YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Şirketin tasfiye dönemindeki kanuni temsilcilerinin, vergi cezalarından sorumluluğu hk.

Karar Özeti

Buna göre; tüzel kişi kanuni temsilcisinin tasfiyesi tamamlanmış ve ticaret sicilinden kaydı silinmiş tüzel kişiler adına 03/07/2009 tarihinden itibaren yapılacak tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlere ilişkin tarhiyatların muhatabı olabileceği açıktır. Ancak söz konusu sorumluluk kanuni temsilcilerin bu göreve getirildikleri tarihten sonraki dönemlerle sınırlı olabileceğinden bu tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak tarhiyatın muhatabı tutulamayacaklardır.

 

Bu durumda, 23/05/2012 tarih ve 8074 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen ortaklar kurulu kararı ile şirketin kanuni temsilcisi olan davacının, bu tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak sorumluluğundan söz edilemeyeceğinden, dolayısıyla dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin belirtilen tarihten önceki dönemlere isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından, yazılı gerekçeyle davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının, tarhiyatın 23/05/2012 tarihinden önceki dönemlere isabet eden kısmı yönünden bozulması gerekmiştir.

Karar

 

Danıştay 3. Daire Başkanlığı  2022/1180 E.  ,  2022/2256 K.

 

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

ÜÇÜNCÜ DAİRE

 

Esas No : 2022/1180

 

Karar No : 2022/2256

 

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

 

VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

 

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…

 

VEKİLİ : Av. …

 

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunu, Danıştay Üçüncü Dairesinin bozma kararı uyarınca yeniden inceleyen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Davacı adına, tasfiyesi tamamlanmış … Metal Hırdavat İnşaat İletişim ve Elektrik Sistemleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki saptamaları içeren vergi tekniği raporuna atıfla düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinin 9. fıkrası gereğince kanuni temsilci sıfatıyla 2012 yılı için re'sen salınan üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile Ba-Bs formunun elektronik ortamda verilmemesi nedeniyle Mart 2012 dönemi için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Şirket hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan saptamalardan, düzenlediği faturaların gerçek bir emtia teslimine dayanmadığı, komisyon karşılığında tanzim edildiği ve bu yolla elde edilen kazancın kayıt ve beyan dışı bırakıldığı sonucuna ulaşıldığından, Danıştay içtihatları doğrultusunda fatura tutarları üzerinden % 2 oranında komisyon geliri hesaplanarak ulaşılan matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmediği, elektronik ortamda süresinde verilmediği açık olan Ba-Bs formundan dolayı davacı adına özel usulsüzlük cezası kesilmesinin de hukuka uygun olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

 

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Tasfiye edilerek tüzel kişiliği sona eren bir şirket hakkında vergi incelemesi yapılamayacağı, tarhiyatın dayanağı olan ve …Metal Hırdavat İnşaat İletişim ve Elektrik Sistemleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunda sahte fatura düzenlendiğine yönelik olarak somut bir tespit bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu tarhiyatın hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

 

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kısmen reddi ile Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, 23/05/2012 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının onanması, kısmen kabulü ile kararın; tarhiyatın, 23/05/2012 tarihinden önceki dönemlere isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

 

MADDİ OLAY :

 

Tasfiyesinin tamamlandığı hususu 06/10/2015 tarihinde tescil edilip 13/10/2015 tarih ve 8924 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde de ilan edilen dolayısıyla tüzel kişiliği sona eren ... Metal Hırdavat İnşaat İletişim ve Elektrik Sistemleri Sanayi Ticaret Limited Şirketinin sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren … tarih ve …sayılı Vergi İnceleme Raporuna dayanılarak şirketin 23/05/2012 tarih ve 8074 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen ortaklar kurulu kararı ile kanuni temsilcisi olan davacı adına dava konusu tarhiyatın yapıldığı ve özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmıştır.

 

İLGİLİ MEVZUAT:

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Tasfiye" başlıklı 17. maddesinde tasfiyeye giren şirketler için tasfiye dönemleri, tasfiye beyannamelerinin verilmesi, tasfiye kararının tespiti ve tasfiye memurlarının sorumluluğu ile ilgili düzenlemelere yer verilmiş, maddeye 5904 sayılı Kanun'un 6. maddesiyle eklenen ve 03/07/2009 tarihinde yürürlüğe giren 9. fıkrayla, tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiye dönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlü vergi tarhiyatı ve kesilecek cezaların, müteselsilen sorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler için kanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiye memurlarından herhangi biri adına yapılacağı kurala bağlanmıştır.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

 

Temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, 23/05/2012 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısmı ile özel usulsülük cezasına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.

 

Bir şirketin borçlu kılınabilmesi ancak tüzel kişilik kazandığı tarih ile bu kişiliğin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklıdır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre şirketlerin tüzel kişilikleri ticaret sicilinden silinmesiyle sona ermektedir. Ticaret silicilinden kaydı silinen ve hukuksal varlığı sona eren bir kurumun bu tarihten sonra haklara sahip olması, borçlu kılınması, temsili, yargı yerlerinden koruma istemesi mümkün değildir. Bu nedenle tasfiye edilerek tüzel kişilikleri sona eren kurumlar vergisi mükellefleri adına, tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi vergilendirme yapılması mümkün bulunmamaktadır. Tüzel kişiliği sona eren ve bu nedenle borçlandırılmasına hukuken imkan bulunmayan kurumların hukuksal varlığının devam ettiği dönemlere ait olup, ikmalen veya re'sen tarhı gereken vergi ve kesilecek cezalardan sorumlu tutulacaklar konusundaki hukuki boşluk, 5520 sayılı Kanun'un 17. maddesine eklenen ve yukarıda kuralına yer verilen 9. fıkra ile giderilmiştir.

 

Buna göre; tüzel kişi kanuni temsilcisinin tasfiyesi tamamlanmış ve ticaret sicilinden kaydı silinmiş tüzel kişiler adına 03/07/2009 tarihinden itibaren yapılacak tasfiyeye giriş tarihinden önceki dönemlere ilişkin tarhiyatların muhatabı olabileceği açıktır. Ancak söz konusu sorumluluk kanuni temsilcilerin bu göreve getirildikleri tarihten sonraki dönemlerle sınırlı olabileceğinden bu tarihten önceki dönemlerle ilgili olarak tarhiyatın muhatabı tutulamayacaklardır.

 

Bu durumda, 23/05/2012 tarih ve 8074 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen ortaklar kurulu kararı ile şirketin kanuni temsilcisi olan davacının, bu tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak sorumluluğundan söz edilemeyeceğinden, dolayısıyla dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin belirtilen tarihten önceki dönemlere isabet eden kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından, yazılı gerekçeyle davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının, tarhiyatın 23/05/2012 tarihinden önceki dönemlere isabet eden kısmı yönünden bozulması gerekmiştir.

 

KARAR SONUCU:

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. Temyiz isteminin kısmen reddine,

 

2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, 23/05/2012 tarihinden sonraki dönemlere isabet eden kısmı ile özel usulsülük cezasına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,

 

3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,

 

4. Kararın; tarhiyatın, 23/05/2012 tarihinden önceki dönemlere isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,

 

5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 16/05/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

 

(X)-KARŞI OY :

 

2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.

 

İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.

 

İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.

 

Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.

 

Davacı şirketin sahte fatura düzenlediği yolunda tespitleri içeren vergi tekniği raporu doğrultusunda düzenlenen vergi inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemi hakkında, anılan vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyorum.


Bu sayfa 330 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor