Dava, havale suretiyle yapılan ödemenin iadesi istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacının takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu bir başka deyişle alacaklı olmadığını bilerek takibe geçtiği ispatlanamadığından, mahkemece davacı aleyhine tazminata karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekiyor ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK 438/7 maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2020/5813 E. , 2021/6242 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. ...
VEKİLİ : AV. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.06.2019 tarih ve 2019-268/509 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya borç para gönderdiğini, davalının borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili için yapılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24.11.2009 tarihli ıslah dilekçesiyle alacağının sebebini değiştirerek davalıdan haricen araç alıp davalıya 21.250.- TL ödediğini, ancak davalının aracın devrini gerçekleştirmediğini açıklamıştır.
Davalı vekili, davacı tarafın dava dilekçesinde borcun sebebini borç para gönderilmesi şeklinde ifade ettiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği makbuz ve belgelerin davalıya tebliğ edilmediğini, hiçbir şekilde davacı tarafça müvekkiline borç para gönderilmediğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre,açılan davanın havale suretiyle yapılan ödemenin iadesi istemiyle başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, havale suretiyle yapılan ödemelerin aksi kanıtlanmadığı sürece bir borcun ifası amacıyla yapılmış sayılacağı, davalı tarafın mahkeme beyanında ödemeyi mevcut borcuna karşılık aldığını bildirdiği, davacı tarafın yapılan havalenin davalıya borç ya da satış sebebiyle verildiği iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamadığı ve davacının başlatmış olduğu icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddi ile davacının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla dava değeri olan 21.250,00 TL'nin %20 oranındaki 4.250,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-) Dava, havale suretiyle yapılan ödemenin iadesi istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacının takibi başlatmakta kötü niyetli olduğu bir başka deyişle alacaklı olmadığını bilerek takibe geçtiği ispatlanamadığından, mahkemece davacı aleyhine tazminata karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekiyor ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK 438/7 maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm kısmının kötü niyet tazminatına ilişkin 2. maddesinin hükümden çıkartılarak yerine; "davacının takibe geçmede kötü niyetli olduğu sabit olmadığından aleyhine kötü niyet tazminatı takdir etmeye yer olmadığına" cümlesinin yazılarak hükmün bu şekliyle davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.