Mahkemece, bozma sonrasında, aldırılan bilirkişi raporu ile davacı şirketin sunduğu bordro icmalleri ile davalı Kurumdan temin edilen işveren hesabı müfredat kartları karşılaştırılarak sigorta primine esas kazançlara ilişkin inceleme yapılmış ve miktarların aynı olması nedeniyle rakamlar arasında mutabakatın varlığı kabul edilmiş ise de; bu yöntemde, toplam ücret miktarlarının dikkate alındığı anlaşılmakta olup, sağlıklı bir incelemenin yapıldığı söylenemez. Uyulan bozma ilamı ile oluşan usuli kazanılmış hak çerçevesinde, her bir sigortalıya ödenen ücretlere ilişkin olarak inceleme yapılması gereğinin gözetilmemesi ve sigortalılar hakkında esas alınan prime esas kazanç matrahı içerisinde yol yardımının olup olmadığının ve davalı kurumun bu tutarları prime esas kazanç matrahı içerisinde değerlendirerek prime tabi tuttuğu iddiasına ilişkin olgunun dava dosyasına henüz yansıtılmaması karşısında, öncelikle her bir sigortalı hakkında davalı Kurumun esas aldığı prime esas kazançları gösterir belgelerin celbi ile yol yardımlarına dair yapıldığı belirtilen ödemelerin bu belgelerde açıkça belirtilip belirtilmediği, ayrıca, ödemelerin varlığına ilişkin olarak sigortalı imzalı günlük tediye fişlerinin dosyaya kazandırılması ve bu aşamadan sonra, davalı kurumca yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç içerisine dâhil edildiğine ilişkin iddianın irdelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
10. Hukuk Dairesi 2019/6125 E. , 2021/6942 K.
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yol yardımlarının prime esas kazanca dâhil olmadığının tespiti ile Kurumca haksız olarak tahsil edilen alacağın yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama ile ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne dair karar vermiştir.
Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 18.03.2015 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile “…..mahkemece yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç matrahına dâhil edilmemesi gerektiğine dair yaklaşım isabetli ise de, yol yardımları yapılıp yapılmadığı ile miktarının yöntemince belirlenmesi gereklidir. Bu kapsamda, mahkemece, davacı şirketin dosya arasına sunduğu ve Kurumca doğrulanıp doğrulanmadığı anlaşılmayan bordro icmallerinde yer alan tutarlar esas alınarak kurumdan sorulmaksızın hesap yapılmak suretiyle ödendiği belirtilen yol yardımı başlığı altındaki paralar dikkate alınmış olup, dosya arasındaki belgelerden davalı kurumdan gelen ve yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç içerisinde değerlendirildiğine dair herhangi bir bordro veya belge bulunmaması karşısında, Mahkemece, öncelikle davalı kuruma verildiği esnada bordrolarda hak edilen ücret dışında ayrıca belirtilen yol yardımına dair yardımların varlığı araştırıldıktan sonra, dava konusu dönem içinde, ödenen sigorta primi ve işsizlik sigortası prim tutarları, ait oldukları dönemler ve ödeme tarihleri üzerinden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında dava konusu dönem içinde ödenen yol yardımı tutarları tespit edilmeli ve iadesi gereken tutarın kurum verileri ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmesi…” gereğine işaret edilerek araştırma ve inceleme yapılmak üzere bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Mahkemece, bozma sonrasında, aldırılan bilirkişi raporu ile davacı şirketin sunduğu bordro icmalleri ile davalı Kurumdan temin edilen işveren hesabı müfredat kartları karşılaştırılarak sigorta primine esas kazançlara ilişkin inceleme yapılmış ve miktarların aynı olması nedeniyle rakamlar arasında mutabakatın varlığı kabul edilmiş ise de; bu yöntemde, toplam ücret miktarlarının dikkate alındığı anlaşılmakta olup, sağlıklı bir incelemenin yapıldığı söylenemez. Uyulan bozma ilamı ile oluşan usuli kazanılmış hak çerçevesinde, her bir sigortalıya ödenen ücretlere ilişkin olarak inceleme yapılması gereğinin gözetilmemesi ve sigortalılar hakkında esas alınan prime esas kazanç matrahı içerisinde yol yardımının olup olmadığının ve davalı kurumun bu tutarları prime esas kazanç matrahı içerisinde değerlendirerek prime tabi tuttuğu iddiasına ilişkin olgunun dava dosyasına henüz yansıtılmaması karşısında, öncelikle her bir sigortalı hakkında davalı Kurumun esas aldığı prime esas kazançları gösterir belgelerin celbi ile yol yardımlarına dair yapıldığı belirtilen ödemelerin bu belgelerde açıkça belirtilip belirtilmediği, ayrıca, ödemelerin varlığına ilişkin olarak sigortalı imzalı günlük tediye fişlerinin dosyaya kazandırılması ve bu aşamadan sonra, davalı kurumca yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç içerisine dâhil edildiğine ilişkin iddianın irdelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.05.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.