YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kararın tefhiminden itibaren 8 gün içinde temyiz edilmeyen karar, daha sonra temyiz edilebilir mi?

Karar Özeti

Mahkemece, her ne kadar temyiz başvuru süresinin tefhimden itibaren 8 gün içinde dolduğundan bahisle 10.03.2021 tarihinde yapılan temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle 05.11.2020 tarihli ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın davacı kurum vekiline 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve kararın 10.03.2021 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla, temyiz talebi süresinde olduğundan, Mahkemenin, 05.11.2020 tarihli "davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olmadığından temyiz talebinin reddine" ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.

Karar

10. Hukuk Dairesi 2021/6799 E.  ,  2021/14841 K.

 

Mahkemesi: Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

 

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.

 

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtilen gerekçelerle davalılardan ... hakkında açılmış olan davanın kabulüne, ... yönünden husumet yokluğu sebebi ile reddine, ihbar olunan... Turizm ve Otelcilik Ltd. Şti. hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmaması nedeniyle hakkında hüküm verilemeyeceğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

 

1)Dava dosyası incelendiğinde, kararın davacı kurum vekiline 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, kararın 10.03.2021 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, kararın 05.11.2020 tarihinde davacı kurum vekilinin yüzüne karşı verildiği ve tefhimden itibaren 8 günlük sürenin geçtiği ve temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine dair ek karar verildiği, ek kararın ve kararın süresi içinde temyize getirildiği görülmektedir.

 

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321. maddesinin 2. fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).

 

Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.

 

Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.

 

Davanın tümden kabulü ya da reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.

 

Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Mahkemece, her ne kadar temyiz başvuru süresinin tefhimden itibaren 8 gün içinde dolduğundan bahisle 10.03.2021 tarihinde yapılan temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle 05.11.2020 tarihli ek karar ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın davacı kurum vekiline 15.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği ve kararın 10.03.2021 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla, temyiz talebi süresinde olduğundan, Mahkemenin, 05.11.2020 tarihli "davacı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olmadığından temyiz talebinin reddine" ilişkin ek kararının kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.

 

2-) Hükmün esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

 

Eldeki davada, Mahkemece verilen 19.06.2014 tarihli karar, Dairemizin 2017/5371 E., 2018/1285 K. sayılı ilamı ile özetle “davalılar ile dahili davalı... Turizm Otelcilik Ltd. Şti. ile dava dışı Karakaşlar Yapı San. Tic. A.Ş. arasındaki hukuki ilişki, işverenlik sıfatı ve alt işverenlik üst işverenlik durumları belirlenmek suretiyle davalıların kusurunun belirlenmesi için konuda uzman bilirkişi heyetinden alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar tesisi, hatalıdır. Yeni alınacak kusur raporunda kazanılmış hakların da gözetilmesi..." gereklerine işaret edilerek araştırma yapılmak üzere bozulmuştur.

 

Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)

 

Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).

 

Eldeki davada, Mahkemece verilen ilk kararda davanın kabulüne karar verildiği, kararın yalnızca... Turizm ve Otelcilik Limited Şti. tarafından temyiz edildiği, bu bakımdan ilk kararı temyiz etmeyen ... yönünden hüküm kesinleştiği halde, davacı kurum yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilmeksizin bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde bu defa davalı ... yönünden davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla; Mahkemece yapılması gereken iş, davalı ... yönünden davacı kurum yararına oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek bir karar verilmesinden ibarettir.

 

Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

 

O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 24.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 423 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor