YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Hastasına yanlış tedavi uygulayan tabibe meslekten geçici alıkoyma cezası verilmesi için hangi hususlarda inceleme yapılması gerektiği hakkında açıklayıcı Kr.

Karar Özeti

Hastasına yanlış tedavi uygulayan tabibe meslekten geçici alıkoyma cezası verilmesi için hangi hususlarda inceleme yapılması gerektiği hakkında açıklayıcı Kr.

Karar

 

Danıştay 8. Daire Başkanlığı  2022/1939 E.  ,  2022/2112 K.

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

SEKİZİNCİ DAİRE

 

Esas No : 2022/1939

 

Karar No : 2022/2112

 

 

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

 

VEKİLİ : Av. …

 

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Birliği

 

VEKİLİ : Av. …

 

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Davacı tarafından, hakkında "Meslekte bilgi ve beceri yetersizliği, özen eksikliği, dikkatsizlik ve benzeri kusurlardan dolayı eksik ya da yanlış tanı ve tedavide bulunarak hastaya kalıcı zarar vermek" disiplin fiilini işlediğinden bahisle Türk Tabipler Birliği Kanunu'nun 39. maddesi ve Türk Tabipler Birliği Disiplin Yönetmeliği'nin 5. maddesinin birinci fıkrasının p bendi ve 7. maddesi uyarınca "1 ay meslekten geçici alıkoyma cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve E:… , K:… sayılı İzmir Tabip Odası Onur Kurulu kararının onanmasına dair Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulunun 1-2-3 Mart 2019 tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; … Cumhuriyet Başsavcılığınca olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'ndan rapor alındığı, Kurul'un … tarihli ve … sayılı raporunda "... Kişiye uygulanan ilk açık ameliyatta tespit edilen perforasyonların jejunostomi veya barsak anslarının batın dışına alınarak takip edilmesi gerekirken primer onarım yapılarak takibe devam edilmesinin uygun olmadığı, ... İlk müdahale sırasında bu işlemin yapılmaması nedeni ile Dr. … 'ın kusurlu olduğu, kişinin klinik tablosu göz önüne alındığında ilk müdahale sırasında bu işlemin yapılmış olması halinde de kişinin kurtarılmasının kesin olmadığı cihetle; kişinin ölümü ile tespit edilen kusur arasında kesin bir illiyet bağının kurulamayacağı ..." yönünde tıbbi kanaat bildirildiği, yine olaya ilişkin görüşüne başvurulan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. … tarafından hazırlanan 28/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda; ameliyata hazırlık aşamasında hasta yararına olabilecek bazı konsültasyonların yapılmadığı, ameliyattaki cerrahi tekniğin ve gelişen komplikasyonların yönetiminde eksiklikler olduğu yönünde kanaat bildirildiği, her iki raporda yer verilen tespitler nazara alındığında, davacının eksik tedavi uyguladığı ve kusurlu olduğu sonucuna ulaşıldığı, davacı vekilince, adli tıp raporunda "kişinin ölümü ile tespit edilen kusur arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağı" yönünde tespitte bulunulduğu belirtilmekte ise de, ceza yargılaması ile disiplin müessesesinin usul, maksat ve mahiyetinin biri birinden farklı olması, hastaya verilen zararda kusur tespitinin yukarıda metnine yer verilen disiplin mevzuatının uygulaması için yeterli olması sebebiyle bu iddiaya itibar edilmediği, bu durumda, davacının "Meslekte bilgi ve beceri yetersizliği, özen eksikliği, dikkatsizlik ve benzeri kusurlardan dolayı eksik ya da yanlış tanı ve tedavide bulunarak hastaya kalıcı zarar vermek" fiilinin sübuta erdiği anlaşıldığından, fiile karşılık uygulanan disiplin cezasının onanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

 

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine, temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hukuka ve usule aykırı olduğu belirtilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği savunulmuştur.

 

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

 

İLGİLİ MEVZUAT:

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İstinaf" başlıklı 45. maddesinde, "1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir.

 

3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir.

 

6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir." hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanun'un "Temyiz" başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararların Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

 

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; İdare Mahkemelerinin tek hakim sınırı dışında kalan bütün kararlarına karşı mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemesince istinaf incelemesi üzerine verilen kararlara karşı ise sadece 2577 sayılı Kanun'un 46. maddesinde yer alan konular ile sınırlı olarak Danıştay'a temyiz başvurusunda bulunulabileceği, bölge idare mahkemelerince istinaf incelemesi üzerine verilen ve 46. madde kapsamı dışında olan kararların ise kesin olduğu görülmektedir.

 

Olayda, davacı hakkında tesis edilen 1 ay meslekten geçici alıkoyma cezasına karşı açılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 46/1-(c) bendinde yer alan "belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davası" olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmaktadır.

 

Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın Bölge İdare Mahkemesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 46. maddesine göre temyiz yolu açık olmayan "kesin" kararlarından olduğu anlaşıldığından temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

 

 

KARAR SONUCU:

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,

 

2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

 

Kesin olarak, 25/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bu sayfa 215 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor