YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Sigortalı niteliğini kazanmanın koşulları nelerdir?

Karar Özeti

5510 sayılı Kanun'un anlamında sigortalı niteliğini kazanmanın koşulları başlıca üç başlık altında toplanmaktadır. Bunlar: a) Çalışma ilişkisinin kural olarak hizmet akdine dayanması, b) İşin işverene ait yerde yapılması, c) Kanunda açıkça belirtilen sigortalı sayılmayacak kişilerden olunmaması şeklinde sıralanabilir. Sigortalı olabilmek için bu koşulların bir arada bulunması zorunludur.

Karar

 

10. Hukuk Dairesi         2020/9838 E.  ,  2021/2962 K.

 

Mahkemesi: Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
 

Dava, davacının davalıya ait işyerinde 06.04.2013 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir.

 

Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

 

5510 sayılı Kanun'un anlamında sigortalı niteliğini kazanmanın koşulları başlıca üç başlık altında toplanmaktadır. Bunlar: a) Çalışma ilişkisinin kural olarak hizmet akdine dayanması, b) İşin işverene ait yerde yapılması, c) Kanunda açıkça belirtilen sigortalı sayılmayacak kişilerden olunmaması şeklinde sıralanabilir. Sigortalı olabilmek için bu koşulların bir arada bulunması zorunludur.

 

5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde ise iş kazası,

 

"a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

 

b)(Değişik bend:17.04.2008-5754 sayılı K./8.mad) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

 

c)Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

 

d)(Değişik bend:17.04.2008-5754 S.K./8.mad) Bu Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

 

e)Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özüre uğratan olay olarak tanımlanmıştır.

 

Olayın, iş kazası olarak kabul edilebilmesi için olaya maruz kalan kişinin 5510 sayılı Kanunun 4. maddesi anlamında sigortalı olması, olayın, 5510 sayılı Kanunun 13. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, olayın, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur.

 

Eldeki davada, mahkemece verilen 04.12.2014 tarihli karar, Yargıtay (kapatılan) 21.Hukuk Dairesi bozma ilamı ile “…davalıya ait işyerinin çeltik işleme fabrikası olup ve çeltik ve bunun gibi maddelerinin yükleme-boşaltma işini yapan bir işyeri olduğu, her gün veya belirli sürelerle düzenli olarak hamala ihtiyaç olup olmadığı, davacıya her gün iş verilip verilmediği, ücretin kim tarafından ödendiği ve ödenen ücret miktarı ve nasıl ödendiği (günlük, haftalık, aylık) hususlarını belirleyerek ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan tarafsız bordro tanıkları dinlenerek, bunların ifadeleri ile yetinilmemesi halinde Belediye ve zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak, ayrıca işin süreklilik arz edip etmediği hususunda mahallinde keşif yapılarak işyeri kapsam ve kapasitesi belirlenip alanında uzman bir bilirkişiden alınacak rapor ile tüm deliller birlikte değerlendirilmesi …” gereğine işaret edilerek araştırma ve inceleme yapılmak üzere bozulmuştur.

 

Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).

 

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).

 

Somut dava dosyası yukarıda anlatılan esaslar doğrultusunda incelendiğinde bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği ve verilen kararın eksik incelemeye ve araştırmaya dayalı olduğu görülmektedir.

 

Mahkemece, davacının yaptığı işin hamallık olduğu ve kazayı bu işi yaparken geçirdiği anlaşılmakla birlikte, piyasa hamalının sigortalı olamayacağı açık olduğu gözetilerek, taşıma işinde davacının sürekli çalıştırılıp çalıştırılmadığı, piyasa hamallığı ve çağrıldıkça gelen hamal olup olmadığı, davacının geçimini gerçekten bu şekilde sağlayıp sağlamadığı tespit edilerek davalı tarafça davacının hizmet akdi ile çalışmasının bulunmadığının öne sürülmesi karşısında, davacının kendi nam ve hesabına bağımsız çalışıp çalışmadığı bu yönde piyasa hamallarının bağlı bulunduğu Serbest Hamallar Odası veya Yük Taşıyıcıları Odası vs. gibi bir oda veya dernek varsa davacının kaydı olup olmadığı sorulmalı, ödeme belgelerini içeren muhasebe evrakları değerlendirilerek, ödenen ücretlerin miktarı ve nasıl ödendiği (günlük, haftalık, aylık) hususlarını belirleyerek ödemelerin ne şekilde yapıldığını, mahallinde keşif yapılarak davalı iş yerinin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak ihtilaf konusu dönem içerisinde davalı işyerinin kapasitesinin belirlenmesi, iş yerinde kadrolu hamala ihtiyaç bulunup bulunmadığı araştırılmalı, taşıma ve yükleme işinin nasıl ve kimlere yaptırıldığı, bilahare tarafları bilir, tarafsız kamu tanıkları tespit edilip, ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan tarafsız bordro tanıkları dinlenerek, taraflar arasında hizmet akdinin unsurlarının mevcut olup olmadığı tespit edilmek suretiyle, davacının serbest piyasa hamalı şeklinde çalışıp çalışmadığı araştırılmalı; deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.

 

O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

 

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek hâlinde davalı ... San. Tic. Ltd. Şti.’ ye iadesine, 09/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 263 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor