İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının söz konusu iş yerinde ticari emtia (kontör ve benzeri) bulundurduğuna ilişkin somut bir tespit bulunmaması, davacının işçi çalıştırmaması, 2012 yılında faaliyette olduğu 3 ay gibi kısa bir süre içerisinde 30.000.000,00 TL'den fazla pos hasılatı elde etmesi, davacının dönem başı stoklarında emtia olmamasına rağmen Eylül ayında düzenlenen toplam 10.819.400,00 TL tutarındaki faturaya karşılık, mükellefiyet tesis ettirildiği Ağustos ayından itibaren Ağustos ve Eylül aylarındaki alınan faturaların toplam tutarının 4.362.700,00 TL olarak hesaplanması, davacının ifadesinde pos cihazlarını Demetevler'de kuyumcu olarak faaliyet gösteren …’e teslim ettiği, maddi durumunun kötü olduğu dönemde bir arkadaşı aracılığıyla tanıdığı … aracılığıyla iş yerini açtığı, verdiği vekaletname ile bu kişinin işlerini yürüttüğü, karşılığında 2000-2500 TL aldığı şeklinde beyanının bulunması, davacının pos cihazı dökümlerinde yer alan kredi kartı sahipleri ile davacı adına fatura düzenlenen kişilerin farklı kişiler olması, ayrıca davacıya ait pos cihazlarından binlerce kişiye ait kredi kartları çekilmiş olmasına rağmen, adına kontör satışı faturası düzenlenen kişilerin 4 kişiden ibaret olması, davacı adına 2012 yılında alış faturaları düzenleyen kişiler ile 2012 yılında satış faturası olarak düzenlenen faturaların yine aynı kişiler adına düzenlenmesi, davacıya fatura düzenleyen ve davacının fatura düzenlediği kişilerin hepsinin 2012 yılı gelir vergisi beyannamesinin serbest muhasebeci mali müşavir … tarafından verilmesi, ifadesine başvurulan davacının pos cihazlarından kredi kartları çekilen ifade sahiplerinden hiçbirinin davacıyı tanımaması, bir kısım ifade sahiplerinin kredi kartı borçlarının kapatılması karşılığında kendilerinden komisyon alındığı şeklinde beyanlarının bulunması, bazı ifade sahiplerinin düğün masraflarının, beyaz eşya, mobilya, inşaat malzemesi, altın vb. (davacının faaliyet alanından farklı olarak) alımlarının bu kredi kartları ile yapıldığı yönünde değişik ifadelerinin bulunması, davacının aldığı ve düzenlediği tüm faturaların içeriğinde "… TL Yükleme" ibaresinin yazılı olmasına rağmen, söz konusu GSM şirketinin gerek davacıya gerekse davacının fatura aldığı kişilere yönelik bir satış işlemine rastlanılmaması göz önünde bulundurulduğunda, yapılan kredi kartı satışlarının, ticari, teknik, ekonomik icaplara uymadığı ve pos cihazı kullanarak ikrazatçılık faaliyetinde bulunmak amacıyla gerçekleştirildiği, buna göre kredi kartlarını nakit finansman aracı olarak kullandığı tespit edilen kişilerce, kredi kartlarıyla işlem yapılan tutar üzerinden %2 oranında faiz hesaplanarak nakden ödendiği ifade edildiğinden, bankaların pos işlem komisyonu göz ardı edilerek aylık pos işlem tutarının ana para ve faiz olarak kabulüyle, hesaplanan faiz gelirinden %5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisinin düşülmesiyle bulunan net faiz geliri üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/8802 E. , 2022/172 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/8802
Karar No : 2022/172
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına POS cihazıyla tefecilik faaliyetinde bulunduğundan bahisle tarh edilen 2012 yılı vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının söz konusu iş yerinde ticari emtia (kontör ve benzeri) bulundurduğuna ilişkin somut bir tespit bulunmaması, davacının işçi çalıştırmaması, 2012 yılında faaliyette olduğu 3 ay gibi kısa bir süre içerisinde 30.000.000,00 TL'den fazla pos hasılatı elde etmesi, davacının dönem başı stoklarında emtia olmamasına rağmen Eylül ayında düzenlenen toplam 10.819.400,00 TL tutarındaki faturaya karşılık, mükellefiyet tesis ettirildiği Ağustos ayından itibaren Ağustos ve Eylül aylarındaki alınan faturaların toplam tutarının 4.362.700,00 TL olarak hesaplanması, davacının ifadesinde pos cihazlarını Demetevler'de kuyumcu olarak faaliyet gösteren …’e teslim ettiği, maddi durumunun kötü olduğu dönemde bir arkadaşı aracılığıyla tanıdığı … aracılığıyla iş yerini açtığı, verdiği vekaletname ile bu kişinin işlerini yürüttüğü, karşılığında 2000-2500 TL aldığı şeklinde beyanının bulunması, davacının pos cihazı dökümlerinde yer alan kredi kartı sahipleri ile davacı adına fatura düzenlenen kişilerin farklı kişiler olması, ayrıca davacıya ait pos cihazlarından binlerce kişiye ait kredi kartları çekilmiş olmasına rağmen, adına kontör satışı faturası düzenlenen kişilerin 4 kişiden ibaret olması, davacı adına 2012 yılında alış faturaları düzenleyen kişiler ile 2012 yılında satış faturası olarak düzenlenen faturaların yine aynı kişiler adına düzenlenmesi, davacıya fatura düzenleyen ve davacının fatura düzenlediği kişilerin hepsinin 2012 yılı gelir vergisi beyannamesinin serbest muhasebeci mali müşavir … tarafından verilmesi, ifadesine başvurulan davacının pos cihazlarından kredi kartları çekilen ifade sahiplerinden hiçbirinin davacıyı tanımaması, bir kısım ifade sahiplerinin kredi kartı borçlarının kapatılması karşılığında kendilerinden komisyon alındığı şeklinde beyanlarının bulunması, bazı ifade sahiplerinin düğün masraflarının, beyaz eşya, mobilya, inşaat malzemesi, altın vb. (davacının faaliyet alanından farklı olarak) alımlarının bu kredi kartları ile yapıldığı yönünde değişik ifadelerinin bulunması, davacının aldığı ve düzenlediği tüm faturaların içeriğinde "… TL Yükleme" ibaresinin yazılı olmasına rağmen, söz konusu GSM şirketinin gerek davacıya gerekse davacının fatura aldığı kişilere yönelik bir satış işlemine rastlanılmaması göz önünde bulundurulduğunda, yapılan kredi kartı satışlarının, ticari, teknik, ekonomik icaplara uymadığı ve pos cihazı kullanarak ikrazatçılık faaliyetinde bulunmak amacıyla gerçekleştirildiği, buna göre kredi kartlarını nakit finansman aracı olarak kullandığı tespit edilen kişilerce, kredi kartlarıyla işlem yapılan tutar üzerinden %2 oranında faiz hesaplanarak nakden ödendiği ifade edildiğinden, bankaların pos işlem komisyonu göz ardı edilerek aylık pos işlem tutarının ana para ve faiz olarak kabulüyle, hesaplanan faiz gelirinden %5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisinin düşülmesiyle bulunan net faiz geliri üzerinden yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İşlem yapıldığı kabul edilen binlerce kişi içinden sadece birinin davacıyı tanımadığı, kendisinin başka şahıslara ödediği komisyonla ilgili olarak "Bu da ortalama aylık %2 gibi bir komisyona denk gelmişti" şeklinde beyanda bulunduğu, vergi inceleme elemanınca bu beyandan hareketle davacının POS cihazlarından aylık olarak geçen toplam tutarlara %2 komisyon uygulamak suretiyle başta bankalarca POS cihazlarından geçen tutarlar üzerinden alınan işlem bedeli olmak üzere, hiçbir gider unsuru gözetilmeksizin gelir vergisi ve geçici vergi tarhiyatı öngördüğü, bu durumun varsayıma dayandığı ve kabulünün mümkün olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.