İptal davasına konu yapılabilecek işlemler ise idarenin tek yanlı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan kesin ve yürütülmesi gereken işlemler olup vergi idarelerinin, idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, ilgililerin menfaatini doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamaları, doğurduğu hukuki sonuçlar dikkate alındığında, belirtilen türden işlemlerdendir.
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2021/3699 E. , 2022/945 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/3699
Karar No : 2022/945
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU:… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, tahsil zaman aşımına uğradığını iddia ettiği kamu alacağının terkini talebiyle yaptığı başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin ihbarname, tahakkuk fişi, ödeme emri, haciz gibi idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir nitelikte bir işlem niteliğinde olmaması nedeniyle davacının menfaatini etkilemediği dolayısıyla davanın esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Terkini talep edilen vergi ve cezalar ile faizlerinin tahsil zaman aşımına uğradığı ve işin esasına girilerek iptal edilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Dava konusu işlemin idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülebilir işlem mahiyetinde olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, hakkında düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle açtığı davanın, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… kararıyla süre aşımı nedeniyle reddedilmesi üzerine … tarih ve … sayılı başvurusu ile tüm vergi borçlarının tahsil zaman aşımına uğradığı belirtilerek terkin edilmesi gerektiği, terkin edilen ve edilmeyen vergi ve cezalara ilişkin olarak tarafına yazılı olarak bilgi verilmesini istediği, davalı idarenin … tarih ve … sayılı işlemiyle söz konusu talebin reddedildiği ve bunun üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türü olarak sayılmış, 10. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay'a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 377. maddesinin 1. fıkrasında, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtildikten sonra, 378. maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödeme yapılmış veya ödemeyi yapan taraftan verginin kesilmiş olması gerektiği yolunda düzenleme yapılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasında idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
İptal davasına konu yapılabilecek işlemler ise idarenin tek yanlı irade açıklamasıyla ilgililerin hukuksal durumunda değişiklik yaratan kesin ve yürütülmesi gereken işlemler olup vergi idarelerinin, idari işlevleriyle ilgili olarak vergi hukuku alanında tesis ettikleri, uygulanabilir nitelikte, ilgililerin menfaatini doğrudan etkileyen ve onların hak ve yükümlülüklerinde değişiklik veya yenilik yaratan irade açıklamaları, doğurduğu hukuki sonuçlar dikkate alındığında, belirtilen türden işlemlerdendir.
İdari bir işlem tesis edilmesi amacıyla idari makamlara başvurunun düzenlendiği 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi vergi hukukuna ilişkin başvuru ve işlemler hakkında da uygulanabileceği tartışmasızıdır.
Davacının borcun tahsil zaman aşımına uğradığı ve terkin edilmesi talebiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddine dair işlemin, davacının menfaatini etkiler nitelikte sonuç doğurduğu ve idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülebilir işlem niteliğinde olduğunun kabulü gerektiğinden, Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddine ilişkin kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesinin kararının BOZULMASINA, 07/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.