YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Soyut ve genel ifadeler kullanılarak kusur izafe edilen bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulamayacağı hk.

Karar Özeti

Mahkemece, bozma ilamı sonrasında başka bir araştırma yapılmaksızın ve yeniden kusur raporu alınmadan, Dairemizce itibar edilmeyen ve ilk bozma ilamından önce alınan 11.06.2013 tarihli kusur raporunun aynen benimsendiği, bu raporda ...'ne %25 kusur verildiği, dosya kapsamında ve ceza yargılamasında alınan tüm bilirkişi raporları incelenmekle kusur bakımından bir çelişki bulunmadığı kanaatine varılarak ve yeniden bilirkişi heyetinden alınacak raporun sonucu değiştirmeyeceği belirtilerek yeniden bilirkişi incelemesine gerek olmadığından bahisle yazılı şekilde karar tesis edilmiş ise de; Mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre önceki bozma ilamı göz önünde bulundurularak yeniden farklı bir uzman bilirkişi kurulundan olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata uygun, soyut ifadelere dayanmayan kusur raporu alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yanlış değerlendirme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Karar

 

10. Hukuk Dairesi 2021/3864 E.  ,  2021/12157 K.

 

Mahkemesi: İş Mahkemesi

 

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

 

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde, ... yönünden davanın reddine, davalı ... ve ...Anonim Türk Sigorta A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Hükmün, davacı kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

 

Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).

 

Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 ..., 1974, sayfa 395 vd.)

 

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).

 

Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Bozma sonrası yapılan araştırmanın eksik olduğu, bozma gereğinin yerine getirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.

 

Önceki bozma ilamında "Eldeki davada, kazalı sürücü Hüseyin Kiraz yönetimindeki kamyon ile Burdur istikametinden ... istikametine doğru seyrederken önündeki aracı solladıktan sonra yolun sol tarafında süpürme işini yapmakta olan davalı ... Müdürlüğünün işçisi davalı ... yönetimindeki yol süpürme kamyonunun sağ arka kısmına çarpması neticesinde kazalı ve aracındaki iki kişinin vefat ettiği trafik/iş kazasına ilişkin eldeki dosyada, bozma sonrası yapılan yargılamada hükme esas alınan bilirkişi raporu ile davalı ...'e kusur atfedilmediği, davalı ...'nün %25, sigortalının %75 kusurlu bulunduğu, bu kusur oranlarına göre de mahkemece hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu bilirkişi raporunda, davalı ...'ne verilen kusur gerekçesinde "sol şeritte yapılan çalışmada arkadan gelecek sürücülere karşı uyarı ve önlemler alınması gerekirken bu hususlara uyulmadığı, gereken önlemleri almadığı" şeklinde değerlendirmelere yer verilmiş ise de adı geçen davalı yönünden mevzuat hükümlerinden bahsedilmeksizin ve alınacak önlemlerin neler olduğu, hangi önlemlerin alınmadığı hususlarına yer verilmeden soyut ve genel ifadeler kullanılarak kusur izafe edildiği anlaşılmaktadır.

 

Mahkemece yapılacak iş; ceza dosyasındaki maddi olgular da gözetilerek olayda davalı ... Müdürlüğünün kusurunun olup olmadığının, özellikle sahibi bulunduğu sol şeritte hareket eden yol süpürme kamyonu yönünden mevzuat hükümleri çerçevesinde hangi önlemleri alması gerektiği, mevzuatta yer alan önlemlerden hangilerini almadığı belirlenerek irdelenmesi, yukarıdaki açıklamalar ışığında, çelişkileri giderici nitelikte işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır." şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.

 

Mahkemece, bozma ilamı sonrasında başka bir araştırma yapılmaksızın ve yeniden kusur raporu alınmadan, Dairemizce itibar edilmeyen ve ilk bozma ilamından önce alınan 11.06.2013 tarihli kusur raporunun aynen benimsendiği, bu raporda ...'ne %25 kusur verildiği, dosya kapsamında ve ceza yargılamasında alınan tüm bilirkişi raporları incelenmekle kusur bakımından bir çelişki bulunmadığı kanaatine varılarak ve yeniden bilirkişi heyetinden alınacak raporun sonucu değiştirmeyeceği belirtilerek yeniden bilirkişi incelemesine gerek olmadığından bahisle yazılı şekilde karar tesis edilmiş ise de; Mahkemece bozma ilamına uyulduğuna göre önceki bozma ilamı göz önünde bulundurularak yeniden farklı bir uzman bilirkişi kurulundan olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata uygun, soyut ifadelere dayanmayan kusur raporu alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yanlış değerlendirme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

 

O halde, davacı kurum ve davalı ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 13.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 250 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor