Mahkemece, davacının 31/01/2004 tarihinde yapılan süt teslimi nedeniyle prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı sayılması gerektiğinin anlaşılması ve bozma ilamı doğrultusunda 01/01/2004 ve 31/12/2004 tarihleri arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, söz konusu tevkifata dayalı sigortalılık tespit süresinin 01/04/2004- 31/12/2004 tarihleri arası olarak belirlenmesi hatalı olmuştur. Ne var ki, Mahkemece akabinde HMK 304. maddeye yapılan atıfla tashih şerhi düzenlenerek hükmün 2 numaralı bendinde davacının 01/01/2004 tarihinden 31/12/2004 tarihi arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu yönünde karar tesis edilmiş ise de tashih yoluyla hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur. Zira olayda HMK 305/A. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı, hüküm fıkrasına ilişkin tashih ile düzeltme yapılamayacağı, ayrıca aynı yasanın 305/2. maddesi doğrultusunda tavzih kurumu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi ya da değiştirilmesinin mümkün olmadığı Mahkemece dikkate alınmamıştır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
10. Hukuk Dairesi 2020/5572 E. , 2021/3611 K.
Mahkemesi: İş Mahkemesi
Dava, davacının 2926 sayılı Yasaya göre Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davacının 01/04/2003-31/12/2003 dönemine ilişkin tarım sigortalılığı kabul olunduğundan bu sürelere ilişkin olarak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının 31/01/2004 tarihinde yapılan süt teslimi nedeniyle 01/04/2004 tarihinden 31/12/2004 tarihi arasında da Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, davacının prim tevkifatına dayalı olarak 01/03/1994 - 01/05/2006 tarihleri arasında "tarımda kendi ad ve hesabına çalışanlara yönelik " zorunlu Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davacının 01/04/2003-31/12/2003 dönemine ilişkin talebi hakkında konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazla sürelere ilişkin talebin reddine dair 21/06/2011 tarihli kararının Dairemize devredilen Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi’nin 16/04/2012 tarih ve 2012/4448 Esas 2012/6164 Karar sayılı ilamı ile “davacının kardeşi ...'nın Tarım Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığını ve 31/01/2004 tarihinde yapılan süt tesliminin kim tarafından yapıldığını araştırmak, ...'nın Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun anlaşılması halinde dosyasını Kurumdan istemek, gerektiğinde davacının kardeşi ...'yı davaya yöntemince dahil etmesi için davacıya süre vermek ve davacının kardeşinin davaya katılımı sağlandıktan sonra çıkacak sonucu göre karar vermek gerektiği, davacı tarafından süt teslimi yapıldığının anlaşılması halinde ise 01/01/2004 ve 31/12/2004 tarihleri arasında da davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek gerektiği” belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrasında yapılan yargılama neticesinde; Mahkemece, önceki verilen kararda direnilerek, 01/04/2003-31/12/2003 dönemine ilişkin talebi hakkında konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazla sürelere ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Direnme kararı neticesinde yapılan inceleme sonucu; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 26/04/2017 tarih 2015/21-1256 Esas, 2017/864 Karar sayılı ilamı ile Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemenin, Hukuk Genel Kurulu kararına uyması zorunlu olup, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; Mahkemeye, Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, Mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay tarafından; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12/07/2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Eldeki davada ise Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararında yer alan “Davacı tarafından süt teslimi yapıldığının anlaşılması halinde ise 01/01/2004 ve 31/12/2004 tarihleri arasında da davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermek gerekir.” şeklindeki bozma gerekçesine göre Mahkemece 31/01/2004 tarihinde yapılan süt teslimi nedeniyle hükümde 01/04/2004 tarihinden 31/12/2004 tarihi arasında da davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verildiği; akabinde ise bunun açık yazım ve maddi hata sonucu yazıldığı gerekçesi ile HMK 304. maddeye atıf yapılmak sureti ile hükmün 2 numaralı bendi yönünden tashih kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacının 31/01/2004 tarihinde yapılan süt teslimi nedeniyle prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı sayılması gerektiğinin anlaşılması ve bozma ilamı doğrultusunda 01/01/2004 ve 31/12/2004 tarihleri arasında davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, söz konusu tevkifata dayalı sigortalılık tespit süresinin 01/04/2004- 31/12/2004 tarihleri arası olarak belirlenmesi hatalı olmuştur. Ne var ki, Mahkemece akabinde HMK 304. maddeye yapılan atıfla tashih şerhi düzenlenerek hükmün 2 numaralı bendinde davacının 01/01/2004 tarihinden 31/12/2004 tarihi arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu yönünde karar tesis edilmiş ise de tashih yoluyla hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur. Zira olayda HMK 305/A. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı, hüküm fıkrasına ilişkin tashih ile düzeltme yapılamayacağı, ayrıca aynı yasanın 305/2. maddesi doğrultusunda tavzih kurumu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi ya da değiştirilmesinin mümkün olmadığı Mahkemece dikkate alınmamıştır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Mahkeme kararının hüküm bölümünün 2 nolu bendinin silinerek yerine, “Dosya içeriğine göre teslim edilen ürün bedellerinden yapılan tevkifatlar ve teslimatlar gözetilerek davacının 01/01/2004 tarihinden 31/12/2004 tarihi arasında da Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine” ibaresinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.