5275 sayılı Kanun'un 106/4. maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” şeklindeki düzenlemesine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hüküm fıkralarında suça sürüklenen çocukların adli para cezasını ödememeleri halinde, ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği ihtarının yapılması,(…)Bozmayı gerektirmiş
Bozmayı gerektirmiş,
2. Ceza Dairesi 2021/14558 E. , 2021/20137 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suça sürüklenen çocuklar ... ile ... hakkında, suçtan doğan zarar giderilmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
Suç tarihinde 12 yaşını tamamlamış olup 15 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocukların eylemleri bakımından TCK’nın 66/1-d, 66/2, 67/3-4. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 ay ve 11 yıl 3 aylık zamanaşımının dolmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş; suça sürüklenen çocuk ...’in nüfus kaydına göre 18/01/2002, suça sürüklenen çocuk ...’in nüfus kaydına göre 01/02/2000, suça sürüklenen çocuk ...’in nüfus kaydına göre 25/11/2000 doğumlu olup, 18 yaşını doldurmamış olmaları nedeniyle 20/11/2015 ve 20/05/2016 tarihli duruşmalar ile 25/05/2016 tarihli hükmün kapalı yerine açık duruşmada tefhim edilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı davranılması telafisi mümkün olmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Hüküm tarihinde farklı yargı çevresinde bulunan İstanbul Çocuk Eğitimevinde başka bir suçtan hükümlü olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk ... ile Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk ...’e duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemedikleri sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün açıklandığı 25/05/2016 tarihli duruşmada hazır edilmeyerek hükümlülüklerine karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı olarak savunma haklarının kısıtlanması,
2- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanunu'nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri uyarınca; fiil işlendiği sırada 12 yaşını tamamlamış olup 15 yaşını doldurmamış olan suça sürüklenen çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneklerinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılması gerekli olduğu halde, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Katılanın suça konu elektrikli bisikletin ikametinin önünde park halinde iken çalındığına dair beyanı ve elektrikli bisikletin bırakıldığı bahçeye ait binada kamera sistemi olmadığının belirtildiği 01/10/2014 tarihli tutanak içeriği birlikte dikkate alındığında; suça konu elektrikli bisikletin bina eklentisi niteliğinde bir yerden çalınıp çalınmadığının dosya kapsamından kesin olarak anlaşılamaması karşısında, katılandan olay yerinin mahiyeti sorularak ve gerektiğinde olay yerinde keşif de yapılarak araştırma yapılması, yapılacak araştırma sonucuna göre elektrikli bisikletin çalındığı yerin bina eklentisi niteliğinde bulunduğunun tespiti halinde suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 142/2-h, aksi halde aynı Kanun’un 142/1-e. maddesi ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde TCK’nın 141/1. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini,
4- 5275 sayılı Kanun'un 106/4. maddesinin “çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez” şeklindeki düzenlemesine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hüküm fıkralarında suça sürüklenen çocukların adli para cezasını ödememeleri halinde, ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği ihtarının yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 30/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.