YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İdari istikrar ilkesi nedir?

Karar Özeti

 

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi olan "hukuki güvenlik" ilkesinin, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı, "idari istikrar ilkesi"nin ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade ettiği, Anayasa'nın 138. ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca, idarenin yargı kararının gereğini yerine getirmesi bir zorunluluk ise de; iptal edilen işlemle üçüncü kişiler yönünden kazanılmış bir hak doğmamış olsa da, eğer subjektif kazanımlar söz konusu ise, bu subjektif etki ve sonuçların korunmasının da yukarıda değinildiği üzere "hukuki güvenlik" ve "idari istikrar" ilkelerinin bir sonucu olduğu, uyuşmazlıkta; hatalı soruların yargı kararıyla iptali sonrasında idarece yeniden yapılan değerlendirme sonucunda sıralamaya giremeyerek başarısız oldukları anlaşılan kursiyerlerin ilişikleri kesilmeyip kursa devamı sağlandığı ve davacının durumunda olduğu gibi bu kişiler kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanmak suretiyle, bu statüleri gereği kişisel kazanımlar elde ettikleri, bu durumda; davacının komiser yardımcısı olarak atanmasından yaklaşık dört yıl sonra yargı kararının uygulandığından bahisle, subjektif kazanımlarını ortadan kaldıracak şekilde, komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkelerine uyarlık bulunmadığı, diğer taraftan; davacının komiser yardımcılığına, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yapılan bir değerlendirme sonucunda atandığı, idarenin açık mevzuat hükmüne aykırı bir uygulamasından söz edilemeyeceği, maddi olay yönünden de hatalı bir saptamaya dayanılmadığı görüldüğünden bu atama işleminin açık hataya dayandığı ve her zaman geri alınabileceği sonucuna varılamayacağı, nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/11/2017 günlü, E:2016/4102, K:2017/3389 sayılı kararının da bu yönde olduğu, diğer taraftan, Anayasa’nın 125'inci maddesi uyarınca, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğundan yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük haklarının da iadesinin gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının davacıya iadesine karar verilmiştir

Karar

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2022/534 E.  ,  2022/788 K.

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

İKİNCİ DAİRE

 

Esas No : 2022/534

 

Karar No : 2022/788

 

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü

 

VEKİLİ : Av. …

 

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

 

VEKİLİ : Av. …

 

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince, Danıştay İkinci Dairesinin 22/09/2021 günlü, E:2021/15442, K:2021/2830 sayılı bozma kararına uymak suretiyle verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava Konusu İstem : Dava; 28/03/2010 tarihinde yapılan sınavda başarılı olarak komiser yardımcılığı kursuna başlayan ve bu kursu başarıyla tamamlayarak "komiser yardımcısı" olarak atanan davacı tarafından, söz konusu sınavda yer alan bazı soruların mahkeme kararıyla iptal edilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede başarısız duruma düştüğünden bahisle, tenzili rütbe yapılmak suretiyle tekrar polis memurluğuna atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm özlük haklarının iadesi istemiyle açılmıştır.

 

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin nitelikleri arasında sayılan hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi olan "hukuki güvenlik" ilkesinin, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı, "idari istikrar ilkesi"nin ise, bu kurallara dayanılarak kazanılan hakların korunacağı güvencesinin kişilere verilmesini ifade ettiği, Anayasa'nın 138. ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca, idarenin yargı kararının gereğini yerine getirmesi bir zorunluluk ise de; iptal edilen işlemle üçüncü kişiler yönünden kazanılmış bir hak doğmamış olsa da, eğer subjektif kazanımlar söz konusu ise, bu subjektif etki ve sonuçların korunmasının da yukarıda değinildiği üzere "hukuki güvenlik" ve "idari istikrar" ilkelerinin bir sonucu olduğu, uyuşmazlıkta; hatalı soruların yargı kararıyla iptali sonrasında idarece yeniden yapılan değerlendirme sonucunda sıralamaya giremeyerek başarısız oldukları anlaşılan kursiyerlerin ilişikleri kesilmeyip kursa devamı sağlandığı ve davacının durumunda olduğu gibi bu kişiler kursu başarıyla tamamlayarak komiser yardımcısı olarak atanmak suretiyle, bu statüleri gereği kişisel kazanımlar elde ettikleri, bu durumda; davacının komiser yardımcısı olarak atanmasından yaklaşık dört yıl sonra yargı kararının uygulandığından bahisle, subjektif kazanımlarını ortadan kaldıracak şekilde, komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanması yolunda tesis edilen işlemde hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkelerine uyarlık bulunmadığı, diğer taraftan; davacının komiser yardımcılığına, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda yapılan bir değerlendirme sonucunda atandığı, idarenin açık mevzuat hükmüne aykırı bir uygulamasından söz edilemeyeceği, maddi olay yönünden de hatalı bir saptamaya dayanılmadığı görüldüğünden bu atama işleminin açık hataya dayandığı ve her zaman geri alınabileceği sonucuna varılamayacağı, nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/11/2017 günlü, E:2016/4102, K:2017/3389 sayılı kararının da bu yönde olduğu, diğer taraftan, Anayasa’nın 125'inci maddesi uyarınca, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğundan yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı özlük haklarının da iadesinin gerektiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının davacıya iadesine karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; 28/03/2010 tarihinde gerçekleştirilen komiser yardımcılığı sınavında davacının başarılı olması üzerine komiser yardımcılığı kursuna başlatıldığı, anılan sınavda yer alan bazı soruların hatalı olduğundan bahisle iptalleri istemiyle açılan açılan davada verilen yargı kararı uyarınca yapılan yeniden değerlendirme sonucunda davacının 185. sırada (yedek) yer aldığı, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda, ilk sınavda başarılı olmakla birlikte yargı kararı sonucunda yapılan değerlendirmeye göre sıralamaya giremeyerek başarısız sayılan adayların kurs ile ilişiği kesilmeyerek devam etmeleri sağlandığı, söz konusu olayda kazanılmış hakkın varlığından bahsedilemeyeceği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

 

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

 

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

 

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, gereği görüşüldü:

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

 

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

 

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

 

KARAR SONUCU :

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,

 

2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,

 

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,

 

4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

 

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay'da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

 

(X) KARŞI OY :

 

Yargı kararı uyarınca yapılan yeni sıralamaya göre 28/03/2010 tarihinde gerçekleştirilen komiser yardımcılığı sınavında başarısız olduğu sabit olan davacının, komiser yardımcılığı kursuna devam ettirilerek kursu başarıyla tamamlaması üzerine komiser yardımcılığına atanmasında, idarenin açık hatası bulunduğu ve davacının hukuka aykırı işlem dolayısıyla elde ettiği komiser yardımcılığı statüsünün kazanılmış hak kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacının komiser yardımcılığından polis memurluğuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile, dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan özlük haklarının davacıya iadesi yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.


Bu sayfa 271 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor