2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde, idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği; 5. maddesinde ise, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olmasının gerektiği düzenlenmiştir.
…Ayrıca, yukarıda yer verilen hükümlere göre, birden fazla işleme karşı tek bir dilekçeyle dava açılabilmesi için, aralarında maddi veya hukuki bir bağ ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması, diğer bir deyişle işlemlerden biri hakkında karar verilmesinin diğer işlem hakkında verilecek kararı da etkiliyor olması, aynı yargılama yöntemiyle sonuca ulaşılabilmesi, farklı hukuki yorumlara ihtiyaç duyulmaması gerekmektedir.
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/9077 E. , 2022/84 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/9077
Karar No : 2022/84
DAVACI : ...Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ...Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU : 24/03/2020 tarih ve 31078 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 518 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 17/03/2020 tarih ve VUK-125/2020-4 sayılı Sirkülerin "2. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının, 23/03/2020 tarih ve VUK-126/2020-5 sayılı Sirkülerin "2. Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması", "3. Bildirim Formlarının Verilme Süresinin Uzatılması", "4. Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter Beratlarının Yüklenme Süresinin Uzatılması" başlıklı kısımlarının, 17/04/2020 tarih ve VUK-127/2020-6 sayılı Sirkülerin "2. Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının, 20/04/2020 tarihli ve VUK-128/2020-7 sayılı Sirkülerin "3. Ticari Kazançları Basit Usulde Tespit Edilen Mükelleflerin Defter-Beyan Sistemine Yapılması Gereken Kayıt Süresinin Uzatılması" başlıklı kısmının, 21/04/2020 tarih ve VUK-129/2020-8 sayılı Sirkülerin "2. Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının ve 12/05/2020 tarih ve VUK-130/2020-9 sayılı Sirkülerin "2. Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. ve 5. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde, idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği; 5. maddesinde ise, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olmasının gerektiği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddenin 1/d bendinde, dilekçelerde 14. maddenin 3/g bendinde yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülmüşse otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek üzere dilekçenin reddine karar verileceği, 15. maddenin 5. fıkrasında ise birinci fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca, yargı yerlerince iptali istenen idari işlemle sınırlı olarak inceleme yapılabileceğinden, talebin tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve incelemeye konu olabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Öte yandan, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalarında, idarî işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli kısımlarının / maddelerinin / ibarelerinin / sözcüklerinin iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenen kuralların açıkça belirtilmesi ve bu kısımların davacının menfaatini nasıl etkilediğinin gerekçelendirilerek ortaya konulması şarttır.
Ayrıca, yukarıda yer verilen hükümlere göre, birden fazla işleme karşı tek bir dilekçeyle dava açılabilmesi için, aralarında maddi veya hukuki bir bağ ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunması, diğer bir deyişle işlemlerden biri hakkında karar verilmesinin diğer işlem hakkında verilecek kararı da etkiliyor olması, aynı yargılama yöntemiyle sonuca ulaşılabilmesi, farklı hukuki yorumlara ihtiyaç duyulmaması gerekmektedir.
Bu bakımdan, dava dilekçesinin davanın konusu ile sonuç ve istem bölümlerinde "24/03/2020 tarih ve 31078 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 518 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 17/03/2020 tarih ve VUK-125/2020-4 sayılı Sirkülerin "2. Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının, 23/03/2020 tarih ve VUK-126/2020-5 sayılı Sirkülerin "2. Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması", "3. Bildirim Formlarının Verilme Süresinin Uzatılması", "4. Elektronik Defterlerin Oluşturulma ve İmzalanma Süresi ile Elektronik Defter Beratlarının Yüklenme Süresinin Uzatılması" başlıklı kısımlarının, 17/04/2020 tarih ve VUK-127/2020-6 sayılı Sirkülerin "2. Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının, 20/04/2020 tarihli ve VUK-128/2020-7 sayılı Sirkülerin "3. Ticari Kazançları Basit Usulde Tespit Edilen Mükelleflerin Defter-Beyan Sistemine Yapılması Gereken Kayıt Süresinin Uzatılması" başlıklı kısmının, 21/04/2020 tarih ve VUK-129/2020-8 sayılı Sirkülerin "2. Katma Değer Vergisi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının ve 12/05/2020 tarih ve VUK-130/2020-9 sayılı Sirkülerin "2. Gelir ve Kurum Geçici Vergi Beyannamelerinin Verilme ve Ödeme Sürelerinin Uzatılması" başlıklı kısmının iptaline karar verilmesi" istemine yer verilmiş, dilekçe içerisinde ise söz konusu Tebliğin 3 ve 4. maddelerine ilişkin hukuka aykırılık iddialarında bulunulmuş olup; dava dilekçesinde, iptali istenilen Tebliğin ve Sirkülerlerin hangi bölümlerinin, kısımlarının, başlıklarının, ibarelerinin, sözcüklerinin iptalinin istendiğinin açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konulmadığı, bu kısımların hangi yönlerden kanuna aykırı olduğunun ve davacının menfaatini ne şekilde ihlȃl ettiğinin açıklanmadığı görülmüştür.
Bu durumda, davacı tarafından, dava konusu Tebliğin, hangi madde ve maddelerinin dava konusu edildiği gösterilerek bu kısım ya da kısımlara yönelik iptal isteminde bulunulmak suretiyle ayrı bir dava, eğer dava konusu edilecek ise, arasında maddi veya hukuki bir bağ ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunmayan Sirkülerlerin her birine karşı ayrı birer dava açılmakta serbest olunmak üzere, dava dilekçesinin yukarıda sözü edilen 3. ve 5. madde hükümleri uyarınca reddi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu Kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde düzenlenmek ve yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak; ayrıca 5. madde uyarınca açılacak her yeni dava için ayrı ayrı başvuru harcı alınmak suretiyle yeniden dava açmakta serbest olunmak üzere DİLEKÇENİN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ...TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Davacıdan alınması gereken ...TL maktu karar harcından daha önce tahsil edilen ...TL'nin mahsup edilerek eksik kalan ...TL maktu karar harcının alınmasına,
4. Dava yenilenmediği takdirde artan yargılama giderinin ve yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmediği için dava açılırken peşin alınan ...TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,
4. Dava dilekçesinin bir örneğinin davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre, yeniden verilen dilekçede de aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde, davanın reddedileceği hususunun davacıya bildirilmesine, 12/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.