YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

ÇED raporlarına ilişkin davalarda, bilirkişi raporlarının nasıl irdeleneceğine ilişkin açıklayıcı kr.

Karar Özeti

ÇED raporlarına ilişkin davalarda, bilirkişi raporlarının nasıl irdeleneceğine ilişkin açıklayıcı kr.

Karar

 

Danıştay 6. Daire Başkanlığı  2022/1798 E.  ,  2022/6996 K.

 

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

ALTINCI DAİRE

 

Esas No : 2022/1798

 

Karar No : 2022/6996

 

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) ...Bakanlığı - ...

 

VEKİLİ : ..., Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)

 

2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) ...İnşaat Madencilik Turizm Sanayi Ticaret A.Ş.

 

VEKİLİ : Av. ...

 

KARŞI TARAF (DAVACILAR) :

 

1- ...

 

...

 

26- ...

 

VEKİLLERİ : Av. ...

 

İSTEMİN KONUSU : ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ:

 

Dava konusu istem: Denizlii İli, Acıpayam İlçesi, ...ve ...Mahallelerinde, davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan "ER:...Numaralı Sahada Kalker Ocağı İşletmeciliği, Kırma-Eleme Tesisi, Asfalt Plenti ve Hazır Beton Santrali Alansal ve Üretimsel Kapasite Artışı ve 1 Adet Mekanik Plent Tesisi İlavesi" projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen ...tarih ve ...sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararının iptali istenilmiştir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 09/09/2020 tarih ve E: 2020/6918, K:2020/7404 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak mahallinde yeniden yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; dava konusu projenin gerçekleştiği alana konum ve meteorolojik benzerlik açısından en yakın olan Acıpayam Meteoroloji İstasyonuna ait rüzgar verilerinin hakim rüzgar yönü belirlemede uygun meteolojik veri olmasına ve ÇED raporunda kullanılan 2 hava modellemesinden birisi olan AERMOD hava kalitesi modellemesi çalıştırılmasında, "saatlik rüzgar yönü", "rüzgar hızı", "basınç", "sıcaklık", "nispi nem" ve "yağış" değerlerinin, Acıpayam Meteoroloji İstasyonu; "bulutluluk" verilerinin Denizli Meteoroloji İstasyonu ve "yüksek seviye" verilerinin ise, Isparta Radyozonde İstasyonu verilerinden kullanılmasının meteorolojik temsil açısından uygun olmasına karşın; 2016 yılı verileri kullanılmasının uzun yılları temsil ile coğrafi benzerlik ve meteorolojik yaklaşım olarak uygun olmadığı; proje uygulamasıyla ortaya çıkabilecek meteorolojik etkilerinin değerlendirmesi açısından ÇED raporunun uygun olmadığı, ayrıca keşif esnasında davacı tarafça heyete gösterilen zeytinlik alanının ruhsat sahası içinde yer alan ...nolu parselde kaldığı, zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamayacağı ve işletilemeyeceği, işletmenin yağmur sonrası inceleme ( keşif) gününe kadar kapalı tutulmasına rağmen, tesisten yayılan tozların tarım alanlarına ulaştığının tespit edildiği, tozun tarımsal üretim üzerine olumsuz etkilerinin kaçınılmaz olduğu, kapasite artışının tarımı olumsuz yönde etkileyeceği, bölgede zeytin yetiştirmeye elverişli makilik ve fundalıklardan oluşan en az 25 dekarlık alanların var olduğu, var olan zeytin ağaçlarının bölgenin zeytinciliğe uygun olduğunun kanıtı olduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

 

Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı tarafından; keşif sonrasında hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun yalnızca ziraat mühendisliği ve meteoroloji mühendisliği yönünden yapılan değerlendirmeler içeren kısımlarında proje hakkında olumsuz görüş bildirildiği, bozma kararından önce yaptırılan keşif sonrasında hazırlanan bilirkişi raporunun ziraat mühendisliği açısından değerlendirmeler içeren kısmında, projenin ziraat mühendisliği açısından uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği; proje kapsamında hazırlanan nihai ÇED raporunun meteorolojik verilere ilişkin kısmının detaylı ve yeterli olarak hazırlandığı, alanında uzman kurum olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından proje hakkında yapılan değerlendirmenin de olumlu olduğu, bu nedenle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

 

2- Davalı yanında müdahil tarafından; keşif sonrasında hazırlanan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun harita ve planlama, maden mühendisliği, jeoloji mühendisliği, çevre mühendisliği, orman mühendisliği ve biyoloji yönünden değerlendirmeler içeren kısımlarında, projenin gerek mevzuat gerekse bilimsel açıdan uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği; ziraat mühendisliği ve meteoroloji mühendisliği yönünden yapılan değerlendirmelerin ise yerinde olmadığı, bu konularda nihai ÇED raporunda yer alan bilgi ve tedbirlerin yeterli kabul edilerek, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

 

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

 

MADDİ OLAY :

 

Denizli İli, Acıpayam İlçesi, ...ve ...Mahallelerinde, davalı yanında müdahil şirket tarafından yapılması planlanan "ER:...Numaralı Sahada Kalker Ocağı İşletmeciliği, Kırma-Eleme Tesisi, Asfalt Plenti ve Hazır Beton Santrali Alansal ve Üretimsel Kapasite Artışı ve 1 Adet Mekanik Plent Tesisi İlavesi" projesi ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce ...tarih ve ...sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararı verilmiştir.

 

Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

 

İLGİLİ MEVZUAT

 

2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; çevresel etki değerlendirmesi, gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar olarak tanımlanmış, 10. maddesinde; "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. Çevresel Etki Değerlendirmesine tâbi projeler ve Stratejik Çevresel Değerlendirmeye tâbi plân ve programlar ve konuya ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.

 

25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Kapsam Belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır." hükmüne, 7. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin; a) EK-I listesinde yer alan projelere b) "ÇED Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi Ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

 

Çevresel etki değerlendirmesi ile gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin irdelendiği, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirildiği, ayrıca projelerin uygulanmasının izlendiği ve kontrolünde sürdürülecek çalışmaların belirlendiği bir süreç öngörülmüş olup, projenin gerçekleştirileceği yer ile alternatif alanlar belirlenerek projenin hizmet amacı, önem ve gerekliliği kapsamında yerin ve etki alanının çevresel özellikleri, çevresel etkiler ve alınacak önlemlerin tartışılması, faaliyet yerinin belirlenmesinde ise, faaliyetin büyüklüğü, amacı, ulaşım, iklim, toprağın ve çevrenin özellikleri, olası etkiler ve etkilerin azami giderilme olanakları gibi unsurların etkili olması, bu bağlamda, sürdürülebilir kalkınma ve sürdürülebilir çevre dengesinin sağlanması yolunda belirtilen nitelikteki bir faaliyete en uygun yerin seçilmesi esastır. Diğer yandan; ÇED sürecinde verilen kararların iptali istemiyle açılacak davalarda, ÇED kararlarının bir bütün olarak çevresel etkilerinin irdelenmesi gerekmektedir.

 

Uyuşmazlığın çözümü için İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak Maden Mühendisi Prof. Dr. ..., Orman Yüksek Mühendisi Prof. Dr. ..., Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. ..., Ziraat Mühendisi Prof. Dr. ..., Harita Yüksek Mühendisi Öğretim Görevlisi ..., Hidrojeoloji Uzmanı Öğretim Görevlisi ..., Biyolog Prof Dr. ..., Çevre Mühendisi Dr. ...ve Meteoroloji Mühendisi ...'dan oluşan yeni bir bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hazırlanan bilirkişi kök raporunda özetle;

 

- Projenin harita ve planlama disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; ruhsat alanının büyük ölçüde orman vasıflı olduğu, keşif esnasında davacılar tarafından bilirkişi heyetine gösterilen ve ruhsat sahası içerisinde kalan ...parsel sayılı taşınmazın zeytinlik alan niteliğinde olduğu, projenin etki alanı içinde yer alan yeraltı su kuyusunun ise ruhsat saha sınırına 785 metre mesafede olduğu;

 

- Projenin maden mühendisliği disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; ÇED raporunda dava konusu proje ile ilgili yeterli bilgilere yer verildiği ve koordinatların gösterildiği, kalker üretimi esnasında toz, titreşim, gürültü, taş savrulması ve pasa gibi olumsuz etkilerin oluşabileceği, söz konusu olumsuz etkilerin önlenmesi veya en aza indirilmesine yönelik alınacak tedbirlerin ÇED raporunda belirtildiği, cevherden kaynaklı katı atıklarla ilgili öngörülen tedbirlerin yeterli olduğu, raporda bu atıklarla ilgili hesaplamaların yapıldığı, firmanın ÇED raporunda belirtilen tedbirlere ve taahhütlere uyması durumunda projenin faaliyet sonrasında cevherden kaynaklı çevreye atık bırakacak mahiyette olmayacağı;

 

- Projenin jeoloji mühendisliği (hidrojeoloji) disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu alan ve yakın çevresinde allokton konumlu peridotit ve ofiyolitik melanj otokton konumlu jurat-kretase yaşlı neritik kireçtaşı, pliyosen yaşlı karasal kırıntılılar ve tüm bu birimlerin üzerinde kuvaterner yaşlı alüvyon ile yamaç molozu ve alüvyon yelpazesi yer aldığı; dava konusu sahanın yakın çevresinde herhangi bir göl, gölet, baraj gibi su toplama yapısı bulunmadığı; ruhsat sahasının yakın çevresinde akarsu bulunmamakla birlikte, ruhsat sahasının içerisinden geçen ve özellikle bahar ve kış aylarındaki yağışlara bağlı olarak mevsimsel akış gösterdiği düşünülen Göl Deresi'nin geçtiği, anılan derenin mevsimlik bir dere olmasına rağmen, olası ekstrem yağışlar ile tesislere zarar vermemesi için dere yatağına kesinlikle müdahalede bulunulmaması gerektiği; ayrıca dava konusu faaliyet alanına yaklaşık 785 metre uzaklıkta özel şahsa ait su kuyusu bulunduğu; sahanın çevresinde farklı amaçlar için kullanılan su kuyuları ve çeşmeler olmasına rağmen, söz konusu su kaynaklarının ruhsat alanına mesafeleri ve hidrojeolojik ortamın özellikleri dikkate alındığında, planlanan tesislerin söz konusu su kaynaklarına herhangi bir olumsuz etkisinin olmayacağının düşünüldüğü; dava konusu alanda yapılacak olan kalker (agrega) üretim faaliyetlerinin jeolojik ve hidrojeolojik açıdan mevzuata uygun ve sınır değerleri içerisinde çalışılması koşuluyla, doğanın ve çevrenin korunmasına bir zarar vermeyeceğinin öngörüldüğü; bu kapsamda jeolojik ve hidrojeolojik veriler değerlendirildiğinde mevcut ÇED raporunun. mevzuat ve bilimsel açıdan uygun olduğu;

 

- Projenin çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; su kalitesi, içme ve kullanma suyu temini ve atıksu oluşumu açısından mevzuata ve bilime aykırı bir durum oluşmadığı, kapasite artışı sonrası duruma ilişkin hazırlanan ÇED raporunda belirtilen hususların mantıklı ve uygun olduğu; atık yönetimi yönünden ilgili ÇED raporunda katı atıkların biriktirilmesi, toplama, taşıma ve bertaraf işlemlerinin bilimsel açıdan uygun olduğu ve mevzuat açısından sakıncalı bir durum oluşturmadığı; gürültü oluşumu ve gürültü kirliliği için ÇED raporunda yer alan ölçüm değerlerinin ilgili mevzuattaki sınır değerleri sağladığı; hava kirliliği açısından en temel parametreler olan PM10 ve çöken toz değerlerine yönelik yapılan ölçümlerin incelendiği ve söz konusu değerlerin, ilgili mevzuatta öngörülen sınır değerlerin altında olduğu; diğer emisyon değerlerine yönelik ölçümlerin de yapıldığı, bacaların incelenmesi neticesinde şartları sağladığının anlaşıldığı; hava kalitesinin modellenmesi hususundaki kullanılan veri setinin meteoroloji mühendisi uzmanı tarafından bölgeyi temsil konusunda yetersiz olabileceğinin düşünüldüğü; uyuşmazlık konusu projenin çevresel açıdan bir bütün olarak ele alındığında, ÇED raporunun 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’ne uygun olarak hazırlandığı, ÇED kapsamında yapılan ölçüm değerlerinin ilgili mevzuatlardaki sınır değerleri sağladığı, yalnızca hava kalite modelinde kullanılan rüzgar veri setinin bölgeyi temsilde yetersiz kalabileceği ve bunun haricinde raporda uygunsuz bir durumun olmadığı;

 

- Projenin orman mühendisliği disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; proje sahasında ağaç vasfında herhangi bir orman ağacı tür veya bireyine rastlanmadığı; proje sahasında orman idaresi tarafından orman ağacı kesildiğine/kesileceğine dair herhangi bir belgeye veya keşif mahallinde orman ağacına, kesilmiş orman ağacı dip kütük, dal odun kalıntısı, vb. bir bulguya rastlanılmadığı; dolayısıyla, ÇED raporunda yer alan “Proje alanında takriben 500 adet Meşe Ağacı bulunmaktadır. Sahada kesilecek ağaç sayısı 500 adet olup cinsi meşedir.” ifadesinin, sahanın mevcut ve geçmiş durumu ile uyum göstermediği; dava dosyası içerisinde dava konusu alanın endemik ve korunması gereken nadir ekosistem alanlarına rastlandığına, muhafaza ormanı, gen koruma alanı olduğuna dair yetkili Orman Bölge Müdürlüğünce herhangi bir tespit veya belge bulunmadığı gibi, keşif esnasında yapılan gözlemde de bu yönde bir bulguya rastlanmadığı; proje sahasının "Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası", "Milli Park", "Tabiat Parkı", "Tabiat Anıtı", "Tabiatı Koruma Alanı" olmadığı; dava konusu alanın; genel olarak "Devlet Ormanı" sayılan yerlerden olduğu; 1. derece yangına hassas bölge içerisinde yer aldığı; "korunan alan" veya "önemli doğa alanı" statüsü değeri taşımadığı; proje sahası ve çevresinde orman ağacı vasfında kesilecek ağaç olmadığı; ulusal ekonomiye katkı sağlayarak sektörün uluslararası rekabet gücünü artıracağı ve kamu yararı sağlayacağı; kalker üretme faaliyetinin yörede bitki örtüsü, toprak yapısı, diğer doğal yapı, biyo-çeşitlilik, ekolojik denge veya ormanın diğer unsurlarını bozacak vasıfta olmadığı; proje alanında yapılması planlanan madencilik faaliyetinin ormancılık bakımından uygun olduğu;

 

- Projenin ziraat mühendisliği disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; tesisten yayılan tozların tarım alanlarına ulaştığı ve tarımsal üretim üzerine olumsuz etkilerinin olabileceği, bölgede zeytin yetiştirmeye elverişli makilik ve fundalıklardan oluşan en az 25 dekarlık alanların var olduğu (kök bilirkişi raporunun ziraat mühendisliği disiplini açısından değerlendirmelere ilişkin sonuca yer verilen 57. sayfasında en az 25 dekarlık zeytinliklerin bulunduğu ifade edilmesine karşın, ziraat mühendisliği bakımından detaylı değerlendirmeler içeren bilirkişi raporunun 40. sayfasında ise, "...Yapılan inceleme sonucunda, işletme civarındaki tek başına bulunan zeytin ağaçlarının yanı sıra, işletmenin çevresindeki 3 km'lik alanın içerisinde kalan ve 60 adet zeytin ağacından oluşan zeytinlik bulunduğu..." ibaresine yer verildiği görülmektedir.), var olan zeytin ağaçlarının bölgenin zeytinciliğe uygun olduğunun ispatı olarak kullanılabileceği; “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede zeytin ağaçlarının bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyevi atık, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez” kuralı uyarınca tesisin tarım açısından uygun olmadığı;

 

- Projenin meteoroloji mühendisliği disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; ÇED raporunım “Meteorolojik ve İklimsel Özellikler” bölümünde “Rüzgâr” başlığında verilen Acıpayam Meteoroloji İstasyonu kayıtlarına göre, 1967 - 2017 yılları arasında mevsimlik rüzgâr hızları tablolarında belirtilen 3 aylık rüzgar hızlarının toplamlar şeklinde gösterilmesinin genel geçer gösterim ve tanımlamalara aykırı olduğu; ÇED raporu ekinde bulunan “EK.14: Mevcut Durum Emisyon Ölçümleri Raporu”nda yer alan ve "Hava Kalitesi Modelleme" çalışmalarında kullanılan meteorolojik veri setinin, mevcut meteoroloji istasyonları ve konumlarına göre meteorolojik açıdan uygun olmadığı; ÇED raporu “EK.19: Hidrojeolojik ve Hidrolojik Etki Değerlendirme Raporu"nda kullanılan "Standart Zamanlardaki Maksimum Yağış Tablosu"nun, daha yakın periyodu içeren tablonun aynı rapor ekinde bulunmasına rağmen kullanılmamasının meteorolojik açıdan uygun olmadığı;

 

- Projenin biyoloji disiplini açısından değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu projeye ilişkin hazırlanan ÇED raporunda biyoçeşitliliğe ait temel unsurların (flora ve fauna elemanları) belirlenmesinin usulüne uygun olarak yapılmadığı, alanda çok bariz olarak var olan türlerin raporda yer almadığı, olması şüpheli olan bazı türlere ise listede yer verildiği, proje kapsamında yapılacak faaliyetlerin alandaki mevcut tür zenginliği net olarak bilinmeden doğru şekilde tahmin edilemeyeceği; bunun yanında, ÇED raporunda projenin alanda ve çevresinde oluşturabileceği olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlendiği ve olası olumsuz etkilerin en az boyutta olması için alınacak önlemlerin bilimsel yöntemler açısından yeterli ve ilgili mevzuat bakımından uygun olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmektedir.

 

Öte yandan; ziraat mühendisliği ve meteoroloji mühendisliği disiplinleri bakımından yapılan tespit ve değerlendirmelerin açıklığa kavuşturulması ve ortak bir sonuç içeren ek raporun hazırlanmasına yönelik İdare Mahkemesinin 08/07/2021 tarihli ara kararı üzerine, bilirkişi heyetince hazırlanan ek raporda, uyuşmazlık konusu proje kapsamında tesis edilen dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararının oyçokluğuyla uygun olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı; buna karşın ziraat mühendisliği ve meteoroloji mühendisliği disiplinleri bakımından projenin uygun olmadığına dair şerhlerin ek rapor ekinde sunulduğu; ek rapor ekinde ziraat mühendisliği disiplini bakımından değerlendirmeler içeren kısımda; projenin tarım üzerindeki etkileri bakımından yapılan değerlendirmelerin, bir günlük keşif incelemesi doğrultusunda yapılan gözlemler ile dava konusu proje kapsamında hazırlanan nihai ÇED raporunun değerlendirilmesi sonucunda yapıldığı; keşif tarihi itibarı ile faal olan ve keşif tarihi önceden bildirilen işletmenin, havanın birkaç gündür yağmurlu olması gerekçesiyle işletmeyi birkaç gündür kapalı tuttuğu, buna karşın proje alanının nispeten daha az yağmur alan bölgelerinde tozun gözlemlendiği, tozun tarımı olumsuz etkilediğine dair literatürde çalışmaların mevcut olduğu, bu kapsamdaki kapasite artırımının tarımı olumsuz etkileyeceği, öte yandan, faaliyetin zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak derece toz çıkaracak mahiyette olup olmadığının değerlendirilmesinin tek günlük keşif incelemesi ile yapılmasının mümkün olmadığı, hem etkilenen, hem etkilenmeyen alanlardan alınacak aynı çeşit bitkilerin belirli zaman aralıklarıyla incelenerek, gerekli parametlerin ölçümü/gözlemi ile bu kapsamda bir değerlendirme yapılmasının mümkün olduğu yolunda görüş bildirildiği; ek rapor ekindeki meteoroloji mühendisliği disiplini bakımından değerlendirmeler içeren kısımda ise, uyuşmazlık konusu projenin gerçekleşeceği alana en yakın ve meteorolojik benzerlik açısından Acıpayam Meteoroloji İstasyonuna ait rüzgar verilerin kullanılmasının ve hakim rüzgar yönünün bu kapsamda tespit edilmesinin uygun olduğu; buna karşın, nihai ÇED raporu EK-15'te AERMOD hava kalitesi modellemesi çalışmasının 2016 yılı rüzgar profilinin, uzun yıllar rüzgar profili ile benzerlik gösterdiği gerekçesiyle seçildiğinin belirtildiği, buna karşın, diğer 9 yılın rüzgar verisine raporda yer verilmemesi nedeniyle, daha uygun bir yıl olup olmadığının tarafınca değerlendirilemediği; ÇED raporu EK-14'te yer alan "Mevcut Durum Emisyon Ölçümleri Raporu"nda, hava kalitesi ölçümlerinin Aydın Meteoroloji İstasyonunun 1960-2016 yılları arasında edilen verilerine dayandırılmasının coğrafi benzerlik ve meteorolojik yaklaşım olarak uygun olmadığı; ÇED raporu EK-16'daki Acıpayam Meteoroloji İstasyonu yağış şiddeti, süresi, tekerrür eğrileri ve standart zamanlarda gözlenen en büyük yağış değerlerinin 100 yıllık yağış değerleri yerine, 1970-2010 yılları verileri dikkate alınarak belirlenmesinin uygun olacağı şeklinde görüş bildirildiği görülmektedir.

 

Uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının meteoroloji mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında, nihai ÇED raporu EK-15'te AERMOD hava kalitesi modellemesi çalışmasının 2016 yılı rüzgar profilinin, uzun yıllar rüzgar profili ile benzerlik gösterdiği gerekçesiyle seçildiğinin belirtildiği, buna karşın, diğer 9 yılın rüzgar verisine raporda yer verilmemesi nedeniyle, daha uygun bir yıl olup olmadığının değerlendirilememesi nedeniyle eksiklik olduğu belirtilmesine karşın, nihai ÇED raporu "EK-15: Hava Kalitesi Dağılım Modeli"ne ilişkin raporda, uzun yıllar rüzgar verilerine ilişkin değerlendirmede ilk üç hakim rüzgar yönünün Kuzey-Kuzey Batı (KKB), Kuzey (K) ve Batı-Kuzey Batı (BKB) olduğu, 2016 yılı verilerinin ilk hakim rüzgar yönünün, uzun yıllar ilk hakim rüzgar yönüyle eşleştiği, 2. ve 3. hakim rüzgar yönünün ise, uzun yıllar verisinin üçüncü hakim rüzgar yönüyle aynı sektörden geldiği, bu nedenle 2016 yılı meteorolojik verilerinin kullanıldığının belirtildiği; bilirkişi raporunda da uyuşmazlık konusu projenin gerçekleşeceği alana en yakın ve meteorolojik benzerlik açısından Acıpayam Meteoroloji İstasyonuna ait rüzgar verilerin kullanılmasının ve hakim rüzgar yönünün bu kapsamda tespit edilmesinin uygun olduğu yönünde görüş bildirildiği de dikkate alındığında, 2016 yılı verileri yerine başka bir yıl verilerinin kullanılmasının daha uygun olup olmadığının bilirkişi tarafından eldeki verilerle değerlendirilmesinin mümkün olmadığına ilişkin görüş ile anılan kısımda yer alan mevcut durum emisyon ölçümleri raporu ile yağış şiddeti, süresi, tekerrür eğrileri ve standart zamanlarda gözlenen en büyük yağış değerlerinin tespitinde yukarıda belirtilen eksikliklerin bulunduğuna yönelik görüşün, nihai ÇED raporunu meteoroloji disiplini bakımınından kusurlandırmayacağı sonucuna varılmıştır.

 

Öte yandan; hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının ziraat mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında ise; tesisten yayılan tozların tarım alanlarına ulaştığı ve tarımsal üretim üzerine olumsuz etkilerinin olabileceği, proje sahasında ve proje sahasının çevresindeki 3 km'lik alanın içerisinde kalan 60 adet zeytin ağacından oluşan zeytinlik bulunduğu, proje kapsamında oluşan tozun tarım alanları ve zeytinlikler üzerinde olumsuz etkisinin olacağı, 3573 sayılı Kanun hükümleri uyarınca faaliyetin zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak derece toz çıkaracak mahiyette olup olmadığının değerlendirilmesinin tek günlük keşif incelemesi ile yapılmasının mümkün olmadığı, hem etkilenen, hem etkilenmeyen alanlardan alınacak aynı çeşit bitkilerin belirli zaman aralıklarıyla incelenerek, gerekli parametlerin ölçümü/gözlemi ile bu kapsamda bir değerlendirme yapılmasının mümkün olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmekte ise de; İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davanın reddi yolundaki kararın bozulmasına ilişkin Dairemizin 09/09/2020 tarih ve E:2020/6918, K:2020/7404 sayılı kararının gerekçesinin esas itibarı ile bilirkişi heyetinde orman mühendisi ve meteoroloji mühendisi bulunmamasına dayandığı; bu bağlamda, anılan raporun ziraat mühendisliği disiplini bakımından değerlendirmeler içeren kısmında, "...dava konusu alana ilişkin yapılan incelemede, gerçekleştirilmesi planlanan projenin etrafında tarımsal arazilerin bulunduğu, ÇED raporunda yer alan Hava Kalitesi Dağılım Modellemesine göre PM10 ve çöken toz emisyonlarının yönetmelikte belirlenen sınır değerlerin altında kaldığı, ayrıca Meteoroloji İstasyonu kayıtları incelendiğinde hakim rüzgar yönünün tarım alanlarından proje sahasına doğru olduğu, dolayısıyla alınacak önlemlerle birlikte zeytin ağaçlarının ve diğer bitkilerin vegetatif ve generatif gelişimine olumsuz etkisinin olmayacağı ve tarımsal üretimin toz emisyonlarından etkilenmeyeceği" şeklinde görüş bildirildiği; bu kapsamda, yukarıda nihai ÇED raporunun meteorolojik verilerin ve özellikle hakim rüzgar yönünün proje alanını temsil kabiliyeti olduğu, anılan verilerin alındığı istasyonunun proje alanına yakınlığı ve meteorolojik benzerlik açısından yeterli olduğu, bilirkişi raporunun ilgili kısmındaki birtakım eksikliklerin ise nihai ÇED raporunu kusurlandıracak nitelikte görülmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde; gerek bozma kararı verilmeden önce yaptırılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun ziraat mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında, hakim rüzgar yönünün tarım alanlarının aksi yöne olduğunun vurgulanarak zeytin ağaçlarının ve diğer bitkilerin vegetatif ve generatif gelişimine olumsuz etkisinin olmayacağı ve tarımsal üretimin toz emisyonlarından kabul edilebilir sınırların üzerinde etkilenmeyeceği yolunda görüş bildirilmesi, gerekse hükme esas alınan bilirkişi raporunun çevre mühendisliği disiplini açısından değerlendirmeler içeren kısmında, hava kalitesi ve emisyon açısından mevzuata aykırı bir durum olmadığı ve tesis için yapılan emisyon ölçümlerinin sınır değerleri sağladığının görüldüğü şeklindeki görüş bildirilmesi hususu göz önüne alındığında; hükme esas alınan bilirkişi raporunun ziraat mühendisliği disiplini açısından değerlendirmelere yer verilen kısmında belirtilen tespit ve görüşlerin, nihai ÇED raporunu kusurlandıracak nitelikte olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

 

Yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda; bilirkişi raporunda yer verilen meteoroloji ve ziraat mühendisliği disiplinlerine yönelik değerlendirmeler, nihai ÇED raporunu kusurlandırıcı nitelikte bulunmadığından; nihai ÇED raporu kapsamında yapılan çalışmaların ve projenin olumsuz çevresel etkilerinin en aza indirilmesi için öngörülen önlemlerin bilimsel esaslara göre yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

Bu itibarla; dava konusu "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararında hukuka aykırılık, işlemin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

 

KARAR SONUCU :

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,

 

2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca DAVANIN REDDİNE,

 

3. Aşağıda ayrıntısı gösterilen ve davacılar tarafından yapılan ...TL yargılama giderinin davacıların üzerinde bırakılmasına, davalı idare tarafından yapılan ...TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığınca ödenen toplam ...-TL'nin (...-TL keşif harcı ile ...-TL bilirkişi ücreti) davacılardan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen ...-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, davalı idare yanında müdahil tarafından yapılan ...-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı yanında müdahile verilmesine, artan posta avanslarının ise istekleri halinde taraflara ve davalı yanında müdahile iadesine,

 

4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

 

5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 14/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

 

 

KARŞI OY (X):

 

Temyize konu edilen İdare Mahkemesi kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenleri bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyu ile, aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyorum.

 


Bu sayfa 322 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor