YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kısmi çalışmanın tespitinde, kaç saat çalışma yapıldığının net olarak belirlenmesi gerektiği hk.

Karar Özeti

 

Mahkemece yapılacak iş; dosyadaki belge ve beyanlardan davacının çalışmasının kısmi çalışma niteliğinde olduğu anlaşıldığından, kabul edilen dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği araştırılarak, bir günlük çalışma süresinin yedibuçuk saat olmasına göre, haftalık ve aylık çalışma süreleri hesaplanarak çalışmanın kaç iş gününe karşılık geldiği hususu belirlenmeli, sigortalılık süresinin tespitine karar verilmelidir.


Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Karar

 

10. Hukuk Dairesi    2021/1371 E.  ,  2021/6883 K.

 

Mahkemesi :İş Mahkemesi
 

No : 2019/176-2020/391

Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.

 

Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozmasına uyularak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

 

Eldeki davada, mahkemece verilen 20.06.2018 tarihli karar, Dairemizin 27.03.2019 günlü ve 2018/6530 Esas, 2019/2399 Karar sayılı ilamı ile “ davacının eşinin Hacettepe Üniversitesinde 1990 yılından itibaren 4/c statüsünde hasta bakıcı olarak çalıştığı, apartman karar ve işletme defterlerinde davacı ve eşiyle ilgili herhangi bir karar yada ödeme olmadığı, önceki kapıcı ... kıdem tazminatı ve işten ayrılması dışında kapıcılıkla ilgili bir karar olmadığı, yalnızca bir kere havalandırmanın temizlenmesi için davacının eşi ...’e ücret ödenmesinin kararlaştırıldığı, davalı tanıklarının davacının eşi ...’le yapılan anlaşma gereği, haftada bir gün temizlik yapması ve çöpleri toplaması karşılığında, kapıcı dairesinde oturması ile elektrik ve su giderinin karşılanmasının kararlaştırıldığı, davacının kapıcı olarak çalışması bulunmadığı, davacının evlere temizliğe gittiği, eşinin mesai sonrası işleri yaptığını beyan ettikleri, davacı tanıkları ve bozma sonrası lojmanın karşısındaki apartmanda oturan önceki kapıcının davacının kapıcı olarak çalıştığını, serviste yaptığını beyan ettiği, davacının sigortalı tescil kaydı olmadığı, işyerine ait işveren sicil dosyasının mevcut olmadığı, tanık beyanlarının çelişkili olduğu, çelişkinin giderilmediği, dinlenen kamu tanıklarının beyanlarından davacının başka işlerde çalıştığı, genelde evlere temizliğe gittiği, daha ziyade davacının kamu çalışanı olarak görev yapan eşinin mesai sonrası kapıcılık işlerini yaptığı, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; dosyadaki belge ve beyanlardan davacının çalışmasının kısmi çalışma mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, bu hususu göz önüne alarak, araştırmayı genişletmek, tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının çalışma saatlerini ve hizmet süresini belirlemek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/10 maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.

 

Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)

 

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)

 

Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece yapılacak iş; dosyadaki belge ve beyanlardan davacının çalışmasının kısmi çalışma niteliğinde olduğu anlaşıldığından, kabul edilen dönem içinde bir günde kaç saat çalışmış olabileceği araştırılarak, bir günlük çalışma süresinin yedibuçuk saat olmasına göre, haftalık ve aylık çalışma süreleri hesaplanarak çalışmanın kaç iş gününe karşılık geldiği hususu belirlenmeli, sigortalılık süresinin tespitine karar verilmelidir.

 

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

 

O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

 

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 245 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor