Kocasının ihtiyaçları ile ilgilenmeyen kadının kusurlu olduğu hk.
2. Hukuk Dairesi 2021/8609 E. , 2021/8119 K.
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı erkek tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan boşanma davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde davalı kadının evlilik birliği içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, çocukları ve eşinin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, erkeğe hakaret ettiği, bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Davalı kadın tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince “davacının "..." isimli bir kadından çocuğunun olduğu ve "..." ismiyle nüfusa tescil edildiği yine sosyo-ekonomik durum araştırmasında erkeğin, "..." isimli bir kadınla yaşadığının belirlendiği, davanın devamı sırasında davacı tanıklarınında beyanında belirtildiği gibi erkeğin "..." isimli bir kadınla birlikte yaşamaya başlaması üzerine davalı kadının evden ayrıldığı ve tarafların ayrı yaşamaya başladıkları anlaşılmaktadır. Davacı erkek, davalı evden ayrılıncaya kadar fiili yaşam sırasında kadına yüklediği kusurlu vakalarla ilgili açtığı bir boşanma davası yoktur. Kendisi o döneme kadar kadına yüklediği bu kusurlu davranışlarla ilgili sesi çıkmamış, bunları evliliğin bitirilmesi için bir gerekçe görmemiştir. Tam tersine kendisi başka bir kadınla gayri resmi yaşamaya başlayınca tarafların evliliklerinin temelden sarsıldığı, davalı kadının evden ayrıldığı ve birlikteliğin sona erdiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin bu hususu gözden kaçırarak davayı kabul etmesi hatalıdır.” şeklinde gereke ile davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Dava, boşanma davası olup, "taraflarca hazırlama ilkesi" caridir. Bu kapsamda mahkemece ancak taraflarca iddia ve savunmanın konusu yapılmış vakıalar ve bu vakıalara dayanak olarak sunulmuş ispat vasıtaları uyuşmazlığın çözümünde mahkemece değerlendirilebilir. Kanunla belirlenen durumlar dışında hakim kendiliğinden delil toplayamaz (HMK m.25/2). Kendiliğinden (resen) hakerete geçme ilkesinin geçerli olduğu istisnai durumlar dışında, taraflarca bildirilmeyen delilleri hükme esas alamayacağı gibi taraflarca iddia edilmeyen yahut savunma olarak ileri sürülmemiş bir hususu da karşı taraf aleyhine resen hükmüne dayanak yapamaz.
Somut olayda davalı kadına dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Bu durumda artık davalı tarafın yasal süreden sonra ileri sürdüğü iddia ve savunmaları dikkate alınarak davacı erkeğe kusur yüklenmesine olanak kalmamıştır. Dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere davalı kadının evlilik birliği içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, çocukların ve eşinin ihtiyaçları ile ilgilenmediği, erkeğe hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.11.2021 (Prş.)