... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının … Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğüne atamasına ilişkin işlemin Emniyet Genel Müdürlüğündeki görevinden alınmasının sonucu olduğu, başka bir ifade ile Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından dava konusu işlem tesis edilmemiş olsa idi … Valiliği tarafından da herhangi bir işlem tesis edilmemiş olacağı, bu nedenle söz konusu işlemler arasında "sebep - sonuç ilişkisi" bulunduğu, öte yandan dava konusu iki işleme karşı başvurulacak kanun yolunun (temyiz-itiraz) farklı olmasının işlemlerin hukuki denetiminin ayrı ayrı yapılması sonucunu doğurmayacağı kanaatine ulaşıldığından dava dilekçesinde 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararına uyulmayarak, ilk kararında ısrar edilmiş ve görev yerinin değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir olumsuz tutum ve davranışı bulunmayan davacının, genel atama dönemi dışında, ilgili mevzuatta öngörülen zorunlu olarak atamasını gerektiren hususlar da ortaya konulmaksızın atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu işlemlerde, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, ayrıca 5442 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile, Valiye tanınan il içi atama yetkisinin İl Emniyet Müdürü tarafından kullanılmış olması nedeniyle, dava konusu Ankara Valiliği işleminde yetki yönünden de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline hükmedilmiştir.
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2022/472 E. , 2022/2207 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/472
Karar No : 2022/2207
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ….
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığında polis memuru olarak görev yapan davacının, … Emniyet Müdürlüğü emrine atanmasına ilişkin 21/02/2014 günlü işlem ile … Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğüne polis memuru olarak atamasına ilişkin 25/02/2014 günlü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idarelerin temyiz istemi üzerine anılan karar, Danıştay Onaltıncı Dairesinin 12/06/2015 günlü, E:2015/12178, K:2015/3751 sayılı kararıyla; davacının … Emniyet Müdürlüğüne naklen atanmasına ilişkin 21/02/2014 günlü Emniyet Genel Müdürlüğü işlemi ile bu görevinden de alınarak … Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğüne atanmasına ilişkin 25/02/2014 günlü … Valiliği işlemi arasında, 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesinde aranan biçimde bağlılık ya da ilişki bulunduğu kabul edilse bile, Emniyet Genel Müdürlüğünün tesis ettiği naklen atama işleminden kaynaklanan uyuşmazlık temyiz incelemesine tabi iken, görev ve unvan değişikliği içermeyen il içi naklen atama işleminden kaynaklanan uyuşmazlık itiraz incelemesine tabi olduğundan, her iki işleme karşı bir dilekçe ile dava açılmasının hukuken olanaklı olmadığı, Mahkemece dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek karar verilmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının … Hassas Bölgeleri Koruma Şube Müdürlüğüne atamasına ilişkin işlemin Emniyet Genel Müdürlüğündeki görevinden alınmasının sonucu olduğu, başka bir ifade ile Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından dava konusu işlem tesis edilmemiş olsa idi … Valiliği tarafından da herhangi bir işlem tesis edilmemiş olacağı, bu nedenle söz konusu işlemler arasında "sebep - sonuç ilişkisi" bulunduğu, öte yandan dava konusu iki işleme karşı başvurulacak kanun yolunun (temyiz-itiraz) farklı olmasının işlemlerin hukuki denetiminin ayrı ayrı yapılması sonucunu doğurmayacağı kanaatine ulaşıldığından dava dilekçesinde 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararına uyulmayarak, ilk kararında ısrar edilmiş ve görev yerinin değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir olumsuz tutum ve davranışı bulunmayan davacının, genel atama dönemi dışında, ilgili mevzuatta öngörülen zorunlu olarak atamasını gerektiren hususlar da ortaya konulmaksızın atamasının yapılmasına ilişkin dava konusu işlemlerde, kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı, ayrıca 5442 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile, Valiye tanınan il içi atama yetkisinin İl Emniyet Müdürü tarafından kullanılmış olması nedeniyle, dava konusu Ankara Valiliği işleminde yetki yönünden de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline hükmedilmiştir.
Davalı idarelerin temyiz istemi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 26/06/2018 günlü, E:2016/1428, K:2018/3472 sayılı kararla, Mahkeme kararının ısrara ilişkin kısmının onanmasına, Dairesince işin esasına yönelik temyiz incelemesi yapılmadığından, işin esası hakkında inceleme yapılarak karar verilmek üzere dosyanın Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Danıştay İkinci Dairesince verilen 09/03/2021 günlü, E:2021/8188, K:2021/473 sayılı kararla; Mahkeme kararının 21/02/2014 günlü işleme ilişkin kısmının bozulmasına, 25/02/2014 günlü işleme ilişkin kısmının ise onanmasına karar verilmiştir.
Taraflarca karşılıklı olarak yapılan karar düzeltme başvurusu ise Danıştay İkinci Dairesinin 14/10/2021 günlü, E:2021/18076, K:2021/3456 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay İkinci Dairesinin anılan bozma kararına uyularak, bozulan kısma özgü olarak yapılan yargılama sonunda Ankara 18. İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; 657 sayılı Kanun'un 76. maddesiyle, takdir yetkisine istinaden tesis edilen işlemlerin sebep ve maksat unsurları yönünden hukuka uygunluk denetimine tabi tutulacağı, takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da yargı mercilerince saptanması halinde bu durumun iptal nedeni oluşturacağı noktasında hukuken bir duraksama bulunmadığı, emniyet hizmetlerinin önemi gereği ülke içinde bu hizmetin öngörülen seviyede ve aksama olmadan yürütülmesinin mutlak koşullarından birisinin de istenilen yer ve/veya görev için planlanan seviyede personel bulundurulması olduğu, bu durumda, idarenin kamu hizmetinin gerekleri doğrultusunda personelin görev yerini değiştirme konusunda kanunen sahip olduğu takdir yetkisini emniyet hizmetlerinin önem ve özelliğine uygun olarak kullandığı, bu takdir yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif (öznel) nedenlerle kullandığına dair herhangi bir bilgi belge de bulunmadığı anlaşıldığından; Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığında polis memuru olarak görev yapan davacının, Ankara Emniyet Müdürlüğü emrine atanmasına ilişkin 21/02/2014 günlü dava konusu işlemde kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin sebep ve konu yönlerinden hukuka aykırı olduğu, İdareye tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı ileri sürülerek, Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
İDARELERİN CEVAPLARI :
… Genel Müdürlüğünün Cevabı : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
… Valiliğinin Cevabı : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının adli yardım isteminin Danıştay İkinci Dairesinin 14/10/2021 günlü, E:2021/18076, K:2021/3456 sayılı kararı ile kabul edildiği görüldüğünden, 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "Adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince, adli yardım istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasındaki yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, karar kesinleştiğinde davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.