..dolayısıyla tahsil harcı ve peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulü ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
12. Hukuk Dairesi 2021-10940 E. , 2021-11345 K.
Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda beraatine dair İstanbul 17. İcra Ceza Mahkemesinin 10/11/2020 tarihli ve 2019/665 esas, 2020/389 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne, beraat kararın kaldırılmasına ve sanığın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 18. İcra Ceza Mahkemesinin tarihsiz ve 2021/9 değişik iş sayılı kararı aleyhine ... Bakanlığı'nın 25/05/2021 gün ve 94660652-105-34-7732-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/07/2021 gün ve KYB-2021/82952 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 06/06/2018 tarihli ve 2018/3315 esas, 2018/7246 karar sayılı ilamında; "...tebligat gideri, tahsil harcı ve peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmediği, takip öncesi ve sonrası faiz ile ödeme taahhüdünden son taksit tarihine kadar işleyecek faizin taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmediği gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı, bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında usulüne uygun olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediği..." şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği halde, İstanbul 28. İcra Dairesinin 2019/30727 esas sayılı takip dosyasında mevcut 03/09/2019 tarihli ödeme taahhüdünde 138.134,50 Türk lirası toplam borç belirlendikten sonra "6.285,12 TL tahsil harcı (690,67 TL PH dahildir)" şeklinde bir ekleme yapıldığı ancak 6.285,12 Türk lirasının anılan borcun tahsil harcının tamamını oluşturduğu, peşin harcı kapsamadığı, dolayısıyla tahsil harcı ve peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulü ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden İstanbul 18. İcra Ceza Mahkemesinin bila tarihli ve 2021/9 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, bu eylemle ilgili olarak sanık hakkında tazyik hapsi infaz edilmekte ise salıverilmesine; 14/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.