YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Hastanın evine tedavi için giden doktorun, hastaya hastane ortamında yapılması gereken bir müdahalede bulunmasının taksirle yaralama kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hk. (Karşı Oy)

Karar Özeti

……… yaralanma ile sanığın evde yaptığı müdahale arasında illiyet bağı bulunmadığından, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;


Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.01.2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Karar

 

12. Ceza Dairesi         2016/2088 E.  ,  2019/220 K.

 

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Suç : Taksirle yaralama

Hüküm : TCK’nın 89/1, 62, 52.maddeleri uyarınca mahkumiyet

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

 

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın kusuru bulunmadığına, katılan vekilinin ise uzuv kaybı nedeni ile sanığa TCK’nın 89/3-b maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;

 

Sanığın ... Hastanesi Plastik Cerrahi Bölümünde uzman doktor olarak görev yaptığı, 10/05/2012 tarihinde katılana meme büyütme ameliyatının Doç.Dr. ... tarafından yapıldığı, ameliyattan sonra hastada tıp dilinde “kapsül kontroktürü” denilen ve bu tür ameliyatlardan sonra sık karşılaşılan bir komplikasyon olan meme implantının çevresinde iyileşme dokusunun fazla ve şekilsiz olması, memenin dış görüntüsünün bozulması durumunun gelişmesi nedeni ile hastanın 16/08/2012 tarihinde ikinci ameliyatının sanık doktor tarafından yapıldığı, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi bölümünden alınan bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci İhtisas Kurulu raporu ile yapılan bu ikinci ameliyatın, komplikasyonun tedavisine yönelik gerekli olan bir ameliyat olduğunun belirtildiği, ameliyat sonrası meme başında dolaşım bozukluğu olan ve açılan yaralar nedeni ile hastanın sanık doktor tarafından 07/09/2012 - 26/09/2012 - 09/10/2012 tarihlerinde aynı tedavi amacı ile ameliyat edildiği, pansumana gelmeyen ve sigara içmeye devam eden hastaya pansuman yapmak için sanık doktorun 20.10.2012 tarihinde evine gittiği, pansuman yaptığı, ancak meme protezlerin açığa çıkması nedeni ile evde protezleri aldığı ve 25 dikiş attığı, Adli Tıp Kurumu raporuna göre katılanda meydana gelen yaralanmanın kişi üzerindeki etkisinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı olayda; 13.06.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci İhtisas Kurulu raporu ile “...ilk operasyonun tıp kurallarına uygun gerçekleştirildiği, operasyondan sonra gelişen silikon kapsül kontraksiyonunun her türlü özene rağmen oluşabilen, herhangi bir tıbbi ihmal ve kusura izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, kişiye erken müdahale edildiği, yeniden silikon protez uygulandığı, ancak protez sonrasında tıbbi şikayetleri üzerine yüksek özen gösterilerek ameliyathane şartlarında söz konusu meme protezine müdahale edilmesi gerekir iken, nekroze doku ve protezi steril olmayan şartların bulunduğu, bu tip girişimler için yeterli olmayan ev ortamında müdahale ettiğinin anlaşıldığı, bu hususun aynı hal ve şartlarda gösterilmesi gereken özende eksiklik olarak ...” nitelendirildiği; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci İhtisas Kurulu raporunda sanığın, hastanın evine giderek, tıbbi müdahale yapmasının, özen eksikliği olarak belirtildiği, katılandaki yaralanma ile evdeki müdahale arasında illiyetin olduğuna dair bir tespite yer verilmediği... Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 24.08.2012 yatış, 11.10.2012 çıkış tarihli Doç.Dr. ... tarafından düzenlenen epikriz raporunda “....hastanın 10 yıldır ... adlı ilacı kullandığı, 20-25 yıldır günde 1.5 paket sigara içtiği ve ve içmeye devam ettiği, uyku ve beslenme düzensizliğinin devam ettiği...” ibarelerine yer verildiği, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi Kliniğinden Doç.Dr. ... ve Doç.Dr... tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle “....dosyadaki bilgi ve belgeler ile ifadeler dikkatle incelendiğinde tıpta “uyumsuz hasta” diye tanımlanan bir hasta tipi ile karşı karşıya olunduğu, hastanın tüm uyarılara rağmen sigara içmeye devam ettiği ve arkadaşı ...’in ifadesine göre panik-atak hastası olan Serap hanımın pansumanlarını yaptırmak için hastaneye gidemediği ifadelerine yer verildiği..” şeklindeki bilirkişi raporu ile Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci İhtisas Kurulu raporu karşısında; yaralanma ile sanığın evde yaptığı müdahale arasında illiyet bağı bulunmadığından, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi;


Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08.01.2019 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

 

Karşı Oy

 

Sanık doktor hakkında yerel mahkeme tarafından taksirle yaralama eyleminden dolayı mahkumiyet kararı verilmiş olup, sayın çoğunluk sanığın, "hastanın evinde hastaya yaptığı müdahale ile hastanın yaralanması" arasında illiyet bağı bulunmadığından, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinden dolayı anılan kararı bozmuştur.

 


Sanığın beraatine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne aşağıda açıkladığım sebeplerden dolayı katılmamaktayım.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nın İkinci ihtisas Kurulu'nun 13.06.2014 tarihli raporu ile "ilk operasyonun tıp kurallarına uygun gerçekleştirildiği, operasyondan sonra gelişen silikon kapsül kontraksiyonunun her türlü özene rağmen oluşabilen, herhangi bir tıbbi ihmal ve kusura izafe edilemeyen komplikasyon olarak nitelendirildiği, kişiye erken müdahale edildiği, yeniden silikon protez uygulandığı, ancak protez sonrasında tıbbi şikayetleri üzerine yüksek özen gösterilerek ameliyathane şartlarında söz konusu meme protezine müdahale edilmesi gerekir iken, nekroze doku ve protezi steril olmayan şartların bulunduğu, bu tip girişimler için yeterli olmayan ev ortamında müdahale ettiğinin anlaşıldığı, bu hususun aynı hal ve şartlarda gösterilmesi gereken özende eksiklik olarak ..." nitelendirilmesi karşısında; sanığın, hastanın evine giderek, tabbi müdahale yapmasının, özen eksikliği olarak belirtildiği, TCK'nın 257/2. maddesinde "ihmali davranışla görevi kötüye kullanma" suçunun düzenlendiği ve özetle "....görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan kamu görevlisi..." tanımına yer verilmekte olup, somut olayda,sanık doktorun, hastanın evine giderek pansuman yaptığı,meme protezlerin açığa çıkması nedeni ile steril olmayan ev ortamında protezleri aldığı ve hastanın memesine 25 dikiş atmak sureti ile görevinin gereği olarak hastayı hastaneye yönlendirmesi gerekir iken, bunu yapmakta ihmal göstermek suretiyle sanığın eyleminin TCK'nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunun oluşturacağı ve bu suç kapsamında mahkumiyetine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde taksirle yaralama suçundan verilen mahkumiyet kararının" eylem ile netice arasında illiyet bağının yokluğu nedeni" ile beraatine karar verilmesi yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.

 

 


Bu sayfa 182 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor