Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş, kadının yoksulluk nafakası ise reddedilmiş; ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından hüküm kısmında kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, yine de tarafların eşit kusurlu olduklarına, kadın yararına 20.000TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, tarafların sair istinaf' başvurularının ise esastan reddine karar vermiştir. Bu karara karşı taraflarca yukarıda belirtildiği şekilde temyiz talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin kadına gönderdiği mesajları nedeniyle kusurlu olduğu belirtilmiş ise de bu mesajların evlilik birliği devam ederken gönderildiği, bu mesajlardan sonra tarafların düğünün gerçekleştiği, kadının eşinin bu zamana kadar olan eylemlerini affetmiş veya en azından hoş görmüş sayıldığı anlaşılmış olup bu nedenle bu vakaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi mümkün değildir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların bölge adliye mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren vakıalarda davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2. Hukuk Dairesi 2021/6893 E. , 2021/8328 K.
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları belirtilerek her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmiş, kadının yoksulluk nafakası ise reddedilmiş; ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafından hüküm kısmında kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, yine de tarafların eşit kusurlu olduklarına, kadın yararına 20.000TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, tarafların sair istinaf' başvurularının ise esastan reddine karar vermiştir. Bu karara karşı taraflarca yukarıda belirtildiği şekilde temyiz talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin kadına gönderdiği mesajları nedeniyle kusurlu olduğu belirtilmiş ise de bu mesajların evlilik birliği devam ederken gönderildiği, bu mesajlardan sonra tarafların düğünün gerçekleştiği, kadının eşinin bu zamana kadar olan eylemlerini affetmiş veya en azından hoş görmüş sayıldığı anlaşılmış olup bu nedenle bu vakaların erkeğe kusur olarak yüklenmesi mümkün değildir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların bölge adliye mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren vakıalarda davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğe göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davalı-karşı davacı kadın ağır kusurludur. Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası (TMK m. 175) hükmedilemez. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
4-Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere davalı-karşı davacı kadın ağır kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Davacı-karşı davalı erkek yararına TMK'nın 174/1-2 nci maddesi koşulları oluşmuştur. O halde davacı-karşı davalı erkek lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Pınar'a yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Erdinç'e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.09.11.2021 (Salı)