Davacı dava dışı ...'dan alacaklı olup, alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibi sırasında borçlunun taşınmazına haciz konulmuş, ilgili İcra Müdürlüğü tarafından İİK 100. maddesi gereğince hacizli gayrimenkul üzerinde hak sahibi olarak yer alan kişilere müzekkere yazılarak alacaklarının devam edip etmediği, etmekte ise miktarı sorulmuştur. Mahcuz gayrimenkul üzerinde ipotek hakkı sahibi görünen davalı banka bu müzekkereye yanıtında dava dışı borçludan alacağının devam ettiğini ve borç miktarını belirtmiş, ayrıca 09.10.2008 tarihli Kemalpaşa Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan ''İpotek Fek Yazısı'' başlıklı belgeyi eklemiştir. Bu belgede aynen ''Şubemizce ...'a kullandırılan kredinin teminatı olarak, İzmir İli Kemalpaşa İlçesi Yenikurudere Köyü 8 pafta - ada 385 parselde kayıtlı maliki bulunan Nihat-Kadri-Sevgiye Bircan tarafından bankamız lehine 1. derecede 70.000.- TL bedelle ipotek edilmiş ve işbu ipotek gayrimenkulün bağlı olduğu sicile 06.10.2006 tarih, 6785 yevmiye sayılı ipotek sözleşmesi ile tescil edilmiştir. Yukarıda söz edilen ipoteğin fekkini arz ve talep ederiz.'' yazmaktadır. Her ne kadar mahkemece ipotek fek yazısının tek başına ibra ya da tek başına borcun ödendiğine dair bir delil olmadığı değerlendirmesi ile hesaplama yapılarak fazla ödenen kısmın davalı bankadan tahsiline karar verilmiş ise de; Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan bu fek yazısı ile ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki yönünde iradesini ortaya koyan davalı bankanın, daha sonra ipotek hakkına dayalı olarak taşınmazın satış bedelinden alacak isteminde bulunması ve alacağını tahsil etmesi mümkün olmayıp, dava dışı borçludan alacağı olması halinde, taşınmaz üzerindeki ipotek hakkı dışında başkaca yollara başvurarak, alacağının tahsilini sağlayabileceği ise tabiidir. Bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04/11/2019 tarih ve 2018/5880 E. – 2019/6744 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün açıklanan gerekçeyle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2020/1593 E. , 2021/6019 K.
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 13.07.2017 gün ve 2015/902 - 2017/902 sayılı kararı onayan Daire'nin 04.11.2019 gün ve 2018/5880 - 2019/6744 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davacının dava dışı ...’dan olan alacağı için takip başlattığını ve adı geçen kişinin taşınmazı üzerine haciz konularak taşınmazın satıldığını, davalı bankanın bu kişiye kullandırdığı kredi nedeniyle aynı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirdi ise de kredinin ödenmiş olması nedeniyle bankanın verdiği yazıya göre ipoteğin fek edildiğini, ancak her nasılsa tapuda ipoteğin fek işleminin yapılmadığını, taşınmazın satışı nedeniyle ipotek alacaklısı olduğu gerekçesiyle satış bedelinin 35.565,00 TL’lik kısmının davalıya ödendiğini, oysa davalının ipotekle teminat altına alınan bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek, davalının haksız olarak tahsil ettiği 35.565,00 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalının dava dışı Kadri’den kredi alacağının bulunduğunu ve bu alacağın tahsili için icra dosyasından ipotek hakkı kapsamında tahsilat yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 5219 sayılı Kanun ile değişik 440/III-1'inci maddesi uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren karar düzeltme sınırı 19.721,07 TL’ye yükseltilmiştir.
Davacı yan, 35.565,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile 327,70 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine karar, Dairemizin 04/11/2019 tarih ve 2018/5880 E. – 2019/6744 K. sayılı ilamı ile onanmıştır. Bu ilama karşı davalı banka vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de mahkemece kabul edilen miktar (327,70 TL) yukarıda anılan Kanun hükmü uyarınca karar düzeltme sınırının altında kaldığından davalı banka vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2) Dava, dava dışı borçluya ait taşınmaz üzerinde ipotekle teminat altına alınmış bir alacağı olmayan davalı bankanın, hukuka aykırı olarak taşınmazın satışı sonucu elde edilen paradan usulsüz tahsilat yaptığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı dava dışı ...'dan alacaklı olup, alacağının tahsili amacıyla başlattığı icra takibi sırasında borçlunun taşınmazına haciz konulmuş, ilgili İcra Müdürlüğü tarafından İİK 100. maddesi gereğince hacizli gayrimenkul üzerinde hak sahibi olarak yer alan kişilere müzekkere yazılarak alacaklarının devam edip etmediği, etmekte ise miktarı sorulmuştur. Mahcuz gayrimenkul üzerinde ipotek hakkı sahibi görünen davalı banka bu müzekkereye yanıtında dava dışı borçludan alacağının devam ettiğini ve borç miktarını belirtmiş, ayrıca 09.10.2008 tarihli Kemalpaşa Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan ''İpotek Fek Yazısı'' başlıklı belgeyi eklemiştir. Bu belgede aynen ''Şubemizce ...'a kullandırılan kredinin teminatı olarak, İzmir İli Kemalpaşa İlçesi Yenikurudere Köyü 8 pafta - ada 385 parselde kayıtlı maliki bulunan Nihat-Kadri-Sevgiye Bircan tarafından bankamız lehine 1. derecede 70.000.- TL bedelle ipotek edilmiş ve işbu ipotek gayrimenkulün bağlı olduğu sicile 06.10.2006 tarih, 6785 yevmiye sayılı ipotek sözleşmesi ile tescil edilmiştir. Yukarıda söz edilen ipoteğin fekkini arz ve talep ederiz.'' yazmaktadır. Her ne kadar mahkemece ipotek fek yazısının tek başına ibra ya da tek başına borcun ödendiğine dair bir delil olmadığı değerlendirmesi ile hesaplama yapılarak fazla ödenen kısmın davalı bankadan tahsiline karar verilmiş ise de; Tapu Sicil Müdürlüğü'ne hitaben yazılan bu fek yazısı ile ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki yönünde iradesini ortaya koyan davalı bankanın, daha sonra ipotek hakkına dayalı olarak taşınmazın satış bedelinden alacak isteminde bulunması ve alacağını tahsil etmesi mümkün olmayıp, dava dışı borçludan alacağı olması halinde, taşınmaz üzerindeki ipotek hakkı dışında başkaca yollara başvurarak, alacağının tahsilini sağlayabileceği ise tabiidir. Bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04/11/2019 tarih ve 2018/5880 E. – 2019/6744 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün açıklanan gerekçeyle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04/11/2019 tarih ve 2018/5880 E. – 2019/6744 K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, hükmün açıklanan gerekçeyle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme harcının isteği halinde karar düzeltme isteyen davalı bankaya iadesine, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 14/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.