YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilip edilemeyeceğine ilişkin Karar. (Karşı Oy)

Karar Özeti

 

Dairemizce sonradan benimsenen görüşe göre, 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi suretiyle fazla tayini, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün maddi tazminata ilişkin olan 1. bendinin hükümden bütünüyle çıkartılarak bunun yerine 1. bent olarak “Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 5.220,07 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Karar

 

12. Ceza Dairesi         2014/19969 E.  ,  2015/8903 K.

 

Mahkemesi : Ağır Ceza Mahkemesi

 

Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat

 

Hüküm : 7.220,07 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
 

Davacı vekilinin 27.02.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;

 

Davanın niteliği gereği davacı vekilinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK’un 318. ve CMK’nın 299/1. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede,

 

Tazminat davasının dayanağını oluşturan .... Ağır Ceza Mahkemesinin, 2000/142 Esas - 2010/918 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) terör örgütü üyesi olma suçundan tutuklu kaldığı ve yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 15.12.2010 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 27.02.2012 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, dava için kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, mahkeme hükmünün davacıya 21.01.2014 tarihinde tefhim edildiği ancak davacı vekili hükmü süresinde temyiz etmemekle birlikte, davalı tarafın temyiz dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine uygun olarak katılma yoluyla temyiz isteğinde bulunduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki davacının temyiz isteminin reddini isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.

 

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

 

Dairemizce sonradan benimsenen görüşe göre, 29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere, ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hak asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağından ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamına dahil edilemeyeceği gözetilmeden, davacı lehine beraat hükmünün verildiği tarihte geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin maddi tazminat hesabına dahil edilmesi suretiyle fazla tayini,

 

Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün maddi tazminata ilişkin olan 1. bendinin hükümden bütünüyle çıkartılarak bunun yerine 1. bent olarak “Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 5.220,07 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.05.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Davacı vekili 27.02.2012 tarihli dilekçeleri ile 2000 - 2003 yılları arasında 1169 gün süreyle tutuklu kaldığını 2010 yılında hakkında beraat kararı verildiğini belirterek 32.034 lira maddi ve 20.000 lira manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

 

Mahkeme 30.03.2012 tarihli kararı ile 7.220 lira maddi ve 5.000 lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı hazineden tahsiline karar vermiştir. Dairemiz 01.10.2013 tarihli kararı ile manevi tazminatın az olduğundan bahisle hükmü bozmuştur. Bozmaya uyan mahalli mahkeme manevi tazminatı 15.000 lira olarak belirlemiş ve bu miktar dairemizce makul kabul edilerek hüküm düzeltilerek onanmıştır.

 

Biz hükmedilen bu miktarın da az olduğunu düşündüğümüzden sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşlerine katılmıyoruz.

 

Davacı, 3 yıldan fazla (3 yıl 2 ay 14 gün) tutuklu kalmıştır, Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre 2015 yılı itibariyle yıllık ele geçecek 10.000 – 20.000 lira arası bir manevi tazminat miktarı makul bir oran olarak kabul edilmekte ve buda aylık olarak ortalama 1.500 liraya denk gelmektedir. Kabul edilen miktarı esas aldığımızda bu dosyada aylık 400 lira civarında bir manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu da emsal uygulamalarımıza göre çok çok düşük bir miktardır.

 

Davacı vekilinin miktarı az bularak temyiz dilekçesi de nazara alınarak talep edilen 20.000 lira manevi tazminatın tamamının hüküm altına alınması gerekirdi.

 

Manevi tazminatın bu miktara çıkarılarak düzeltilerek onanması veya manevi tazminatın azlığından hükmün bozulması gerektiğini düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.

 


Bu sayfa 200 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor