Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175). Yukarıda 2.bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda yoksulluk nafakası talep eden davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu olup, kadının yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası isteğinin reddine karar vermek gerekirken hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu talebin kabulüne yönelik yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2. Hukuk Dairesi 2021/6707 E. , 2021/8100 K.
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının, ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 400TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadının tazminat taleplerinin, erkeğin ise manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından her iki dava yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince kadının güven sarsıcı olarak nitelendirilen eylemleri gerçekleştirdiği, erkeğin ise kadını evden kovduğu ve evin kilidini değiştirdiği bu haliyle tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile kadın lehine aylık 500TL yoksulluk nafakasına ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiş, hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden “Kadının gizlice ortak konuta ait bir takım ev eşyalarını ve gıda maddelerini kendi ailesinin evine götürdüğü, erkeğin annesinin çantasından para aldığı gibi erkeğin cüzdanından da para aldığı, yaptığı alışverişlere ilişkin yanıltıcı bilgiler verdiği, erkeğin kızının özel eşyalarını haber vermeden aldığı” anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda; kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların, erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50. 51) dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda manevî (TMK 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175). Yukarıda 2.bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda yoksulluk nafakası talep eden davacı-karşı davalı kadın ağır kusurlu olup, kadının yasal şartları oluşmayan yoksulluk nafakası isteğinin reddine karar vermek gerekirken hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu talebin kabulüne yönelik yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 03.11.2021 (Çrş.)