YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Murisiler arasındaki Mecburi Dava Arkadaşlığı h.k.

Karar Özeti

 

Somut dosyada mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekirdi. Bu itibarla HMK 124. maddesi gereğince davacıya davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına teşmil etmesi için süre verilmeli, mirasçıların davaya katılımı sağlanmalı, bu şekilde taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmeli, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.

Karar

 

 

 

 

10. Hukuk Dairesi  2021/6291 E.  ,  2021/14969 K.

 

 

Bölge Adliye

 

Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi

 

Dava, iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

 

İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,... Bölge Adliye Mahkemesi ....Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

 

... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi

 

I-İSTEM

 

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşinin 23/11/2013 tarihinde, Moskovada demir-çelik fabrikası kurulum işinde çalışırken geçirdiği beyin kanaması sonucu vefatının iş kazası sonucu gerçekleştiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

 

II-CEVAP

 

Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle, ilgili sigorta müfettişi raporundan hareketle, ... Cons. Şirketinin .... Ticaret siciline göre tescil edilmiş bir firma olduğunu, iki ülke arasında tescil edilmiş bir sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığını, ortada Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş bir şirket ve işverenden bahsedilemeyeceği için 5510 sayılı Kanun kapsamında iş kazası yönünden yapılacak bir işlem bulunmadığı sonucuna varan sigorta müfettişi raporunu işaret ederek davanın reddini istemiştir.

 

Davalı ... Construction ... Uluslararası İnş. Yatırım San ve Tic A.Ş. vekili cevap dilekçesinde sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmadığından davanın iş mahkemelerinde görülemeyeceğini, talep konusunun ... mevzuatına göre çözümlenmesi gerektiğini, husumette belirsizlik bulunduğunu, her iki davalının farklı tüzel kişilikleri bulunduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.

 

Davalı ... İnş Elk ve Mek İşleri San ve Tic Ltd Şti tarafından davaya cevap verilmemiştir.

 

III-MAHKEME KARARI

 

A-İLK DERECE MAHKEME KARARI

 

İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, davacıların murisi Faruk ÖZDEMİR'in 17/11/2013 tarihinde geçirdiği olayın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmiştir.

 

B-BAM KARARI

 

... Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.

 

IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:

 

Davalı Kurum vekili, mahkeme kararının yerinde olmadığı, davanın reddine karar verilmesini, davalılar ... İnş Elk ve Mek İşleri San ve Tic Ltd Şti., ... Construction... Uluslararası İnş. Yatırım San ve Tic A.Ş vekilleri mahkeme kararının yerinde olmadığı, işveren olmadıklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

 

V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:

 

Davacılar murisleri ...'in 17.11.2013 tarihinde geçirdiği olayın iş kazası olduğunun tespitini talep etmişlerdir. Nüfus kaydına göre ...'in mirasçılarının eşi ..., çocukları ..., ... olduğu, davanın ..., ... tarafından açıldığı anlaşılmaktadır.

 

Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir; dolayısıyla,a medeni hakları kullanma ehliyetine (fiil ehliyetine) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler.

 

Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.

 

Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir (Baki Kuru-Ramazan Arslan-Ejder Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 7. baskı, ... 1995, s. 231). Bu nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da, hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, C. I-II, 7. Baskı, ... 2000, s.288).

 

HMK 59 ve 60. maddelerde hangi hallerde mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olacağı belirtilmektedir. Bu durumda maddi hukuka göre bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi halinde mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu, mecburi dava arkadaşlığında ancak birlikte dava açılabileceği veya aleyhlerine de birlikte dava açılabileceği görülmektedir.

 

Davalılar arasında (pasif) mecburi dava arkadaşlığı var ise, davacı bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır. Dava, bütün dava arkadaşlarına karşı değilde, bunlardan birine veya birkaçına karşı açılmış ise, bu halde davalı durumundaki kişinin ya da kişilerin, bu davada yalnız başına taraf sıfatı (pasif husumet ehliyeti) yoktur; davalı sıfatı mecburi dava arkadaşlarının tümüne aittir. Ancak bu halde dava sıfat yokluğundan reddedilmez. Mahkemenin, davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil etmesi için davacıya süre vermesi, davacı bu süre içinde davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına teşmil ederse davaya devam etmesi gerekir. Davacı kendisine verilen kesin süre içinde davasını diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil etmez ise o zaman dava sıfat yokluğundan reddedilir.

 

Somut dosyada, mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın mirasçılar tarafından birlikte açılması gerekirdi. Bu itibarla HMK 124. Maddesi gereğince davacıya davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına teşmil etmesi için süre verilmeli, mirasçıların davaya katılımı sağlanmalı, bu şekilde taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmeli, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.

 

O hâlde, davalıların vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.

 

SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 316 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor