28. maddesinde, "Proje, zemine uygulandıktan sonra, zemindeki işaretlerin konulması için gerekli tedbirler Bölge Müdürlüğünce alınır. Eski ve yeni mülkiyet listeleri ile uygulanan tasarruf krokisi, tapu tesciline esas olacak rölove ölçümleri yapılmak üzere Tapu Sicil Muhafızlıklarına gönderilir..." düzenlemesine yer verilmiştir.
Arazi Toplulaştırması Teknik Talimatı'nın "Projenin Kontrolü ve Onayı" başlıklı 20. maddesinde, "Arazi toplulaştırma projesi son şeklini aldıktan ve ilgili Şube Müdürlüğünce kontrol edildikten sonra 15 gün süreyle mahallinde askıya çıkarılır. Askı süresi içinde yapılan yazılı itirazlar incelenir ve kontrol ünitesince tutanağa bağlanarak gerekli düzeltmeler yapılır. Proje ve tutanak mahallinde ikinci kez ilan edilir. Tüm askılar için bu husus bütün maliklere tebliğ niteliği taşır. Ayrıca yazılı itirazlara cevap verilmez. Parselasyon planları mahallinde en fazla 3 kez askıya çıkarılarak son şeklini almış olur. Kesinleşen planlar, Bölge Müdürlüğünün tasdikinden sonra tetkik ve onaylanmak üzere 3 (üç) nüsha olarak Genel Müdürlüğe gönderilir. Genel Müdürlükçe onaylanan projeler uygulamaya konur ve onaylanan projelerde değişiklik yapılmaz, ancak askıyı gerektirmeyecek derecede ve elzem olan değişiklikler Genel Müdürlük izni ile yapılır." düzenlemesi; "Aplikasyon ve Tescil" başlıklı 22. maddesinde ise, "Kesinleşen arazi toplulaştırma projesinde oluşturulan ada (blok) ve parsellerin köşe noktaları, yer kontrol noktalarına dayanılarak zemine uygulanır. Belirlenen noktalar ahşap kazıklarla sabitlenir ve geçici yer teslimi yapılarak, iki adet çaplı yer teslimi tutanağı düzenlenerek, biri parsel sahibine verilir. Eski ve yeni durumu gösteren mülkiyet listeleri ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yürürlükteki yasalarına uygun olarak hazırlanan teknik dosya, 3083 sayılı Kanunun 6. ve Uygulama Yönetmeliğinin 28. maddesi gereğince mahalli kadastro teşkilatına kontrol ve tescili yapılmak üzere gönderilir. Proje zemine uygulandıktan sonra zemindeki işaretleri korunması için gerekli tedbirler Bölge Müdürlüğünce alınır. Kadastro kontrolünden sonra toplulaştırma sonucunda oluşan parseller malikleri adına ilgili Tapu Sicil Müdürlüğünce tapuya re'sen tescil edilir ve eski kütük sayfaları kapatılır. Eski sayfalarda kayıtlı bütün hak ve mükellefiyetler yeni sayfalara aktarılır. Proje uygulamasına başlandıktan sonra uyuşmazlıkların çözüme bağlanması halinde haklı çıkan tarafa projenin bütünlüğünü bozmamak kaydıyla mevcut arazi aynen iade edilir. Aynen iadesinin mümkün olmaması veya eş değer arazi verilememesi halinde, haklı çıkan tarafa uygulama yönetmeliği hükmü gereğince kamulaştırma bedeli ödenir." kuralı yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasamızın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı, kullanma (usus), yararlanma (fructus) ve tasarrufta bulunma/yok etme (abusus) yetkilerini içermekte olup, taşınmazların el değiştirmesi sonucunu doğuran toplulaştırma işleminin, mülkiyet hakkının içerdiği yetkilerin kullanılmasını ortadan kaldıracağı, dolayısıyla mülkiyet hakkıyla sıkı sıkıya ilişkili olduğu açıktır.
Bu itibarla, ilgililerin mülkiyetinde bulunan taşınmazları kullanamama sonucunu doğurma ihtimali olan toplulaştırma işlemlerinin her aşamasının idari yargı denetimine açık tutulması, hukuki güvenlik ve hukuk devleti ilkelerinin bir gereğidir.
Yukarıda aktarılan mevzuatta, tescile esas parselasyon planlarının Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce onaylanması sonrası uygulamaya konulacağı ve onaylanan projelerde değişiklik yapılamayacağı, ancak askıyı gerektirmeyecek derecede ve elzem olan değişikliklerin Genel Müdürlük izni ile yapılacağı hükmü karşısında, tescile esas parselasyon planlarının askı ile kesinleştiği ve onaylanması sonrasında uygulanacağı, tapu kütüğüne yönelik bu aşamada bir değişiklik yapılamayacağı anlaşılmakta ise de, tescile esas parselasyon planına göre oluşturulan yeni taşınmazların malikleri adına yer teslimi işlemlerinin yapılacağı, bu durumun ise toplulaştırmaya konu tapulu (eski) taşınmazlara yönelik kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkilerini içeren mülkiyet hakkına etki edeceği açıktır.
Bu itibarla, tescile esas parselasyon planlarına göre yapılacak taşınmaz tahsisi üzerine toplulaştırma işlemine karşı açılacak davalarda, Mahkemece davacıların tercihlerine uygun bir tahsis yapılıp yapılmadığının, gerçekleştirilen uygulamanın arazi toplulaştırması ilke ve esaslarınına uygun olup olmadığının incelenmesi suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
İdare Mahkemesince, dava konusu arazi toplulaştırması işleminin, son aşamada Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü onayı ile kesinleşeceği, bulunduğu aşama itibarıyla mevcut parselasyon planının idari davaya konu olabilecek nitelikte kesin ve icrai bir işlem niteliğinde olmadığı belirtilmiş ise de, görülmekte olan davada, tescile esas parselasyon planı doğrultusunda davacılara yapılan tahsis ve fiili teslimin, mülkiyet hakkının özüne dokunduğu açık olduğundan, arazi toplulaştırması işleminin bulunduğu aşama itibarıyla davacıların hukukunda kesin ve icrai sonuçlar doğurduğunun, bu haliyle idari davaya konu olabilecek nitelikte bir işlem olduğunun kabulü gerekmektedir.
Bu durumda, tescile esas parselasyon planı uyarınca davacılara yapılan yeni taşınmaz tahsisi ve fiili teslimden oluşan arazi toplulaştırması işleminin davacıların taşınmazı yönünden iptaline ilişkin istemin esası hakkında, konusunda uzman bilirkişiler vasıtasıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bu işlem yönünden davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen karara karşı davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ... TL yürütmenin durdurulması harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İzmir Bölge idare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.