Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımakta, bu bağlamda, Kanunda ve Kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan yasa altı düzenleyici işlemlerde öngörülen şekil şartları ile kayıt ve belge nizamına sıkı sıkıya bağlılık sözkonusu olmaktadır.
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/8800 E. , 2022/14 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/8800
Karar No : 2022/14
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Plastik Kalıp Makina İnşaat Konfeksiyon Otomotiv ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığı ileri sürülerek takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen 2009/6 ve 7. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının fatura aldığı Maltepe Vergi Dairesi mükellefi … Endüstri Malzemeleri Makina Metal Mobilya Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin, düzenlenen faturaların sahte olduğunu ortaya koymaya yeterli olmadığı anlaşıldığından cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı adına sahte fatura kullandığı ileri sürülerek takdir komisyonu kararlarına istinaden tarh edilen 2009/6 ve 7. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış; 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak açıklanmış; 229. maddesinde de, fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika şeklinde tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef, üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımakta, bu bağlamda, Kanunda ve Kanunla verilen yetkiye dayanılarak çıkarılan yasa altı düzenleyici işlemlerde öngörülen şekil şartları ile kayıt ve belge nizamına sıkı sıkıya bağlılık sözkonusu olmaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve hizmet ifasına ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Davacıya uyuşmazlık konusu dönemde fatura düzenleyen … Endüstri Malzemeleri Makina Metal Mobilya Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; iletişim sistemleri işi ile iştigal etmek üzere 04/06/2007 tarihi itibariyle mükellefiyet tesis ettirdiği, 20/02/2009 tarihi itibariyle ortaklık yapısının sürekli değiştiği, 11/06/2007 tarihinde yapılan yoklamada, bilgisayar yazılım işi için faaliyet göstermek için kurulduğu, adreste …'un ortağı olduğu şirketin faal olduğunun ortağı tarafından beyan edildiği, 05/03/2009 tarihinde yapılan yoklamada şirketin yeni adresine taşındığı, işçisinin bulunmadığı, muhasebecisinin olduğu, 02/07/2009 tarihinde yapılan yoklamada, faaliyete adreste devam edildiği, üç işçinin bulunduğunun tespit edildiği, 11/12/2009 tarihinde yapılan yoklamada şirketin yeni adreste faaliyet gösterdiği, üç sigortalı işçisinin bulunduğu, 15/02/2010 tarihinde yapılan yoklamada, şirketin adreste bulunduğu, inşaat malzemesi toptan satışı yaptığı, muhasebe hizmeti satın alınmadığının beyan edildiği, 20/02/2009 tarihinde ortak olup 20/01/2010 tarihinde ayrılan …'ün bir şirkete daha ortak olduğu ve şirketin özel esaslara alındığı, 20/02/2009 tarihinde ortak olup 07/12/2009 tarihinde ayrılan …'nun başka şirketlere herhangi bir ortaklığının bulunmadığı, 07/12/2009 tarihinde ortak olan …'in bir çok şirkete ortak ve yönetici olduğu ve söz konusu şirketlerin çoğunun özel esaslara alındığı ve bir kısmı hakkında vergi tekniği raporu düzenlendiği, 20/01/2010 tarihinde ortak olan …'in de yine çok sayıda şirkete ortak ve yönetici olduğu ve söz konusu şirketlerin çoğunun özel esaslara alındığı ve bir kısmı hakkında vergi tekniği raporu düzenlendiği, tahsilat sorgulamasında 2007-2008-2009/Mart dönemine kadar düzenli olarak ödemelerinin yapıldığı ve 10/02/2009 tarihinde şirket hisselerini … İle …'nun devralmasından sonra 2009 yılı 3,4,5,7,9,10 aylarına ilişkin 16 TL ile 1.018 TL arasında rakamlardan oluşan ödemeler yapıldığı, ödenmesi gereken vergi aslı borcunun 8.642 TL olduğu, 2009 yılı son dönemlerine kadar beyannamelerinin verildiği, 2008 yılı KDV matrahının bulunmadığı ve paralel olarak mal alışı ve satışına ilişkin fatura beyanının da olmadığı, 2009 yılında toplam 4.648.009,00 TL tutarında satış beyan edildiği, alıcı mükellefler tarafından 4.531.503,00 TL alım beyan edildiği, KDV beyannameleri matrah toplamının 4.922.687,96 TL olduğu, muhtasar beyanları ile yoklamada tespit edilen işçi durumunun uyumlu olmadığı, 2009 yılında alış bildiridiği tüm mükellefler hakkında sahte fatura düzenleme fiili sebebi ile vergi tekniği raporları bulunduğu, muhasebecisi tarafından, 31/01/2010 tarihi itibariyle muhasebe kayıt ve beyanname düzenleme faaliyetlerinin taraflarınca yapılmadığının beyan edildiği, sonuç olarak ortaklık yapısının değiştiği 20/02/2009 tarihinden itibaren düzenlediği faturaların sahte olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki tespitlerin değerlendirilmesinden; anılan mükellefin belirtilen ciroları yapacak ticari kapasite ve organizasyonunun (şube, depo, mal ve hizmet alımı vb.) bulunmadığı, ortaklık yapısının değiştiği döneme kadar katma değer vergisi matrahı beyan edilmediği, sonra birden yükselen tutarda matrah beyan edildiği, buna rağmen ödenecek katma değer vergisinin bulunmadığı veya küçük tutarda olduğu, ortaklarının haklarında sahte fatura düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan veya olumsuz tespit olan şirketlerde ortak ve yönetici olduğu da dikkate alındığında davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu ve davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından aksi gerekçe ile verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.